23 Kasım 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

23 Kasım 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tatlı ve ekşi renkler / Odaları tefriş ederken dikkat edilecek noktalar Bir kaç sene evveline kadar bir oda- nın güzel tefriş olunması için kanepe ve koltukların kaplı olduğu kumaştan pencerelere perde koymak, duvarları o renkte boyamak yahut o renkte bir kâğıtla kâğıtlamak kâfi addedilirdi, Seçilen renkler ekseriyetle, kırmızı, yeşil veya sarı idi. Sonraları açık renklere rağbet baş- Jadı. Mavi, frez, nil gibi renkler revaç buldu. Bunun sebebi spartıman oda- Jarının küçük olmasıdır, Açık renk, odaları büyük gösterdiği için bu renk- ler kabul edildi. Hep aynı açık renkle düşenen bir oda göze hoş görünmez. Bir odanm boş görünmesi, ferah hissi vermesi, neşeli olması için üç renk kullamıl- ması lâzım geldiği anlaşılmıştır. Renkler iki kısma ayrılmıştır: Ekşi ve tatlı renkler. Solgun reriklere tatlı, göz alan renklere ise ekşi renkler i$- mi verilmiştir. Odaları iyi döşemek için şu prensip- lere riayet etmek lâzım imiş: İki tatlı renge bir ekşi renk yahut iki ekşi ren- ge bir tatlı renk katılırsa heyeti umu- miyesi pek güzel olurmuş. mr gl Duvarlar badana, yağlı boya, yahut kâğıtlanmış olabilir, Beyaz duvarlı runcu olmalıdır, Yahut açık mavi di- yan ve perde ile ateş rengi kırmızı koltuk ve yastık, açık mavi duvar, kahve rengi divan ve perde ile kanar- ya sarısı koltuk ve yastık, yahut açık şarabi divan ve perde tle yeşil koltuk ve yastık, Pembe renk duvarla gri perde ve divan, açık yeşil koltuk ve yastık, sarı renk duvarla koyu mor perde ve divan, nil rengi koltuk ve yastık. Bej rengi duvarla açık yeşil perde ye divan, bakır rengi koltuk ve yastık yahut portakal perde ve divan siyah koltuk ve yastık. Koltuklarla ayni renk olan yastıklar divan üzerine ko- nulmalıdır, Oda her ne renkle tefriş edilirse edilsin, daima siyah kadife ve beyaz lâmeden yastıklar divan ve kol- tuk üzerine konulmalıdır. Cilâli eşya üzerindeki su lekesi nasıl çıkarılır? * Cilâlı eşya üzerine dökülen suyun bıraktığı lekeleri çıkartmak için bir âz petrol içerisine gayet ince sofra tuzundan atarak eritmeli. Bir bez ba- tırarak lekeyi silmelidir. Yazan: Perihan Parla Hayat, benim için tahammül edilmez. bir işkence olmuştu. Nihayet bir gün ne olursa olsun İs- tanbuldan uzaklaşmağa ve bir iş bul- duktan sonra teyzelerimi de yanıma aldırmağa karar verdim, İlk aklıma gelen Emel ile Vecdi ol- du. Onlar üç sene evvel evlenmişler, İzmirde Kocası bir Ame- rikan şirketinde muhasipti. Lisan bil- diğim için herhalde bana kolayca bir iş bulabileceklerini ümid ediyordum. Teyzelerimin muvafakatını aldıktan sonra Emele kısa bir mektup yazdım. Ve salı sabahı İzmirde olacağımı, be- ni rıhtımda beklemesini bildirdim, Bir sabah erkenden elimde küçük bir valizle yola çıktım. Köyün istas- yonunda hemen kimseler yoktu. İnti- zar salonunda bir kaç dakika sonra gelecek treni beklerken kapı açıldı, içeri Deli Ömer girdi. Beni görünce arıtarak yanıma geldi: — Nereye gidiyorsunuz Banu ha- zim? — İstanbula geçiyorum. Yalnız, be» nl gördüğünü kimseye söylemiyeceği. — GÖNÜL HINCI a Bu sene fazla kürkle süslenmiş mantolar, tayörler olduğu gibi, küçük artık kürk parçaları, ensiz bandlarla süslenen elbiseler, tayörler ve manto- Jar da pek çoktur, Bir kaç model der- cediyoruz: 1 — Yeşil yünlü elbise üzerine kah- ve rengi anyoraze kürkünden dört cep ve kravat konmuştur. 2 — Siyah yünlü elbiseye siyah brayşvants kürkünden yaka ve plas- Kâfurulu sirke Baş ağrısında, baş dönmesinde, göz kararmasında çok faydası görülen bir ilâç kâfurulu sirkedir, Bir buçuk kilo beyaz sirke içerisinö beşer gram na- ne, biberiye, adaçayı koymalı, 20 gram kuru lâvanta çiçeği, 2 gram dış ka- ranfil, 2 gram tarçin ilâve etmeli. Ağ- zın siki kapıyarak üç ay bir testi için- de bırakmalı. Bu müddetlen sonra sirkeyi filtre etmeli, içinden çıkan çi- çekleri bir tülbent içerisine koyarak 4yice sıkmalı çıkan suyu sirkeye ilâve etmeli. 10 gram kâfuruyu küçük bir likör kadehi ispirto içinde eriterek sir- 'keye karıştırmalı, Şişelere taksim ede- rek ağızlarını sıkı kapamalı. Bir ra- hatsızlık hissedilince avuç içerisine biraz akıtarak derin nefes almak su- retile koklamalıdır. 'Tefrika No, 11 ni vaadeder misin? — (Beyaz perilerimin) başına söz veriyorum ki kimseye söylemem. Ömerin bütün harekâtı bu (Beyaz periler) inin emirlerine tâbidi. Ne yapsa, ne söylese: «Beyaz periler em- retti» derdi, Bütün harekâtının nâzi- mu onlardı. - Gülerek tekrarladım: — Sen beni gördüğünü saklarsan (Beyaz periler) seni daha çok seve- cökler Ömer! dedim. Acı acı yüzüme baktı: — Siz istersiniz de ben k'rar mıyım | Banu hanım? dedi, Tren gelmişti. Ömer valizimi pencereden uzattı, elini sıkarken; — Allaha ısmarladık Ömer! dedim, Hiç cevap vermedi. Ayaklarını sü- rükliye sürükliye uzaklaştı... İzmir seferini yapan vapur hayli kalabalıktı. Hareket edinciye kadar kamaramda kaldım. Sarayburnunu dönerken güverteye çıktım. Ilık ve gü- neşli bir ilkbahar güniydi. İçinde doğup büyüdüğüm, bu çak tron yapılmıştır. 3 — Redingot şeklinde mantonun reverlerinin ceplerinin ve kol kapak- larının etrafı ensiz astrakan bandlari 4 — Şarabi yünlü elbisenin gri â8- İrakandan yaka, plastron ve düğmesi vardır. 5 ri Siyah astrakandan yaka ve göğsünde bandlar konmuş tayör. Ay- ni kürkten şapkasında da vardır. Kar pastası 8 yumurtanın yalnız akını telle vu- rarak sertleşinceye kadar köpürtmeli, Vurmakta devam ederek içerisine 250 garm ince pudra şekeri bir limonun rendelenmiş kabuğu, 60 gram un 75 gram patates unu ilâve etmeli; Niha- yette 100 gram taze tere yağını ateş- te ısıtarak sulatmalı ve ılık iken ba- mura karıştırmalı, Pandispanya kalıbı gibi uzun bir ka- abı hafifçe yağlamalı ve un serpmeli, Dibine iç kabukları ayıklamış diş ba- dem dizmeli ve hamuru üzerine dök- meli; orla sıcaklıkta fırında 45 daki- ka pişirmeli. sevdiğim şehir bana bugün kanlı bir mahpes gibi geldi: Gençliğimin en te- miz hulyalarını yiyip kemiren, müziç ve insafsız istibdad yumrukları altın- da senelerimi çekip götüren bu ka- rTanlık mahpesten artık nefret ediyor- dum! Beş sene evvel gene böyle ılık bir gündü.. O sabah içimde ne yenilmez bir heyecan, gözlerimde hiç sönmiye- ceğe benziyen sevinç ışıkları vardı.. Sevdiğim insanı uzak memleketler- den getiren beyaz bacalı bir vapuru ben gene bu sahillerde sabırsızlıkla beklemiş ve bu intizar dakikalarında istikbalimi en temiz hulyalarla süsle- miştim... Şimdi bunların hepsi bir yi- ğın hayal oldu! Bütün ümidlerim kökünden balta- Tandı. Umduğum saadet gruplara karışan bir serab oldu, Hayattaki mevkiim zelil bir esirden başka bir şey değil! Fakat müsterihim: Niheyet bu esa- ret zincirlerini kırdım ve her şeyi çiğ- niyerek hürriyetime kavuştum... Oh! Dünyada hür olmak, hür yaşamak kadar insana insanlığını hissettiren bir şey olabilir mi? Bir daha bu mahpese dönmemek üzere gidiyorum. Arkamda bıraktığım hayat benim için kâbuslu, uzun bir rüya kadar el. M 6 — Kahve rengi bir elbisenin göğ- süne ve eteğine ikişer kahve rengi kürkten cep yapılmıştır. 7 — Yaka, düğme ve göğsü kürkle süslenmiş tayör. 8 — Çanta vazifesini gören kürk- ten manşon. 9 — Düğmesi ve etrafı kürkten bir cep. 10 — Bluzun önüne konmuş üç boy- da kürkten kravat, Lâhana ve kuru fasulye kokusu yayılmaması için çare Lâhana ve kuru fasulye yemekleri pişerken ekseriyetle evin içine pişen sebzenin kokusu yayılır. Buna mâni olmak için bir peçeteyi sirkeli suya bâ- tırarak ıslatmalı. Tencere kapağının kenarlarını verev-olarak katlanmış 1- Yak peçete ile sarmalı ve tencere Üze- rine kapamalı. Bu suretle koku eve ya- İ yilmaz. i Kepeğe karşı çövenli su Saçların parlaması ve başta kepek olmaması için saçları haftada iki defa çövenli su ile yıkamak faydalıdır. Aktarlarda satılan çövenden yüz gram almalı altı bardak su ile kaynat- malı. Baş yıkandıktan sonra tülbent- ten süzülen bu su ile çalkanmalıdır. Moda haberleri Renkli muslinden mendil kul lanmak modadır. Mendil büyük üzeri çiçekli veya benekli ol- Açık renk tayör içine siyah ipek kadifesinden bluz giymek rağbet bulmuştur. 4 Bluzların drapeleri mullaka elmaslan bir klips ile tutturul- malıdır. X Erep saten elbiselerde mat lorafı üzerine parlak tarafından garmitür yapmak modadır. Xx Siyah yünlü elbiseleri siyah boncuk ile işlemek revaçtadır. * Yünlü, ipekli, kadife bütün elbiselere dantel garnitür yapılı- yor. X Tayör içine ince kürklen ji- leler çok giyilecektir. 4 Eldivenlerin reverleri kürk- ten yapılıyor. | ULLERE CEVAP | Yeni tars bir şekerleme Şehremaneti, F. 8.: Misafirlerinize ik- Tanı etmek üzere çarşıdan alınan şeker- iemelere benziyen bir tertip istiyorsunuz. Tarif edeceğimiz şekerlemeyi biç bir ver- de bulamazsınız. Lezzeti pek güzeldir. 250 gram kârişık her hangi bisküiden almalı. Bunları iyice dövmeli, 125 gram ağırtılmış ve kızartılmış bademi de ma- kinden geçirmeli, 125 gram meyva ge- kerlemesini gayet ince doğrümalı, üç Yu- murtayı 100 gram İnce pudra şekeri ile köpürünceye kadar telle vurmalı, sonra içerisine dövülmüş biskül, makineden geçmi: badem, ince doğranmış meyva gekerlemesini ve küçük bir kadeh rhum koyarık veya her hangi kokulu bir likörü ilâve ederek bir hamur yapmalı, Bunları çay kaşığı le küçük parçalara taksim ederek tos halinde çıkolatada yuvarla- malı ve tabağa dizmeli. Bazı âdabı muaşeret kaideleri Taksim, Ahmed $.: 1 — Oturduğu- nuz apartımanın olsun, ziyarete gittiğiniz. diğer bir apartmanın olsun merdivenin- de tesadü? ettiğiniz kimselere şupkanwı çıkarmak terbiye icabıdır. 2 — Asansöre tanımadığınız kadınlarla binemezsiniz. is, Önünüzde çıkmakta olan kin ne kadar acele olursa olsun) iterek onlardan evvel çıkmak mezaketsiz- Yiktir. Merdivenlerden inerken de syni şeyi yapınak doğru değildir. 4 — Genç kızların eli öpülmez. Burun kanaması İzmit, P, E, M,: 1 — Burun kanawasıni durdurmak için yarım kahve fincanı 50- ğuk su içerisine bir iki tablet antipirin atarak eritiniz. Bir parca pamuğu bu su- ya batırarık kanayan tarafa sokanuz, Ekseriyetle kan akması durur, Fakat giz her halde bir doktora gidiniz. Bu kadaf sık burun kanamasının sebebini bulur ve size hizi gelen tavsiyelerde bulunur. ? — Bunu da doktora sorunuz. lik ve mânasiz kalacak. £ Çalışacağım.. ve bütün hayatlarını bana vakfeden iki ihtiyar kadını son günlerinde üzüntüsüz yaşatacağım. Benim için hayatın zevkleri bu dar çerçeveden dışarı çıkmıyacak... Uzaklara dalmış düşünüyordum.. bu sirada arkamdan tanımadığım bir ses: — Bonjur hanımefendi dedi, Döndüm, bu ik defa gördüğüm bir gençti, Bilmediği, tanışmadığı bir kadına hitab eden bu cüretkârın haddini bil- dirmek istedim, asabiyetle: — Bir şey mi istiyorsunuz? dedim. Afallamıştı. — Hayır estağfirullah, ne istiyebi- Wrim?.. Yalnız olduğunuzu gördüm.. Böyle seyahatlerde pek etiket aran- maz da. Müsaade ederseniz bir iki mecmua takdim edecektim. vakit ge- çirirdiniz dedi, — Canım sıkılmıyor.. mecmüuaları- nızı kendiniz okuyunuz.. dedim ve yü- zümü tekrar denize çevirdim... Hayatta bir genç kızın hâmisiz kal- ması kadar tehlikeli bir vaziyet ta- savvur edilemezdi! Daha ilk adımda küstahlıklarla karşılaşıyordum.. bun- dan sonra da hep böyle devam ede- cekti. İş hayatında kim bilir ne müziç insanlar etrafımı alacaktı? Kamara- ma çekilmekten başka çare yoktu, Ertesi sabah beni rıhtımda karşılı- yan Emel sevinçle boynuma sarıldı; — Ne iyi ettin de geldin, ben seni 'Enisle birlikte bekliyordum. yolruz nasıl bıraktı? dedi, Zavallı arkadaşım her şeyden biha» berdi. Ona kısaca anlattım: -- Ben buraya iş aramağa geldim Emel!... Büsbütün şaşırmıştı. Hemen ilâve ettim: — Bu hususta bana bir tek sual sormamenı rica edeceğim.. haydi gi- delim.. Evleri küçük bir apartımanın ikin ci katıydı. Üç odası, bir mutfağı ile şirin ve güzel bir daire idi. Emel, bu- rasını kendi zevklerile süslemiş, gü- selleştirmişti. İzahat veriyordu: — Burasını hem salon hem yemeK odası olarak kullanıyoruz.. şu bahçe üzerindeki yatak odası, kenardaki kü- çük oda da sandık odası vazifesini gö- rüyor., Vecdinin maaşı artarsa Buca- da küçük bir köşk yaptırmak istiyo- ruz.. İnsan mesud olduktan sonra her- şeyin çaresi bulunuyor. O gece uzun uzun konuştuk. Vecdi, herhalde bana bir iş bulacağını kuv- vetle vaadetti. On birde odalarımıza çekildik... Bana salondaki divanın üzerinde yatak yaptılar, (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: