26 Ağustos 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

26 Ağustos 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* #Azıli bir adam Sahife 5 GÜNÜN HABERLERİ Bursa Halkevi Kınalıadada garip | Şubeler birer program bir vaka Bulduğu köpeği satmağa giderken neler oldu? Kınalıadada garip bir vaka olmuşur. Deli Takfur isminde yersiz yurtsuz takımından bir adam Beyoğlu caddesinde cins bir ev köpeği bulmuş ve hayvanın boğazıma bir ip bağlayıp köprüye getirmiştir. Takfur köpeği münasip bir yerde satmayı kararlaştırmış ve bunun için Adaları muafık bula- rak bir bilet alıp köpekle bera- ber vapura binmiştir. Takfur, köpeğile birlikte Kma- hada iskelesine çıkmış, kapıdan geçerken iskele memuru kendi- sinden köpek için de bilet iste- miştir. Bu bilet yüzünden memurla 'Takfur arasında kavga çıkmıştır. Iri, güçlü kuvvetli bir adam olan Oo Takfur bu tokattan fevkalâde hiddetlenerek iskele memuruna bir yumruk vurup yere yuvarlamıştır. Biletçinin ağzı gözü kan içinde yuvarlandığını görün- ce Takfur okaçmak istemişse de bu sırada diğer bir kaç me- murla ahaliden bazıları kendisini yakalamak istemişlerdir. Takfur bunlara da ayni şekilde birer tokat vurup hepsini kan içinde yere yuvarlamıştır. Gürültüye polisler yetişmişler- dir. Takfur bu defa kurtuluş imkânı olmadığını anlayınca ken- disini denize atıp yüzerek kaçmağa başlamıştır. Polisler kendisine teslim olma- sını söylemişlerse de Takfur din- lememiş ve: — Siz hepiniz oradan çekiliniz, ben kendim karakola gidip teslim olacağım.. cevabını vermiş ve fil- hakika bir müddet sonra karakola gidip teslim olmuştur. Bu azılı adam evrakile birlikte adliyeye teslim edilmiştir. Takfur tevkifhaneye gönderilmiş, evrakı ağır ceza mahkemesine verilmiştir. Balıkçılar Balıkçı gemisinden şikâyet ediyorlar Rumeli bhisarındaki balıkçılar, balıkçıhk enstitüsü (hakkında, balıkçılar cemiyetine bir mazbata | göndermişlerdir. Balıkcılar, diyorlar ki: — Ötendenberi, Balta limanı, Rumelihisarı balıkçılarının, balık- çılık ettiği yerdi. Balıkçılar burada voli çevirirler, Bu suretle ekmek- lerini kazanırlardı. Fakat balık- çılık gemisinin bu voli mahallinde demir atması bu işe mani olmak- tadır. Balıkçılar cemiyeti, bu maz- batayı tetkik etmektedir. Afyon ticareti Kooperatifin nizamnamesi hazırlanıyor Iktisat vekâletinin afyon ticareti inhisarını, afyon müstahsilleri kooperatifine verdiğinden evvelce bahsetmiştik, bu hususta çıkan kanun mucibince, Afyon müstah- silleri (kooperatifi (önümüzdeki mayıstan itibaren faaliyete geçe“ cektir. Ticaret borsası umumi kâtibi Nizameddin Âli bey, afyon koo- peratifi nizamname projesini bazır- Jamaktadır. Bundan başka Niza- meddin Âli bey, afyon kooperatifi teşkilâtı ve istihsal merkezleri hakkında da tetkikat yapmak- tadır. hazırlıyor Bursa 25 (Hususi)— Halkevinde her şubeye mensup âzanın ayda iki gece muntazaman toplanması kararlaştırıldı. Şubeler ilk içtima- larını yaptılar. Evvelâ tarih, dil, edebiyat şubesi bir toplantı yaptı. Bu içtimada çalışma yolunu aydın- latacak bir program hazırlığına başlandı. Tarih şubesi çok kazançlı bir faaliyete (teşebbüs etmiş, Bursa için esaslı bir tarih (meydana getirmek üzere eski evkaf kayit- lerinin tetkikine karar vermiştir. Osmanlılar (o zamanında paytaht olduğu müddetçe vukuatı zapte- dilen Bursanın devlet merkezi Istanbula geçtikten sonraki zamana ait bir çok hadisatı lâyikile tesbit olunmamıştır. İşte tarih şubesi bu metruk ve mühmel zamanlara dair toplamak istediği malümatı evkaf kayıtla- rından bulup çıkarmak arzusun- dadır. Bunun için Ankaradan hu- susi müsaade alınmıştır. Bu faa- liyetlerin neticesinden mühim se- mwereler bekleniypr. Köycülük şubesi de 'umumi içtimamı yapmış, ilk temasın Aksu köyünde olmasına karar vermiştir. Bu temasta köylü ile hasbehaller yapılacak, şenlikler tertip edilecektir. En mühim faaliyet ve karar spor sübesinde görülüyor. Şübe, Bursada mevcut beş spor klübü- nun aciz ve noksan varlıklarına bir nihayet vermek ve klüplerden yepyeni bir spor bünyesi yapmak için, haber aldığıma göre, klüpleri tevhide teşebbüs edecektir. Önü- müzdeki içtimada bu meselenin halledileceği muhakkaktır. Su geçmez çorap! # Bir ingiliz fabrikası su geçmez ipekli çoraplar imal etmiştir. Bun- lar yağmurlu havalarda çok işe yarıyacaktır. Resmimizde su geçmez çoraplarla yapılan bir tecrübe görülüyor. Tayyare seferleri Norveçli tayyareciler mucize kabilinden ölümden kurtuldular New-York 25 (A.A.) — Nor- veçli tayyareciler dün denize düş- tükleri sırada bir mucize olarak ölümden kurtulmuşlardır. Tayyareciler, şiddetli bir yağ- murdan kurtulmak için 5000 kadem irtifaa yükseldikleri zaman müthiş bir kar fırtınası ile kar- şılanmışlar ve tayyarenin motörü müşkilât göstermeğe başladıktan sonra baş aşağı düşerek Harbo- urgrace'dan 60 mil mesafede Placentia Bay'in sularına gömül- müştür. Balıkçılar tayyarecileri kurtar- mışlardır. Almanyada Faşistler - Merkez fırkası Cereyan eden müzakerede itilâf olacak mı? Stuttgart 25 (A.A.) —Nazis'lerle Merkez fırkası arasında Prusya hükümetinin tarzı teşekkülü hak- kında müzakerata dün başlanıl- mıştır. Bu müzakereler M. Brüning ile M. Grass ne Nazi'lerden M. St- rasser iştirak eylemektedirler. Bir itilâifa vusulün mümkün olduğu görülmektedir. Filhakika Hitler'ciler merkez fırkasına baş- vekâlet ve dahiliye müstesna ol- mak üzere 4 nezaret teklif eyle- mişlerdir. Yalnız dahiliye nezare- tinin kime tevcih edileceği mese- lesinde başlıca bir noktai nazar ibtilafı hadis olmuştur. Merkez fırkasnını, Almanyanın Prusyaya komiser muavini olmadan evvel merkez fırkasına mensup bulunan M. Brachtın Prusya dahi- liye nezaretine intihabına hususi bir ehemiyet atfetmekte olduğu görülüyor. Diğer taraftan Almanya komi- serinin, 30 ağustosta toplanacak olan Diyet meclisi huzurunda ken- disini katiyen mesul addetmemesi de muhtemeldir. Filhakika, Almanyanın Prusya yüksek komiserliği riyaseti cum- burun bir emirnamesile ihdas edilmiş bulunduğundan komiser- lik ancak mareşal Hindenburga karşı mesul mevkide bulunmak- tadır. Bu suretle bali hazırdaki Prusya hükümeti, bilfarz Almanya komi- serini Diyet meclisine heyeti umumiyesi veyahut encümenleri huzuruna çıkmağa icbar edecek olan meclis ekseriyetinin bu hu- sustaki (o tabririni (o reddeylemiş olacak ve esasen bu menfi vaziyet te sabık Braun hükümetinin ittihaz eylediği vaziyete muadil bulu- nacaktır. Profesör Piccard Belçikalı âlim Amerikada uçmıyacak Zurich, 24 — Profesör Piccar- dın hava tabakası haricine üçüncü defa olarak çıkacağı şayi olmuştu. Profesörün bu defa Amerikada Hudson mıntakasında yükseleceği söylenmişti. Profesör bu haberi tekzip etmiştir. Profesör Piccard, ihtiyar olduğu için ıssız mıntakalarda karaya inmek ihtimali olan yerlerde uça- mayacağını, böyle bir işi ancak delikanlıların yapabileceğini söy- lemiştir. Brezilyada Bir çok şehirlerde müsademeler oluyor Rio de Janeiro 25 (A. A.) — Neşredilen resmi bir tebliğ, fede- ral kıtaatın şimal cephesi mıntaka- larını bombardıman etmekte ol- duklarını ve Bury'den cenuba tevcih edilecek harekâtın hazır- lanmakta bulunduğunu bildirmek- tedir. Kıyamların vuku bulduğu Rio Grande de Sul havalisinde yeniden 9 tabur teşkil ve ihtas edilmiştir. Sao Vicente, Sao Pedro ve Sao Luis eyaletleri Rosarionun istifasını talep etmişlerdir. Sao Paulo kıyamcılar hüküme- tinin bir tebliği Cunhalda yeni bir müsademe vuku bulduğunu ve bu sırada federal kıtaatın tardedildiklerini zikreylemçktedir. Tefrika No. 9 26 Ağustos 1932 arp zengininin Gelini Büyük milli roman Muharriri: Sermet Muhtar Okumuş olması için ağzının Içine tükürüğü... Böyle, seneler geçtikten sonra naz ve eda ile gelen evlâdın bir toraman olması, evin içini bayram yerine çevirmiş. Cevdet efendi arzusuna kavuş- maktan ziyade kaynanasi mura- dına nail, Başına rastık koymalar, yeme- nisine oyalar dikmeler, sırtına şal örneği hırka yapmalar. Kendisi de, kızıda, daha sabi kundakta iken, boyuna Lütfi bey aşağı, Lütfi bey yukarı. Üç, dört sene geçmeden Lütfi bey kucaktan erik ağaçlı bahçeye, erik ağaçlı bahçeden sokak kapı- sının önüne. Artık maşallah koca arslan, nerede ise mektebe baş- lanacak. Allah evlâdı, hemde erkek verdi, bir de fındık kurdu misali kız lâzım değil mi? Kız, evin süsü, ziyneti; odadan dışarı çıkmaz; kocaya gidinciye kadar da anasının dizinin dibin- den ayrılmaz. Tali gene yar olarak, fazla üzün- tüye, intizara bacet kalmadan hatuncağız bir kız evlât annesi de olmuş. Bu sefer doğan da, kâne çocuk değil karpuz, çehresi ayın on dördü. Binaenaleyh ismi de hazır: Bed- riye. Kürsü şeyhi efendi, Edirneka- pısı haricine sefer etmiş olduğun- dan Cevdet efendi kollarını sıvayıp abdesti alır almaz ezanı okuyup Bedriyenin ismini koymuş. Çok şükür ki tükürük faslına hacet yok; çünkü kız evlâtta okumuşluğun lüzumu zait. Evlâtların ikiside uğurlu mu uğurlu. Hele Bedriye hanım dün- yaya gelir gelmez, babasının yıldızı bir kat daha ışıldamakta, Bitişikteki dükkânla arkadaki ardiye de £ ticarethaneye ilâve edilmiş, Tezgâhtar, çırak, yanaş- ma, hepsi tamam. Avratpazarındaki evde taşlığın gerisindeki kömürlük, gusulhane- nin önündeki tahtaboş, tavan ara- sının ilerisindeki sundurma odaya tahvil olunmuş. Mahdum Lütfi bey Âminlerle mektebe baslatılmış, çok geçme- den Karagözlü, hokkabazlı sünnet çemiyeti yapılmış. Artık Huriye hanımın keyfini sormayınız. Otuzluk pakete vedar çekmiş. Kucağında yedilik teneke kutu; içinde Jop kâğıdı, şamalı kibrit, parmağında sigara. Kızı Seher hanımın sırtında ise Kaşmerdikoz kumaştan entari, bileklerinde Halepkâri altın bile- zikler, boynunda beşi bir arada. Oda tütün tiryakisi amma abdesthane arasında. Malüm a o zamanlar, çoluk çocuk sahibi olunsa da ananın babanın yanında sigarasının dumanını savurmak günahı kebairden, maşallah hele Hele haddi ise belli etsin. Şıppadak, bir memesinden emdiği kan, öbür memesinden emdiği irin. Lütfi bey Davutpaşa merkez rüştiyesine berdevam. On iki, on üçüne geliyor, hâlâ rüştiyede. Okumamağı bir tarafa koyalım, babasının yarısının yarisi kadar bir kafaya malik olsa bir yiyip bin şükür edecekler. Işi gücü, mahalle aralarında çelik çomak oynamak, viranelerde uçurtma uçurmak, türbe bahçe- lerinin oduvarlarında (çitlenbik, incir toplamak, Kale dışlarında kuş tutmak. Büyüdükçe et can tutmıyor; boyu attıkça avurdu avurduna çöküyor. Huriye hanım gene telâşta: — Ayol Hamdise dört kaşlı olacak; cahilin kanı kaynıyor; kendi havasına bırakmağa gelmez! Diyerek yatağını odasına alıyor; gece gündüz ensesinde zangoç gibi bekleyip duruyor. Bedriye hanıma gelince inadına şiştikçe şişmekte. Haddi mi Fatihte, Cinci meydanında, bayram yerle- rine gitsin, salıncaklara, dönme dolaplara binsin? Derhal bütün çocuklar etrafını alıyorlar: — Şişman şişman, pilâva düş- man... — Şişman bakkal tulumu silker, tulumu bırakır... Cevdet efendi, akşam üstü evine gelip te çocuk- larını karşısma alınca başlıyor iltifata: — Ulan çiroz, senin yaşında iken bütüngün soluk almadan, eşşekler gibi çalışırdım, gene do- muz gibi idim. Kasaba borçlarını vere vere halin ne olacak? O esnada, yanına sokulup enta- risinin eteğini tutan kızına da; — Kucağıma gel bakayım yağ tulumu?... Balkan harbi esnalarında, Cev- det efendinin ticarethanesi, As- maaltı'nın belli başlı müesseseleri arasına katılmış bulunuyordu. Umumi harp bir nimeti uzma oldu. Cevdet efendi büsbütün kalan- torlaşmıştı. Sıradaki beş altı dük- kânı mağazasına katmış, ardiyeyi iki üç misli büyütmüş, yazıhane- sinin üstüne telefonu da oturt- muştu, Durmadan, cayır cayır telefon işliyor, zahire 'simsarları ortada cirit atıyor, variller, tenekeler, kazeviler, çuvallar bir taraftan hamallarla girip öbür taraftan arabalarla çıkıyordu. Mağazanın içi arı kovanı gibiydi. Seslerin envaı: — 170 varil ekstra ekstra Edre- miti vapurdan alın! — 285 teneke Trabzon yağı Sarayburnu anbarına çabuk nak- lolunsun | (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: