21 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

21 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarih kurultayı ve sergiler açıldı Kapıdan girerilere broşürler, belle- tenler, hatıra olmak üzere madeni ro» zetler dağıtılıyordu. Program mueihince tam mukan- nen zamanda, Türk Tarih Kurumu başkanı bay Hasan Cemil Çambel, kongreyi açtı. Kısa, veciz bir nutuk Söyledi Hasan Cemil Çambelin açış nutku “Tek, sayın dinleyiciler, Bugün İkinci Türk Tarih kongresi- ni açıyoruz. Türk Tarih Kurumunun bu kongre ile takip ettiği gaye, senelerle yaptığı ilmi araşlırmalarda elde eti neti- celeri gerek Türk ilim âleminin ve ge- rekse dünyanın her tarafından ara- mıza gelen âlimlerin tetkiklerine ser- mektir. Burada, her şeyden öhce, yüksek huzurlarile kongremize şeref vermek lütfunda bulunan, ve Türk Tarih Ku- rumunu tesis ettikleri günden beri, ilmi direktif ve irşatlarile tarih araş- tırmalarına yeni bir veçhe veren hâmi Reisimiz Atatürk'e sonsuz saygı ve sevgilerimizi arzetmekle bahtiyarım, Yine bu vesile ile kongremize işti Tarih Kurultayına reis seçilen Maarif Vekili nutkunu irad ediyor rak edenleri kurum adma selâmla rım Kurultay ve Sergi münasebetile kuruma yardımda bulunan devlet | makamlarına ve bizimle teşriki mesai edenlere, ayni zamanda sergiye ori- Jinal vesikalar gönderen Türk ve ec- | nebi müzelere, evrak hazinelerine ve kütüphanelere Türk Tarih Kurumu- nun teşekklirlerini sunarım. İkinci Türk Tarih kurultayındaki çalışmaların tarihi hakikatlerin: bir kat daha aydınlanmasına yardım ede- ceği ümidini izhar eder ve kongreye | muvifakıyetler temenni ederim Seçimler Bu nutuktan sonra, kongreye reis, | fahri reis, ve reis vekillerile kâtiplerin seçilmesine geçilmiştir. Masrif Vekili Saffet Arıkan relsli- ge, İsviçreli profesör (O Pittard fahri relsliğe seçlimiştir. Saffet Arıkanın nutku Başkan seçildikten sonra, Maarif Vekili Saffet Arıkan on dakika kadar Süren bir nutuk söylemiş, intihap edildiğinden dolayı teşekkür etmiş, misafirlerimizi selâmlamış ve ezcümle | demiştir ki: «Türk Tarih Kurumunun çalışma Ecnebi ve Türk profesörleri Taksim abidesi önünde ahfadı, böylece, nesilden nesle rücu ederek, bizi hizzarure, tâ paleolitiğe kadar, çok güç şartlar içerisinde ha- yatı idameye muvaffak olan o insan: lara kadar ileten bir silsile tesbit ede- biliyoruz. Onlarsız, tarih olamazdı.» Profesör, tarihi hakikatleri mı nâ çıkarmak suretile bi met eden Türk tarih ku: bilhassa onun kurulması için Irşadda bulunan Atatürke karşı sevgisini ve takdirlerini anlatmış ve demiştir ki «Bu kadar az bir zamanda, ne bü- yük neticeler elde edilmiştir, biliyor musunuz? Arşivlerde ve eski anıtlar- da araştırmalar yapılmış, müteaddit yerlerde kazı sahaları açılmış, fevka- lâde eserler ele geçirilmi Her tarafta, meselâ Piri Kels gibi, kadir ve kıymeti bilinmemiş Türk âlimleri hakkında, bu ana kadar meç- hul kalan aydınlatıcı kaynaklar bu- Tunmakta, tarihçe malüm, eski Ana- dolu kavimlerinin yekdiğeri arasın- daki münasebetlere dair yepyeni te lâkkiler meydana çıkmaktadır. Sonra, ve ayni zamanda, medeni- yetlerinin menşeini ve teselsülünü, Anadolu yaylâsını kaplıyan tepeler- Bugünkü toplantı ruznamesi İstanbul 21 (A.A.) — Türk Ta- rih kongresi başaknalığından:; Kongrenin umumi toplantısı, İ bugün saat 14 de yapılacaktır. Ruzname şudur: Profesör Pittard.. Neolitik dev- rinde Ön Asya ile Avrupa arasın- daki münasebetler, Profesör Necmi Dilmen.. Türk Tarih tezinde Güneş - Dil teori- sinin yeri ve değeri. Profesör Landsberger.. Ön As- İ) ya tarihinin esas meseleleri, i Doktor Andrae. Sümerlerin monümantal sanatları. Doktor Arif Müfid Mansel.. Ege tarihinde Akalar meselesi. Profesör doktor Dörpfeld.. Tu- Sağda: Tarih Kurumu Başkanı B. Hasan Cemli Çambel Kurultayı açıyor, solda genel sekreter B. Muzaffer Göker tezini izah ediyor ürkütmiyen ufak hir memlekete men- | sup olduğum içindir; ve yahut belki | de klâsik bir tarihçi olmadığımdan; | ve bilhassa, öyle sanıyorum -ve © za- man da bu sebebi sevinçle kabul edi- yorum- ki, 36 yıldanberi, Türk mllle- >. tinin “ihtimal birçoklarınızdan ziya- «Beşer hayatının hakiki tarihini bul-| de- dostu olduğumdandır.» mak için bütün medeni yüreyer ilim | Profesör, fevkalâde selis ve (Omü- heyetleri, Türk Tarih Kurumunu yal. | kemmel nutkunda, tarihin eskiden ol- nız bırakmasınlar; elele vererek çalış. | duğu gibi, memleket memleket ve mü- rma, ve bunlarla beraber Türk lem- | sınlar; bu çalışmada takip olunması. | cerred telâkkisini tenkid ediyor, her güistiğine dayanır.» ni uygun düşündüğüm prensibi, mü- | medeniyetin kendinden evvelkinden | çokları dalma meçhulümüz kalacak Saffet Arıkan, maksadlı yahud &â- | samahanıza güvenerek, şu olsun de- | memba aldığını söylüyordu. Bu geniş | olan muhtelif adlar taşımışlardır. Fa- razlı telâkkilerle yazılmış tarihleri | wek isterdim: görüşü ile geriye doğru gide gide, Türk! kat bazen mukadderatlarını birleştir- tenkid etmiş ve: Âlimler, hangi millete mensup olur. | milletinin tarihte oynadığı mühim rol-| dikleri gibi, bazen de biribirlerine kar- «.. Gayri insani duygularının temer- | arsa olsunlar, onlar yalnız kendi mil- | leri anlatmış oluyordu. $ı amansız düşman kesilmiş olan bun- küz ettirdiği bir takım zihniyetlerle, | jetlerinin malı değildirler,» «Örnek diye şuracıkta bulunan ve | lar, hemen daima ve hemen her yerde insanlık arasına sokulmuş olan | sergisinde arkeolojik (zenginliklerini | hep ayni insanlardır. Klâsik tarih bun- manlıkların, fâsit düşüncelerin lo; bize teşhir eden Anadoluyu alacak | lardan bazılarını tanır; lâkin hepsi de siz olduğu kanaatindedir. olursak, ne görüyoruz? Dokuz yıl ön- | biribirinden tenasül eder. Bunun baş- İşte biz, Türk Tarih Kurumu, mil ceye kadar meçhulümüz olduğu hal- | ka türlü olmasına imkân yoktur, Bu- İetlerin çocuklarına verecekleri ahlâ- de, bugün bu yurdun birçok noktala- | günkü Türkler, vaktile, kavimlere bi- ki dersleri; bu işaret ettiğimiz mef- | mpda meydana çıkan yontulmuş taş | rer ad veren tarihin doğuşunda, EU Husudan almaları Garattarıyız. Türkü medeniyetini neolitik medeniyet, ve | adını taşıdıkları gibi, birkaç bin yıl ye.Camhuriyeti Kültür Bakanlığının ondan sonra da bakır ve tunç mede- | sonra da Selçuk, Osmanlı ve nihayet okullar programını bu esaslara göre tertip etmiş olduğunu bildirmekle fa- | hir duyarım.» Demiştir, ve şu temenni ile sözleri- ni bitirmiştir; den öğrendiğimiz insanların ecdadını, efsanevi bir maziye irca eden prehis- torya keşifleri vuku bulmaktadır. O tepeler, bu menşeleri ve bu tesselsülü durmadan bize öğretecekler, ve bu su- retle bilgi ve düşünce ufuklarımızı ge- işleteceklerdir. Bu muhtelif medeniyetlerle, neoli- tik çağda, büyük, küçük sitelerde top- lanmış insanlar, muhtelif diller ko- Buşmuş, muhtelif kanunlara tâbi bu- lunmuşlardır. Ve gene bunlar, bir- amacı; yalnız Türk kültürünü araş- tırmak değildir. Biz o çalışmanın kıymetini ve önemini; bütün yüreyer- İ) rova - Hisarlık hafriyatı. de medeniyet hayatına ermiş bulunan Profesör Blegen.. Turaya hafri- e türlerini arayıp meydana koymasın- da görüyoruz. Türk Tarih Kurumu, araştırmala- rında; tezlerini isbat için arkeoloji ve antropoloji gibi müsbet Him buluşla- Kongre reisinin nulkundan sonra, encümenlerin seçilmesine geçilmiştir. Seçimden sonra, Dil kurumu adına, genel sekreter İbrahim Necmi Dil- men, nutkunu söylemiştir. İbrahim Necmi Dilmenin ve bay Muzaffer Göker'in nutukları İ niyetleri istihlâf etmektedir. İşte, bun-| Türk ismile anılmışlardır. Biltün bu noktalar üzerinde bizi ay» dınlatmak, bütün bu vakıâlar hakkın, daki bilgimizi arttırmak, bin yıllarla (Devamı 9 uncu sahifede) İbrahim Necmi Dilmen, tarih ve dil işlerinin biribirlerile bağlılığını anlat- miş ve demiştir ki: «Bu iki çalışma biribirine o kadar sıkı ve yakmdan bağlıdır ki, Türk Dil Kurumunun kurulması bile birinci Tarih Kurultayın verimlerinden bi- Tİ olmuştur. O gündenberi iki kardeş kurum, kendilerini kuran ve koruyan. Yüce Önderin kutsal irşatları altında, elele vererek çalışmaktadırlar.» Tarih fakülteleleri adına söz alan bay Muzaffer Göker de ecnebi profe- sörleri bizim tarihçiler namına selâm» lamıştır, Profesör Pittardın nutku Ecnebi profesörlerin mümessili ola» Tük kürsüye çıkan İsviçreli profesör Pittard uzun uzun alkışlanmıştır. Nut» ku da muhtelif yerlerde alkış tufan- larile kesilmiştir. Profesör Pittard fransızca konuşuyordu. Nutku &on- radan türkçe suretinden okunmüştur. Profesör, sözlerine şöyle başlamıştır: «Bu kongreye iştirak eden ecnebi âlimlerin adına 8öz söylememi istedi- ler, Bu arzuyu büyük bir memnuni- yetle yerine getiriyorum. Acaba beni neden seçtiler? Şüphesiz, hiç kimseyi dan sonradır ki, Protoetiler gibi ka- vimler tarihe giriyorlar. Lâkin bu Pro- toeti'ler de kimlerdir? Hiç şüphesiz, ayni yerlerde, bunlardan önceki me- Porlesörler abide önünde İstiklâl marş ını dinliyorlar

Bu sayıdan diğer sayfalar: