8 Eylül 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

8 Eylül 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Eylül 1293 Sahife 3 AKSAMDAN AKŞAMA a mera Dil kurultayı münasebetile Türkiye dışındaki türk lehçeleri Dil kurultayı demokrat tarzda toplanıyor: Dolmabahçe sarayına, yalnız tekmil Türkiye'li vatandaşlar değil, dil işlerile alâ- kadar ecnebiler bile davetlidir. Ve bu, gazetelerle, ajanslarla resmen ilân olunmuştur. Balkanlar'dan Çin'e kadar arzı meskünun her yerinde ırkdaşları- mız bulunduğuna nazaran, bun- lardan bir çok âlimlerin bir aylık mühletten istifade ederek şehri- mize gelmeleri ve davete icabet eylemeleri beklenir. Filhakika, Türkiye lehçesile diğer coğrafi o sahalardaki pek çok lehçelerin &irlikte hallolunması icap eden müşterek bahisleri vardır. Şayet Türkçenin tekâmül ve istihalesinde bizim attığımız adım- ları onlar takip etmiyecek,' Ku- rultay'ın kumandasına ayak uydur- mayacak : ve başka yollardan gidecek olurlarsa şimdiye kadar aşağı yukarı bir vahdet manzarası arzeden Türkçe, büsbütün parça- lanacaktır. Meselâ, bir parçalanma, maale- sef, alfabe bahsında olmuştur. Beş on sene evveline kadar, Azeri yazı türkçesi, bizimkinin o kadar tesirindeydi ki üç beş lâhikayı ve kelimeyi değiştirmek suretile, bir İstanbul muharririnin Bakü gazetelerine doğrudan doğ- ruya yazı yazması mümkündü. Benim bile, Azerbaycan'da hafif bir rötuş görmüş altı adet kita- bım intişar etmiştir. Fakat, Azeri- ler, bizimkine benzemeyen bir alfabe kabul ettiklerindenberi, bizim lehçeyle onlarınki büsbütün ayrılıyor. Artık, o tarihten itibaren, iki memleket arasında bir hars çatallaşması meydana gelmiştir. Yeni çıkmış bir Azeri kitabın- dan bir sahifeyi aşağıya derce- diyorum: Semjon Ivanov demir jolynda xidmet edirdi, ezu da ojezotçilig va- zifasinda idi. Onyn sydkasbndan Bir stansija on igi, digarina Isa on gilo- metro idi. Çeçon il dert gilometro- Iykda sojug Bir ojricilig fasrikasb açdblar.,Meşadan onyn yzyn Borysy karalbrdp, jakpnlbkda iso konşy Byd- kalardan Başka monzil jok idi. Semjon İvanov xasta, Bimar Bir adam idi. Dokkyz il syndan kaBak muharaBaja ojetmişdi. ZaBitin janbn- da xidmatci osojar vazifosinda olarak, sutun safarda onynla iştirag etmişdi. Ac kalmpş, donmyş, ojun altonda Biş- miş, isti ve sojykda körk-alli gilo- metrö jol ojetmişdi, ojulla altendan geçmiş amma heç Biri Byna dojma- Bizim harflere nakli; Semyon İvanov demir yolunda hidmet eder, özü de közetçilik (7) vazifesinde idi. Onun budkasın- dan (2) bir stansiya (3) on iki, digerine ise on kilometro idi. Keçen il (4) dört kilometrolukda böyük bir eyircilik (5) fabrikası açdılar. İih... Bizim harflerin onlarınkine na- zaran ne kadar mantıki ve bey- (1) Gözcülük. (2) Dükkanından. en Şehrin sihhati Son günlerde Anjin hastalığı fazlalaştı Bu sene yaz mevsimi uzun ve sıcaklar şiddetli olmuştur. Meyva bol ve ucuz olduğundan çok meyva sarfedilmiştir. Buna rağ- men ekser seneler yaz mevsiminde görülen mide ve bağırsak hasta- lıklarına tesadüf edilmemiştir. Bu itibarla şehrin sıhhatı memnuniyet verecek bir derecededir. Fakat buna mukabil rezle ve grip, bir de anjin denilen buğaz rahatsızlığı pek çoktur. Bir dok- tor, şimdiye kadar kış mevsiminde bile bu kadar çok nezle ve grip tedavi etmediğini söylemiştir. Son günler zarfında Anjin faz- lalaşmıştır. Küçük bir ter soğut- mak derhal Anjine sebep oluyor. Bu yüzden şehrin her tarafında bir çok hastalar vardır. Anjin yüksek hararetle gelmekte ve üç dört gün sürmektedir. Bu müddet zarfında yataktan çıkmamak lâ- zımdır. Unkapanı köprüsü Şehrimize gelen bazı seyyah kafilelerinin Eyip vesaire gibi yer- leri gezmek için Unkapanı köp- rüsünden geçirildikleri belediyenin nazarı dikkatını celbetmiştir. Bundan 'sonra hiç bir seyyah kafilesi, harap bir halde bulunan Unkapanı köprüsünden geçirilme- yecektir. ununu nn nelmilellik şekilli olduğunu tarife hacet yok! Alfabemizin azerilerin- kine tefevvukunu isbat için yalnız şunları söyliyeyim: Onların harf- lerile Londra'dan Istanbul'a tel- graf çekilmez; bizimkile çekilir. Onlar, Garplilerin kendileri için yaptıkları matbaa çeşitlerinden istifade edemezler, biz ederiz. Ve Nihayet bizim harflerle yazıl- mış bir kitap Avrupalı bir man- zara arzeder; onlarınkile yazılmış bir kitap ise, ermenice midir, Gürcüce midir? anlaşılmaz! Alfabe seçiş hususunda, diğer coğrafi sahadaki Türkler, bize uymadıkları için, Türkçede nasıl bir çatallanma, parçalanma oldu ise, kurultayımızın vereceği karar- lara uymamak, onun çizeceği yoldan grameri, lügati ve ıstılah- ları kabul etmemek sebebile hudut dışındaki ırkdaşlarımız, biz- den harsen bir gömlek daha uzaklaşabilirler. Türkçenin böyle bir yeni çatal- lanmağa maruz kalmaması için, dil | kurultayının davetine bütün dün- yadaki türk ırkdaşlarımızın mü- messil göndermeleri, lâakal hassas ve kulağı delik olmaları, lehçelerini vahdeti bozmayacak şekilde Kurul- Diş tabipleri Doktor unvanını kullanan- lar mahkemeye verilecek Dişçilerin “ diş doktoru ,, unva- nını o kullanmaları (o menedilerek lâvhalarına ancak diş tabibi keli- mesini yazmalarına müsaade edil- mişti, Son zamanlarda bazı dişçilerin gene diş doktoru şeklinde tabele istimal etmekte oldukları anlaşıl- mıştır. Sıhhiye müdiriyeti vilâyete mü- racaatla polis vasıtasile bu şekilde hareket eden dişçilere yeniden tebligat yapılmasını istemiştir. Bu tebligattan sonra memnui- yete riayet etmeyen dişçiler mahkemeye verileceklerdir. Kooperatif Şehir kooperatifi “ yakında işe başlıyacak Belediyenin açmağa karar ver- diği istihlâk kooperatifi nizamna- mesi hazırlanmış, tasdik edilmek üzere ticaret müdürlüğü vasıtasile iktisat müdürlüğüne gönderilmiştir. Nizamnamenin tasdiki için serma- yesinin dörtte biri belediyece İş bankasına tevdi edilmiştir. Nizamname vekâletçe tastik edilir edilmez kooperatif açılacak- tır. Kooperatife yalnız belediye memurları değil, her memur işti- rak edebilecek, hatta hariçten iştirak etmek arzusunda bulunan- ların müracaatları kabul edilecektir. Kooperatif | teşkili pahalılığa karşı bir nevi mücadeledir. Son zamanlarda “sebze ve meyva fiat- leri düştüğünden bu koopera- tifte son ucuzluğa rağmen hâlâ fistlerini muhafeze eden bakkaliye maddelerinden bazıları satılacaktır. AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş 6GAYLIK 750 » 1450 » 3AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 150 » ge Abone ücretleri odoğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. Cemazilevvel 7 — Ruzuhızır: 126 5, İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı 918 “11; 540 SIZ .1z 1,34 Va. 3,50 5,33 1212 1548 1832 O 20,8 — Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı 13 No. irtihal ve tetfin Viyanada vefat eden, Yol ve Yapı Limitet Şirketi müdürlerinden Murat zade Mehmet beyin mahdumu Niyazi bey merhumun cenaze namazı bugünkü perşemba günü ikindi namazını mütea- Halin pisliği Belediye bir an evvel ciddi lar dururken Oh, oh, oh, hamdolsun... Yerli meyva yemek nihayet yavaş yavaş milli bir iş haline giriyor... Doktorlar hunu tavsiye ediyor. Iktisat ve tasarruf cemiyeti halka: — Meyva ye, meyva yiyen sağ- tedbirler almalıdır lam olur. Meyva yiyen geç ölür, Bir muharririmiz meyva ve sebze balinde tetkikat yaparken boş üzüm küfelerinin lağım sularile karışık deniz suları içinde yüzdü- günü burada büyük bir pislik göze çarptığını yazmıştı. Bu hususta belediyede salahi- yetter bir zate müracaat ettik. Bu zat bu sıhhi mahzurun beledi- yenin de nazarı dikkatini celbet- tiğini söyledi. Belediye meyva ve sebze halinin ıslahı ve meyveler- le sebzelerin pis sularla temasına mani olmak için tedbirler ala- cakmış. Belediyenin bu tedbirleri ne zaman alacağını bilmiyoruz. Yal- nız çiğ yenilen meyvaların, meyva kaplarının pis ve mikroplu sularla temasına mani olmak için biran evvel tedbir ittihaz etmek lâzım- dır. Yoksa, hastalık korkusile bir çok kimseler üzüm yememeğe başlıyacaktır. Kapıdaki lâvha Işçi isteniyor mu, istenmiyor mu? Eyipte Bahariye caddesinde garip ve gürültülü bir vaka ol- muştur. Vaka şudur: Eyipte bir fabrika, geçen gün kapısına astığı bir lâvha ile 300 türk işçi alacağını ilân etmiştir. Bu ilânı gören bir çok işçiler fabrikada çalışmak üzere idareye müracaat etmek istemişlerdir. Fakat daha kapıda işçiye ihtiyaç olmadığı osöylenerek (Omüracaat edenler geriye çevrilmek istenik mişlerdir. Bu vaziyet karşisında kapıda toplanan bilümum işçiler ilânı göstermişler, bu yüzden fabrika idaresile işçiler arasında büyük bir gürültü çıkmıştır. Hadiseye zabıta vazıyet etmiştir. Ticaret müdiriyeti de bu mesele etrafında tahkikata başlamıştır. Altı bulgar hudut haricine çıkarılacak Istanbulda komünistlik O propa- gandası yapmak ve burada bir teşkilât vücude getirmekle maz- nunen 12 bulgar yakalanarak adliyeye verilmişler bilâhare bun- lardan altısı serbet bırakılmış- lardı. Polis birinci şube müdiriyeti bu 6 kişinin hudut haricine çıka- rılmaları için vilâyet vasıtasile vekâlete müracaat etmiştir. Diğer tevkif edilen maznun Bulgarlar ise muhakeme netice- sinde mahküm oldukları taktirde (8) Tstasyoli tayın (o kararlarına (uydurmaları kip aşta Sinan paşa camiinde | mahkümiyet (omüddetlerini ikmal 4 Yıl temenni olunur, kılınacak ve Maçkada şehitler kabrista | ettikten sonra hudut haricine (5) Iplik eğirmek kelimesinden. (Vâ - Nü) nına defnedilecektir. çıkarılacaklardır. A.B. — Ne ne bahtiyarl... bahtiyar mahlük, 2 İZ ayrarrını — Şu apartımanın | Amca bey? sahibi mi | Amca Beye göre... A.B. — Yok canım! — Ya kim? A.B. — Şuineğin yavrusul... — Amma da yaptın, neden? meyva yiyen güzel olur. Vatandaş meyva ye... diye nasihatlar veriyor. Insan bütün bunların karşısında lokantada soğukluk yerine mey- vadan başka bir şey yemeğe cesa- ret edemiyor. Haddin varsa bir tabak beyaz şam baklavası ısmarla. Etraftan bakanların: — Vay alçak, haini vatan.. Baklava yiyorsun ha ?.. diye üze- rinize hücum edeceklerini zanne- diyorsunuz... Elinde bir salkım üzümü kopara kopara yiyen, yahut bir büyük karpuz dilimini kemire kemire yürüyen birisini gördüğüm zaman kendi kendime : — Ne vatanperver zat yahu... Sokakta bile vazifei vatanivesini ifadan şaşmıyor |. diyorum. Tramvayda: — Yahu dün akşam bir oturuşta bir buçuk okka üzümü silip sü- pürdüm!, diyen göbekli zatı : — Yaşal.. diye alkışlayacağım geliyor. Eminim ki yakında yeni yeni küfürler, tahkir için yeni yeni cümleler çıkacak.. Meselâ tram- vayda işideçeğiz: — Bırak rezili.. Geçen gün herkesin (içinde, büyük bir lokantada utanıp O arlanmadan kocaman bir tabak ananas kom- postosu yemiyor muydu ?.. — Vay utanmaz, arlanmaz, kepaze vay.. Ananas kompostosu ha, tuuuu.. Yazıklar olsun.. — Ne diyorsun birader.. Haydi mahallebi yemiş olsaydı ne ize.. Ananas bu... — Halbuki kardaşı hiç böyle değildir. Bir oturuşda iki karpuzu birden yer. Valdesinin bir buçuk okka inciri bir günde bitirdiğini söylerler. Bu kime çekmiş bil mem ki?.. Birader bir soydan her şey çıkar. Hikmet Feridun ann aranma Iş başında.. Zabıta bir hırsızı evvelki gece cürmü meşhut halinde (yakala- mıştır. Enver isminde olan bu sabıkalı evvelki gece Kantarcılar civarında şüpheli bir vaziyette dolaşırken polis devriyeleri kendisini gör- müşler ve gizlice takibe başla- mışlardır. Enver o civarda bir müddet dolaş- tıktan sonra bakkal Abdülkadir efendinin dükkânına yaklaşarak yavaşça pencerenin (çerçevesini sökmüş ve buradan içeriye gir- miştir. Bu sırada kendisini (ogözetle- mekte olan memurlar da dükkâna girmişlerdir. Enver bu âni baskın karşısında (| şaşalamış, kaçmak istemişse de muvaffak olamamıştır. Bu adanın o civarda vuku bu- lan diğer bir kaç hırsızlık işile de alâkadar bulunduğu anlaşılmıştır. A. B. — Baksana hilesiz, halis süt içebiliyorl...

Bu sayıdan diğer sayfalar: