3 Ekim 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

3 Ekim 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Teşrinievvel 1934 AKŞAM e ARR ra © AKŞAMDAN AKŞAMA Meydana çıkan bir hakikat ihtikâr var mı, yok mu? Ha- yat pahalılığı var mı yok mu? Bunlara karşı mücadele lâzım mı değil mi? Bunlar öyle sualler ki lâfla, #mantıkla | halledilemez. Bunları rakkam ve vaka üzerinde konuş- malı, ondan sonra akıl ve mantı- ğa müracaat ederek o mahkeme Yürütmeli ve bir neticeye varmalı, Nafin vekâleti bize bu imkânı hazırladı. Şimendifer nakliye üc- retlerinde büyük tenzilât yapıldı. Bugünkü vaziyete göre bu bir fe- dakârlikt, Çünkü işletme hasılâtı Zaten masrafı korumazken şimdi tenzilâtla bu açık daha ziyadeleş- tiriliyordu. Fakat devlet bu feda- kârlığı halkın hayatını ucuzlatmak için ihtiyar ediyordu. Şimendifer idaresinin devlet elinde bulun- masının hikmet ve Faydası bu sur. retle isbat olunuyordu. ğer taraftan, bugün için bir fedakârlık olan şu hareket tam ticari prensiplere uygun, makul bir istikbal tedbiri idi. Ucuzluk nakliyatı teşvik edecek, çoğalta- caktı ve bu sayede hasılat arta- caktı. Neşredilen malümata göre, nak- liyat hakikaten çoğalmıştır. Fa- kat acaba hayat ucuzlamış mıdır? Hayır! Şu halde, nakliye ücretle- rinin indirilmesinden hasıl olan farkı kim cebe atlı? Halk hesa- bina yapılan fedakârlik kime ya- radı? İşle şu tecrübe ve meydana çı- kan hakikat karşısında ihtikârdan Bahsetmeğe hakkımız olur. Hayat hıdır, bunu daha ucuzlatmak denilirse hayal demagoğiye dalımız olmaz. Nakliye ücretler sinden tüccarların, esnafın fazla bir kâr temin etmiyerek fintleri ayni nisbette indirmelerini istemek ızdır. Onlar indirmezlerse rini insafa davet etmek ve dinlemezlerse kanunu hareke- #e getirmek icap eder. Burası tabii iken neden bir şey yapılmıyor? Çünkü bunu kendisi- ne vazife edinmiş bir makam yok- 4ur. Hayat pahalılığına karşı, ka- yanlıkta göz kırpmak kabilinden, parça parça, şurada burada, ted- birler almaktan, alınır gibi day. Tanmaktan hiç bir fayda çıkmaz. Nasıl ki işte çıkmıyor. Bütün bu hareketi bir elde, bir merkezde toplamak ve şamil tedbirler al- mak: lâzımdır. Şimdiye kadar fırsat düştükçe bu noksana işaret ettik. Bugün bu noksan ve bu icap işte nafia ve. kâletinin son tecrübesile göze çar- pacak derecede meyda, br. Gene tekrar ediyoruz. Geçinme- Yi ucuzlatmak için umumi ve şa- ŞEHİR HABERLERİ Şehir tiyatrosu Artistler mukavele ile bağlanacaklar Şehir tiyatrosundan istifa eden sanatkârlardan Hüseyin Kemal, Hadi beylerle Halide, Şaziye ve Şayeste hanımların şehir tiyatrosu fana müdürlüğüne verdikleri me belediye riyasetine gönderik mişti Belediye bu istifaları hemen ka- bul edecektir. Ancak şehir tiyat- rosu kadrosunda bu gibi hadi; lere meydan vermemek için yeni bir tedbir alınması düşünülüyor. Şehir tiyatrosundaki © artistlerin, sıhhi ve kanuni bir mazeret müs- tesna olmak üzere, muayyen bir müddetle müesseseden ayrılma malarını temin etmek için bir mu- kavele ile bağlanması tasavvur ediliyor. Belediye bu meselenin hukuki tarafını tetkik ediyor, Artistleri maları kararlaştırılırsa © zaman mukaveleye bağlan itleri mukave- leyi imzaya davet edileceklerdir. Polise alınacaklar Son zamanlarda üç yüze yakın müracaat var Polis kadrolarında kalem işleri- nin zabıta memurlarından ayrılıp ip sınıfı memurlara verilmesi ikmal edilmiş ve zabıta memurları kalemlerden alınıp diğer işlere verilmişlerdir. kadar polis meslekine evrakı polis leminde tetkik ediliyor ve mua- mmeleye konuyordu. Şubelerde yapılan yeni teşkilât- ta bundan sonra müracaat eden- lerin evrakı da polis üçüncü şube tetkiki hüviyet başmemurluğu bü- yakın müracaat evrakı vardır. Bü- Fo evrakı tetkik ettikten sonra po- muvafık olanların lerden müteşekkil ıtihap heyetine verecektir. mil tedbirlere ihtiyaç vardır. Be- lediyelere bırakılmış mahalli sa- lâhiyetler müessir surette istimal olunamaz. Hayat sıkıntısı vardır ve bu zaruridir. Fakat zaruri olan miktardan fazla sıkıntı çekmekte imana yoktur. Vâsi Kanalizasyon Cihanğire doğru ameliyata devam edilecek Belediyenin kanalizasyon şir ketine yaptırdığı iştir. Bu yeni kanalizasyon saye- sinde İstanbul tarafındaki mal leleri sel basmak, yağmurlardan dolayı tahribat vukua gelmek ih- timali kalmamış gibidir. Yalnız Yenikapıdaki şimendifer hattı tındaki köprünün inşası henüz bitmemiştir. Bu köprünün inşa- sından sonra buradan lâğımlar ge- gecek ve Aksaray ve havalisi sel kurtulmuş ola hücumlarından caktır. Kanalizasyon işleri bundan son- ra geçen kış başlanan Fındıklı ve havalisindeki kanalizasyon teşki- Iâtının bitirilmesine hasredilecek- tir. Fındıklıdaki mecraları bu ay sonunda bitecek ve inşaat Cihan- gire doğru ilerliyecektir. Şark demiryolları Muvakkat memurların vaziyetleri tetkik ediliyor Şark demiryolları kumpanyasi mafıa başmüfettişliğinin nazarı dikkatini celbetmiş ve bu mesele- Ji tetkike başlamıştır. Kendilerinden izahat istenilen muvakkat memurlar, stajyerlik zamanı geçtikten sonra esas kad- roya alınmaları lâzım geldiği hal- 'de senelerdenberi asli memur va- ziyetine geçemediklerini, bu it barla memurlara mahsus haklar. ifade edemedikleri Başmüfettişlik, tetkikatı netice- sinde kumpanyanın memur mev. cudunu asıl ve sabit kadroya uy- gun bir hale getirecek, ehliyetli muvakkat memurlara, kadroda vazife verilmesini temin edecek tir. Vaziyetleri gözden geçirilen muvakkat memurlar 90 kadardır. Bunlar arasında 8 senedenberi kumpanyada çalışanlar da vardır. Staj müddeti en fazla bir sene olduğu halde bunlara neden di mi memur hakları verilmedi kumpanya müdürlüğünden sorul- muştur. 0 1332 memurdan mürek- kepti; Nankör evlâtlar Selim Sırrı bey yarın akşam saat 9 da stanbul radyosunda evlâtların nankör olup olmadıkları hakkında bir konferans verce- cektir. Mühendis mektebi Bu sene diğer senelerden çok müracaat var Bu sene lise mezunlarından mü- him bir kısmı mühendis mektebi- ne girmek için müracaat etmişler- dir. Talipler içinde leyli olanları ayırmak üzere mektepte bir mü- sabaka imtihanı açılmıştır. Mühendis mektebi ders prog ramlarında ve tedris usulünde ba- 71 değişiklikler yapılmıştır. Bu Deden itibaren, mevcut ihtise nıflarına e edilmek ere elektro mekanik) ve | (telgraf) mühendisi yetiştirmek üzere iki kısım daha ilâve edilecektir. Şimdiye kadar üniversitede bu- lunan (elektro mekanik) şubesi talebesi de mektebe iltihak etmiş- lerdir. Yeniden açılacak olan için Fransadan bir Bu profe- ve telsiz telgraf mühen disi yetiştirmek üzere yeniden teş- kil edilecek yeni şubenin progra- Fanı tanzim edecektir. Memleketimizde ancak bir kaç telgraf mühendisi olduğundan tel graf mühendisine büyük bir ihti- yaç vardır. Yeni şube bu ihtiyaci karşılıyacaktır. Garip bir kaza Bir keçi, bir kadının ağır yaralanmasına sebep oldu Koragümrük civarında garip bir kaza olmuştur. Karagümrük oturan Şemsiye hanım isminde bir kadın evvelki gün evinde besledi- ği keçinin boynuna bir ip bağla Yıp sokağa çıkmıştır. Şemsiye ha. nım inatçı keçiyi sürüklemeğe lışirken hayvan birdenbire ürk müş ve kadının elinden kurtulup boynundaki ipi sürüyerek sokakta koşmıya başlamıştır. Bu sırada yolun karşi tarafın. 'dan geçmekte olan Ferdane ha- nım isminde bir kadıncağız keçiyi görünce korkmuş, kaçmak miştir. Feradne hanım kenara çe- kilmek isterken keçinin boynunda bağlı bulunan takılmış ve bundan bü iste kazaen ayağına iğümlenmiştir. Keçi tün ürkmüş ve hız- ıca zıplayınca Ferdane hanımı ye- | re yuvarlamış ve taşların üzerinde bir müddet sürüklemiştir. Etrafta bulunanlar keçiyi yaka- lamışlardır. Ferdane hanım başın- dan ve muhtelif yerlerinden ağır surette yaralandığından hastane- ye kaldırılmıştır. ISTANBUL HAYATI Parklarda son bahar Havalar serinleyince parklara. rağbet azaldı. Akşam üzerleri do- lan kanapeler artık bomboş duru- yor. Sultanahmet parkında lâstile İe serçe avlamıya uğraşan afacan- larla kol kolu dolaşan birkaç çift- ten başka kimseler yok, Gülhane parkının kapısinda kuşlarla fala bakan niyetçi duva- ra yaslanmış uyukluyor. Çamların altına sıralanmış kanapelerde kol- tukları çantalı bir kaç genç mek- tepli, ders münakaşası yapıyorl. «— Bir kümeste birçok tavşan, tavuk, horoz varmış, Kümesin sa- hibi saymış, hayvanların hepsinin ayaklarının mecmuu yüz otuz beş olduğunu görmüş. Acaba kaç tav- şan ve kaç tavuk varmış?» Kalemleri, kâğıtları, çıkarıyor. lar, hesaba dalıyorlar. Topkapı sarayının yanına çi- kan arka taraftaki tenha, kuytu yollarda biribirlerine sokulup dal- gın dalgın dolaşan genç çiftlerin mırıltıları duyuluyor. Etrafları tenha olduğu için doya, doya, ra- hat, rahat konuşuyorlar. «— Üç defa mektup gönder dim, randevü istedim de cevap bile vermedin. Bu hiyanet değil midir?.» «— Aaa... Vallahi de almadım, billâhi de almadım, iki gözlerim seni görmez olsun ki almadım. Sen inanmazsan ben ne yapayım.» Aşağıda deniz kenarında ka- dınlı, erkekli balık meraklıları se- rin rüzgâra karşı titreşe titreşe oltalarını sallıyorlar, gözlerini bi- rer noktaya dikip saatlerce hare- ketsiz bekleşiyorlar. Sudal lıkları ip kaçırmamak seslerini bile çıkamıyorlar. kın diş Par ında, bostanların kena- rında tuğla minareli bir ev, Önün- deki meydanlıkta elleri, yüzleri -amurlu çocuklar hindi, kaz sü- rülerini kovalıyorlar. Evvelce e: mi olarak yapılıp sonradan ev ha- line getirildiği belli. rafında bostanlar, kale duvarları, bir tara- fında deniz var.. Etrafta bir tek ev bile yok... Parkın parmaklıklarına on iki, on üç yaşlarında bir çocuk yanın- dal soruyo «— Baba, burada hiç ev yok. “Acaba bu camii niçin yapmışlar?» Baba, derin derin içini çekerek anlatıyor: «— Ha., Oğlum. Tarihte oku- yorsunuz ya. Eskiden okuyup yaz» mak bilmiyen birçok paşalar var dı. Bunlar milleti ezip soyarlar, konaklarında keyfederlerdi. Yaş- ları ilerileyince de güya bu günel larını affettirmek için böyle ras- gele yerlere camiler yaptırır ve akıllarınca bu sayede cennete gi- derlerdi. Bu da öyle bir şey ola cak.» basma camii göstererek — İktibas ve tercüme hakkı mahfuzdur — — Dün gece şöyle imi şakağıma koyup «Ben nasıl bir kadınla evlenebi Birim?» diye düşündüm Amca beye. -. Ve kendi kendime şöyle bir &p tasarladım: Saçları kendi rengindel, Kaşları yolunmamış!., Kirpikleri kendi- Yüzü pudrsız, allıkiz1, Dudak. Tuğsuz... Parrmaklarına hiç kırmızı cilâ süre memiş!... Sözün kuası tabii bir kadın ariyorum! A, B. — Vah dostum vaht, Meğer pe kadaz yerine gelmiyecek arrun var maş.

Bu sayıdan diğer sayfalar: