27 Mart 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

27 Mart 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 Mart 1937 —— SİYASİ İCMAL Ispanyadaki Gönüllüler meselesi İspanya işleri bu memlekele silâh gönüllü girmesinin men'i için mü essir bir konirol konulması hakkında Londradaki ademi müdahale komite sinin verdiği karar tam tatbik edile- ceği bir sırada tekrar Avrupa sulhünü ciddi olarak tehdid ediyor. İşlerin fe nalaşmış olması gene gönüllü mesele- | sinden çıkmıştır. İspanyada biribirile harb erlen iki tarafada teveccühkâr memleketlerden gönüllü ve tayydre ve harp levazımı gelmiştir. Son lahminlere göre general Fran- konun tarafında yarısından çoğu İtal- | yan ve kalanı Alman ve İrlandalı mül- çi olmak üzere elli beş bin ve Valen- | ükümeti tarafında da çoğu Fran- sız ve Kalanı Sovyet Rusyalı ve Çekos- lovak olarak otuz beş bin ecnebi gö- uharibi vardır. al Franko tarafın. 5 İtak 103 Alman tayyaresi i tarafında da 200 Sovyet tay- yaresi harp etmektedir. İki taraftaki ecnebi muharipler ve tayyareler yek- diğerine müsavi miktarda bulundu ğundan, Londradaki komite de daha ziyade İspanyaya yeni gönüllü ve tay- yare ve harb levazımı gönderilmesi" nin men'i üzerinde durulmuştu. -İs- panyaya evvelce giden gönüllülerin geri alınması pek mevzuu bahis edil. memekte idi, Son zamanlarda ise. İspanyadaki mevcul gönüllülerin geri alınması meselesi fevkalâde ehemmiyet buldu. İspanya hilkümeti Maâridin şimal Pinlândiyada oLadogo gölünün sahillerinde bir Manastır vardır, Bu Manastırın uzun bir de tarihi vardır. Bü uzun tarihi kısaca dört kelime ile anlatalım: Bin sene evvel yapılmıştır, Yapan lar da Rus papaslarıdır. Bu Manastır yapıldı yapılalı, Ladogo, Finlân» diyanın din merkezi oldu ve bugüne kadar da dın merkezi olarak kaldı. Tadgo Finlândiyanın din merkezi kaladursun, meşhur Manastırın rahipleri de parasız kaldılar, bu parasızlık son zamanlarda baş Bu parasızlık, ora halkının Manastıra lâkayid kalmalarından doğmadı. Halk gene Manastıra yardım etmek İstiyor, istiyor amma onlarda da pera yok. Rusya da inkılâptan sonra yardım — ———— —— şarkisinde Guadalajara'da general Prankonun yaptığı son büyük taarru” zun bir zaman bu şehri büsbütün teo- rid edecek kadar yüklü ve kuvvetli ol- masına ahiren karaya çıkarılan İtak yen fırkalarının burada istihdam edilmesine atjederek meselenin tah kikini istemiştir. Bunun üzerine Londradaki komite- de, bu İtalyan fırkalarının geri alın- mas: gayesi ile bütün ecnebi gönüllü. lerinin geri çekilmesi mevzuu bahis edilmiştir. Evvelce böyle bir mesele çıktıkça Almanya ile İtalya İspanya hükümetinin elindeki İspanya evraks nakdiyesi karşılığı altınların hacze- dilmesini ileri sürüyorlardı. Sovyetler ise bunun mevzuu bahis edilmesine bile razı olmuyorlardı. İspanya hilkü- meli gönüllülerin geri alınmasında israr eylemesi üzerine Sovyetler altın | işindeki muhalefetinden vaz geçmiş- lerdir. Fakat bu defa İtalya murahha- sı gönüllülerin geri alınması komite- de mevzuu bahis edilmesine bile raz& İ olmamıştır. İtalyanın bu hareketi Madrid cephesinde ahiren gerileyen İtalyan kuvvetlerini takviye için yeni askeri kuvvetler göndereceğine bir etmiyor Durum öyle güçleştiki papaslar yiye- cek ekmek bile bulamaz oldular. Tarlalarında yetiştirdikleri buğday da on- ları doyurmağa yetişmiyor... Ne yapsınlar?.. Amerikanca bir şey düşünmüşler. daha doğrusu beyaz Rusça bir kurnazlı- ğa baş vurmuşlar Ladogo gölü Finlândiyanın en güzel yerlerinden biridir. Gerek görü, ge- tek hava, gerek suyu itibarile bu yer tam yazlık bir yerdir. Papaslar derhal Manastırı bir otel haline koymuşlar. Gazetelere reklâm ır. Ge yorlar ve yaşatıyorlarmış. müşterileri ı müşterileri misafir ediyorlar, onlara Manastır hayatını simlerimizde ötel olan Manastırı, * gelenlerin eşyalarını taşıyan motörü, gezdiren ihtiyar papasları görüyorsunuz. Ancak bu sayfiyenin bir garlb ciheti var. Manastır oteline gelen müşteriler nerede yatıyorlar- muş biliyor musunuz?. Hayır, yerde değil, tabut içinde!., Papaslar, gelenlere; — Haynta alışi fınız gibi ölüme de tazırlanınız, bünun için de bir gece tabutta yatınız!.. diyorlarmış. Bu 'garabetin agrebi de var: Tabutta yatan | insanlar, insanları tabutlarda yatıran papaslardan daha garib değiller mi?.. Bir de merak edilecek şey var: Acabı bal ayına çikan çifller bu Manaş- tırda gece geçiriyorlar mi?. Çaresini Hoca Nasraddin efendiye bir bildi- | ği derd yanıyordu: — Bizim oğlanı İstanbula yolladım. gelgelelim mektup yazmıyor... Haber- siz kalıyorum, merak ediyorum.. Hoca başını sallamış: — Üzülme, demiş, var. — Nasıl), bunun çaresi bulmuş — Benim yaptığımı yap, — Sen ne yapıyorsun?, — Benim oğlan da İstanbulda. O da mektup yazmıyor. Uzun zaman mek- tup alamayınca ben yazıyorum; ajli- şik olarak beş liralık posta havalesi gönderdim» diyorum ve havaleyi zar ja koymuyorum. Ertesi günü: Nerede havale? diye kart yolluyor. AKŞAM Gümrük ve liman işleri Gümrük ve inhisarlar müsteşarının reisliği altında mühim bir toplantı yapıldı Şehrimizde bulunan gümrük ve in- hisarlar vekâleti müsteşarı bay Adil dün gümrük işlerile meşgul olmuştur. İnhisarlar idaresi umum müdür veki- Hi bay Münir Hüsrev, müsteşarı güm- rükler baş müdürlüğünde ziyaret ©- derek muhtelif inhisar işleri etrafın- da izahat vermiştir. Müsteşar tetkik- leri sırasında Haydarpaşa gümrüğün- de yapılmakta olan tadilât ve ıslahat işlerile de meşgul olmaktadır. Mühim bir toplantı Dün öğleden sonra müsteşar bey Adilin riyasetinde liman umum mü- dürü bay Raufi, umum müdür mus vini bay Hâmid, gümrükler müdürü bay Mustafa Nuri ve liman işletmesi şefi bay Zihninin iştirakile gümrük baş müdürlüğünde mühim bir toplan- ta yapılmıştır. B toplantda, İstanbul limanmi modem bir hale sokmak için yapılan tesisat ve islahat sırasında gümrüğü alâkadar (eden meseleler hakkında görüşülmüştür. Bu maksad- Is ilk olarak antrepoların vaziyeti ele alınmıştır. Aantrepolar kâmilen yıktırılacak Bay Raufi beraberinde > getirdiği ptojeler üzerinde antropoların vaziyo tini izah etmiştir. Antrepolar gümrük- lerden limana devrolunduğu için bun- ların inşaat tarzlarına ald işlerde : man idaresini alâkadar etmektedir. Verilen kararlara göre mevcud antrö- polar kâmilen yıkılacak ve yerlerine yenileri inşa edilecektir. Yeni antre- polar modern bir şekilde yapılacaktır. Yıkma ve yeniden kurma ameliyesi- ns Galatadan başlanacak, Sirkecide bitirilecektir. Dünkü toplantıda güm- Tük baş müdürlüğünün evvelce işgal ettiği Sirkeci gümrüğü binası üzerin- de de konuşulmuştur. Bu bina yakın- da llmana terkedilecektir. Bu büyük binanm da iyi bir tadilâtla güzel bir antrepo haline sokulması düşünülü- yor. Galata yolcu salonu Toplantıda müstakbel Galata yolcu salonunda gümrük kontrol ve mu- ayenesi için yapılması lâzım gelen da- hil teşkilât hakkında da görüşülmüş, gümrükler baş müdürü bu hususta- ki düşüncelerini söylemiştir. Liman umum müdürlüğü yeni salo- nun inşası için birinci seçilen maket- lere göre bir proje hazırlattırmadan önce güzel sanatlar akademisi mima- Tİ şubesi profesörlerinin bu hususta fikirlerini almağı muvafık görmüştür. Profesörler maketleri tetkik etmekte- dir, Düşüncelerini bir iki güne kadar umum müdürlüğe söyliyecek ve son- Ta projenin hazırlanmasına başlana- caktır, Gümrük baş müdürlüğündeki dün- kü toplantıda görüşülen meseleler şeh- rin güzelliği ve imarı bakımından $8- hir plânını alâkadar etmektedir. Bu münasebetle liman umum müdürü bay Raüfi toplantıyı müteakip beledi- yeye giderek belediye reisini ziyaret et- miş ve toplantıda görüşülen mevzü- lar üzerinde izahat vermiştir. Galatada yapılacak istimlâk Galatada yolcu salonunun İnşası münasebetile bu civardaki binaların istimlâki lâzım gelmektedir. İstimlâki 'ak olan sahanın haritası Li- manlar müdürlüğü tarafından hazır- lanmış ve esasları limanlar İle bele- diye arasında kabul edilmiştir. Salonunun inşa edileceği sahada bazı değişiklikler yapılacağından ha- ritanın şehir meclisi tarafından tasdi- ki lâzım gelmektedir. Harita meclisin isan devresinde tasdik edildikten sonra yıktırılacak binaların yıktın. masına başlanacaktır. KANSIZLI limite elişi SIROP DESCHLENS, PARIS Ea muntabip etibba tarafından tertip: Sahife 5 Şirketi Hayriye Hasköy tezgâhlarını büyütecek Yapılmasına karar verilen iki vapurdan birinin inşası çok ilerledi Yapılmakta olan vapurun kızaktaki hali Şirketi Hayriye Hasköydeki tezgh- larında bütün malzemesi memleketi- miz dahilinde ve Türk işçileri tarafın. dan imal edilecek olan iki vapur yap- maktadır, 35 metre boyunda ve 6,80 metre €- ninde yapılan ve 200 ton hacmında, olan bu vapurlar Boğaz iskeleleri ara- tedir ki, bu sürat bugünkü Şirketi Hayriye vapurlarının süratinden bir mil fazladır. Her biri 400 yolcu alabi- lecektir. Vapurların alt Kat salonları yoktur. Yalnız birinci ve ikinci mevki Salonları ile güverteler yapılmaktadır. İnşasına altı ay evvel başlanan bu va- purlardan birinin tekne kısmı tamam- lanmak üzeredir. Vapurlar için icap eden her malzeme çift olarak imal ©- dildiğinden vapurlardan birl suya in- dirildiği gün derhal diğerinin inşası- na başlanacak, birinci vapur ağustos- ta sefere çıkacak, diğeri bu tarihten altı ay sonra ikmal edilecektir. Yeni şirket vapurlarının makineleri de dışardan ısmarlanmamış, memle- ket dahilinde temin e Bu mar kinelerin garip Harbi umumiden evvel Abbas Hil mi paşa İngiltereye kendisi için çift uskurlu bir yat ısmarlamış, yat yapı lp İstanbula geldiği sırada hârbi u- mumi patladığından istifade imkânı bulunamadığı için bir kenare bağlar narak kendi haline terkedilmiştir. Uzun seneler atıl vaziyette kalan yatın ahşap kısmi zamanla çürümüş ve bir gün denizin dibine çökmüştür. Nihayet bir adam çıkarak denizin dibindeki bu yatı hurda fiatine satın almış, ve dışarı çıkararak parça par- ça satmıya başlamıştır, Bu arada Şir- keti Hayriye yatın yalnız Londradan İstanbula gelmek için işliyen makine- lerini tedkik ederek çok ucuz bir fiate satın almış, paslanmış ve yosunlanımış olan makineleri temizleterek yönü bir hale koymuştür. Yapılan tecrübeler» de çok iyi netice vermiştir. İşte Şirkeli Hayriye tezgâhlarında yapılan yeni iki vapurun makinelerini Abbas Hilmi paşanın deniz dibinden çıkarılan hususi yatının makineleri teşkil edecektir. Şirketi Hayriyenin yeni vapurları 65 bin İiraya mal olacaktır. Söylendi- ğine göre ayni vapurları dışardan al- mak ancak 130 bin liraya mümkün olabilmektedir. Yeni vapurlar şirket tezgâhlarında yapılan vapurların en büyükleridir. Bunların inşası bittikten sonra daha büyük bir vapurun yapılması karar- laştırılmıştır. Vapurların inşasına Şir- keti Hayriye fen müdürü B, Dileg ve vapur inşa mühendislerimizden ik Diğer taraftan Şirketi Hayriye Has- köydeki tezgâhlarını genişletmek ka- rarını vermiş olduğundan tezgâhın ci- varına isabet eden araziyi ve binaları galında esn akl.. Bir tramvay kazası muhakemesi Ölen çocuğun babası 3000 lira tazminat istitiyor Tramvayla kurtuluştan Harbiyeye doğru gelirken Pangaltıda Hamam ci- varında Ekrem ve Muhiddin adların- remin yaralanmasına, ve kardeşi Mu- hiddini tramvay altında ezilerek ölü- müne sebebiyet veren vatman Kâmi- lin muhakemesine dün ağır ceza mah» kemesinde bakılmıştır. Kaza yerinde yordu. İddia makamı dikkatsizlik ve ted- sıfatile tramvay şirketinden üç bin li- ra tazminat istediğini bildirdi. Tramvay şirketi vekili buna itiras ederek: — Şirket bu adama tazminat ver- meğe mecbur değildir, Çünkü bu #- dam kazayı müteakip şirketten bir miktar para alarak bir daha para iste- dair bir ibraname ver- miştir. dedi. Davacı Mehmed bunu kabul etmedi ve: — Çocuğum henüz ölmemişti. Beni bir notere gölürdüler. Ve elime yetmiş beş lira vererek bunun tedavi ücreti olduğunu söylediler. Bu parayı aldığı» ma dair de bir kâğıd yazarak imzalat- tırdılar. Benim okuyup yazmam ol- madığı için kâğıdı imzaladım. Yanı- mızda iki şahid de vardı. Onlar benim bu kâğıdı yalnız yetmiş beş lira tedavi ücretini aldığıma dair imzaladığımı bilirler. Bunlara sorunuz. Sonra çocu” gum öldü, şimdi şirketten üç bin lira tazminat isterim.. dedi, Karar için auhakeme başka güne Hâmid Riza nezaret etmektedir. Elde (AKŞAM)ın bulunan Türk işçileri henüz vapur in- | Çocuklara mahsus müsabaka resmi: 8 şasına yabancı oldukları için işler pek süratle ilerilemiyorsa da Türk iş- çisi yetiştirmek gayesini takip eden bu inşaattan sonra yapılacak diğer vapurların daha mükemmel olacağı temin eğilmekteğir. Nörasteni, zaliyet ve Chlorose |

Bu sayıdan diğer sayfalar: