16 Ekim 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

16 Ekim 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MMA 16 Teşrinievvel 1932 Akşam Sahife $ GÜ Japonya ile ticaret Beş bin liraya mukabil 2 milyon! Japonlar hüsnü niyet , göstermelidirler Bundan bir kaç gün evvel Japonya ile olan | ticaretimizden bahsederken, Japonyanın Türki- yeden bir sene içinde 5000 liralık mal aldığım O yazmıştık. Buna İkarşılık Japonya Türkiyeye 2 "milyon lirahi satınıştr. Bir tecir, bir yazı münasebetile, gazetemize şu tarzda bir mektup göndermiştir: Japonlar Türkiyeye bol bol mal satıyorlar. Bizim tacirlerimizin de, Japonyaya kadar giderek, 'orada sergiler açıp, Türk malı satmaları lâzımdır. Niçin, Japon ların bizde mal satın almasını bekliyoruz. rkiyeden Japonyaya mal sat- mak için bir çak tecrübeler olmuş- tur, Bundan bir sene evel İstanbul ticaret odosının yardımile Uzakadı bir türk sergisi açılmıştı. Bu ser- gide gösterilecek afyonlar, Japon afyon inhisar tarafından zabt Bu Istanbul ticaret oda- le, OUzaka ticaret (odası arasında uzun bir mesele olmuştu. neticede sergi kapandıktan sonra afyonlar bulunmuştur. “ Diğer taraftan fındık numune leri de bir aralık Uzaka gümrüle lerinde kalmış, sergiye yetişme miştir. Netice itibaril Japonyadaki Türk sergisinden istifade edile- 'memiştir. Bundan başka bir tütün Japonyaya tütün satmak için bir nümune göndermiştir. Bu nümune, kaybolmuştur. Bunun üzerine, tütün tacirimiz. bir nü” mune daba göndermiştir. Bir iki ay sora gelen cevapta, bu nümu- menin de kaybolduğundan bahe- edilmiştir. Bu tütün taciri, Kava” la Hüseyin beydir. Palamut bolluğu Zonguldakta et Fiatleri çok düştü Zonguldak, 14 (Hususi) — Bu sene Zonguldak ve civarında bal miktarda palamut balığı çıkmak tadır. En küçüğü yarım okkaya yakın olan bu palamutların adedi 20 para lâ G0 para arasında satiliyor, - Bu ucuzluktan istifade eden balk mütemadiyen palamut tuzla- maktadır. Bu yüzden şehirde boş teneke buhram (hasıl © olmuş ve bir boş teneke 50 kuruşa kadar çıkmıştır. Balıkçılar on, on beş gün sonra bu bolluğun azalacağını tahmin ediyorlar. Palamudun bu kadar fazla miktarda çıkması koyun etinin fiyatını otuz kuruşa düşürmüştür. Izmir doktorları Vergi için Ankaraya bir heyet gü torlar etibba odasında içtima et mişlerdir. Bu içtimada yeni ka zanç vergisi lâyihasında doktor- ların tabi tutulmak istedikleri zanç vergisi ile maktu verginin çok ağır olduğu etrafında müza- keratta bulunulmuştur. Etibba Odasının icap eden teşeb- büslerde bulunması muvafık gö- yülmüştür. İzmir mıntıkası etibbası edilecek bir heyet Anka- raya gidecek ve teşebbüslerde bulunacaktır. NÜN HABERLERİ Halka bunun ehemmiyeti anlatılacak Dahiliye vekâletinden vilâyetlere gönderilen bir emirde tayyareye karşı halkta büyük bir alâka uyandırılması için fevkalâde ça- lişmak lâzım geldiği bil tedir. Her vilâyet, en küçük kaza ve köylere kadar büyük bir tayyare propağandasına başlanacaktır. He- nüz tayyare hakkında fikri olmıyan) bir çok köylülere | tayyarenin ehemmiyet ve kıymeti, vatan mü- dafaasındaki büyük hizmeti uzun urun anlatılacaktır. “* Köylere seyahat eden mual- limler bilhassa köylülerle yaptık” ları temaslarda onlara | tayyare hakkında malümat vereceklerdir. * “Sulh meşalesi Fransada yeni bir abide yapıldı... Fransada Neuwlle Sant Vaastta muhafaza edilen eski harp siper lerl ortasında bir abide yapılmış tır. “Sulh meşalesi, ismi verilen bu abide bir elin üstünde bir meşaleden ibarettir. Elin uzunluğu sekiz metrodur Bir Alman vapuru battı Stokholm 13 (A.A.) — Wolf ajansından : Alman bandıralı ve kereste yüklü Kassel vapuru Fen- landiya | körfezinde salı günü çıkan bir fırtına esnasında bat mıştır. Kaptanın karısı ile £ erkek boğulmuşlardır. Kaptan ile bir muço kayalık bir küçük adaya yüze yüze çıkmağa muvaffak olmuşlar ve bugün bazı balıkçılar tarafından kurtarılmışlardır. Silâh araştırması | Bir çok kimselerin üzerinde! yasak silâhlar bulundu | Evvelki gece muhtelif polis merkezleri kendi mıntakaları da- bilinde şüpheli adamlar özerinde silâh araması yapmışlardır. Bu araştırmada Hasan, İsmail, Şev ket, Süleyman, Hamza, Ramazan, Mehmet ve Cafer isimlerinde 8 kişinin üzerlerinde bıçak bulun- muştur. Şevki, Mustafa, Niyazi, Dursun, Niyazi, Hüseyin isimlerinde 6 kişide! de büyük kamalar bulunmuştur. Araştırma esnasında Zeki is minde birinin üzerinde de bir | bıçakla beraber paketlere sarılmış | bir çok esrar bulunmuştur. Esrar ve bıçaklar müsadere edilmiştir. Sahipleri © adliyeye verilecek- lerdir Yugoslavyada Hırvatlar yeniden ayaklanıyorlar Bir çok şehirlerde mühi müsademeler oldu Viyana 14 — Belgrattan gelen haberlere göre Yugoslavyada yeni bazı karışıklıklar olmuştur. Bun- ların merkezi | Hrvalıstandır. Hırvatlar kralın diktatorluğundan taraf hükümete ğa başlamışlardır. Muhtelif şehirlerde çarpışmalar olmuştur. Belgrat, hükümeti derhal asker ve top göndermiş, bir çok kim- seleri tevkif ettirmiştir. Dalmaç- yada büyük bir heycan vardır. Son o zamanlarda Sırbıstandan ayrılarak müstakil bir cumburiyet ilân etmek fikri de kuvvetleniyor. Dalmaçyaya üç bin asker, iki batarya top gönderilmiştir. Sa- biller, silâh gelmesi ihtimaline karşı şiddetli kontrol altındadır. Marsilya piyasası Marsilya ticaret mümessilliğin- den gelen malümata göre Marsil- nın son hafta içinde ticari vaziyeti şu merkezdedir. Buğday Cezayir yumuşak yüz kilosu 132 frank, arpa 50-55, mısır di - SB, yulaf 86,5, fasulye 50 - 90, kuru üzüm İzmir Sultaniye 200, yumurta Samsun 390 - 410, İnebolu 340, badem içi 800-850, badem kabuklu 150, Şam fıstığı 450 - 475. Türkiye on dokuzlar komitesine âza intihap edildi Cenevre 15 (A.A) — Millet cemiyeti btiyük meclisi, Türkiyeyi Çin - Japon ibtilâfının. seyrini ve safahatını tetkike memur on do- kuzlar komitesi zâlığma intihap edil Büyük maaşlar Alman murahhası tenzilât istiyor Berlin 14 — Cemiyeti akvamda bütçe müzakeresi yapılırken Ak man murahbası Cemiyeti akvam memurlarına verilen maaşlardan yüzde yirmi indirilmes emiştir. Cemiyeti akvam memurlarına verilen maaşlar çok yüksektir. Cemiyet kurulduğu zaman, ortac hita bugünkü buhran yokken bol kiseden dolgun maaşlar tab- edilmiş, bu suretle bütçe ya- uş. Bu maaşları ve masraf İarı devletler ödüyor. Son zaman- larda bir çok devletler kendile- rine düşen hisseleri veremiyecek bale gelmişlerdir. Bunun için sıkı bir tasarruf istiyorlar. İman murahbasının teklif ettiği yüzde yirmi tenzilât il cemiyet kâtibi umum 140 bin isviçre frangı ( yukarı 60 bin lira) alacaktır. Irlandada Belfastta elân sükün temin edilmedi Londra, 14 — Irlanda da yeni- den karğaşalıklar olmuştur. Polis güç hal ile süküneti temin ede bilmiştir. Hükümet şiddetli tedbir- karar vermiş ve karı- Şıklık hareketinin başında bulu- nan amele fırkasının müfrit âza- sından Tom Mann Vedramı tev- kif etmiştir. Belfast şehrine yeniden bir mikdar asker gönderilmiştir. Pazar günü bazı hadiseler olmasından korkulduğu için yeniden tedbirler alınıyor. Dükkânların ekserisi elân kapalıdır. Tetrika No. 60 16 Teşrinlevvel 1932 Earp zengininin Gelini Büyük milli roman iz Maharriri: Sermet Muhtar Büyük hanım kaşlarını çallp gözlerini fıldır fıldır oynattı... — Şimdi canım sıkılırken bu dala gibi lâf edip beni günaha sokma. Kıvama gelip keyfi çat mış. İçindeki zıkkımı çıkarmak ister mi. Razı olsa evel allah, saniyesinde gasyan ettirirdim. Kızının şaşkın şaşkın bakışlarına karşi, kemali vakarla işküzarlığını izaha koyuldu: — Dakikasmda değil, saniye- sinde. Bir tavuk tüyünün ucuna bir damlacık zeytinyağı; küçük diline biraz tokunuver; © içi pir pak olmazsa bileklerimi kesi Bu pes perdeden sözler devam edip dururken, Lütfi bey, fesi elinde olarak odamın içini bir ir yakarı adımlıyor, dişle- rinin arasından, ıslıkla anlaşılmaz bir hava çalıyordu. Birden, fesini yere vurdu. Ka- ir iki silkip alnındaki perçemleri geriye attıktan sonra: — Rabbena hakki için bu gece bu kaltağın ervahına okuyacağım! diye haylardı. Ortanca hanım, sanki yaylı imiş gibi oturduğu yerden havaya zıplayıvermişt Her tarafı titreye titreye, elini göğsüne bastıra bastıra, oğlunun eteğini yakalamış, yalvarıyordu: — Yavracuğum!., Evlatçığıml,. Bize merhamet etmiyorsan bari kendine acı. Elin şırfıntısı iç kendini helâk mi edeceksin? Ba- şına belâ getirip bizi vakitsiz mi öldüreceksin? Amasyanın bardağı, biri olmazsa bir daha.. Senin gibi lıya karı çok, Elini sallasan aşını sallasan tellisi.. Büyük hanım, yerinden bile kıpırdamamıştı. Dudaklarını sımsıkı tıkayıp göz” lerini açıyor: böyleleri benim bir kulağımdan girer, ötekinden çıkarl der gibi bir veziyet takınıyor, arada bir de gözlerini berertip süzüyordu. Ortanca hanım, bir türlü rahat edemiyor, yerinde duramiyordu. İş olsun diye dışarıya seslen: lanl Dangalak mahlük Deredesin?... Çabuk buraya geli, Içini dökecek sebep arayor ve — Aşağıda maymun mu oyn yor bilmem ki.. Bu düztaban öküz. boyuna ortalıktan. sıvışıp kapağı atıyor; hayvan a kumıldamıyor; sem- iyor. timize uğre Büyük hanım yine dudaklarını oynattı: — Gece gündüz o hizmetei karının burnunda. İstermisin buda lâyı kandırsın, başka bir kapı bulsun, — Aman anne, sana da ne olmuş olanılar ben me düşünüyo- rum, sen neler sayıklıyorsun? — Ayol vurdum duymaz, şim di her kes ahretlik kız diye hant hant ötüyor. O hizmetci karının yere bakar, yürek yakar bakışla rini görmiyor musun? Kızcağzın ağzına bir parmak bal çalar, kan- dırı verir; sonra Vicdanı arada bul, Lutfi bey, odaya bir parti da ba girdi. Her halde bir kaç ya dum daha yuvarlamıştı. Sol elini duvara dayadı sağ elini pantalonunun cebine soktu. Fes, kaşının Üstünde, püskül yanda idi Gene kükredi — Anne annel.. Şu içerideki morukla belâya gireyim mi ? Ne dediğini anlamıyarak yü" züne bakarken tekrar etti: Şu babam olacak kaz be- iile hesaba, kitaba oturayım Bu defa, ana kız, ikisi de yer lerinden bir arşın havaya fırla- dalar, —ALALAL Ortanca hanım — Lâbavlenin boncuğu... Büyük hanım — İnna nina, inna ileyhim... Tövbe tövbe, O lâkırdı 0 2... Üstüme iyilik Latfi, fı gibi yere bir tükürük fırlattıktan sonra: — Geçmişi tenekeli karıya yüzü verip başımıza çıkardığı gil bana da hesabı dayasınl, Büyük hanım, üst üste geyirdik- ten sonra cevap verdi: — Delinin zoruna bakl.. Adam- cağızın ne kabahati var?.. Ses, kozunu paylaşacaksan karınla paylaşl, Ortanca hanım, / çarpıntılar geçiriyordu. Oğluna söyleyecek lâkırdı bulamıyor, Elile kalbini oğuştura oğuştura, — Bu oğlan beni ecelsiz öldü- recekl haberiniz olsun, gık deyip gideceğim! diye nefes nefese nirken, büyük hanım baktı Bir eli beline, ötekini böğrüne dayadı; kaşlarını çatıp gözlerini fıldır fıldır oynattı, (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: