23 Nisan 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

23 Nisan 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Nisan 1927 La AKŞAM Sahite'8. — SİYASİ İCMAL Lehistan - Romanya münasebatı Lehistan Hariciye nazırı Baron Bek dün Bükreşe hareket etmiştir. Bura- da Romanya Başvekili ve Hariciye na- zır: ile iki memleketin müşterek men- faatleri ilg alâkadar siyasi mesele üze. rinde görüşecektir. Lehistan ile Ro- manya arasında her iki devletin Sov- yetlerie olan hududlarının müşterek bir surette müdafaası maksadile as- keri bir ittifak vardır. Romanya kendisinin Macaristanla hududlarının muhafazası için Çekos- lovakya ve Yugoslavya ile Küçük iti- 1âf muahedeşini akdetmiş ve Bulga- rislan ile olan hududlarını da koru- mak için Balkan anlaşmasına girmiş- tir. Sovyetler Romanyanın şark hu- dudlarını yani Basarabya eyaletinin Romanyaya ilhakını tanımamış oldu- fundan burasının harici emniyetini sağlamlaştırmak için Lehistan ile as- keri ittifak akdetmişti. Bu ittifak Romanyanın eski Hari- €iye nazırı Titüleskonun Çekoslovak- ya gibi Romanyanın da Sovyetler ile karşılıklı yardım misakı akdetmeğe teşebbüs eylemesinden sonra gevşe- mişti. Lâkin bu zatın sukutundan son- ra Leh-Rumen askeri ittifakı tazelen- mişti. Bunun kuvvellendirimesi mak. sadile Romanya ve Lehistan devlet adamları arasında sık sık temaslar ya” | | palıyor. Lehistan Cumhurreisi B. Moscicki geçenlerde Bükreşi ziyaret ederek Ro- manya kralı ile görüşmüştü. Kral Ka- rol da gelecek sonbaharda Varşovaya giderek bu ziyareti iade edecekti, Da- ha evvel Lehistanın en mühim şefi mareşal Rydz-Smigiy Romanya Or- dusunun büyük manevralarında ha- İ zır bulunacaktır. Bu temaslar Lehistanla Romanya- nn Şarki Avrupadaki vaziyeti ve ken- dilerinin. Sovyetler ile olan hududla- rının emniyeti üzerinde ciddi ve de- amlı olarak iş birliği yapmağa kati karar verdiklerini isbat etmektedir. Feyzullah Kazan Trakya köylerinin kalkınması faaliyetle devam ediyor Koyunculuk, arıcılık inkişaf ediyor, yollar yapılıyor, istasyonlar düzeltiliyor Yukarıda Trakyada hat boyunda kurulan muhacir köylerinden biri, ortada köylüye dağıtılan fenni arı kovanları, aşağıda modern arıcılıktan bir görünüş: Sun'i petek Edirne (Akşam) — Trakyada köy Kalkınması faaliyeti sessiz sadasız hızla devam ediyor. Bu meyanda fenni kozacalığın ve arıcılığın ihyası çarelerideen ön Plânda gelmektedir. Umumi müfet- tişlikçe Bursadan getirtilen - (3000) tü tohum parasız olarak dağıtıl- imakla beraber ayrıca 120 kuruş gibi Ucuz bir bedelle de piyasaya çıkarıl- Miştır, Geçen sene olduğu gibi bu yıl da Zi- Taat bankasından (250000) lira kredi temin eden koyuncular, kış mevsi- za çok müsaid şartlarla geçirmiş- €rdir, Vâsi mikyasta koyun yetişti- Yen bu bölgedeki mandıralar, daha İYİ ve daha teknik şartlara uygun bir hale ifrağ edilmekte ve Trakya peynir- “liğinin inkişafına çalışılmaktadır. Trakyaya bu sene giren (Soya) cinsi fasulyeden en az bir milyon kilo is- tihsal edileceği umulmaktadır. Bu mahsulün alıcısı da Alpullu şeker fabrikasıdır. Bundan başka ehemmi- yetli miktarda kuş yemi ve ay çiçeği ekilmiştir, Göçmenlerin belli başlı ziraati olan ay çiçeği mahsulünü İşle- mek için üç küçük fabrika çalışacak- tır. Demiryolu güzergâhında yeniden inşa edilen göçmen köylerinin adedi çoğalmakta ve her türlü eksiklerinin tamamlanmasına gayret sarfedilmek- tedir. İstanbul - Edirne asfalt yolunun ye- ni yapılan kısımları meyvalı, meyvasız fidanlarla ağaçlandırılmaktadır. Yo- Tun inşasına faaliyetle devam edile yor. Bundan başka eski işletme idaresi zamanında berbad bir manzara yöste- ren demiryolu durakları da tanzim edilmektedir. Kırklarelinin İnece Edir- ! nenin Sazlıdere büyük betonarme köprüleri bitmiş ve Geliboludaki Ka- vaklar köprüsü de Nafıa vekâletince eksiltmeye konmuştur, Feci bir kaza Tahkikata giden müddei- umumi ile arkadaşları bir hendeğe yuvarlandılar | Adanaya bağlı Osmaniyenin Cev- detiye köyünde vuku bulan bir cina- yetin tahkik ve otopsi yapılmak üzere giden Osmaniye (o müddelumumisi, müddelumumi — kâtibi, (o hükümet doktoru ve jandarma bölük komuta- nı dönerlerken tahta bir arabaya bin- mişlerdir. Cevdetiye köyü köprüsü üzerine geldiği zaman birdenbire atlar ürk- müş ve araba ile birlikte bulunan he- yet iki buçuk metre derinliğe yuvâr- Tanmışlardır. Kaza neticesinde müddelumumi di- zinden, yüzünden ve elinden, kâtip yü. zünden ve elinden, jandarma bölük komutani da belinden ve dizlerinden ölmak üzere hafifçe yaralanmışlardır. Yalnız hükümet tabibinin sağ ayağı nın topuk kısmı ağırca zedelendiği için hemen tedavi altına alınmıştır. Trabzon limanı İstanbulda olduğu gibi modern tesisat yapılacak Trabzon limanı da İstanbul liman umum müdürlüğüne devredilmiştir. Trabzon ilmanı bakımsız bir haldedir. Halbuki bilhassa ihracet işleri bakı- mından bu limanin ehemmiyeti çok- tur, Liman umumi müdürü B. Raufi yakında Trabzona giderek limanın vaziyetini tetkik edecektir. "Trabzon limanına da İstanbulda olacağı gibi asri itesisat (yapılacak, yükleme, boşaltma işleri sırttan ma» kineye devredilecektir. Fakat bu ci- hetin tahakkuku için önce geniş rıh- tımlara ihtiyaç vardır, Limandaki su- ların cereyanını ölçmek ve akış k vetini tesbit etmeğe lüzum görülüyor. Liman umum müdürü B, Rawfi Manyasi önümüzdeki salı günü An- karaya gidecek ve Trabzon limanı için İktisat vekâletile temaslarda bu- lunarak talimat alacaktır. Trabzonda elektrik Vekâlet şirketin tarifesini indirdi ve hatta tamirat yaptırdı Trabzon (Akşam) — Naf:a vekâle- ti, elektrik şirketini halk lehine ola- rak fiatleri indirmeğe ve tesisatını tamire mecbur etmiştir. Nafıa vekâle- ti 1 nisandan itibaren altı ay müddet- le tenvirat için kilovat ücretini 17 ve kuvvei muhrike olarak 8,5 kuruş tes- bit etmiştir. Yapılan bu tenzilât 13 bin lira tutuyor. Bundan başka sene- lerdenberi abonelerden alınmakta olan hat kirasile pul parasından dört bin liraya yakın bir meblâğın tahsili- ne mâni olmuştur. Vekâlet, halkın en çok şikâyet etti- ğl satalerin muayenesi için de şirkete 6-bin liraya bir ayar aleti getirtmiş, 17 kilometrelik yüksek tevettür hat- tanı tebdil ettirmiş, elektrik cereyanı- nın inkıtalarını men için tesisatta ta- mirat yaptırmıştır. Vekâletin çok'doğ- ru ve haklı mütaleasına göre şirket bu tenzilât ve tamiratı yapmakla abo- nelerini arttıracak ve bu sayede ka- zancı fırlıyacaktır, Esnaf cemiyetleri Belediye civarında kiraladıkları yeni binaya taşındılar Z Esnaf cemiyetleri belediye civarın- da kiraladıkları yeni binaya taşınmış- lardır, Ancak sıhhi yardım teşkilâtı henüz faaliyete geçememiştir. Çünkü kiralanan binalardaki bir iki eski ki- racı henüz dairelerini tahliye etme- mişlerdir, Bunların kontratları ma- yisın onunda biteceğinden sıhhi yar- dım teşkilâtı da ancak mayısın son- larında faaliyete göçebilecektir. Teşkilâtın kurulması hazırlıkları çok ilerlemiştir. Yakında bir içtima yapılarak bu hususta son bir müza- kerede bulunulacaktır, — — — — MALARI Vakanüvis evrakı Cevdet paşanın bir mektubu - Isla- | hat fermanı nasıl okundu? Vakanüvislerin kendilerinde mev- cut evrakı kendilerinden sonra ge lenlere teslim etmeleri 'usuldendi. Vakanüvis Esad efendi vefat ettiği za- man bu usule riayet edilmedi. Ondan sonra gelen Recai efendi ile yerine geçen Nalli efendi de bir şey yazma- mışlardı.. Cevdet paşa vakanüvis olunca, eline hiç bir şey teslim edil- medi. Fakat sonra araştırdı. 1242 ta- rihinden 1246 senesine kadar beş se- nelik zaptı vekayii ceridelerini buldu. Bu evrakı ve kendisinin bütün evra- kını yerine geçen Lütfi efendiye tes- lim etti. Cevdet paşanın, bu evrakı teslim ederken, Lütfi efendiye yazdı- ğı mektup, mühim bir vesika olduğu için, aynen neşrediyoruz: Vak'anüvis Efendiye Saadetlü efendim. Mersumu ceridei vukuat ve malümu dakika sencanı rivayat olduğu üzre öten- denberu vak'anüvislerin vakayi ceride- leri selefden halefe devir oluna gelmişi- ken vak'anüvis Esad Efendinin vefatın- da bu kaide icra olunmuyub ana halef olan Recat efendi ile halefi merhum Na- ili bey dahi bir şey yazmamış oldukların» dan tarafı senaveriye eslâldan bir vara- ka bile devi teslim olunmamış ve Esad efendinin müsveddatı haylıca araş- tarılmış ise de bulunamamış idi. Muah- baren şurada burada kalub da ele geçu- rülmiş olan evrakı perişan içinde bin iki yüz kırk iki tarihinden kırk altı tarihine kadar beş senelik zabtı vakayi ceridele- ri bulundu ve bu kerre srasile tertib olunarak hakayik cuyi saadetlerine irsal olundu. Çünkü bin iki ilinde vak'anüvis olan otuz beş senesi eva- nizade selefi Asım efendinin zamanı vukuatını tahrir ve tebyiz ile meşgul manı vakayiinin ekserisini cem ve terti- be muvaffak olamadığından kırk bir ta- rihinde azil ile yerine Esad efendi nasb olundukda otuz yedi senesi muharremin- den kırk bir senesine kadar olan zabet- namesile evrakı müteforriasını Esad efendiye devir ve teslim eylemiş oldu- ğuna mebni Esad efendi dahi otuz yedi senesi muharreminden bed'ile mücelledi evvel olmak üzere üç kıta olarak bir ta- rih yazdıktan sonra: mücelledi sani ol mak üzre kırk bir senesi ibtidasından bed'ile zabtı vakayie ibtidar itmiştir. Ve Üssü Zafer namile Vak'ai Hayriyyeye dair telif eylediği tarihten başka olarak kırk bir senesi vakayiini havi bir kıt'a tarihçesi dahi meydana çıkmıştır ki zik- rolunan mücelledi saninin birinci kıt'ası olub bu keriz irsal olunan müsveddatı salifetüzzikir dahi anı zeyil ve tekmile- sidi fezail simatı saadetleri ise kırk bir tarihinden bed'ile cem ve telifi tarihe mübaşeret buyurmuş olduklarından altı senelik sua'hazi resmi mevcud dimek olur, Şimdiye kadar canibi saadet calibi valâlarına bir varaka devir edemediğim gibi zamanı memuriyeti acizaneme dair bazı malümat dahi vermediğimin esbabı maniası nezdi hakayik vefdi âlilerinde malüm olduğundan itizara hacet gör- mem. Bu kerre ihtilâs olunan bir vakti ferağı müsamere mesağı fırsatta birinci defa olarak bu nemikanın takdimile ev- rakı mezkürenin devir ve teslimine mü: baderet eyledim, Bundan sonra-dahi sahtgirii zamaneden tahlisi giribana za- fer buldukça bâzı mektubat ile zamanı acizi vukuatına dair malâmat itası mu- sammemdir. Baki lütuf ve irade efendi- mindir. Fi 16 Receb sene 1288 Sabıkan vak'anüvisi devlet Ahmed Cevdet Cevdet paşanın Lütfi efendiye yal- dızli bir defterle ve numara sırasile tevdi ettiği evrak arasında bir vesika vardır ki, çok mühimdir, O da, 1272 senesi cemaziyelâhirının . on birinci pazartesi günü okunan ıslahat fer- manının nasıl okunduğuna ve halk üzerinde ne gibi bir tesir yaptığına dair Cevdet paşanın kaleminden çı- kan vesikadır. Tanzimat devri adam- larının zihniyetini pek parlak bir su- rette tasvir eden bu vesikayı, ziyaa uğramamak için, aynen neşretmeği muvafık görüyoruz: «Bin iki yüz yetmiiş-iki senesi için- de en ziyade ehemmiyetle mevzuu bahis ve müzakere olan mevaddan biri tebeai gayri müslimenin imtiya- zatı meselesi idi. Bu hususa dair ak- demce bazı vükelâ ve süferayi ecnebi- ea İrem olarak kendü za- | yon olup bunda şeyhislâmı Arif e dahi dahil idi. Bu komisyonda verilen karar zaptolunarak ona göre bir f9r- manı âli kaleme alınmıştı ki, ıslahat fermanı dediğimiz fermandır. Bu fermanı âlinin ilânından mu- kaddem ötedenberu fermanı âlilere dercoluna gelen elkab ve unvanların tebdilile icabı vakit ve hale ensep un- vanlar vaz ve ihdas olunması için hariciye nazırı Fuad paşa ve Beylikçi Afif ile fakirden mürekkeb bir komis- yön .teşkil kılınmış ve hattâ bir defa varid olarak bu iş teahhur etmiştir. Fuad paşa her hususta ihtiraat ve ih- dasatı sever bir zat olmakla ferman- ların elkabını dahi tebdile merak et- mişti, Halbuki ıslahat fermanının ilâ- nı ehli islâma ziyade dokunacağından. bu sıra fermanların tebdili elkabile uğraşmak münasib değildi. Binaena- Jeyh bundan feragat olundu. Islahat fermanı okunacak deyu bir kaç gün- denberi intizar olunuyordu, Cemazi- yelâhırın dördüncü salı günü okuna- cak deyu işitildi. Ol gün ise sadrazam Âli paşa Parise azimet etti, Fermanın kıraatini kaymakam paşaya bıraktı, Cemaziyelâhırın on birinci pazartesi gün med'u ve muntazar olan fcrma- nı âli kaymakam Kıbrıslı Mehmed paşa huzurunda okundu. Bilcümle vükelâ ve âzayı mecalis ve bilfiil man- sıp ve memuriyetlerde bulunan ulema ie beraber patrikler ve hahambaşı ve metropolitler ve Rum milleti mutebe- ranından bazıları hazır bulundu. Mazulinden kimesne med'u değil idi. Ol gün hava fevkalâde puslu idi. Ze- kiye sultan dahi vefat etmişti. Bina- enaleyh fermanın kıraeti biraz teah- hür eyledi. Bu fermanın hükmünce, tebeai müslime ve gayri müslime kâffel hu- kukta müsari olmak lâzım geldi. Bu ise ehli islâma pek ziyade dokundu. Mukaddema musalehaya esas ittihaz edilmiş olan mevaddı erbaadan birisi hıristiyanların oimtiyazatı meselesi olup ancak istiklâli hükümete do- kunmamak şartile mukayyed idi. Şim- di ise imtiyaz bahsi geri kaldı. Bil cümle hukuku hükümette tebeai gay- ri müslime ehli islâm ile müsavi ad- dolunuyordu. Ehli islâmdan bir çoğu âbad ve ecdadımızın kanile kazanıl- mış olan hukuku mukaddesei milliyo- mizi bugün kaybettik, Milleti islâmi- ye milleti hâkime iken böyle mukad- des haktan mahrum Kaldı, Ehli islâ- ma bu bir ağlıyacak ve matem ede- cek gündür deyu söylenmeğe başladı- lar. 'Tebcayı gayri müslime ise ol gün Tâ» iyyet silkinden çıkıp milleti hâkime ile müsavi olmuş olduklarından an- larca bir yevmü meserret idi. Lâkin patriklerin ve sair rüesayi ruhaniye- nin tavzifleri fermanda münderic ol- duğundan anlar dahi hoşnud olama- dılar. Ve bir de ötedenberü devleti aliyede ehli islâmdan sonra Rumlar ve badehu Ermeniler ve badehu yahu- diler derece derece muteber oldukları halde bu kere cümlesi bir raddede tu- tulacaklarından Rumların bazıları devlet bizi Yahudiler ile beraber etti. Biz islâmın tefevvukuna razı idik de- yu itiraz eylediler. Binaenaleyh ol gün hava nasıl puslu ise arz odasın- da ferman okunur iken hazır olanlar- dan ekseri abusüveche idi. Ancak bi. zim zili islâmda bulunan bir takım alafranga çelebilerin yüzlerinde eseri beşaşet görülüyor idi. Ve bu makule- lerden bir takım yadigârlar dahi te- beai gayri müslime ehli islâm içine yayılıp mahalleler mahlüt olıcak em- lâkimizin fiati terakki ve medeniyet tevessü eder dedikleri ve bu veçhile izharı memnuniyet ettikleri işitildi ve görüldü. Ahmed Refik Manisa bağları ne halde? Manisa (Akşam) — Fırtına ve yağ- murlardan sonra havaların birdenbi- re soğuması yüzünden Hacırahmanlı, Saruhanlı, oKaraağaçlar, Yılmaz, Adiloba, Paşaköy, Eğriköy, Çollu, Mu- radiye, Orenos, Karaali, Timarlar, Çakalazmanı, Veziroğlu, Selimşah köylerindeki » bağların yarısı hasara uğramışlardır, i

Bu sayıdan diğer sayfalar: