19 Kasım 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

19 Kasım 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 Teşeinisani 1932 a Senebaşı yaklaşıyor Muhtar intihabı için hazırlık Bazı muhtarların değişmesi muhtemel Önümüzdeki kânunusaniden iti- baren vilâyetin her tarafın mahalle ve köy ihtiyar heyetleri intihabı. yapılacaktır. Halk fırkası, bilhassa © muhtarların intihabına ehemmiyet veriyor: Firka, bu seneden itibaren yeni bazı esaslar koymuştur. Bu cümleden — olarak gösterilecek bamzetler, mahalle ve ya köy halkımın itimadını ve muhabbetini kazanmış mahalle ve ya köyün ihtiyaçlarını, devletin kanun, nizam ve talimatnamelerini, fırkanın ga yelerini tamamile bilen kimseler arasından seçilecektir. İntihaptan evvel her kazada kaymakam, fırka kaza reisi, nahiye müdürü, fırka nahiye rel leri toplanacaklar, kendi kazaları dahilindeki © mubtarlarin ge gen bir sene içinde faaliyetlerini, halka karşı vaziyetlerini, w lerini ne suretle ifa lk, sene içinde haklarında tutu notları | karşılaştırarak farka vilâyet merkezine hildireçeklerdir. Fırka vilâyet idare heyeti, mub- tarlar içinde haklarında herne suretle © olursa olsun, | şikâ- yette | bulunulmıyan ve vazife- sini iyi ifa eden o mubtarları yeni intihap için ye ma zet gösterecek, vazifesini ihmal eden, kendisinden beklenen hiz- metleri tamamile veya kısmen ifa etmiyem ve halka kendisini sevdirmiyen © multarları tekrar namzet göstermiyecekt Kumar ve esrar Zabıtanın mücadelesi iyi neticeler verdi Zabıta esrar, beroin içilen ve “kumar oynanan kahvelerle randevu yerleri hakkında sıkı takibata devam etmektedir. Bu gibi meraklılar daha ziyade Beyoğlu taraında bulunmakta olduğundan Beyoğlu polis mer- kezi hu husustaki takibat şebeke- sini © kenişletmiş ve faaliyetini arttırmıştır. Son zamanlarda yapılan. sıkı takibat neticesinde Beyoğlu mın- takası dahilinde gizli faaliyette bulunan esrar ve kumar kabve- lerile sokaklarda esrar ve heroin önüne geçilmiş gibidir. Bundan başka birçok gizli randevu yerleri meydana çıkarıl- mış ve geceleri bazı kadınların le ve caddelerde hareketlerle dolaş- malarına nihayet verilmiştir. Gülyağı Bu sene istihsalâta fazla ehemmiyet veriliyor İzmir 17 — Gülyağı istihsala- tina bu sene her tarafta pek ziyade ehemmiyet verilmektedir. Amerika ticaret mezaretinin meşretliği bir istatistiğe göre son beş sene zarfında memleketimi den Amerikaya gönderilen gül yağının. kıymeti dolar olarak şu Suretle tesbit edilmiştir. 932 senesinde 6108, 930'da 7240, 929da 7229, 928 da 7240, 927de 6108 dola Insullun Amerikaya iadesi Vashinkton, 18 — M. Hoover Samuel Insuli'un Yunanistan tara” fından iadesi hakkındaki talep- pameyi imzalamıştır. yl Üzümlerimiz Son günler zarfında fiatler yükseldi İzmir 17 — Son günler zar fında üzüm fiatleri yükseleniştir. Tüccar bundan çok memnundur. Mevsim © geçmesine rağmen üzümlerimize talip çoktur. Bil hassa, dahilde, yatı mekteple- gimizle, âskeri mekteplerimizde ve orduda tatlı yerine üzüm ve incir verilmesi hakkındaki kararın tatbikine başlanması üze- rine talepler biraz daha artmıştır. Hükümetimizin bu tedbiri müs- ilin yözünü güldürmüştür. Mevsim iptidasından 13 teşrini- saniye kadar İzmir borsasında 41,197,896 kilo üzüm satılmıştır. Son hafta zarlında Izmir bor- sasında muamele gören üzüm fiatı 13-29 kuruştur. Son hafta zarfında eenebi mem- Ieketlere ihraç olunan üzüm mik- tarı 3,656,334 kilodur. Mevsim iptidasından 13 teşrini- Saniye kadar 37,603,691 kilo üzüm sevkolunmuştur. Bira istiyorlar her tarafta içki yasağı kanununun tadili hakkında nümayişler baş lamıştır. Resmimiz kadınlar tal findan yapılan bir nümayişi gös” teriyor. Kadınların taşıdıkları lüyhalarda “1833 senesinde bire isteriz, ya Sevillede grev Etraftan şehre ekmek gönderiliyor Seville 17 (A.A) — Yakında umumi grev ilân edileceğine dair olan haber, halk arasında büyük bir panik uyandırmıştır. Ahali, fınnlara hücum etmiş ve fırınlar pek az sonra bomboş kalmıştır. Grev, bu gece filen ilân edi miştir, grev ilân edenler, firıncı- larla kahve garsonlar ve taksi şoförleridir. Askeri memurlar, balkın ekmek ihtiyacını temine çalışacaklardır. Kocak bu memurlar günde ancak 1500 kilogram ekmek verebile- ceklerdir. Halbuki, ahalinin ibti- yacı 50,000 kilodur. Çok yakında bulunan, şebirler belediyelerinden Seville'e müm- kün olduğu kadar fazla miktarda ekmek göndermeleri talep edik miştir. Grevi komünistler ilân etmiş lerdir. GÜNÜN HABERLERİ) Cenevrede Silâhları brakma meselesi Ingiltere fikirlerini izah etti Ceneva 17 — İpgiltere baş | vekili Sir John Simon terki tesli- hat konferansı bürosu huzurunda İngilizlerin silâhları bırakma hak- kındaki mütalaasını anlatmıştır. Tbgiliz hariciye nazırı her $ den evel Avrupa devletlerinin aralarında çıkacak. ihtilâfları hal için silah kuvvetine müracaat etmekten vaz geçmelerini istemiş” tir. Bundan sonra silâhların tem didi hakkında tekliflerde bulun- müşter. Sir. Jokm. Simon Almanyanın silâhlarda müsavat hakkını kabul etmektedir. Şimdilik Almanya da diğer devletlerin silâların bulum- durmalıdır. Bu silâhların mikdarca müsavi olması ileride balledile- bili onferans reisi, Almanyanın Ce- nevrede bulunması katiyyen lâzım geldiğini söylemiş, Italya murah- bası da buna iştirak etmiştir. Fransız murahhası bu. beyanatın tetkik: edileçeğini söylemiştir. Almanyada boşanmalar Berlin 17 (A.A) — Wolf ajam. sından: Eski bir istatist Almanyada boşanmalar miktarı, 1931'de ilk defa olarak azalmıştır. Birçok senelerdenberi butenezzül görülmemişti. 1931'de boşanma miktarı 39,97V'i buluyordu. Yani 1930dan 751 noksandı. Kırabilecek mi “Iki tayyareci karı koca arasında yarış i? Londra, 18 — Bir kaç ay evvel tayyareci Mollison ile evlenmiş olan meşhur kadın tayyareci Amy Ceoson Londradan Afrikanın ce- mubındaki Kap müstemlikesine hareket etmiştir. Londra- Kap seyahat rehoru Mollisondadır. Kadın kocasının ba rekormu kır- mak için yola çıkmıştır. Amy Conson iplida Londra- dan Cezaire, oradan, Sahrayı kebiri geçerek Niamy'ye vasıl olmuştur. Son telgrafa göre dün cenubu şarki Afi bese muvasalat etmi: Kapa vasıl olması muhtemeldir. Leipziy muzikholleri kapandı Leipzig, 17 (A.A.) — Wer ajansından: Iktisadi. buhran n cesi olarak Leipzig'deki bütün muzikholler kapatılmıştır. Leipzigte 700,000 nufus vardır. Insan gibi! Bir makine sorulan suallere cevap veriyor Londrada “Olimpiyat, salo- nunda bir telsiz serğisi açılmıştır. Bu serğide bir makine teşhir ediliyor. Bu makine rusça hariç olmak üzere o Avrupada çıkan gazeteleri okuyor, ve “hava masıl?,, ime kaç, suallerine de cevap Otomat elektrikle işiyor. Deyli ekspres muhabiri bu aletten bab sederken diyor ki “ Bu aletin önüne ingilizçe bir gazete koy. duğum zaman, gazeteyi okudu unu hayretle işittim. Bazı telaffaz. farklarından sarf. nazar, okuyuş mükemmeldi. “ Hava nasıldır? diye sorduğum suale de “Karanlık ve bulutlu, cevabını vermiştir. Tofrik aNo. 93 Büyük milli roman — Haydi habap, sen kabadan taksimine başla; Firdevs. ablacığım, sen de gazelini tattur. Amma yanık kaçacak, meyan, Yuşa tepesini boylar gibi dikine çıkacak hal. Suat, karşına ayna tesadüf eden bir koltuğa: geçmiş, durmadan ken- disine bakıyor, pandan Gihini, küpelerini, kol saa Gini seyrediyordu. Kandil zade, bi deki kanapeye gelmişti. — Bu gidiş böyle söke mez lâtilokumcuğum; sen de bizim gibi çekeceksin! diyerek o rakı uzatıyor, Suat, çarmaçar içmek mecburiyetinde kalıyordu. Kandilzade, tek dura” muyordu. Kadehler boşak- madan tazeleniyor, her kesten evvel Suada, sonra misafirlere uzatıyor, bir taraftan da mütemadiyen palavraya devam ediyordu: — Şu gördüğünüz. rakıyı, Istan- bul içinde, bizden gayri ağzına koyan. babayeğit varsa bıyıklacımı, kazıtırım; o Beyazıt o meydanına çıkıp kendime yuhayı basarım... Kadehteki duruşa bakın. Cezmi beyciğim, iki üç damla su koy da bak; oyrandan farkı var mı? “Aşağıdan gene ayak; sesleri... (Kesik kerem ) â yarım yama- lak bırakıp helâya inmiş olan Firdevs hanım, yukarı bağır yordu. — Kandilzadem, misafirin gelir yarlı, Ayol kimsecikler yok mu? Düğün evindeki soygun kadınlara döndüm. En önde Firdevs hanım, arka da, kısa boylu, çiçek bozuğu bir beyle ince uzun bir taze, daha arkada, çalık kaşlı, pos bıyıklı bir erkekle, simsiyah. rastıklı ve çok podralı bir kadın salona dahil oldu ve müttefikan alkış landı: — Maşallah, maşallahı... Buyrun bakalım Remzi bey, Kâmiye ha- nım... O, sende mi galdin Ayop- cağuş. Vay, Tak hanım da Kandilzade, köşedeki koltuğa gömülmüş, bir. elile| tememmah çakıyor, ötekile Suzdın kolunu dürterek, kulağına fisliyordu: — Hiç yerinden kıpırdama, rahatsız olma meleğim. Zirtapoz- ların ayağına mı gideceksin? Onlar sana koşsunlar; eteklerinin, ayaklarının. tozunu | silksinler.. Daha istersen, emret, takım tak- lavat, hepsini uşak, hizmetçi tutayım “Agop efendi, üstüste kahkaba arasında, bora gibi bir sesle or talığı çınlatıyordu: — Cenabın, (Carmakcur) ziya feti ederde bu köpoğlu yazmacı Agop teşrif etmez olur? Haberi alınca, kurşun yemiş yaban do- muzu gibi kendimi sokağa, atmı- sum ; soluğu Zibada bizim Takuk hanımın evinde almışım. Bilirsin, Takuk hanım da ne kıyak keyfe geldi? Iki ayağının üstünde ayı gibi zıpladı, durdu. Takuk hanım tastik e — Bu mâdrabazın dedi KAN: Sahife 5 İL 19 Teşrinisanl 1933 Harp zengininin Gelini Muharriri: Sermet Muhtar tıpatıp doğrudur. Yalan deorsam, Azavenini eşini. öpeyim; beği- ir ini duyuncas sarmayı... Az kalsın kalın bar Sagım tersine dönecekti. Kandilzadenin en. senli benli arkadaşı olan Sadık beyle Tayyar Agobu görür görmez, yerlerinden fırlayıp iki bardağı yarısına kadar rakı ile doldurmuşlar: — Haydi. ahbar, sıcağı sıcağına sek sonra lâfet diye birbiri üstüne ağına buşaltmışlardı. Agop, etrafa tükrükler saçarak, bıyıklarından akan rakıları yala yarak: — Ze, çenemin tavanını yakıp kavurdunuz. Ağzımın içi, tuzrubu dökülmüş kenef taşı gibi köpürdül diye bir ayağı üzerinde tepiniyor, yanına koşan Takuk hanımda, elindeki kadehi uzatarak: — Çivi çiviyi söker; haydı ciğe- rim, şunu da yuvarlal diye musak- lat oluyor, salondakiler gülmeden Karılıyorlardı. Yeni gelenlerde oturdular. Şimdi de, Leman hanım aşka gelmişti. Benli Leman dedikleri bu kadın içlerinde en akçapakçaları idi Sındırlıyı © sıyırtmış, o Karaağea kandil asmışlardandı. Kandilzade ile geçmişi de vardır. Suadi, böyle takmış, takıştır- mış, yan gelmiş görünce, baş ağrısı tutarak çantasından çıkar- dağı aspirini yutmuş, işi deryadil- liğe dökmüştü. Hiddetten başına kan çıkmış, yüzü kıp kırmızı, gözleri kan ça- nağı gibi idi. Ayak ayak üstüne atmak bahanesile, eteklerini diz- lerine kadar çekip topluca bacak» larını meydana çıkarıyor, durma- dan kahkaha atıyor, herkesten fazla içiyordu. “Sevdiğim âzadel bicranınım. hançeri mü Şarkısını lütüf etsenize beyler. can ve yürekten iştirak edeceğim. Şarkı bitince keman taksim etsin, Suzinaktan bir gazel | okuyacağıml diyordu. Kandilzade, durup dinlenmedeti nidada ve faaliyette idi SIZLIK Kam diya eden Ül mumtahin END tarımdan tr elimi, Nörasteni, zallyet ve Chloro: SIROP DESCHIENS, PARIS

Bu sayıdan diğer sayfalar: