27 Mart 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

27 Mart 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sn alama m — SE a Türk sporcularının on iki sene evvel ilk Finlândiya seyahatlerinden bir hatırm: o Resimde Galatasarayın futbol kaptanı Muslihi, Fenerin eski ve meşhur muhacimlerinden Alâeddini, Galatasaraylı Leblebi Mehmedi, maruf müdafi Âliyi, Yusuf Ziyayı, otomobil Nuriyi, Fenerbahçeli Sabihi, cambaz Kâmili, Kemal Rifatı, “Caferi, Yavuz İsmeti, kuleci Nedimi, Hamdi Emin Çapı, Kadriyi tanımak sporcular için güç bir iş değildir. « Geçen yazımın sonunda, dünya şampiyon namzedlerinin nasl çalış- tıklar ve formlerini nasil muhafa- za edeceklerini yazacağımı kaydetmiş- tim. Fakat Finlândiya güreş âlemini anlattıktan sonra İsveçin de bu spor Pr y geçmeğe Üç, dört, hattâ beş birincilik shyorlar, Bu suretle bütün güreş memleketle- rini arkasına takan İsveçte iki üç ©- limpiyatta şampiyon ölmüş güreşçi- lere tesadüf edilebilir. lıştırmak gene klüplerin ve mıntaka- ların vazifesidir. Milli takımı çalıştır- mak ve hazırinmeak antrenöre yeril- lere de gider ve meşgul olur. | et, hiç bir güreşçi, hiç bir boksör, kısa- şehrinde bulunan bu banyoların Fin' lerden görülerek yapıldığını bu son Jardı, Çünkü Finlândiyalı hiç bir at- cası hiç bir sporcü bu hamama uğra- madan ve beş on dskika kalmadan müsabakaya girmez. Bu banyonun bir küçüğünü memle- ketimde veya klübümde gördüğüm zaman Finlândiya seyahatine çıkmış bir güreşçi gibi sevineceğim. İsveçte bugün bu kadar sevilen gü- rTeş, başlangıçta hiç sevilmezmiş. Bu- nun üzerine bir iki şehre inhisar eden güreş faaliyetini öteki şehirlere de | yaymağı düşünmüşler ve bu maksad- ia hiç güreş bilmiyen ve yapılmıyan şehirlere en iyi güreşçileri gönder- mişler, bu tanınmış sporcüler halka güreşin inceliklerini göstermişler, Bugün de İsveçte bu usul tatbik yaptıkları müsabakalarda bu kadar Hugo Meisl'in ölümünden sonra A- vusturya futbolünü federasyon reisi doktor Kberstaller eline almıştır. Bir Fransız gazeteci bundan böyle Avusturya futbolünün idaresine veri- lecek veçhe hakkında doktor Eberstal- ler üe bir mülâkat yapmıştır. Dikkate değer bulduğumuz bu mülükatı alı- yoruz: — Avusturya futbolünün yeniden tanziminden bahsedilmektedir. Bu husustaki düşüncelerinizi sorabilir — Mesai arkadaşım Hugo Meisl'in ölümünden sonra birçok dedikodular dolaştı; hakikat şudur ki Avusturya futbolünün ne teşkilâtında ve ne de idaresinde hiç bir değişiklik olmıya- caktır. Yegüne değişiklik kaptan Me- isl'in üstüne aldığı muhtelif vazife lerin federasyon erkânı arasında tak- simi ve Meisl'in yerine bâşka birisi- nin tayin edilemiyeceği keyfiyetidir. Dahili işler federasyonun iki azasile eski kâtibi umumi bay Ligi tarafın- dan tanzim edilmektedir. Beynelmi- lel meselelere gelince bunu da ben de- ruhte edeceğim. İ © — Avusturya - Fransa temasları? — Bu temaslara büyük ehemmiyet vermekteyim. Bunjarı idameye değil, çoğaltmağa bütün gayretimi sarfede- ceğim. Fransanın bana, pek az spor adamının iftihar edebileceği Jejyon dönürün salibini verdiğini hiç bir za- man unutamam. — Avusturya takımını kendiniz mi seçeceksiniz?, — Meisl'in zamanında bile takım federasyom azasının fikirleri alındık- tan sonra yapılırdı; ben de, eskiden olduğu gibi hareket edeceğim ve klüp- leri idare eden eski futbolcülerin fikir- lerini alacağım. Bundan başka hü- kümet teşkilâtı içindeki resmi va- zileme Tağmen “eskideriberi Ufutbo- Tün içinde olduğumu ve yirmi beş senedir bununla o uğraştığımı unut- mayınız. Profesiyonelliğin kabu- Münden, yani on seneğcnberi federas- sen relsiyim ve gençliğimde futbol oy- — e ek takım oynarken, basım memleketin B takımile B milli takı- mınızı dn karşılaştırmığa karar ver- mişsiniz?. — Bu kararı, genç istidadları tecrü- be etmiş olmak için verdik. Bu B ta- kımı, hiç bir suretle değiştirmek iste- mediğim Avusturya futbolünün tarzı- Balkan oyunları Oyunların eylülde Bükreşte tertibi kararlaştırıldı Atina 26 — Rumen atletizm fede- rasyonu Balkanlar arası atletizm ko- mitesine bir tahrirat göndererek bu 80- ne eylülde Balkan oyunlarını Bük- Teşte tertip etmeğe sureti katiyede karar vermiş olduğunu resmen bil dirmiştir. Romanya hükümeti, Balkan oyun- Jarınn tertibinde Rumen federasyo- nuna maddi ve manevi yardımda bu- Tunacaktır, Romanya hükümeti Bük- reş stadının tamiri için külliyteli kalabalığı ilk defa İsveçte gördüm. bir meblâğ Lalısis etmiştir. İsveçte de Finlândiyada olduğu gibi Balkan oyunları ou sene İlk defa güreşçilere hediye vermek usulü var- | olarak Bükreşte yapılacaktır. dır. Bu hediyeler altın sasi, kupa, EM a heykel ve satredir. KÜÇÜK HABERLER; Bugünlük yazımı bitirirken İsveçte Ankaraya gidecek olan Fenerbahçe 600 güreş klübü ve 25000 güreşçi bu- Yunduğunu da kaydetmeliyim. Feneryılmaz idarecilerinden umu- #abasından Zeybekoğlu bay Mehmed | mi kaptan Tahsin Özsöz'ün idare he- de vardır, Adiiyece tahkikata devam | yeti ile çıkan bir ihtilâf yüsünden klüpten istifa ettiğini haber aldık. SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdar. Tefrika No. 853 Jorris Abdülhamidin hizmetine girdikten sonra 500 altın alarak er çıktı derece tahfif etti. Polfeş fransızca O(Abdülhamidin son günlerinde İstanbul) eserinde idam garib ve şüpheli bir Tol oynamıştır. Marsilyada intişar eden Semaphore gazelesinin Beyoğlundaki muhabiri tarafından bu bapte verilen tafsilâtı dercediyoruz: (1) Tevkif edilince Jorris inkâr eti. Aleyhinde ciddi hiç bir delil elde edil- miş değildi. Şüpheye müstenid mü- him emarelerden başka bir şey bula- mıyan polis kör gibi etrafı yoklıyarak yürüyordu. Jorris mutlak bir iakâr vadisine sapabilirdi, Bunun yerine O ülfet ettiği kimseler hakkında kurma» karışık bir takım izshlara kalkıştı. Sonra bisdenbire itiraf yolunu tüt- mağa karar verdi. Sulkastin nasıl ha- zırlandığına, tertib ve icra edildiğine, bunda kimlerin xe rol ifa eyledikleri- ne dair müdellej tafsilât verdi. Kendi ailesinin bile aleyhinde bulundu. Bütün istintak esnasında Yıldızda kaldı. Orada isticvab edildi. Kendi- sinden büyük hizmetler benkleniyor- muş yahut vaadedilen müküfatlar hakkında kendisine bir fikir verilmek isteniliyormuş gibi hekkında şefkatli iinalar gösterildi; Tütufkür davra nildı, Jorrisin cevaplarında bir nokta gö- ze çarpınamak kabil değildir: O ken- d'sini anarşist göstermekte ısrar edi- yordu; sufkast ve taarruzun tertibin- de yalnız Ermenilerin değil, Avrupa- lu anarşistlerin de âmil olduklarmı göstermek istiyordu. Bu ısrar kapitü- lâsyonlar aleyhinde harekete geçmek emelini bes'iyen Yıldızım siyasetine uygun düşüyordu. Bundan buradaki - Beyoğlundaki - Avrupa mahfillerinde hasıl olan ka- nasi şudur ki Jorris Yıldızda bulun- duğu müddet zarfında «hükümet şa- bidiz olmak üzere ınahirane bir suret- te hazırlanmıştır!) Tahsin paşanın Yıldız hatıratında anlattığına göre: Bir gece Yıldıza bir telgraf geldi. Bu telgrafta Jorrisin af- fı tehdid ile karışık sözlerle istida ve rica olunuyordu. Abdülhamid Jorrisi geceleyin saraya getirtti. Kendisini bilvasıta kandırarak para mukabilin- de Ermeni komitelerinin hal ve hare- ketleri hakkında saraya malümst vermek üzre cezasını affetti. Suikastçi anarşist bozması bu su- retle kızıl sultanın hizmetine girdi! 500 altın harcirah «aldı; Sirkeeiden trene bindirildi, Avrupaya gitti. Müstebid Abdülhamidi öldürmek için Ermeni komitesine yardım etme- Bi anarşistlik vazifesi sayan Jorris çok geçmeden kızl sultena hafiyeli ge başladı! Mabeyin başkâtibi Tah- sin paşanın tasdik ettiğine nazaran bu yolda hayli hizmet te etti! Abdülhamid Jorrisi serbest bırakıp Avrupaya #ade etmek süretile «onun- la hemfikir ifratiyyuna» cemile gös- termiş, yani -anarşistlerin tehiidile kalbinde hasıl olan korku üzerine ta- leblerini tervic etmiş, fakat ayni za- manda ne meslekte olursa olsun şeh- sna hizmet ettirmek üzere adam kandırmakia meharetini de göster- mişti. Abdülhamid bu adamın kendi- sine iyi ve doğru hizmet edeceğine kani olmuş mıydı? Hiç zannetmem, Herkesten, her şeyden şüphe eden bu padişah için böyle bir kanaat beslemek nasıl müm- kün olabilirdi? ordusuna bir de anarşist katmıştı. İş- te o kadar... bu suikast için aylarca sürmüş hazır. ıkları haber almakta aciz göstermiş (1) Bu gazetenin $ kânunusani 1906 nüshasında, İstanbulda tutulanlardan Serki Dor- yan hizmetçisi Haçik Teluyan olan hafiyeler bomba infilikmdan sonra boş dururlasa gözden büsbü- tün düşerler korkusile mesleklerince faaliyete geçmişlerdi. Başta Fehim Paşa olduğu halde «KEsdıkayi bende- gündan» hafiye paşalar ve beyler bu Sulkastin dahili bir ihanet şebekesi tarafından yapılımş olduğunu gös- termeğe kalkışmıştılar! Fehim paşa sulkast faillerinin içe- ride - Yıldızda - aramılması icab ede- ceğini arzeylemişti. Zaten Abdülhamid bu cinayetin du. Bu jurnallar onun bu zehabını teyid edince canı bir kat daha sıkı mış, endişesi bir kat daha artmıştı. Hünkârın evhamını tahrik etineği, bu yüzden kendilerine mevki ve men- faat temin eylemeği meslek ittihaz et- miş olan deriler onun böyle <dahil- den» şüphe ettiğini hissedince mese- leyi dallandırıp budaklandırmağa te- halik göstermişlerdi. Tahsin paşa bu tehalük hakkında insanın inanmak bile istemiyeceği şu malümatı veri- yor: (Bomba hâdisesi gününden başlı- yarak takikatın hâd devresi geçin- ciye kadar verilen resmi ve hususi ihbarnamelerin yekünu 5014 adedine baliğ olmuş ve buıların sıra numara- ları tahkikat komisyonunun kayıd defterlerinde işaret edilmiştir. Hem şurasını da ehemmiyetle kay- dederim ki komisyon tarafından kıl kırk yararcasına yapılan tahkikat ve tetkikat neticesinde bu 5014 ihbarna- Bu jurnallar arasında gene Tahsin paşanın izah ettiği bir garibini zikret- meden geçemiyeceğiz. Ermenilere itimad kalmayınca sa- rayın kuyumcubaşılığı musevi Haro- maçi ve oğlu Jak efendilere tevçih olunmuştu. Jük elendi hemen her gün saraya gelir, varsa murassa nişanlar ve sair mücevherat siparişlerini alır, giderdi. Bu münasebetle sarayın mabeyin da- irelerine girer, çikar ve bir çok «<ben- degân> ile temas ederdi. Bomba (hâdisesinden iki ay evvel gifre kâtibi Kâmil bey vasıtasile tak- dim edilmiş bir jurnalda Jak efendi- nin saray halkı ile çok temasından, yalan, yanlış havadis alarak bazı ec- nebi gazetelerine muhabirlik ettiğin- den bahsolunmuştu. O vakit yapılan tahkikat bu jurna ın Jak efendinin ticaret rakibleri ta- rafından tasni ve terlib ettirildiğini, Fehim paşa tarafından da menfaat temini kasdile tervic olunduğunu göstermişti, (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: