11 Aralık 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

11 Aralık 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAR SATIR ün, 5 LE VD ln ek SAİME ET i i | ve Barilye sordu: — Melaniyi notere gönderdin de- mek? Herhalde vasiygtinameni değiş- tirmek fikrinde değilsin ya? Bayan Lâli yorgarlarının altında kıpırdandı, dudakları Utredi, amma cevap veremedi. Bayan Barilye yatağa, sokuldu: Yenge, dedi, sana bir aydır bakı- yoruz. Hastalığın? duyar duymaz işi- mizi gücümüzü yüzüstü bırakıp bura- ya geldik. Piyerden daha yakın akra- ban yok. Yeğen evlâd sayılır. Piyerle karısı esasen işin farkında idi- ler. Bir haftadanberi can çekişmekte olan kadın onlara surat ediyordu. Bu da muhakkak Melaninin gammazlı- gından ileri geliyordu. Piyer baykırdı. — Cevap verecek misin? Adamın gözleri yerinden fırlamıştı. Hasta kadın korktu, bağırdı: İmdad, can kurtaran yok mu? Piyer de çileden çıktı: — Sesini keser misin?., Kadın sesini kesmeyince, Piyer ka- dının ağzına yumruğunu tıkadı. Karı sı da bacaklarını tuttu, Kadın bir müddet inledi, hırıldadı, sesini kesti, Piyerle karısı fısladı: Artık kımıldanmıyor. Piyer doğruldu. Teyzesinin yüzü balmumu gibi sapsarıydı. Oh!.. Maki. Bu kayakçı Davosta kaydıktan sonra dinlenecek rahat bir yer bul muş... Büyük bir ağacın tepesine çıkıyor ve orada yan gelip keyfine bakıyor. Hem güzel manzara seyredi- yor, hem de dinleniyor. İptidai madde : Bir çok yerler- de, bir çok şey- lerin imaline ya- İç, Em Bir Alman doktor, odundan çiko- lata yapmanın kolayıni bulmuştu. Bugün de odundan yün yapıyor. lar. Bu fabrika Berlin civarında ku- ruldu. Makinelerin bir tarafından kütük sokuyorlar, öbür tarafından kazak çıkıyor. Bakalım daha neler olacak!.., 'Tam bu sırada kapı vuruldu. Karı koca ürperdiler. Yürekleri ağızlarına geldi. Etrafa bakındılar. Kapı vurul- marıştı — Papağan kafesini gagalıyormuş!. Kârı koca etrafı aradılar, paraları, €shamı saydılar. Dolabı karıştıracak- ları sırada Melani geldi. Karı koca ağlamağa başladılar, — Öldü, zavallı öldü... Melani şüphelendi: Tarihi fıkra Napolyon «hatıralarsının bir köşe- sine kendi elile, Abubir harbinde iki kolunu kaybeden Fugieres hakkında bir fıkra yazmıştır. Fugieres, kumandanının vuruldu- ğunu görünce yanına koşmuş, ku- mandan: 1 inciye 1). 2 nciye 5 — Nasıl olur, neredeyse noter de gelecek... Bir kaçgünsonra Piyerle karısı noterin dairesinde vasiyetnameyi oku- dular. Bütün servet onlara kalmıştı. Ancak papağana bakmaları şartile, Papağan yirmi beş sene içinde ölecek Olursa, servet şehrin belediyesine ge- çecekti. Piyerin karısı memnundu: — Papağana evlâd gibi bakarız; Lira Lira Bu çizgiler arasında kaç tane harf var? En çok harf bulanlardan: Birinciye: 10 lira, ikinciye: 5 lira, üçüncüye: 3 lira, dördüncüye: 2 lira, beşinciye 1 lira, 10 kariimize: Birer şişe kolonya - 10 kariimize; birer kiravat, 10 karli. mize: Birer çift çorap. 20 kariimize: Birer mendil, 25 kariimize: Muhtelif ölünün bize aziz bir hatırası da kalmış olur... Melaniye az bir para bırakmıştı. Melani hiddetinden çıldıracaktı. Bu miras tam sırasında gelmişti. Piyer tembeldi, işleri de fena gidiyor- du. Parisi bıraktılar, Şampele yerleş- tiler. İlk günlerin korkusu kalmamış- ta. İçleri rahat etmişti. Papağan prens gibi bakılıyordu. Piyerin karısı onu «canım, ciğerim, Tarihi fıkra düşman gemilerini görünce, mürefte- bat gemileri saymağa başladılar, biri; — Seksen gemi? dedi. Başka biri: — Hayır dedi, doksan gemi, Bunları dinliyen Barbârosun - sesi duyuldu. Çok sakindi: — Siz düşmanın değil, bizim ge- mileri sayınız. Kaç gemiyiz? Kırk dört, * Ve derhal ateş emri verdil.. Testere dağı Kalalonyalı- lar diş diş tepe- larını görüyorsunuz. Bu manzara dünyanın başka hiç bir yerinde yok- tur. Bir zamanlar İspanyaya bu da- ğı ve bu manastırları görmek için biğ- lerce seyyah giderdi, t şekerim» diye okşuyordu. Bir gece karı koca ölünün karyola” sında yatmışlardı. Açık pencereden mehtabı seyrediyorlardı. Karısı: — Burası herhalde Paristen güzel dedi. İkisi de gözlerini kapadılar, uykü- ya dalmak üzere idiler. Bir feryad, bi? inilti, sonra bir ses duydular: — İmdad, can kurtaran yok mu?. Karı koca sararıp yerlerinden fırla» dılar. Bu ses ölenin sesiydil.. Hırıltı, inilti, «lmdad...» feryadı devam ediyor” du. Bu papağandı. Papağan artık geceleri muayyen Saatte bir kaç kere böyle bağırıyor, ölenin son dakikalarındaki taklidini yapıyordu. Piyer, durup dinliyen olmasın diye kapıda nöbet bekliyordu... Rahatları kaçmıştı. Nihayet bir sa» bah papağanı ölü buldular. Maydar nozla zehirlenmişti. Karısı itiraf etti: — Ben öldürdüm. — Çıldırdın mı?,. Servet elimizden gitti. — Gitsin! dedi. Böyle uğursuz ser- vetten hayır gelmezdi. Pencereye koştu, o da «lmdad» diye bağırdı, çıldırmıştı... Bu çılgınlıkla her şeyi söylemeğe başladı. Piyeri tevkif ve mahküm ettiler. Fil dişi Afrikanın bir çok yerinde fil dişi sanayii ilerlemiştir. Resimde gördüğünüz fil dişi em Aline nadir tesadüf edilen bir pa” çadır. 2 metre 60 santim boyundadır. Farkında olmadan Yattığımız zaman bo- » yumuz uzar, kalktığımız “ zaman kısalır. Amma bu santimetre, hattâ milimetre ile de ölçüle mez. Kulaklarımız ise öm- rümüz müddetince uzar. Biri hesep etmiş, bin sene yaşayan bir adamif kulakları fil kulağı kadar olurmuş-* Gözlerimiz de bazı anlarda gö” mez. Gözlerimiz, göz hanelerinde 0)” nadığı anlar, gene hiç bir tesiri ok maz. Fakat bu o kadar ânldir ki, 9 anda görmediğimizi farketmeyiz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: