17 Temmuz 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

17 Temmuz 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

17 Temmuz 1932 yenirmi Bakar kör! N - Manzum komedi - (Banyo mevsimi geldi. Tenha sahillerde denize girmek ihtiyatsızlığında N.R.J Atina mektupları Siyasi fırkalar arasında münakaşa hafifledi Münevver . . . . . . » Karısı o Zendost âmâ . Hin oğlu hin ; E , a 5 v Gi Eşhas Teksin pi emi, sele. “ Bir tüocar Birinci sahne ni Tahsin - Münevver n © ITahsin bey, Izmirdeki ortağından acele bir davet telgrafı — mıştır, On gün müddetle, karısını Adada yalnız bırakıp, dl v lecektir. Vedalaşırlar : ) Tahsin gün bırakacağım seni yalnız, Münevver, Uslu duracağına ilk önce bana söz ver: Sen Adaya gelince, deliye benziyorsun, madan, dinlenmeden çamlarda geziyorsun | nan; çocukluk etme! Aklını başa takın, İyice ısınmadı, denize girme sakın, ( Gülerek :1 nkü daha düşmedi, suya karpuz kabuğu... Nünevver hsin | Böyle söylenme, sevmem abuk sabuğu, ten biliyorsun ki ne şapkam, ne mayom var, nyo yapmıyacağım sen gelinciye kadar!... ( Karı koca vedalaşır, Tahsin gider. | Ikinci sahne Zendost âmâ - Münevver (Tahsin gideli üç gün olmuştur. Münevver, bir sabah tar çam korularında tek başına gezmeğe çıkar. Heybe- tenha ve yeşil hayabanlarında, yolu bir sahile düşer. gın bir temmuz güneşi suları ısıtmış, Marmaranın de bir buhar tabakası titremektedir. Kuşların bile madığı bu 1ssız koyda denize girmek ihtiyacile önce i, sonra ayaklarını sokar, ve nihayet bir ande soyunup, itân vücudunu soyun koynuna birakır.J NN Kendi kendine: Sular vücudumu ne güzel kucaklıyor, imse kapmasın, diye, hem koynunda saklıyor!.. Münevver yarım saat yüzer. Lâkin gözleri ansızın sahilde çamın altında oturan bir adama ilişir. Gözlerinde siyah ük ve elinde bir değnek olan bu adam bir âmâ hissini ermektedir. Münevver, şüphesini izale için adama seslenir:) Münevver içücük bir ricam var, baksanız a, efendi: hil fazla çakıllı, takatım da tükendi, kayalıkta duran esvabımı veririz! : âmâ . Amma, ilkönnce bana yol gösteriniz: dım; sağıma mı, soluma mı sapayım, olay kolay bulamam: Âmayım, ne yapayım!.. ma ayağa kalkar. Değneginin iziyle yürümeğe çalışır. 'akat ayağına bir taş takılır. Yere yuvarlanır.) i Münevver mizi Sağa yürüyünl.. Biraz geriye gidin, e şimdi o çamın altında oturunuz, lendi esvaplarımı ben alırım.. Durunuz!.. mananın A Son günler zarfında rotesto makamında işini bırakmıştır. “bir kısmını göstermektedir. bulunan kadınlar bu yazıyı okusunlar!.... (Münever çıplak, sudan çıkar. Âmanın karşısında giyinir.) Münevver Bana gücenmeyiniz eziyet ettim sizel âmâ Ziyanı yok.. Dünyada bayılırım denize, Gözlerim görüyorken, ben de banyo yapardım; Fakat şimdi hiç kimse bana etmiyor yardım, Bu en büyük zevkimden ben mahrum kalıyorum, Yalnız maziyi anıp, hülyaya dalıyorum!.. (Âma ile münevver ahbap olurlar. Adamcağız ona gözle lerinin nasıl kör olduğunu anlatır. Dertleşirler.) Üçüncü sahne Münevver - Tahsin (Tahsin on gün sonra lzmirden avdet etmiştir. Münevverle konuşur.) Tahsin Tamam on gün değildim ben seninle beraber, Adada sıkıldın mı, eğlendin mi Münevver?.. Münevver On gün denize girdim, işte sözün doğrusu, Darılma, üşümedim.. Çünkü pek sıcaktı sul Bir âmayla tanıştım, hayatını anlattı; Kalbimin üzerine bir zehirli ok attı: Eskiden görüyormuş, bir kaza olmuş fakat, Henüz otuz yaşında olmuş gözleri sakat!.. Dördüncü sahne Amâ - Tahsin (ki gün sonra Münevver Istanbula gitmiştir. Evde yalnız canı sıkılan Tahsin korularda gezer. Yolu tesdüfen Münevverin denize girdiği sahile düşer. Genç âma gene oradadır. Tahsin kibrit istemek bahanesile ahpap olur. Konuşurlar:) Tahsin (Sözüne devam ederek:| Artık hiç mi görmüyor dünyayı gözleriniz, Ep feci şey âmalık.. Betbaht adamsınız sizl Âmâ (Bir kahkaha atar) Arkadaşl.. Beni dinle, sana var bir çift sözüm: Ben kör falan değilim: Pek mükemmeldir gözüm! Bu işi tuzak yaptım zevk için - gençlik bu ya - Kadınlar, âma diye, önümde girer suya, Onlara: “Benim gözüm görmez, âmayım..,, derim, Karşımda soyunurlar, mükemmel zevkederim! Tamam on gün buraya bir kadın geldi hele, Görsen hayret edersin sen de o ince belel Uzun uzun konuştuk, ismi de Münevvermiş, Kocası Izmirdeymiş, denizi çok severmiş! Baştan aşağı kadar, ne beyaz teni vardı, Hattâ sol bacağında bir tane beni vardıl... Necdet iştü ombayda grevler ve yeni hadiseler standa, Bombay şehrinde yeniden kanlı müsademeler vukubulmağa şlamıştır. Hemen her gece bir hadise çıkarak bir kaç kişi ölüyor ve beş on kişi de yaralanıyor. Bu , müsademelere rağmen ve müslümanlarla hindular arasındaki düşmanlığa rağmen ingiliz eşyasına boykot levam ediyor. Ecnebi sermayedarların fabrikalarındaki amele de çalışmamaktadır. Bir çok amele de Bu sebeple Bombay civarındaki farikalar muattal bir halde “duruyor. Buralarda çalışan yüz binlerce amele açıktadır. Resmimiz Bombay civarındaki fabrikalardan Şiddetli sıcakların tesiri Türkiyenin Cemiyeti Akvama girmesi Atinanın meşhur plajı Faler Atina, 11 (Hususi muhabiri- mizden) — M. Venizelosun te- davi için Avrupaya hareketinden sonra siyasi fırkalar arasındaki şiddetli münakaşalar biraz du- rur gibi oldu. Vakıa muhalif gazeteler, OM. Venizelos | ile fırkasına Ove kabineye karşı hücumlarına devam ediyorlar. Fakat bu hücumlarda evvelki şid- det ve eski kuvvet (yoktur. Yalnız siyaset muhitinde başlıyan bu durgunluğu, Selânikteki üüncü kolordu o kumandanı ceneral Kladosun bir kaç gün evvel neşrettiği bir beyanname, biraz bozar gibi oldu. Yunan ceneralı bu beyanname- sinde siyasi fırkaları, kanunu esa- siyi ve milletin hakiki menafiini ihlâl etmekle itham ediyordu. Bu beyanname, bütün muhalif fırkalar rüesasının şiddetli itiraz- larını davet etti ve hükümeti de siyasetle ouğraşan bu ceneral hakkında, tahkikat icrasına sev- ketti. Tahkikatın ne netice alacağı belli değildir. Fakat muhalif gaze- telere inanmak lâzım İgelirse, hükümet bu siyasetçi ceneralı vazifesine (Otecavüz ( ettiğinden dolayı, tekdir ve tevbih etmekle iktifa edecekmiş. im Geçen hafta Eğriboz adası açıklarında, yaz manevraları yapan Yunan donanmasında, bir kaza olmuş, Panter torpito mubhribi, seyyar ohedef üzerine atarken ön taraftaki büyük topa konulan on santimlik gülle ateş almıya- rak geriye tepmiş ve gülle tam topun arkasında nişancı nefere çarparak onu bir et ve kan kül- çesi haline ifrağ ettikten sonra müthiş bir taraka ile infilâk ede- rek dört neferide vahim surette yaralamıştır. Panter torpido mubhribinin ön tarafı, infilâktan hurdehaş olmuş, zabitan ve mürettebat diğer gül- lelerinin infilâk etmesinden kor- karak, tahlisiye sandallarını denize indirmişler ise de yeni bir infilâk vuku bulmamış ve yaralılar, âcilen Pire bahriye hastanesine nakledil- miştir. Mecruh neferler, ölümden kurtulsalar bile, ebediyen kör ve alil kalmağa mahkümdurlar. * Bir ln pe burada ve bütün (Yunanistanda, şiddetli sıcaklar hüküm sürüyor. Hararet, gölgede 37 derecedir. Sıcağın en çok şiddetli bulunduğu öğle za- manlarında Atina, ölü bir şehir manzarası arzediyor. (o Beledi- yenin emrile kahvehaneler müs- tesna olmak üzere bütün dük- kânlar, iki saat tatil edilir ve herkes evine çekilerek istirahat eder. Bu sıcak günlerde Atinanın en kalabalık (o yerleri (o Glifada ve Faliron deniz banyo (yerleridir. Bu sicak günlerde bu Pplâj yerleri, binlerce insan ile do- luyor ve bu izdiham gece yarı- larına kadar devam ediyor. Zen- gin olsun, orta halli ve fakir olsun biç bir fert yoktur ki kese- nin kudretine göre buplâj yer- lerinden birine kapağı atmasın. Memlekette hüküm süren ik- tisadi buhran, zengin tabakayı her sene âdet olduğu gibi, Av- rupa plâjlarına ve sayfiyelerine gitmekten (o menettiği o cihetle, Yunanistanın yazlık tenezzüh ve sayfiye mahalleri bu sene diğer seneler ile kıyas kabul etmeyecek derecede rağbet görüyorlar. Bu eglence ve sayfiye yerlerinde, belediyenin şiddetli mürakabesi sayesinde fiatlerin mutedil olması ve ihtikâra meydan verilmemesi, halkın bu rağbetini daha ziyade kuvvetlendiriyor. * Türkiyanın Gemieii Akvama girmesi, burada büyük ehem- miyeti haiz siyasi bir hadise olarak telâkki edilmektedir. Kraliyet taraftarı Proia gazetesi, bu meseleye dair yazdığı bir makalede bunun ehemmiyetinden bahsederek diyor ki: “ Türkiye , vuku bulan resmi davet üzerine bugünlerde Cemi- yeti akvama girecektir. Türki- yenin (oCemiyeti akvama gir- meğe davet edilmesini en çok müdafaa edenlerden biri de yunan hariciye nazırı idi. Bu yeni iltihak, Cemiyeti akvamın pek âşikâr bir noksanını tamamlıyacaktır. Zira Türkiye gerek şarki Avrupada ve gerek garbi Asyada pek mü- him bir âmildir ve Avrupa ile merkezi Asya milletleri arasında iltisak ve irtibatı temin ediyor. Bundan başka Türkiyenin pek durendiş pek dirayetli ve fevkal- âde sulhperver siyaseti, en belli başlı gayesi ve hedefi cihan sul- hünün tarsininden ibaret olan bu beynelmilel teşekkül için Tür- kiyenin kıymet ve ehemmiyetini daha ziyade yükseltecektir.,, “xw Arjantin ve Urugvay Vaşington 16 (A.A.) — Arjan- ile Urugvay arasındaki diplomasi münasebetlerin son inkıtama rağ- men Urugvay mebusan meclisi, eski hükümet tarafından ittihaz ve âyan meclisi tarafından kabul edilmiş olan ve Montevideoda Arjantin cumhuriyeti şerefine bir abide dikilmesine müteallik bulu- nan lâyihayı kabul etmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: