26 Kasım 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

26 Kasım 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

26 192. Jsun Tefrika No. 44 SUMER KIZI| Yazar: İSKENDER FAHRETTİN. — Iktibas ye terotne hakkı mahfuzdur — “Eğer beni idam edecekseniz, sakın, Beklan gibi, kaplanların ağzına atmayinız! Çünkü, ben kaplanlardan çok korkarım. Yerliler dilar, O gece de her tarafta küme küme toplandılar ve arz (Enhil) e ibadet ettiler, bu ilândan korkma" ilâhi önünde, güneşe hakaret etmişti. Elinde tuttuğu sarı renkli bir bez parçasını yere atarak çiğne, Sumerliler, Alam gencini yaka- layarak saraya getirmişlerdi Bilge, ihtiyar Sumer kumandanı ile beraber yemek yiyordu. Askerler selâm vererek içeriye girdiler, — Bu delikanlı Büyük tanrının rengine hakaret etti. Yakalayıp getirdik, Dediler, Bilge gözlerini açarak Alamlı gencin yüzüne baktı, — İsmin ne, delikanlı? Sarı renge hakaret eden genç, çok asabi idi. Uzun saçlarımı ka- rıştırarak, başı yukarda, cevap verdi: — Uran, — Nerelisin? — Burada doğdum. Burada büyüdüm-. Suz surları baricine çıkmadım, — Ne iş yaparsın ? — Bağlarımız va tarım, Ihtiyar kumandanın önündeki bardağı göstererek : — O içtiğiniz şarap benim bağlarımın üzümünden yapılmıştır. Üzüm sa- Dedi. Bilge delikanlının yanına sokuldu. — Sarı renge hakaret edenin idam edileceğini bilmiyormusun? — Biliyorum... — Büyük tanrının rengine haka- işsin?! Onu ayağının altına çiğnemişsi Uran lâkaydane bir tavurla cevap verdi: — Bu, benim vazifem,. Ben hergün sarı üzümleri bağdan top- lar ve şarap yapmak için ayağımla giğnerim, Askerler söze karıştılar; — Elindeki sarı bezi yere attı ve bize bakarak hakaretle çiğnedi “Ben böyle kanun tanımaml, diye bağırdı. Dediler. Uran büsbütün asabileşti. Ce- binden bir bez parçası np. yere alt ediniz, i, işte bir daha çiğniyorum, yerdeki bezi tekmelemeğe r kumandan şiddetle ye- rinden kalktı: Rekabet kabul etmez dereci bastırmak isteyenlerin bu etmelerini mektup ve zarf başlıkları, Kitap, Mecmua tavsiye ederiz. Bundan başka en müsait şeraitle kartvizit, ve sair tap işleri yapılır. Telefon: — Tutun şu küstahın kollarından! Diyerek Alamlı gencin üzerine atıldı, Fakat, Bilge, soguk kanlılığını muhafaza ediyordu, fazla biddet- lenmedi. — Büyük tanrımızdan ve onun renginden ne fenalık gördün? Diye sordu, Uran bağır: Sizin tanrınız, iki senedir, benim üzümlerimi yakıyor. Evelce daha çok mahsül alırdım. Bu sene fazla şarap yapamadım. Bağlarımın dörtte üçü Güneşin hararetile yanıp kavruldu. Perişan oldum. Para kazanamadım. Bilge müteessir oldu. — Kimsen var mı? — Babamı (Beklan) boğdurdu. siz de beni idam ederseniz, beş kardeşim ve annem aç kalırlar. Onlara ben bakıyorm. — Mademki muhtaç bir halde- sin; neden Sumerlerin kanununa iayet etmedin? — Ne demek istiyorsunuz? size gelsem: “Biz aç kaldıkl, desem, doyurur miydi — Biz buraya açları doyurma- ğa gelmedik. Fakat, Alamları İ memnun etmek isteriz. Sana da belki faydamız dokunurd Ihtiyar kumandan, delikanlıya fazla söz söyletmek istemiyordu. — Bırakınız, dedi, şu küstabı zindana götürsünler! Bilge cevap vermedi Uran tekrar haylardı — Beni kardeşlerimden ayır- mayınızl Onlar, ben bu gece evime gitmezsem, aç kalırlar. bir ceza verecekseniz, gecikme- Yalnız, bana bi manızı istiyoru edecekseniz, sakın beni Beklan gibi, kaplanların ağzına atma yınızl Ben, kaplanlardan çok korkarım... (Arkası var ) çak Sahili! EMLÂKiNİZİN iDARESİNİ UMUM EMLÂK ACENTESİ Müessesesine tevdi edini; BAHÇEKAPI TAŞ HAN No. 20 - 21-22 TELEFON | | Posta Kutusu 58 vede ucuz fiatlerle iş yapar. ucuz fiatlerden istifade adres karlı, makbuz, fatura, sirküler 21434 AKŞAM Matbaacılık şubesi Her akşam bir hikâye Tekender Fahire beyin Cingil eebiyından - nemuneler). isimli dir Miküyo kollyatı beroâm ottiğini yazmış bu kitaptan misailr de almıştık. Arka daşıımzın , bu. seferde (Amarikan ede blyatından nüramneleri, ismi başka bir lab negrolumuyor. Ondan da ir hikiyo bas ediyoruz. — Eşhas — Misler Cen Grey (Banka direktörü) Mister Rober Kayi ÇAkkör). Matmassl Aksan (Aktrs) Vaka bir dyatro binasında matmazel Aksan odasında. cerayan eder) — Birinci Meclis — Con Grey - Rober Kayt Con Grey — Bu gece (Çingene kızı) piyesini muvaffakiyetle tem- il ettiniz! Sizi tebrik ederim, Kayt! Bilhassa Çoban rolünde seni, çingene kızı rolünde de matmazel Aksan Sirkonfleksi Kayt — Teşekkür ederim, Mister! © İltifat buyurdunuz. Ben muvaffak olup olmadığımı bilmem; fakat Matmazel Aksan — cidden muvaffak olmuştur. | Grey — Onu bu gece ilkdefa Çok güzel bir | olarak gördüm. sanatkâr., Kayt — Evet, kumpanyamıza | yeni dahil oldu. Çok ince, hassas İ bir kız. Rollerini bütün arkadaş | lardan iyi ezberledi ve hepsinden İ fazla muvaffak oldu. Her temsilde İ bu muvaffakiyeti gösterirse, istik- balin yegâne sanatkâr! olacaklır. Grey — Haniye, nerede kaldı? Son perde kapanalı yarım saat oldu; hâlâ meydanda yok! Kayt — Efendim, direktörün odasındadır. Mamafih buraya teş- rifinizi haber vermiştim, nerede ise gelir. Grey — (Sivri sakalını karıştır rarak ) Kayt, Kayt — Emredinizl Grey — Bu yeni aklirisin yak nız bir şeyi çirkin. Kayt — Nesi? Grey — Ismi, isim olur mu? Kay — Efendim, fransızlar her şeyin uzunundan hoşlanırlar... Ma- mafih öyle zannediyorum ki, Aksan Sirkonfleks o matmazelin hakiki Bu kadar uzun ismi değildir. Grey — Bunu nasıl öğrenmeli? Kayt — Geline: sıkıştırınız, söyleri Grey — Sıkıştrınca söyler mi? Kayt — (Safiyetle) şüphesiz. Grey — Ikimiz birden mi sıkı kıracağız? Kayt — Nasıl isterseniz. Ma- mafih, Siz zahmet ve merak et Grey — Benim yanımda mı?! Kayt— (Hayretle ) tabii, iz mi? istehziyane) sadece ismini öğrenirsiniz! Kayt — Zaten başka mevzuu bahis olmamıştı (Bu sırada kapı açılır, Matmazel odadan içeri | girerl Siz ikinci meclis Evulkiler « matmazel. Aksan Aksan — (Gülerek) Gudnayt ! Grey — Gudnayt, sevgili mat- mazell | Kayt — (Matmazele) biraz eve İ vel gıyaben takdim ettiği İ ter Con Grey. Milli banka direk- İ &örü.. Kendilerini çok eskiden tanırım. Sanatkârlara karşı büyük bir muhabbet ve merhametleri | vardır. | Aksan — (Istiğrapla) merha- metleri mi? Grey — Mucibi istiğrap olacak ne var, Matmazel? Aksan —Merhametleri... Bu çok tuhaf bir tabirl Acaba, bu keli Grey — (Matmazele) ne demek istediklerini muhterem sanatkâr lütfen izah ederler mi? Aksan — Bu gayet basit bir mesele. Anlamıyacak ne var ki?! Ben bu kelimeyi kendi hesabıma kabul etmiyorum, çünkü muhtacı merhamet bir halde değilim. Siz merhamete lâyık bir vaziyette ise- niz, ona bir diyeceğim yok! Grey — Anlaşıldı, Kaytl Mat- mazel çok hassastırlar. Hakları var. Sanat ve zekâları, kendisini merhametten müstağni kılıyor. Kayt — (Samimi ) matmazel “Aksanl Bu kelimeyi kemali sami- miyetle sarfettim. Bittabi bir mak- sadım yoktur. Fakat, ben bu sa- natta çok büyük tecrübe ve ders- ler gördüm. Tiyatroculuk, dünyada mevcut sanatlerin en nankörüdür. Bu kapıdan nice sanatkârlar ye- tişmiştir, lâkin ölürlerken gene ceplerinde beş paraları yoktu ve onların techiz ve tekfin masa- rifini gene böyle Mister Grey gibi hamii sanat, insaniyetperver ve ltufkâr insanlar vermiştir. Aksan — Rica ederim, masak dan hazetmem. Neşemi kaçırma- yınız, tatlı konuşalım... Grey — Sizi tebrik için oda- niza geldim matmazel! Fransade şöhretinizi bilmiyorum, fakat bi Bilhassa ( sesinizdeki tatlılık, bakışlarınızdaki caxibe bütün seyircileri kendinize mef- tan bırakmıştır. Sahnede, sarı saçlarınızla | süslenmiş (başınız, vakar ve ciddiyet timsali gibi e eyi Ayaş Aksan — Cidden lütufkârsı- nız, Mister Greyl Teveccühünüze bakarak ) matmazel, hakiki ismi- öğrenmemize müsaade etmez misiniz? Aksan — (Gülerek) nuz ya. Kayt — Canım, öyle bir satır isim olmaz! Herhalde başka bir isminiz vardır! Aksan — Hayır... Grey — (Yavaşça) çok sıkıştır. mal Kayt — (Başını sallıyarak) şey yapmadım ki.. Grey — Bu kadar ısrar olmaz. Ayıpkır! Kayt — Biraz da siz sılıştırınız, belki söyler! Grey — ( Matmazelin yanına sokulur ) ne olur hakiki isminizi lütfetseniz..? Aksan — lnceliğinize teşekkür ederim, mister ( Kayta hitaben ) gördün mü kadına yapılacak muameleyi! Kayt — ( Şaşırır ) bir terbiye- sizlik yaptığımın farkında deği lim, Affedersiniz matmazel! Grey — (Lâh kapatmak kas- tile) bir gece tenczzühü arzu etmez misiniz, Matmazel! Kayt — ( Kendi kendine ) hah, şimdi. turnayı gözünden vurdun, giderken ismini öğrenmek için istediğin kadar sıkıştır! Aksan — (Gülerek) bilmem, Grey — Muvafakatinizden do- ayı minnettarınızım! Kayt — Gece rahatsız olınaz 12? Aksan — Bu hususta sizden rey soran olmadı zannederim! Kayt — Bu gece hakikaten ka- balığı üzerimde olacak matmezell Aksan — Hiç şüpheniz olmasın. Sa KARİ MEKTUPLARI soğuktan donuyoruz! ( Büyükada ) vapurunun kal İtin oki Havalar. soğuyunca barınmak imkânsız | geldi. Bir kaç defa bale Seyrisefaine gerek şahsen yerek müctemian müracaat ettik. Süratle yapılacağı vaadedildiği halde kış ortasına geldik, hâlâ bir şey yapılmadı. Vapur salonlarında, soğuktan donuyoruz. Seyrisefain idaresin- den bu vapurun ısınmasını ve bizi hastalıktan korumasını çok rica ederiz. Karilerinizden: Mehmet Al ( Pendik ) vapur iskelesi ehli Pendik vapur iskelesi ahşap idi. Geçen akşam Seyrisefain vapırlarından biri iskelenin üze- rine bindirdi ve ahşap kismini sürükledi. Şimdi iskelenin bu kıs- mı inhidama mail bir haldedir. Halk iskeleden vapura ve var urdan İskeleye güçlükle inip binmektedir. Fırtınalı havalarda kaza ihtimali yüzde yüz mevcuttur. Seyrisefain idaresinin bu iskeleyi bir an evvel tamir ettirmesini Pendik 'halkı namma © temenni ederiz, Pendik sakinleri namına M.R. Türkiya - Bulgaristan Sofya, 24 — Baş vekil M. Mu- şanof, Sobranya da Türk - Bulgar münâsebeti hakıknda bir nutuk söylemiştir. M. Muşanof nutkund. “ Burada | muarızlarım bana orlar ki: Türkiyeye | gittiniz. Siz orada kahve içtiniz. Pılây yediniz ve geri geldiniz. Amma eskiden neredeyse gene orada duruyor. , OM. Muşanof bu mukaddemeden © sonra | Türki yede yaptığı işleri saymıştır. Bu işler arasında Türkiye ve Bulga- ristanda bulunan Türk Bulgar emlâki, ve iki devlet arasındaki ticaret o meseleleri en mühim eleleri teşkil etmektedi Kayt — Mamafih, bava serin. Siz de yoruldunuz. Bu noktai na zardan beyanı mütalâz etmiştim. Aksan — Ben çocuk muyum? Merhamete muhtaç olmadığımı daha şimdi söylemiştim. Grey — Lâh bırakalım da matmazel hazırlansın, Kayt — Hay hay. Fakat bir şey sormak isterim, bendeniz de refakatinizde ufak bir yer.. Aksan — Yok, yok.. Ben, iki erkek ile sokağa çıkamam! Grey — (Kayta hitaben) Mat- mazeli ilk geceden fazla rahatsız etmiyelim.. Kayt — Emredersiniz, Mister TB esnada Matmazel gardrobun önün de giyinmeğa başlı. Başındaki seri Saçlı porukayı çıkardı, başı hamam tasi gibi mcelik bir halde meydana çaktı, fakab bu amelyeyi süratle yapar Tak yerine. bir diğer takma saç koydu, başının kel olduğumu kimse bilmiyordu, bükin kanka direktörnmün müteceeis mazarları ba hileyi görmekte gecikmedi! “Aksan: — İki dakikaya kadar hazırım, Mister Greyl Grey — (Daba evvel kalkarak) Matmazel birdenbire fena halde cılandim. Bu gece beni mazur görünüz! Benim yerime (Kayı) size refakat etsin. JElini sıkmadan kapıdan çıkar) Aksan — (Hilenin hissedildiğini anlıyarak) aman.. Biraz sul Bana da birdenbire fanalık geldi. IDiye koltuğun üzerine düşe) Kayt — (şaşkın) şimdi de mu İ tacı © merhamet değil misiniz, | Matmazel! Mütercimi İskender Fahreddin (Büyükada) vapurund > denize doğru uzanmış bir halde e RAM e e e kl

Bu sayıdan diğer sayfalar: