27 Mart 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

27 Mart 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mm a ikm Meyva ağaçlarında budama niçin yapılır, faydası nedir ? Meyva ağaçlarında, fazla sayılan kısımların, takib olunacak maksada göre, ke- silmesine budama deriz. Budama, her sene iki mevsimde yapılır. Biri kış budama- w olup, ağeçler yapraklarını kâmilen döktükten sonra ve ekseriyetle bu mevsimde yapılan budamadır. Ondan sofra yapılan yaz budamasıdır ki, bunda filiz almak, uç almaktan ibarettir. İspanya tarzında, muntazam şekillerde yetiştirilecek ağaçlar- da budamanın çok mühim rolü vardır ve her sene yapılması lâzımdır. Âdi ve yüksek boylu meyva ağaçları genç yaşlaımda #ken bir defn budanırlar, ondan son- ra bunlarda yalnız üç dört sene sonra ve İlzum kuru dallarla fazla gölge yapacak dalların kesilmesile, ağaçlarda bir ayıklama o ameliyatı yapmakla iktifa edilir. Esash ve fenni bir şekilde Yapılan budama sayesinde ağaçlardan her sene meyva almak kabildir. Hiç budanınaksızın serbest böyümeye bırakılan sğaçlar, bir sene çok meyva verirler, ertesi sene ise "gayet az veyn bazan hiç meyva vermezler. İşte bu intizamaızlığın önüne budama sayesinde geçmek kabildir. Budama ile közüm- suz fazla filizler kesilir, ağaçlar üzerinde bırakılan dallar da budanarak kısaltılır. Budanan meyva ağaçları her sene meyva tomurcuğu haml ederek meyva verir- ler, Budama ile meyvaların büyüklüğü ve nefaseti de arttırılmış olur. Budama ile meyva ağaçlarına istenilen şekli verdirmek kabildir. Ağaçlar genç iken budama sayesinde terbiye edilir ve İstenilen şekil verdirilir. İhmal edilirse ağacın şekli bo. zular, Yüksek boyle ağaçlar, ilk bir kaç sene budandıkları halde, ağaçlar yaşlandıkça her sene budamadan sarfınazar edilir; yalnız bir iki defa ayıklama maksadile bu dama yapılır ve kuru dulların kesilmesile iktifa olunur. budama sayesinde bütün kınmları ağacın bilânum arasında muvazene temin edilir. Yalnız, budama yapılırken haddinden fazla budanmamasını tavsiye ederiz, çün- kü fazla budama ağacı zayıflatır. Fazlı budamada, ağaçların ukciğeri mesabesinde olan yapraklari pek az teşekkül edeceğinden, ağacın faaliyeti durur. Şimdiye kadar söylediğimiz gibi, fenni bir şekilde yapılan budamanın faydası çoktur. Gayrifenni ve cahilâne yapılan budama da ağacı harab eder. Bunun için budamanın usta kimseler tarafından yaptırılması icab eder. Diğer bir yazımızla da, budamadan beklediğimiz fsidenin temini için, bilinmesi icab eden bazı fizyoloji kaideleri izah edeceğiz. Kümeslerin bu aylarda temizlen- mesi, dezenfekte edilmesi lazım? Kışın, zamanlarının kısmı azamını kü- meslerde geçiren tavuklar, kümesi ber. bad bir bale koyarlar. Binaenaleyh kış- tan birikip kalan bu pislik ankazını top- layıp dışarı atmak, tünekleri, follukları, zemin tahta İse zemini, kaynar sodalı su ile yıkıyarak temizlemek, duvarlan ki reç ve göztaşı ile badanalamak, bunün- In beraber, bu temizlikten sonra bir ta- kım sari hastalık mikroplarına karşı da bir tedbiri ihtiyat! olarak kümesi baştan aşağıya dezenfekte etmek, tavukların | uhhati namına elzemdir. Dezenfekte çu mahlöllerle yapılır: Yüzde $ nisbetinde | Kraolin veya lizol, yüzde 3 - 10 nisbe- tinde asidfinik veya süblime ile yapılır. Bu mahlüllerden birini, o pulverizatörle veya filit tulumbasile kümesin her tara- fına, güzelce püskürtmelidir. Bu mahlüller bulunmadığı takdirde, her yerde tedariki kabil olan bir miktar kükürt çiçeğini bir toprak kaba koyarak, Üzerine ateş atarak yanmasını temin et- mek icab eder. Çıkun gaz köbriti bütün kümesin her deliğine sirayet ederek ora- da bulunan haşere sürfelerini, hastalık mikroblarını kâmilen öldürür. Yalniz bunun için kümesin bütün deliklerini, kapı ve pencerelerini, kapadıktan sonra kükürtü ateşe atmalıdır. Yalnız, kükürt gazı ile zehirlenmek tehlikesi olduğun- dan, bunu yaparken, kükürtlü ateşe atar atmaz dışarıya süratle fırlamak lâzımdır; bununla beraber avuç içerisine ıslatılmış bir miktar pamuk alarak hemen bumu ve ağzı örtmek te faydalıdır. Bu tarzda yapılan temizlikten sonra, kümesin bir köşesine, bir tahta sandık içerisine, döğülmüş kireç, kül ve kum- dan yapılmış mahlâtu doldurarak, koy- mak faydahdır. Follukların “otlarını değiştirmek bura- | ya yeniden samian, ot veya destere tala- koymak icab eder. Bu tarzda temizlenmiş bir kümese, hariçten hiç bir kimsenin girmesine mü- seade edilmemelidir. AKŞAM'ın Ziraat mütehassısı karilerimizin suallerine cevap verecek (AKŞAM) ın ziraat mütehassıs her nevi ziraat bahislerine dair sorulacak suallere cevap verme- ğe hazırdır. Gönderilecek mek- tupların üzerine (Ziraat muhar- riri için) kelimelerinin ilâveşi 1&- zmdır. Hoş kokulu, zarif çiçeklerden Kokusu, — man- İ zaralarının lâtafe- ti itibarile, Frez- yalar soğanlı veya yumrulu çiçekle- İ rn en güzelleridir. Freyalar; hem salon ve hem de bahçe — çiçeğidir. Bu mevsimde çi- gek açmış bir Frez- ya saksısını salon- Yanınızda — bulun- durursanız, — bir saksı Frezya çiçe öinin neşrettiği gü zel, hoş koku, tün evi istilâ eder. Haftalarca © çiçek açar ve çiçekleri « çok dayanır. Çi- çekler, bir sap ü- zerinde (o yanyana mevzu bir salkım manzarasını arze- derler, Çiçeklerin rengi ekseriyetle be- yaz, sarya mütemayil ve kenarlarında hafif mavimtrak benekleri vardır, Frezyaler, saksıdaki soğan yumrula- zın yanlarından çıkan yavıu soğancıklar- Ja teksir edilirler.. Freayaları tobumlarile de üretmek ka- bildir. Bü takdirde, iyi hazırlanmış top- zakla dolu kasalara tohumlar serpilerek, mart, nisanda ekilirler. Eğer tohumlar mayıs ayında ekilirlerse, elde edilen 30- anları wcak yerlerde kışın bile çiçek açtırmak kabildir. En makbul Frezyalar, açık beyaz ve- ya sarımtrak ve mavi benekli olanlardır. Frezyaların envaı pek çoktur. Fresin yefracta alba, Fressia odorata cinsleri çok makbuldür. Frezyanın soğan veya yum, eylül on beşine kadar yerlerine ler. Zümbüllerde kullanılan toprak halita- lan bunlarda istimal olunabilir. Soğan- Tar 7-8 santim aralıklarla ve 4-5 santim derinlikte toprağa veya saksılara diki- Tirler. Soğuklar başlayınca Frezya s0- #anlarının dikildiği saksıları, kapalı - cak yerlere almalıdır. Vesyahut 5-6 san- tim derinliğinde gübre fşkım içerisine gömmelidir. İlkbahara doğru, buradan gıkanlarak, içeriye almalıdır. Frezyalar; giçekleri açıp yaprakları kuruduktan sonra, bunlar, ya saksılar içerisinde ve yahut sakslardan çıkarılarak kurak bir mahalde, dikileceği zamana kadar mu- hafaza edilirler. Saksıdaki soğanlar er- tık katiyyen sulanmazlar ve istirahate terkedilirler ve on beş ağustostan on beş eylöle kadar, soğanlar başka saksılara veya tavalara dikilirler... |Yazlık çiçek tohumları bu Frezyalar| mevsimde nasıl ekilirler? Bu ayda, yaz çiçekleri tohumlarının kımı azamı, açıkta yapılacak tobum yastıklarına ekilirse de, vaktinden evvel çiçek fidesi yetiştirmek maksadile, bu gibi tohumları hususi scak veya ilik yas- bklara, bu mevsimden daha evvel eke- rek fide yetiştirmek kabildir. Açıkta yetiştirilmeğe mütehammil ol- mıyan nazik çiçek tohumlarile, bazı sös ağacı fidanlarının tohumları scak veya muhafazalı “yerlerde kasalarda bulun- durmak zarureti vardır. Elde mevewd i çiçek tohumlarını resmimizde gibi, yassı yuvarlak toprak tavalara ve yahut da tahtadan yapılmış kasalara dikerek (üzerlerini bir camla örtmek suretile İntaş ettirip fide yetiştir. mek mümkündür. Bu gibi, çiçek tohumları ekilecek ta- valara veya tahta kasalarına konacak toprak: Âdi kırmızı bahçe toprağı? yap- zak çürüntüsü, funda toprağı ve kısmen de bir miktar dere kumundan, odun kö- mürü tozundan ibaret bir toprak halita- m olacaktır, Bu tavalara ekilecek çiçek tohumları- nin biribirine karışmaması için de, ses- mimizde görüldüğü gibi tahta çubuklar- ila bölünür ve icab ederse birer etiket ko- yarak ekilen çiçek tohumlarının ismi ya" zılir. Badehu, bu tohum tavaları birer camla örtülür. Bu suretle geceleri hem soğuktan ve hem de haşerelerin tesira- tından muhafaza edilmiş olur. Tohum- lar ekildikten sonra toprağın el ile taz- yik edilmesi, sonra sulanması, üzerlerine bir mikter funda toprağı ve çürümüş gübre ile karışık toprak örtülmeci icab eder. Tohumların cins ve nevilerine göre, 20-25 gün sonra, bunlar intaş ederler. Ondan sonra buradan çıkarılarak daha büyük tahtalara şaşırtılarak üç dört yap- rak olduktan sonra, bahçede asıl yerle- rine nakledilirler. Ekilecek tohumlar şunlar olabilir: Agrostin, Vapur dumanı, Heroz ibiği, Kına çiçeği, Begonya, Gloksinya, Vanil- ye, Kahkuha, Frenk minas, Papatya, Hercai menekşe, Cezair menekşesi, Be- toniya, Gladiyol, Gece safosı, Santurea, Cinarya, Kolyos, Dalyar, evvelâ yumru- ları yetiştirilir. Kobea, Aslan ağn, Ga- landia, Mine, Cinya, Şebboy, Gelincik, Rezeda, Muhabbet çiçeği, lor şaha, Haş- haş, Viskaria.. Bu çiçek (tohumlarının kısmı azamı açıkta da parsellere ekile- bilir. Glediçya fidanları nasıl dikilirler? Ortaköy B. İhsan: 1 - Aşı macunları nın biraz ısıtılarak ılık bir halde istimeli soğuk macunlara nazaran daha iyidir. Soğuk macunlar, tesiratı hariciyeden mü“ teessir olurlar ve hakkile vazifesini ya- pamazlar.. 2 - Duvar diplerine, yol kenarlanna çit olarak dikmek istediğiniz Glediçya (i- danlarını, bu ay nihayetine kadar yerle rine dikmeniz icab eder, boydan boya 45-50 santim deri; a 35-40 santim genişliğinde bir hendek açımız, fidanları bu hendek içerisine 20-23 santim aralıklarla ve saçayağı şeklinde, bir fidan hendeğin bir yüzüne, dizer fis dam da hendeğin diğer bir yüzüne gel, mek üzere sıralayınız, badehu, toprak larla hendeği yarıya kadar doldurunul ve ayakla toprağı tazyik ediniz, badehi bolca bir su veriniz, biraz çürümüş gübe Te verirseniz fenar olmaz. Ertesi günü yas n kalan bendeği tekrar toprakla doldu rarak, ayakla tazyik ederek fidanları sie kıştırınız. Bu suretle | fidanlar dikilmiş olur. Fidanlar tutuncıya kadar, her dört bes günde bir sularsanız fena olmaz. Fidanlara ilk sene zarfında yapılacak başka bir ameliyat yoktur; yalnız topra* İm arasıra çapa ile kâpartırsınız ve ot« Yarını ahırsınız, bir de su verirsiniz. Ertes si sene bafif bir buduma yapınız, yalnı# yanından çıkan O gayrimuntazam dalla hafif bir şekilde budanır, 2-3 sene zara İmda muntazam budama sayesinde gile zel bir çit elde edilmiş olur. Glediçya fidanları tohumlarile yetiş« törilir, Tohumlar sonbaharda çimlenme ğe - tatabbuk - ameliyatına tâbi tutulur. Ve çimlenmiş olan tohumlar. ilkbahar. da yastıklarına ekilirler. Bir sene sonrâ dikilecek fidanlar elde edilmiş olur. Meyva ağaçlarına kireç ve göztaşı Vefa B. Zahid İdil: Meyva ağaçlaris nın gövdelerine sürmek istediğiniz kireç ve göztaşım şöylece hazırlıyabilirsiniz: 1-2 kilo kireci, 10 kilo suda söndürünüz, buna 50 kilo suda erityilmiş bir kilo göze taşım azar szar karıştırarak ilâve ediniz, bu mahlölü badana fırçasile veya pulves rizatörle ağacın gövdesine püskürtünüz. Bundan evvel, ağaç dallarından ku« rumuş olanlarını budayınız, kökteki yo» sanları, sair ankazı tel fırçalarla veya kazıyıcı kepçelerle kazıdıktan sonra bas danayı yaparsanız daha iyi olur. Bu sus retle kabuk aralarındaki haşere yumurs talannı, sürfelerini, mantari hastalıkların isporlarını imha etmiş olursunuz. 2 — Karıncalara karşı istimal olunan yakılarla bu vazifeyi ifa eden macunu tohum mazalarından tedarik etmek kas bildir. Ziraat sahifemiz. Okuyucularımız her hafta bı sütunlarda siraate ait müteaddit yazlar ve mütehassısımıza s07- dukları meselelerin cevaplarını bulacaklardır. a KIRILAN BEBEKLER Tefrika: No. 61 Nakleden : Zeyneb İdil Kapalı konuşmalardan bikan kadın günün birinde inci gerdanlığın mâ nasını babama açıkça anlatmış. Ne söyliyeceğini şaşıran babam ne evet ve ne de hayır demiş. Tabli bizi şeref- lendirdiniz, çok memnun olduk.., İle- ride muhakkak evlenirler, Şimdilik Süzi daha çok genç, bir sürü de kap- risleri var, gibi kelimelerle bahsi ka- patmış. 'Teessürden çıldırmak derecelerine sanlardan uzaklâşıp sessiz sessiz bir kenarda iztıraplarımı okşiyacağımı zannetmiştim. Nefret ettiğim bu ka- Jabalıktan uzak, kendim için yaşama» ğa karar vermiştim. Zavallı! Sen de bu kalabalığın parmağında istediği gibi oynattığı cansız, iradesiz bir Süzi! 4 7 Babam yavaşça bana doğru döndü. yüzüme bakıyordu: — Süzi! Beni affet çocuğum. Sen- den bir şey İstemiyorum. Buradan ka- çarız yavrum, her hangi başka bir yere gideriz. Henüz daha gencim, çe- aşır seni korurum... Ağaçların ârkasmdan yavaş yi Yaş kaybolan güneşin bu akşamki Dâhi kırıllığım asla unutamıyacağım. Mademki mahvolmamanın henüz bir çaresi var, niçin beyhude yere başka. diyarlarda, baştan taliimizi deneyip vakit kaybedelim? Bay Daniş ifâs etsin?... Dünyada bazı insanlar iflâs için yaratılmamıştır. Meselâ Selimin metressiz kalışını, Jülidenin daktiloğ- rafi, stenografi öğrenişini, asi Ad- nanın kapı kapı dolaşarak belediye- de bir kâtiplik aradığını gözümün önüne getirdim... Hayır hayır, bin de- fa hayır. Soğuk bir sesle babama: e i ı ğ kârlığımın şahidi olmuyacak, — Evleniyorum Şuşut! — Siz mi? Evet, bay Zühtünün oğlu Ne- âimle. Mersinde, Trabzonda, İzmir- de, İstanbulda su gibi para getiren ticaret evleri var, Milyoner Şuşut, mli- yoner, Şuşut şaşkın şaşkın: — «Bay Nedim... Siz...» diye söy- leniyor. — Vazife, emir mavi ceylân... Ya- şasın neşe, yaşasın zevki... Şuşut böyle hayretle yüzüme bakmanız is- temem ve daha yavaş bir sesle bir koca, Şuşut diyorum, bana aid bir erkek. İntikam alacağım sevgilim... ; BAĞLANIŞ > İntikam almak mı? Hayır, kayır... Şimdiye kadar her teşebbüsüm neti- cesiz kaldı, intikamünm da ayni âkl- bete uğramasından korkuyorum... Ha» yatımı kıranı affettim. Süzan Daniş çoktan öldü, şimdi Nedim Zühtünün karısı genç kocasını seviyor. Nerede ise bankalar ha henüz aydılatabildiği yemek oda- sinda başbaşa yemek yiyeceğiz. Bu defa başka bir aleşle yanan ya- naklarımı gene eskisi gibi cama da- yayıp fırtınalı geçtiğini zannettiğim gençliğime gülüyorum. çektin mi? Bimiyorum... Hastalığım ile birlikle geçmiş günlerim silinip gitti, Şimdi yen bir bebek gözlerini dünyaya açtı. Sevgili doktorum hakkın varmış, ben bir bebek, bir taş bebekten başkabir şey değilmişim. O zamanki aczim karşısında belki bir nefret duymu- şumdur, fakat bugün şuna emin ol ki bazan benim gibi taş bebekler bile uğradıkları felâketlerin sonunda mes Bir otomobil duruyor. Pencereden sarkıp bakıyorum, Nedim bahçenin tarhlarını neşe İle altlıyarak merdi« venleri çıkıyor. Gurubun etrafa yay» dığı kızllıklar arasında birbirimize Otomobillerin durmadan aktığı cade denin karşısında ikimizde biran sessiz duruyoruz. Yazdan kalan son günlerin serinliği içinde lâmbalar te. ker teker yanmağa başlıyor. Hiç uyur mıyan şehir gene telâşta; bu çık gınca sürati onu nerelere sürüklüyor? Aziz düşmanım! Beni kendime ve hayata karşı müdafaa eden kuvveti erkek elini elimin üzerinde hisset mesem ben de korkaçağım,

Bu sayıdan diğer sayfalar: