22 Ağustos 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

22 Ağustos 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 Ağustos 1934 Zingal AKŞAM Sahife 7 —— kereste fabrikası 3000 amele kullanan muazzam Geçen hafta İsmet paşa Zon guldakta İş bankasına alt kok ve antrasit fabrikasının temel atma merasiminde bulunduktan sonra Ayancığa giderek orada Zingal girketinin kereste fabrikalarım ve ormanlardaki fenni tesisatı gez” işti, Fabrika müdürleri tarafından büyük hürmetle kabul edilen 1e- met paşa, şirketin değerli umumi müdürü Tevfik Ali bey tarafından. verilen malümet ve izahatı dik- katle dinlemiş, gerek orman, ge- rek kereste imalât ve ihracat işle- rine ait en ufak teferrünta kadar alâka göstererek sualler sormuş lar ve fabrikanın mükemmeliyet ve intizamını takdir emişlerdir. Avrupanın en büyük ve en mü- kemmel fabrikaları derecesinde fenni ve muazzam tesisata malik fabrikalar gezildikten sonra 35 kilometre ileride ormanlara gi den dekovile binilerek Kepeze gi- dilmiştir. Şirketin işlettiği Zindan. ve Çangal ormanları dahilinde üç muhtelif istikamette dekoviller bir de 28 kilometrelik bir hava battı yardır ki en ileri dağlardan kütükleri nakletmektedi Şirket bu tesisata şim dar on buçuk milyon lira sarfet- İmtiyaz sahası 53 bin hek- tardır. Şirket, Ayancıkta liman ve rık- tem olmadığı için, sahile, büyük ve yeni tertibat yapmıştır. Resim- de görüldüğü üzere bu tertibat, keresleyi havadan vapurlara yük- lüyor. Şirketin 65 kilemetre de- miryolu ve sekiz lakomotifle 150 yayonu, ormanlardan dekovile kadar kütük makleden 30-40 kilo- metrelik kuru ve sulu olukları vardır. Şirket geçen sene 62,000 metre mikâbı kereste istihsal etmiş ve bunun 12 bin metre mikâbını Kıb- rs, Suriye, Filistin, Mısır, İtalya, Japonya ve İngiltereye il raç et miştir. Her sene Ayancıkta bi milyon lira amele ücreti tediye ediyor, ve 3000 amele kullanıyor. Muhabirimizin çektiği ve: lerden bazılarını dercediyoruz, m ni b | xa mahkemesine verilmişti Sait Vehbi bey hakkındaki tahkikat bitti » Kendi idare etmekte olduğu hususi otomobille Ortaköyden ge- çerken bir askerin ölümüne se- bebiyet vermekten suçlu Sait p: şazade Vehbi bey hakkında rinci istintak dairesi tarafından yapılmakta olan tahkikat tir. Sait Vehbi beyin muhakem. yapılmak üzere evrak üçüncü ce- ir müessese a ia Içinde yüzerek fabrikanın muhtelif kısımlarına aşağıda solda fabrikanın Ayancık sahilinde le aşağıda dekovli Istasyonuna geliyor Vastl Riza böy Bazı gazetelerde Şehir tiyatrosu artistlerinden Vasfi Riza beyin, şehir kooperatifinden ayrıldığı ve bundan sonra temsillere iştirak etmiyeceği yazıldı. Vasfi Riza beyden aldığımız bir mektupta, bu neşriyat tekzip edilmektedir. Vasfi Riza bey rahatsız olduğunu bir müddet istirahat etmek mecburiyetinde kaldığını ve bu yüzden temsillere iştirak etmedi- ğini, kooperatifle arasında ihtilâf olmadığını söylüyor» Tetriha No. 34 Ceneral fütur kabul etmez bir | irade ve ihatalı akıl sabibi idi. Nefsine hudutsuz itimadı vardı. Fakat zekâsı mahdut idi, Gayri mahdut enaniyet ve itimadı ken- disine tehlike anında temkin ve- riyordu. Fakat zekâsının mahdut bulunması vüsati nazardan ve icat kudretinden kendisini mah- rum etmişti. Halbuki üzerine al- dığı muazzam mesuliyet dolayısi le bu hastalara malik olmak za- ruri birer şarltı, Ceneral Jofer, büyük Napolyo- nun bile karşılaşmadığı gayet muazzam askeri mesele ile karşı laşmış bulunuyordu. Halbuki ce- neral bu meseleyi Wellingtonun, yahut Grantın dununda bir dimağ ile halletmek istemişti Ceneral Jofer ile İngiliz arka- daşı Haigin dimağları iptidai bi- Ter tanga benziyordu. Hedef mahdut ve etraftaki arazi görü lebildigi vakit bu tank mükem- mel iş görüyordu. Lâkin hedefe yetiştikten sonra tangı tekrar dol durmak ve yeni vaziyeti yeni baş- tan düşünmek icap ediyordu. Bu tank gibi Jofer olsun, Haig ol- sun daha geniş, daha uzak, ileris görünmez bir sahaya gelince ap: şip kalıyorlardı. Asri tanklar her türlü araziye göre idare edilir ve hedefe göre &vvelce levazım ve petrolunu alır. İki ceneralda ise asri tank kabi- liyeti yoktu. doferin plân iptilâsı Nerede ki maddi ve akli serma- ye ve ihtiyat kuvveti kıttır, müs- rifane tabyalarda anudane 1s- rar edilmesi mutlaka felâketi in- taç eder, Bu haldir ki 1917 de Fransızların ateşin vatanperver- lik ruhunu bir müddet kırmı Gene budur ki Rusyanın sadıka- ne ruhunu nihayet mahvetmi 1917 de İngiliz kıtaatının anu: ne mukavemet ruhunu yıpratan da bu keyfiyet olmuştu. Dört devre garplı müttefikinin sevkülceyşi üzerine hâkim olan ceneral Joferin başkumandanlığı zamanında ceneral sadedilâne ve batıl bir itikada saplanıp kalmış- tı: Jofer bir plânın sihirbazane kuvvetine inanmakta ve tebed- dül eden shvale ehemmiyet ver- memekte ve uymamakta idi. Filvaki harp için iyi düşünük müş bir plân elzemdir. Fakat Jo- fer böyle düşünmüyordu. Muma- ileyhin aklına göre kararlaştırılan bir plân meydana çıkan yeni ha- 'kikatlere ve tahaddüs eden yeni ahvale bakmıyarak mutlaka tat bik edilmelidi Eğer bu anudane irade uysal ve velüt bir dimağ tarafından kontrol edilseydi her hangi büyük bir teşebbüste takdir edilemiye- cek kadar kiymettar olurdu. Lâ- kin bir defa dar bir zihniyet ile birleştiği zaman hataların zu- buru çaresiz olur. Böyle bir her yeni hakikate çarparak ve ihmal et er hufreye pal dır küldür düşer. Jofer Almanlar gibi hain bir düşmanın neler yapacağını ev- velden keşfetmek kudr: 'ken- disinde görüyordu. Halbuki Al manlar Joferin plânında kendi- leri için tayin olunan rolleri her zaman ifadan çekiniyorlardı. Zaten garplı müttefiklerin cüm- lesi tam bir müşterek hataya düş- müşlerdi. Bunlar kendileri gibi Almanların mükemmel sistihbarat Loyd Corcun harphatıratı Umumi harbin esrarı teşkilâti bulunduğunu zannedi- yorlardı. Halbuki hakikatte müt- tefiklerin istihbarat teşkilâtı daha. iyi idi, Ceneral Joferin 1914 te Alman mı karşılamak üzere hazır- ladığı plân Almanlar Belçikanın içinde geçselâr bile Ardennes dağ- ları üzerinden yürüyüp yapacak- ları ve daha 'garptan ilerilemiye- cekeri zan ve tahmini üzere kurul muştu. Bu yanlış plân, hatanın anlaşılmasını! müteakip, düşma- Dın beklenilmiyen hareketine uy- durulmuş olsaydı malüm felâke- te sebep olmyacaktı, Lâkin o zaman Joferin sapla- mıp. kaldığı “plânın akibeti ne olurdu? Tesadüfi muhalif ahya- lin zuhuru doleyısile mukannen istihlâs plânının heyeti umumiye- sinden ferağat etmek lâzım gel Alman ordularının Maubeuge- den geçerek “Fransızlar ile İni lizlerin cenahlarını aşmak iste- dikleri meydana çıktığı zaman Joferin plânının büsbütün terke- dilmesi icap etmezdi. Bu takdi de panik şeklindeki bozgunluğa ve Fransanınşimali garbi eyalet- lerinin dört sene düşman işgali altında kalmasına lüzum kalmaz- dı. Ceneral Jofer tüç harp devresin- de yaptığı taarruzi hareketl cümlesinde, muvaffakiyetsizliğin muhakkak olduğu ve taarruza de- vamın zayiat” listelerini kabart- maktan ve orduyu en güzide efrat ve zabitanımdan mahrum bırak- 'maktan başka bir fayda vermiye- ceği her zeki asker tarafından anlaşıldığı belde kendisinin hâlâ taarruzda devam ve ısrar ettiği görülmüştür. Ceneral Joferi Balkanları, yu karıda tarif" ettiğimiz mukennen ve âdet hükmüne giren taarruzlas Tı tam surette iflâs eylediği anla” dığı halde hücuma devam eyle- mesine feda etmiştir. Jofer garplı müttefikin millet- lerinin sadıkane: prestiş ettikleri askeri sanemlerin tam bir nümu- tarip oldukları halde bu bü cenerallar muvaffakiyetsizlikle- rinden, daha kanlı, daha zayiatlı hezimet ve fiyaskoları vazı sahne etmeğe hazırlanmaktarı başka bir ders almamışlardır. Aynı tipte üç ceneral Jofer, Haig ve Robertson bir çok naktada yekdiğerine benzi- yen kumandânlar idi, Bu üçünden Jofer idi. kü daha: ziyade talim ve ter- biye görmüş ve büyük kütleleri idarede daha ziyade tecrübe sal bi olmuştu. Fakat üçü de ayni ev. safı, ayni mahdudiyeti haiz idi Üçü de hakiki vatanperver idi- ler. Lâkin bu vatanperverlik duy- gusunda harbe giden milyonlarca vatandaşlarından bir fark ve ay rılıkları yoktu. Yalnız İngiltere, tunç bir madalya almak, yahut o. en ziyade kuvvet mümtaz olmak ümit ve va madığı halde dört milyon genci ölüme ve malüliyete göndermişti. Bu ceneralların üçü de çalışkan işçi idiler. Vazifelerini anladık. ları şekilde namuskârane ifa edi- yorlardı. Fakat bu hal bir imtiyaz. sayılamaz. Çünkü sâyü kisp sahibi insanların ekserisi Cenabı hakkın takdir eylediği sahada böy- Je çalışınları (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: