21 Nisan 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

21 Nisan 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Klüplerin endişesi : en büyük Hakem! Hakemlerimizin bir kısmı penaltı ne zaman verilir ne zaman verilmez; hangi vaziyette ofsayddir hangisi değildir, bilmiyorlar Mili küme kuruldu. Bu sayede şehirler arasında temaslara yol açıl- dı. Halkın alâkası uyandı ve arttı. Şimdi Ankara, İstanbul ve İzmir, o hafta gelecek diğer bir şehrin her hangi bir takımını sabırsızlıkla bek- iyor. Hiç bir takım ezici ve yetişli- mez bir farkla başa geçemiyor. Baş- ka memleketlerde olduğu gibi seya- hat, yorgunluk, üst üste maç gibi sebeplerden “doğan tabil sürprizler birbirini kovalıyor. * Bu sürprizler ne- ticesinde kaybedilen puvanlar, hem takımların daha kuvvetli olmak is- teklerini körüklüyor, hem de halkın slâkasını... Artık, futbolümüzün ilerisi - için biraz ümit besliyebiliriz. - Hepsi İyi, güzel amma gelgelelim ki, en büyük dertlerimizden olan hakem meselesi- ni birtürlü halledemedik, Maçları iyi idare eden - birkaç ha- kemimiz yanında, her hangi bir-ma- çın zevkini kaçıran, bütün bir ta- kımın gayretini haksız veya bilgi- siz kararlarla sıfıra indiren hakem- ler de görüyoruz. Penaltı en ağır bir cezadır. Bunun işin -ağır bir harekete mukabil ve- rilmesi lâzımdır. .Bir penaltı, yüzde doksan dokuz göldür. Bir takımın penaltıyı hak etmesi için hiç olmaz« sa yüzde elli gol yapılacak bir vazi- yete, ceza çizgisi içinde hatalı bir hareketle mâni olmuş bulunması ge- rektir. Ceza .sahası içinde kaleye tehlikeli bir vaziyete girmiş bir oyun- cunun , meselâ çelme takılarak dü- şürülmesi, yahut ceza çizgisi içinde dolaşan topun. bilerek ve istenerek el ile tutulması ve seyrinin değiştirin mesi elbette ki ; penaltılık bir hata- dır. Burada penaltıyı vermemek hü- cum eden taraf hesabına . bir hak- #ızlıktır. Fakat meselâ çekilen sıkı bir şüt karşısında. kaçmağa imkân bulamaması yüzünden müdafiin yap- tığı hendbole, .yani müdaliin topa değil, topun. müdafiin koluna do kunmasına . penaltı vermek te hü- cum edilen taraf hesabına daha bü- mış bir şey olmakla beraber, bunu kap ettiren hatalarda da kasd, oyuncuyu «hareketten men', topun seyrini değiştirme gibi noktaların aranması da . prensip “ittihaz edil miştir. Olsaydın da yapılan göller üze- rinde -rolü, penaltıya yaklaşır . bir ehemiyyettedir. da yapılabilecek bir göle mâni olur ki hücum edenler hesabına haksız- görmemesi ve yahut. o vaziyetin ofsayt olduğunu bilmemesi, yüzünden - bir gol olabilir ki, -bu da; hücum edilen taraf hesa- bına telâfisi güç bir haksızlıktır. Milli küme maçları başlayalı beş hafta oldu ve bir hayli maç yapıldı. Bu maçlarda ya kendimiz gördük veya itimad edilecek kimselerden öğren- dik: Şu takımın: hiç kasdi olmıyan bir hareketi penaltı ile cezalandırıl- dı;: bu takım, kasdi bir hareketle bir gole mâni oldu, penaltı verilme. lar, bilerek veya bilmiyerek, şu veya bu taraf aleyhine yapılmış haksızlık- lardır. Bizde, maçtan birkaç gün evvel, her klübün endişesi o haftaki maç- larını idare edecek hakemdir. İçimiz acıyarak söyliyelim ki hakemin ge- lişi güzel bir kararına kurban “git- mek korkusu, klüp idarecilerinin de, futbolcülerinin de uykusunu kaçı- ran bir kâbustur. Doğansporun Ankarada yaptığı ilk maçta hakemin ofsaytlardaki yan- uş görüşlerini, İzmir futboleüleri söyliye, söyliye - bitiremiyorlar. İzmir- de Güneşin ikinci maçında hake- min iki“ taraf aleyhine verdiği pen- altıları Güneşliler anlata anlata tü- ketemiyorlar. Burada yapılan maç- lardan bazılarında verilmiş yanlış Kararları da biz biliyoruz. Vakıa yenilen taraf umumiyetle hakemin, bilhassa şüpheli kararları- nı haksız bulur. Fakat biz, Doğan- sporun Ankaradaki ilk maçında ha- kemin idaresizliğini,' Güneşin İzmir. deki ikinci maçında hakemin İki ta- raf aleyhine penaltılarda gösterdi- ği (bilgisizliği bitaraf kimselerden de dinledik ve tamamile değilse bi- Je kısmen doğru olduğumu öğrendik. ğildir. Biz hiç bir hakemimizin dürüst- lüğünden, bitaraflığından, hüsnü ni- yelinden şüphe etmeyiz; fakat sak- lamağa lüzum yoktur ki - bir kısmı. nm idmanından, görgüsünden, tec- rübesinden, bilgisinden, soğukkanlı- lığından şüpheliyiz. Milli küme, memleket futbolü he- sabına başarılmış mühim bir İştir, Fakat hakem meselesini cezri bir şe- kilde halletmek ve klüpleri her an haksızlığa uğramak kâbusundan kur tarmak daha ehemmiyetli ve daha hayırlı bir Iş olacaktır. Sadun Galip DIŞARIDA | İngiltere milli takımı İskoçya mili? takımına $ -1 ye nilmiş olan - İngiltere “alli takımı şöyle teşkil edilmişti: Kaelci: Woodley (Chelsea), 'Mü- dafiler: Male: (Arsenal), -Barkas (Manchester C.), Muavinler: Brittin (Everton), Young < (Huddersfield Town), Bray (Manehester C.), mu- hacimler: Matthews (Stoke C.), Car ter (Sunderland), “Steel (Stoke-C.), Starleng (Aston Villa), Johnson (Stoke C.). Bu kupa maçlarından İtalya - Ma- caristan 25 nisanda Torinoda, Çe- koslovakya - İtalya 23 mayısta Prag- da oynanacaktır. İngiltere kupasi finali İÇERDE: —— Galatasaray . 22“ Izmiregitti Futbolcü kadrosu onyedi kişidir Bu hafta İzmirde milli küme maç- larını oynuyacak olan Galatasaray futbolcüleri, dün İzmire hareket et- mişlerdir. Mili küme fikstürü yapı- lırken futbolcülerine izin alamamak endişesini ileri sürerek hariçteki maç- larının daha sevvele alınmasını İs- tiyen Galatasarayın böyle bir mah- zurla karşılamadığı İzmire on yedi kişilik kuvvetli obir-kadro götürme- sinden anlaşılmaktadır. İzmirde maç kazanmak kolay ol- madığı için gerek buna ve gerek İz- mire maçtan birkaç gün evvel git- mek hususunda güsterilen - ihtiyata Galatasaraylılar hesabına memnun olmamak kabil değildir. Dün giden futbolcüler on altı ki- şidir. Suavi “de sonradan iltihak edecektir. Kaleciler: “Avni. ve Sacid;- müda- filer: Lütfi, Reşad, Refik; muavinler; Ekrem, Salim, “Metin, Hayrullah; mühacimler: Necdet, Bülend, Şev- ket, Eşfak, Haşim, Danya!, Süleyman. Kafile “futbol umumi kaptanı “B, Muslihin -idaresindedir, *klübün ye- ni antrenörü B; Szaboda kafilede bu- Yunmaktadır. - Galatasaraylılara mu- vatfakıyetler “dileriz. Galatasarayın genç atletleri Galatasarayın tanınmamış genç at- letlerinden mürekkep On kişilik bir grup 23 nisan bayramından istifade ederek “Acar İdman yurdile Atatürk stadında müsabakalar yapmak üze- re «cuma, sabahı. Burseya hareket edecektir, Müsabakalar cumartesi günü 100, 200, 4D; 800, 1000 metre, yüksek, gülle, disk, cirid, Balkan bayrak ya- rışı olarak yapılacaktır, Atletlere klübün umumi ktibi B. Osman Müeyyed ile atletizm kaptanı B. Cezmi Şahingiray refakat edecek- lerdir, “Atletler pazar günü şehrimi- 2e “döneceklerdir. Futbol federasyonu reisi geldi Geçen haftadanberi İzmirde bu- lunan ve oradaki son maçları takip eden, İzmir bölgesi mili küme maç- larile alâkadar olan futbol fedaras- yonu reisi B. Sedad Rıza dün şehri- mize dönmüştür. Güneşliler geldiler İzmirde iki maç yapan Güneş fut- bol takımı dün Bandırma yolile şeh- rimize dönmüştür, Güneşli futbolcü- ler, bugünden itibaren, bu pazar yapılacak ve İstanbul şampiyonasının en mühim maçı olan Beşiktaş ma- çıma en İyi bir şekilde çıkmak üze- re hazırlanmağa başlıyacaklardır. Atinada üç atlet 1,80 atladı!.. Panayiotakos. 25,1 800 Yorgakopulos 228 400 Mânis Skiadas S1 4XxX400 Etnikos 3421/10 Disk Varyanidis 3621 Uzun Elefteriadis 641 Gülle Stefanakis 18.76 Çekiç Dimitropulos 4490 Yüksek Pantazis 180 Lekoças 180 Avukatlar kanunu 23 üngü maddesi münasebetle serbes maliyecilerin dü- şüneelerine dair gönderdiğimiz yazıya karşı 14 nisan tarihli gazetenizin onun- cu #ahifesinde bay avukat Ali Hayda- rın cevabını okuduk. Bir çoknokta- larda kendilerile beraber olduğumuz muhterem avukatın iki sütun tulan makalelerinde . smaliyecilikle (ad liyeciliğin - birbirinden büsbütün ay- rılmış ayrı bir ilim, syrı bir sanat ol- duğuna “dair iddialerımızıilmi bir şekilde red ve isbat edecek bir yazıya tesadüf edemedik, Bu mevzu üzerindeki iddiamız öyle bir hakikattir ki bunu gazete sütun- larında uzun uzadıya münakaşa ve müdafaaya kalkışmayı da doğru bul- muyoruz. AKŞAM yazılarımızı uzun bularak tamamen neşretmediğinden burada bir iki satırla bir hakikati İfade etmek için .muhtasaran diye- lim ki; Vergiler deyip geçmiyelim - bunla- rın her birleri başlı başına bir şube- dir, Üzerlerinde tam bir ihtisas pey- da edebilmek için uzun zaman çalış- mak icab eden mevzulardır, Maliye- cilik yalnız.mali kanunları bilmek ve ona vukuf peyda etmekle değil ma- Jiyeciliğin bir şubesi olan muhusebe usullerini bilmek lâzım. Mali kanun- Jarın tatbikinden mütevellid ihtilâf- ların kısmı âzamı defter ve muhase- be işlerine dayanır. Bu. sebepten ma- li kanunlar mali muhasebe ile bera- ber yürür. Ticari muhasebe, hazine muhasebesi ve bu muhasebelerin ay- rıldığı şubeler -meselâ fabrikalar, bankalar, sanayi muhasebesi gibi. Bir hesabın - tablonun aktif ve pa- 8if vaziyeti ve bilânçodaki rakkamla- rın ifade ettiği manayı bir mallyeci anlar, bu sözlerimizle avukatların mali dava deruhte etmelerine muarız görüyoruz, yoksa. maliyeciliği kendi- lerine meslek ittihaz eden ve muvaf- fak olan değerli avukatlarımız var- dır. Hattâ biz daha ileri giderek ma- liyeciliği iyi kavramış ve bunda ih- tisas peyda etmiş bir avukatın avu- kat olmıyan mütehassıs maliyeciler- den daha fazla muvaffak olacağını da kabul ve itiraf ederiz. Biz serbes maliyeciliğin yalnız avukatlara değil bu işte mütehassıs olanlara da açık bulundurulması - memlekete daha faydalı bulunduğu kanaatindeyiz. Maliyecilik bizim mesleğimiz, bizim sanalımız, bizim ihtisasımız olen bir şubedir. Bir mealiyeiye maliyecilik yapamazsın demek bir maliyeciyi kendi sahasından çıkarmak bir ada- mı kendi evinden kovmağa benze- mez nil Muhterem avukat bay Ali Hayda- rın itiraz komisyonlarında müdafas. vazifesini yapmak için yetiştirilme- miş mesleki inzibattan mahrum ve her türlü müeyyededen mahrum iş adamlarına bırakmanın mahzurları hakkındaki fikir ve mütalealarına tamamen iştirak ederiz, Mali işler ve mali davaları üzerlerine alanların hü- çıkmış ve aynı zamanda yüksek ma- Miyecilik tahsil ederek maliye mesle- ğine intisab etmiş bir hayli kimseler yardır. Bunlar ilmi malümat bilgile- rini memuriyet, hayatlarında ve ge- yek.serbes maliyecilik sahasında ge- suretile iyi bir maliyeci olarak yetiş- #I Nisan 1937 Avukatlık'vesserbes-maliyecilik kanunların temamii tatbikine yardım eylemişlerdir. İşte hiz muhterem avukat bay Ali Haydarın cevablarında mevzuubahs ettikleri birkaç mali kanun Ve tahri- zati okumuş. kafadan dolma maliye- cileri aramızdan çıkartarak serbes maliyeciliğin yukamda bahsettiğimiz evsafı haiz maliyecilere açık bulun- durulmasını istiyoruz. Maliye işlerinin artması mali dava- ların mühim bir yeküna baliğ olması maliyeciler için çalışılacak müfid ve geniş bir saha açılmasına seböb ol- muştur, Bir hâkim nası vazileden çekilip avukatlık yapıyorsa günün birinde müddetini dolduran bir ma- liyecinin çekilip serbes maliyecilik yapmasını bir hak olarak kabul et- mek icab eder, Serbes maliyecilik - kapısını serbes maliyecilere - kapayarak bu kapıyı yalnız avukatlara inhisar ettirmek yüksek tahsil görmüş maliye mesle- ğine intisap etmiş yüzlerce gençleri ve bahusus-maliyemize'bugünkü vec- heyi veren ve memleketimizde mo- dem maliyeciliği yaratan büyük mae- hiyecilerimizi müteessir etmez mi? Dördüncü Vakıf Han birinci kat 19 No. dâ Eski Defterdarlardan Ali Riza Antep ve İslâhiye fidanlıkları genişletiliyor Gaziantep (Akşam) — Vilâyet f1s- tak fidanlığı bu yıl mevcud tahsisatla genişletilmiş ve yetiştirilen yirmi bin fidan satılmıştır, İslâhiye ilçesindeki fidanlık da tev- si olunmuştur. Buna ittisaldeki arazi Mlâve edilmiştir. Burada meyva cinsi- nin-aslahına çalışılacak ve süs ağaç- ları yetiştirilecektir. İslâhiye dağlarını kaplıyan yabani Zeytinler de aşılanacaktır. Akhisarda pamuk ekimi fazla Akhisar (Akşam) — Bu sene Akhi- sarda pamuk ekimi diğer senelere nis- 'beten çok daha fazladır. Bilhassa Aka» Ja tohumları topraklara daha elverişli olduğundan bütün zürra bunları ter- cih etmiştir, Muhitte hummalı bir pa- muk faaliyeti vardır. Siyasi sebebler mi var ? (Baş tarafı 6 ıncı sahifede) sürat ile sürerken bir adamı çiğniye- Tek yaraladı. Prens yaralıyı sarayına götürerek tedavi etmesine ve kendi- sine büyük tazminat vermesine rağ- men sol cenah - gazeteleri bu kazayı fırsat ittihaz ederek aleyhine şiddetli nesriyata başladılar. Bu hücumlar karşısında prens Ni- kola, İsviçreye gitmiş, fakat orada da sevgilisini bir dakika bile unutama- mıştır. Bunun üzerine prens Nikola, sevgilisile behemehal evlenmek azmi- le, bir gün ansızın Bükreşe dönmüş ve ailesinin muvafakatini istihsal et- memesine Tüğmen 28 kânunuevyel 1931 de Tokanide sevgilisile gizlice ev- lenmiştir, Kral hanedanı âzasının, Rumen kanunu esasisi mucibince ancak sal- tanat meclisinin muvafakatile evlen- meleri lâzımdır. Bu sebeble Bükreş temyiz mahkemesi, yapılan izdivacı hükümsüz addetmiştir. Prens mah- kemenin bu kararına rağmen zevce- sinden ayrılmamış, bir sene sonra da bir erkek çocuğu dünyaya gelmiştir. Bugün prens Nikolanın çocuğu dört yaşmdadır. Bu esnada İngiliz kralı Edvardın madam Simpson ile evlenmek için tahtından feragati hadisesi vuku bul» muştur, Prens Nikola, bundan cesaret ala- rak zevcesine prenses ünvanının ve- rilmesini istemiş, fakat bu talebi kati surette reddedilmiştir. Prens Niko'a, zevcesinden ayrılmak için yeniden ya pılan teklifi katiyetle reddetmiş ve: 4 Hiç bir zaman zevcemden ay- rılmıyacağım; cevabını vermiştir. Bu cevab üzerine hanedanı saltanat meo- lisi 2 martta toplanarak prens Niko- Jaya zevcesinden ayrılmasını ve- yahud saltanat hukukundan yazgeç- mesini bildirmiştir. Prens Nikola, ül- timatom mahiyetinde olan bu teklife cevab vermemiş, bunun üzerine sal- tanat meclisi, kendisini kral haneda- nı âzası sıfatile haiz olduğu bütün hukuk ve imtiyazlarından tecrid ete mişler ve aldıkları mali davalarda Bl İle cm Maş pe hazine ile mükellef arasını bularak | cerası budur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: