25 Ağustos 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

25 Ağustos 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Ağustos 1293 Akşam Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA Neş'e günah mıdır? Ahbaplardan bir zat, seyahatten > avdet ediyordu. Karşılamak üzere gittik. Bittabi, çoluğu (çocuğu, aile reislerine kavuşacağı için memnun, keyif içinde... Cıvıl cılıl konuşuyorlar. Gülüşüp oyna- şıyorlar... Tramvaya bindik. On- lar önde oturdular. Ben ancak, arkada yer bulabildim. Yanımda bir ibtiyar: — Aman yarabbi! Aman yarabil Tsk! Tskl Tsk!... Diye takbih etti - ne ar kaldı ne haya... Bir kocakarı da: — Boynunuz devrilsin, emi?... -diye beddua etti.- Kıyamet alâmetleri... Haydi bunlar neyse... Bizim eski terbiyede neşe günah gibidir. Hayatiyet gösterir, güler, sevinir, konuşur, oynaşırsan, - bu coşkunluğun -gençliğe veril- mez- “ne şıllık, ne hoppa!, diye derecen döşürülür, Bıyığı terleme- miş delikanlılardan, gelin girmemiş tazelerden, bir mezar (bekçisi somurtkanlığı beklenir... Şarkın bu suratı asık terbiye- sile büyümüş olan o hacı baba kılıklı ibtiyarla, bu çenesi düşük koca karı neşeli aileye meserretini çok gördü... Haydi bu, kabili izahtır : Terbiye meselesi... Fakat arkamdaki sırada oturan biri genç, öbürü orta yaşlı iki insanın şu suretle konuştuklarına kulak misafiri olunca hayretimden dona kaldım. — Vallahi birader... (o Sokak ortalarında kah kah kah, kih kih kih gülüp konuşan insanların haline hem şaşıyorum, hem de böylelerini ayıplıyorum. Avrupası, Amerikası bütün âlem bubran- dan kavrum kavrum kavruluyor... Bir taraftan o, bir taraftan bu... ahaliye nisbet verir gibi, takıp takıştırıp, (o sürüp sürüştürüp yollarda onümayiş yapar gibi gülmek, eğlenmek olur mu?.. Hem ayip, hem günah, hem saygısızlık.. Kırk yılda bir benim sevindiğim bir hadise bile olsa, neşemi kendime saklıyor, herkesi kendime hiddetlendirtmemek için gülümsemenin önünü alıyorum... Tramvaydan indik. Rıhtıma yaklaştığımız esnada. etrafıma baktım. Genç, ihtiyar, bir çok kimseler daha, bu gülüp oynaşan (fakat, buna rağmen, haysiyeti muhil hiç birşey yapmayan) çoluk çocuk cemaatine ters ters bakıyor. Bu umumi tezyif ve istihfaftan kendimi olsun sıyırmak için, gayri ibtiyari somurttum ve kafileden geri kaldım. Dünyanın her yerinde, en mak- bul olan şey, fransızların “yaşa- mak zevki, dedikleri sevinç ve memnuniyettir. Hattâ, buhran zamanında, harp zamanında, sefa- let zamanında bile, garplılar, kahkahali, kehkeheli, neşeli insan- lardan hoşlanır. Bizde, “yaşamak zevki, meden ötedenberi tezyif edilir ve neşeli adama hor bakı- lır?... Anlıyan beri gelsin... Neşe günah mıdır? (Vâ- Nü) Tefeciler Bir kaç kişi adliyeye tevdi ediliyor Ticaret müdiriyeti, ikraz ve istikraz müesseselerinin vaziyetini tetkike devam ediyor. Bu hususta, müdiriyete birçok maaş ashabı tarafından şikâyetler gelmektedir. Bu münasebetle ticaret müdü- riyeti tarafından tescil edilmeyen bazı kimselerin de, ikraz ve istik- raz muamelâtı yaptığı anlaşıl mıştır. Şikâyet edilen tefeciler arasında kadınlar da vardır. Bunlardan bir kadın, altı maaş sahibinin maaş cüzdanını aylarca elinde sakla- maktadır. Aldıkları faiz miktarı da ağırdır. Dün bu tefecilerden üç kişi ya- kalanmıştır. Bunlardan biri, Be- yazıtta, biri Beşiktaşta, diğeri de Üsküdarda bulunmaktadır. Ticaret müdiriyeti, bunlar hak- kındaki evrakı, mahkemeye tevdi edilmek üzere vilâyete vermiştir. Ikraz ve istikraz müesseseleri mürakıbı Nahit Tahsin bey, bir muharririmize verdiği izahatta, bu gibi müesseselerden şikâyet olanların, ticaret (o müdüriyetine müracaat etmesini söylemektedir. kendisine şikâyet edilen müesse- seler hakkında tahkikat yapıla- caktır. Heroin Kaçakçısı Zabıtanın elinden kaçmak isterken yakalandı Zabıta sabıkalı bir heroin ka- çakçısrı cürmü meşhut halinde yakalamıştır. Ahmet isminde olan bu adam bundan bir müddet evvel hırsız- lıktan mahküm olmuş ve gene bu cürümden dolayı 10 ay müddetle emniyeti umumiye nazareti altına alınmasına karar verilmişti. Ahmet evvelki gün Üsküdarde Bülbül deresi civarından geçerken karşıdan bir kaç polis görmüş ve kaçmaya başlamıştır. Ahmedin bu şekilde kaçısı polisi büsbütün üüphelendirmiş ve ken- disi yakalanmıştır. Üzeri aranınca koynundan 34 paket eroin çıkmıştır. Eroinler muntazam paketler halinde sarıl mıştır. AAhmedin bunları ötede- beride satmakta olduğu anlaşıl- mıştır. Eroinlerin nereden alındığı ve nerelere satılmakta olduğu ehemmiyetle tahkik ediliyor. Ahmedin daha başka arkadaş- ları da olduğu anlaşılmaktadır. Taze meyva nakliyatı Şark demiryolları, taze meyva ihracatını artırmak omaksadile, Bulgaristan ve Yugoslavya, şimen- difer idarelerile de anlaşmıştır. Bu şimendifer idareleri, taze meyva nakliyatı tarifelerinde ten- zilât yapmağı kabul etmişlerdir. ŞEHİR HABERLERİ Polis kadrosu Noksan tartmış! Memurları görünce küfeyi bırakıp kaçtı Evvelki akşam Pangaltıda garip bir vaka olmuştur: Pangaltıda Hamam caddesinde üzüm, kavun ve karpuz satan bir çok seyyar saticılar vardır. Evvelki akşam bir adam bu satıcılardan birinden bir kaç okk” üzüm almıştır. Adam, üzümü alıp ayrıldıktan sonra satıcının tera- zisinden şüphlenmiş, üzümü başka bir dükkâna götürüp yeniden tarttırmıştır. Bu defa üzümün çok noksan olduğunu görünce tekrar satıcıya gidip hadiseyi anlatmıştır. Fakat satıcı bunu reddederek üzümün tamam olduğunda ısrarla adamı kovmuştur. Adamcağız bu defa belediye zabıta memuruna müracaat etmiştir. Üzümcü, memurla müşterisinin kendilerine doğru gelmekte olduk- larını görünce üzüm küfesini ve terazisini obırakıp olanca hizile kaçmağa başlamıştır. Başka memurlar ve bekçiler de işe karışmışlar ve sokak aralarında bir müddet üzümcüyü takip etmiş- lerse de yakalamak kabil olama- mıştır. Bir aralık üzümcüyü kor- kutup durdurmak için havaya bir kaç el silâh atılmışsa da üzümcü aldırış etmemiş ve kaçıp ortadan kaybolmuştur. Firari üzümcü aran- maktadır. Zirai kredi kooperatifleri Istanbul vilâyetinin (muhtelif köy ve kasabalarında zirai hredi kooperatifleri (teşkil (o edilmekte olduğunu yazmıştık. Ziraat bankası tarafından teş- kilâta memur edilen zirai ikrazat şefi Hilmi bey Çatalca ve Silivriye giderek Celâliye ve Selimpaşa köylerinde birer kooperatif tesis etmiş ve Silivri kazası merkezin- de de teşkilâta başlamıştır. AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş 6GAYLIK 750 >» 1450 » 3 AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 1509 »> — mey” Abono ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır. Rebiülâlır 22 — Ruzuhızır: 112 5. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatar E. 8,36 10,23 5,22 9,7 2 1,38 Va. 3,30 5,19 12,16 16,1 18,55 20,35 —— —— —————— — Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk oskağı 13 No. Yeniden bazı dl değişiklikler yapılacak Eylülde yeni polis kanununun tatbikatına başlanacağından emni- yet memurları arasında bazı de- gişiklik yapılmıştı. Haber verildi- ğine göre İstanbul ve Anadolu polis memurları arasında yeniden bazı değişiklik yapılacaktır. Elyevm Istanbul polis müdiri- yeti merkez kadrosunda bulunan memurlarla diğer merkez memur- ları idaresinde mevcut memurların kısmı âzamı yekdiğerlerile değiş- tirileceklerdir. Bundan başka gene Istanbul zabıta kadrosile Ankara, Izmir ve Edirne polis kadroları arasında da değişiklikler yapılacak, bura- dan bir kısım memurlar Ankara, Izmir ve Edirne kadrolarına nak- ledilecekler, yerlerine oralardan memurlar (getirilerek (kadrolar ikmal edilecektir. Mülkiye müfettişleri Mülkiye müfettişlerinden Sabri, Süheyp beyler, Trabzon teftiş mıntakası emrine verilmişlerdir. Sabri bey bir iki güne kadar Trabzona hareket edecektir. Istanbul teftiş (o mıntakasında bulunan mülkiye müfettişi Sezai bey de Antalya teftiş mıntakasına gidecektir. Şehit polisler Komiser Şakir ve polis Ismail Hakkı beyler için abide Bir kaç ay evvel Bahçekapıda Yülyos Lublik isminde bir serseri tarafından şehit edilen serkomiser Şakir ve vize memuru İsmail Hakkı beyler için bir abide yapıl- ması kararlaştırılmıştı. Abide şe- hitlikte yapılacaktır. Bunun için Istanbul zabıta (kadrosunda mev- cut bilumum memurlardan ayda 10 kuruş kesilmiye başlanmıştır. Bir çok memurlar şehit arka- daşları namına yapılacak abide için kendiliklerinden daha fazla teberrüde bulunmaktadırlar. Ayda 10 kuruş katiyatın taşra polis memurlarına da teşmil edil- mesi kuvvetle muhtemeldir. Top- lanacak para ile yapılacak âbide muhteşem bir şey olacaktı. Kadına sarkıntılık eden biri tutuldu Zabıta Cevat isminde birini tevkif etmiştir. Cevat Sarıyerde bir kadına zorla sarkıntılık yap- makla maznunudur. Kadının oOmüracaatı (o üzerine zabıta Cevadı yakalıyarak adliyeye teslim etmiş, 2 inci istintak dairesi tarafından tevkif kararı verilmiştir. Yusuf Ziya bey — yoktur Amca Bey... yiz Başka çare ... Istanbulluların rahat ve şikâyetsiz yaşıyabilmeleri için... Amca Beye göre... ... Belediyemiz (Havası malik bulunmalı! hamse) ye ... Ve illâ felâ... A. B. — Bir çare daha vardırl, Meyva meselesi Doktorlar tekrar ediyorlar: — Meyva yiyiniz; yemeli... Gazetelerde okuyoruz: Avru- pada çiy meyva yiyenler bir ce- her fırsatta bize bol meyva miyet teşkil (etmişler. Bunlar insanların sıhhatsızlığına sebep olarak pişmiş yemek yemelerini ileri sürüyorlarmış.. Çiy meyva yiyenler mutfak yemekleri ile mücadele edeceklermiş.. Gene işidiyoruz. Avrupada pek çok aileler haftanın bir gününü yalnız meyva yiyerek (geçiriyorlarmiş. Yani sözün kısası meyvanın en iyi gıda olduğunu yer yüzünde tasdik etmeyen yok gibi. Fakat gelgelelim bize... Bizim memlekette ötedenberi meyvaya karşı ummi bir rağbetsizlik vardır. Her nedense soframızda meyva bir türlü kendisine yer ayırta- mamıştır. Evvelden meyvaya karşı bu umumi rağbetsizliğin sebebini kendi kendime düşünür: — Belki pahalı da onun için kimse yanına yaklaşamıyor!.. der- dim. Faket bakdım bu sene Istan- bulda şeftalinin okkası beş kuruş, armut on kuruş, karpuz yüz para.. meyvehoşta üzümün okkası yedi buçuk Okuruşmuş... Bursada en güzel, en iyri, en sulu Bursa şeftalilerinin ookkası 20 paraya satılıyormuş.., Gerek Bursada ve gerek Istanbulda, gerek bir mey- va memleketi olan Amasyada meyvalar oldukları yerde çürüyor. ve kimse yüzüne bakmıyormuş... Geçenlerde elime Denizli vilâye- tinde meyvacılığa dair bir rapor elime geçti. Bu raporda da aynı şikâyet.. Denizlide senede 8 mik yon kilo meyva çıkıyor ve bunun pek azı - gönderilen şehirlerde - sarf olunuyormuş... * Tuhaf bir vaziyet.. Memleketi bir çok tarafları bol meyvalı birer bahçeye benzediği halde kimsenin meyvaya el sürdüğü yok.. Tatlı makamına soframıza ancak kar- puz, kavun ve üzüm çıkabiliyor. Şeftaliler, armutlar, elmalar, erik- ler olduklar yerde bekliyedursun- lar.. Tatlı yiyen aileler de şeftali armut, elma ve saire yerine daha ziyade şekerli ve pişmiş tatlıları tercih ediyorlar.. Bir tarafta meyvalarımız çürür- ken öbür tarafta şekere bunca para veriyoruz. İkide birde caba olarak da telâşa düşüyoruz. Şeker fiatlerini yükselten bu esrarengiz el kim?.. Halbuki her memlekette fazla istihsal edilen şeyler o memle- kette fevkalâde sevilir. Işte Irlan- da patates memleketidir. Irlanda- blar patatese bayılırlar. Almanyada bol lahna yetişir, ve almanların en sevdiği yemek lâhnadır.. Ve saire... Meyvayı bol yiyelim. Bu suretle hem sıhhatimizi koruyacağız, hem meyvacılarımızı fena vaziyetten kurtaracağız. Adeta şeftali yiyerek milli bir iş yapmış olacağız... Vatandaşlar hep birden meyvaya sarılalım.. Arş şeftalilerel. Arş armutlara!. Arş incirlerel. Arş elmalaral. Arş kayısılaral, Hikmet Feridun — Nasıl çare?... A. B. — İstanbulluların hamse) sini iptal etmelil (Havasi

Bu sayıdan diğer sayfalar: