31 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

31 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 4 AKŞAM Karışık bir cinayet davası Topkapı surları üzerinde ölü bulunan genci Dün ağır ceza mahkemesinde ka- rışık bir cinayet davasına başlin- | mıştır, Vaka şudur: Geçen sene ha- xiranın yirminci günü Topkapı civa- rmda oturan Mükerrem, Basri ve Mehmed adlarında üç kişi Topkapı surlarının üzerine çıkarak rakı İçer- lerken Niyazi ve Hasan adlarında iki kişi daha gelmiş ve Mükerremin da- veti üzerine onlar da kendi şarab şi- Şelerile sofraya oturmuşlardır. Hep beraber içip sarhoş olduktan sonra Mükerremic Niyazi ve Hasan arasında evvelce geçen bir kadın me- selesi yeniden açılmış, ağız münaka- şası büyüyerek kavga başlamış, yan- larındaki arkadaşları kaçmışlar, ni- hayet Mükerrem bıçakla yaralan- muştur. Zabıta tarafından hastaneye kal- dınlan Mükerrem on gün kadar te- davi edildikten sonra iyileşip çıkmış ve verdiği ilk ifadede Niyazi ve IHa- sanla kavga ettiğini ve Hasan tara- fından vurulduğunu söylemiş, Niya- xi yakalanmış, fakat Hasan buluna- mamıştır. Aradan bir kaç gün geç- tikten sonra Niyazinin yaraları tek- rar fenalaşmış, yeniden hastaneye yatırılmış ve bir müddet sonra da bu yaraların tesirile hastanede ölmüştür. Bu defa iş cinayet mahiyetini al- dığından Niyazi tevkif edilmiş, bir müddet sonra Hasan da yakalanarak tevkif edilmşitir. Adam öldürmek suçundan dolayı mahkemeye verilen bu iki mamun- dan Niyazi ağır ceza mahkemesinde yapılan duruşmada suçu tamamile in- kâr ederek: — Mükerremi vuran Hasandır. Aralarında evvelce geçen bir mesele- den kavga ettiler, Hasan bıçakla Mü- kerremin üzerine atıldı, Mükerrem kaçmağa başladı. Hasan arkasından kovalarken kendisini yakalıyarak ci- nayete mâni olmak istedim. Fakat ben yetişinceye kadar Hasan bıçakla Mükerremi vurup kaçtı. Demiştir. Diğer maznun Hasan ise bu ifadeyi tamamlle reddediyor ve: — Niyazi yalan söylüyor. Müker- rTemi vuran kendisidir. Sonra suçu benim üzerime yükletmeğe kalkıştı. Diyordu. Şahid olarak dinlenen ve vâka tahkikatını yapan Karagümrük po- Eleman tedariki için kolaylık Ziraat Vekâleti memurlarının maaşları hakkında bir lâyiha hazırlandı Ankara 30 (Telefonla) — Memurin ve barem kanunları devlet hizmetine gireçeklerin ne gibi şartları haiz ola- « Cakları ve kendilerine verilecek maaş dereceleri hakkında esas hükümleri ihtiva etmektedir. Halbuki geçen sene kabul edilen Ziraat Vekâleti ve orman umum müdürlüğü teşkilât kanunları bu esaslar dahilinde meslek tahsili mecburiyeti gibi bazı hükümler ihti- va etmektedirler. Bu ise adı geçen ida- relere eleman tedarikini müşkilleştir- mekte ve bazı memuriyetlerin uzun maüddet açık bırakılmasını mucib ol- maktadır, Bu müşkilleri önlemek üzere Ziraat Vekâleti müsteşarı, teftiş heyeti relsi, baş müfettişi, umum müdürleri pâ&- muk işleri neşriyat ve evrak müdür- leri, hukuk müşaviri, mücadele istas- yonları müdür ve memurları, bağ ve bahçe ziraat enstitüsü istasyon ve Li- boratuarları, tohum yetiştirme balıçe- leri ve fidanlık müdür ve memurlarile orman umum müdürlüğünde umum müdür, umum müdür muavini fen heyeti reis ve âzaları, birinci sınıf or- man baş müfettişlerile merkez şube müdürlerinin barem kanununda gös- terilen müddet vasıfları aranmaksızın tayinleri ve kendilerine tayin edildik- leri vazifelerin kadro maaşlarındaki farkının bir hakkı mükteseb teşkil et- memek üzere ücret olarak verilmesi kararlaştırılmış ve buna ald bir kanun lâyihası hazırlanarak Büyük Millet kim öldürdü ? | Mis merkezi komiser muavini B. Zeki şunları söyledi: — Vakayı haber alınca karakoldan çıktık, Kale duvarları civarında kah- veci İsmailin kahvesi önünde Müker- remi yaralı olarak bulup karakola götürdük. Mükerrem orada verdiği ifadede kendisini Niyazinin vurduğu- nu söyledi. Niyaziyi yakaladık. İn- kâr etti, «Müekkeremi vuran Hasan- dır» dedi. Hasanı bulamadık. Mü- kerrem on gün kadar sonra hastane- den çıkınca gene karukola geldi. Bu defa da kendisini Hasanın vurduğu- nu söyledi. Niyazinin adamları tarafından Mü- kerremin para İle Ikna edilerek suçu Hasana yükletmek İstediğini işittik. Bir müddet sonra da Hasanı yaka- Tadık. Vakayı müteakib polis tarafından tutulan ve komiser muavini Zekinin imzasını taşıyan zabıt varakası okun- du. Bunda ise, Mükerremin ilk ve son ifadelerinde kendisini Hasanm vurduğunu söylediği yazılıyordu. Bu na karşı komiser muavini Zeki, va- kayı böyle hatırladığını söyledi. Diğer şahid kahveci İsmail de va- kadan bir gün sonra Mükerremin, Hasan tarafından vurulduğunu işit- tiğini söyledi. Bundan sonra Mükerremin ölme- den evvel hazırlık tahkikatı esnasın- da verdiği ifede okundu. Bu ifadesin- de vakayı şöyle anlatıyordu: le üzerinde Mehmed ve Basriile ra- kı içerken Niyazi ve Hasan geldiler. Onları da kendi soframıza çağırdık. İçki esnasında bir aralık Hasarın Ni- yaziye göz işareti yaptığını gördüm. Fena hülde sinirlendim. Bu işaretin ne demek olduğunu sorunca Hâsan bana küfür ederek bıçağını çekip ü- zerime hücum etti. Ben kaçmağa baş- ladım. Kaçarken birden bire arkam- dan bıçak saplandı, Olduğum yere düştüm. O sırada yanımda Niyaziyi gördüm. Beni kaldırmağa çalışiyor- du. Hasan beni vurup kaçmıştı. Niyazi bu ifadenin doğru olduğu- nu söyledi. Hasan bu sözleri tama» mile reddetti ve: — Hepsi bana iftira ediyorlar. Dedi, Gelmiyen şahidlerin çağni- ması için muhakeme başka güne bi- rakıldı. Teruel cephesinde şiddetli muharebeler Frankocular süratle ilerle- diklerini bildiriyorlar, Hükümetçiler Pirene cep- hesinde taarruz ediyorlar Saragos 30 (A.A) — Havas ajansı muhabiri bildiriyor: Teruel'den Akde- nize kadar uzanan cephede irankistler suratle İlerlemektedirler. Maruz kal- dıkları mukavemet zayıftır, Frankist- ler dün Vertis, Santa Barba, Carrama- Şo, Espinar, Sierra Peregal ve Cabra do Mora kasabalarını ozaptetmişlerdir. Şimdi cenuba doğru ilerlemeğe devam etmektedirler, Villa Franka'dan hareket eden diğer bir Frânkist yürüyüş kolu Culla isti- kametinde şarka doğru ilerlemekte- dir. Hükümetçilerin taarruzu Barselon 30 (A.A.) — Havas ajansı- nın muhabiri bildiriyor: Pirene cep- hesinde cumhuriyetçilerin kumandanı mukavemet mevzilerini islâh etmek ve yeni gelen kıtaları tecrübe için ateşe sokmak istemiştir. Alınan neticeler memnüniyete şayandır. 200 kilometrelik bir cephede cumhu- riyetçiler muhtelif noktalarda mevzi- lerini silâh ve Seros, Balâguer, Tremp gibi mühim mevziler clvarında düşma- nın husule getirdiği çıkıntıları işgal etmişlerdir. Pazar günü muharebele- rin şiddeti zail olmuş ve bütün hafta durmadan ateş eden toplar daha sey- rek ateş etmeğe başlamıştır. Cephede sükünet tedricen avdet etmektedir. — Sultan mahallesi civarında ka- İ General Gedillo Amerikaya kaçabildi mi? Henüz bu hususta malümat alınamadı San Antönio 30 (A.A.) (Amerika) — Asi Meksika generali Cedillonun birleşik devletlere kaçmağa muvaf- fak olup olmadığı henüz belli değik dir. Teksas'da oturan dastları gene- ralin Elsolto'ya kaçtığı tarih olan 27 mayıslanberi kendisile doğrudan doğ- Tuya temas edememektedir . Sümerbanka meccanen arazi verilecek Ankara 30 (Telefonla) — Kurul makta olen demir ve çelik fabrika- larına bazı muafiyetler verilmesi ka- rarlaşmış ve bunun için bir kanun projesi hazırlanmıştır. Bu projeye göre memleketin her tarafında fab- rikaların ihtiyacı için yapılacak bi- na, iskele, rıhtım vesaire gibi tesisat için devlete aid araziden dari bu fabrikaları kurmakta olan Sümerbanka meccanen verilecektir. Bundan başka bu fabrikalar için hariçten getirilecek makine, mevaddi iptidaiye vesair malzeme de demir- yolu nakliyatı hariç olmak üzere di- ger devlet nakliye (vasıtalarından yüzde 50 tenzilâta tâbi tutulacaklır. Şuşnig nerede? Viyana 30 (A.A.) — Resmi mahfil. ler eski Avusturya Başvekil Şuşni- gin âkibeti hakkında beyanatta bu- lunmak istemiyor. Bu sabahtanberi bir yük arabası Şuşnigin evinin önün- de durmaktadır. Sureti umumiyede iyi haber alan bir membadan öğrnildiğine göre do- laşan bazı şaylaların hilâfına olarak Şuşnig ne Daşan tâhşit kampına ne de Leipzige gönderilmiştir. 30 Mayıs " İstikrazlar (kapanış fintleri) 'Türkborcu birinci tertip (peşin) Ergani ÇEKLER (Kapanış fiatleri) | Berlin | Varşova, | Budapeşte Bükreş Belgrad Yokohama Stokholm Londrr, Moskova 30/5/938 Pazartesi günü İstanbul Hülinde toptan satılan yaş sebze ve meyva Metil 19 0525 Paris Nevyork Milâno Brilksel Atina 20100 12134 40125 106,87 34,85,18 21554 31132 63 23.15 Cinsi Kansai aşağı yüksek , Kr.& u— 1 — 3 — 3 10 — Mv. 340 “— Sakızkabağı Yer fasulyesi Çalı fasulyesi Ayşekadın fasulyesi Kır domatesi Bakla Araka Bezelye Semizotu Ispanak 'Taze yaprak Enginar Yeşil salata Marul Hıyar 'Taz4 soğan Taze sarınısik Maydanoz Dereotu Nane Turp Kirez Can eriği Ereğli çileği Yerli çilek Ecnebi Umen 5 250 pr 6— s0 — 2— i— VR 1 — — 60 —d0 — 60 ATA eğen MM Sösszüt 100 adedi 150 — 220 — Mesud bir nişanlanma Tanınmış ailelerden bay Osman Resnenin kızı bayan İNCİ ile genç ve de- gerli mühendislerimizden bay CEMA- LİN nişanları 29/5/938 pazar günü 'Tokatliyan salonlarında mümtaz da- vetliler huzurile tesid edilmiştir. Selâmi İzzet Sedes Tiyatroya dair Yeni çıktı — Fiati 50 kuruş Remzi Kitapevi ŞEHZADEBAŞI TURAN TİYATROSU Halk sanatkâr Naşid ve arkadaşları, büyük varyete numaraları KEYHANIN HİLESİ Komedi 3 perde Dans, solo; düet. Loca- dar: 100, heryer; beli peradi: 10, 31 Mayıs 19398 ği Subaylar ne suretle ve ne kadar müddet zarfında ferfi edecekler Askeri hâkim ve muallim olmak üzere fakülteleri bitirenlerin terfileri Ankara 30 (Telefonla) — 2962 nu- marslı kanunun, umum subayların ne suretle ve ne kadar müddet zarfında terfi edeceklerini gösteren birinci mad- desini tadilen yeni bir lâyiha hazır- lanmış ve Meclise verilmişti. Bu nın metnini aynen bildiri- yorum: kâzanmaları içinher rütbede fiilen asgari bulunacakları müddet aşağıda gösterilmiştir. İşbu müddetler harpte baş komutanlığın göstereceği lüzum üzerine tenzil edilebilir. Harp takdir- namesile taltif edilenler ve 16 ici maddedeki kıdemiçri alanlar dahi iş- bu müddetleri fiilen ikmal etmek mec- buriyetindedir, Asteğmen 6 ay, teğmen 3 sene, yüzbaşı 6 sene, binbaşı 4 sene ve bundan yukarısı da 3 er sene, Üç senelik asgari terfi o müddetini bitirdikten sonra albaylığa geçen tuğ komutanlığından yalnız iki seneye kadar olan müddeti tuğ generallığın asgari müddetinden sayılır. Harp oku- Yundan çıkan subaylara asteğmen rit- besi verilir. Bunlar 6 ay sonra göste- recekleri liyakate bir üstleri tarafın- dan yapılacak teklif ile münhal aran- mıyarak teğmenliğe nasbolunurlâr. Tıp fakültesi askeri kısmından çi- kanlara teğmenlik verilir. Askeri ta- babet tatbikat mekteb ve serirşatında 1 seneyi bitirdikten sonra ehliyetleri tasdik edilen tabib teğmenler Üst teğ- merliğe nasbedilerek orduya gönderi- lirler. Talimatı dairesinde 2 sene kıta ve hastanelerde staj gördükten sonra yüzbaşılığa terfi ettirilirler. Tabib teğ- menlerden tatbikat mektebinde mu- valfakıyetle imtihan vermiyenler ki- talarda ve hastanelerde terfie liyakat «Umum subayların terfide hak| sicili alıncıya kadar üst teğmenlik rüt besine terfi ettirilmezler. Veteriner fe kültesinden çıkan baytar ve ünivetsi- tenin muhtelif fakültelerinden çıkar kimyager, dişçi ve eczacı talebeye mek tepten çıktıkları zaman : teğmenlik rütbesi verilir. Bunlardan baylarla askeri baytar tatbikat mektebin. de, kimyagerler askeri o kimyahane- de, dişçi ve eczacılar da askeri taba- bet tatbikat mektebinde 1 sene staja tabi tutulurlar. Baytarlar Kıta veya bakteziyolojihane, kimyager kimye Jaborutuarlarında, dişçiler heslane- lerde ayrıca bir sene ve eczacılar İse hastanelerde 2 sene hizmet ettikten sonra sicillen ehiiyet tasdik edilmek şartile üstleğmenliğe terfi etüririr ler. Askeri hâkim ve muallim Ankara 50 (Telefonla) — Askeri hâkim ve muallim olmak üzere fa kültelerden neşet edenler ihtiyat su- bay mektebini muvaffekiyelle bitir. dikten sonra ihtiyat asteğmenliğine terfi ettirilecekler ve yedinci sınıf mı murluğa nakledileceklerdir. Bunların altıncı sınıfa terfileri de, fakültelerden subay olarak ayni ta- rihte neşet eden dört sene tahsile tâbi emsalleri İle birlikte icra edile cektir, Bu hususta hazırlanarak Meclise verilen kanun lâyihasına eklenen muvakkat bir maddeye göre de, bu kanunun meşrinden evvel muvazzaf talebe olarak ordu nam ve hesabına fakültelende yetişlirilmiş askeri hâ- kim ve muallimler de yukarıdaki esaslara göre terfi ettirileceklerdir. Kadın yüzünden üç kişi yaralandı Iki rakip biribirini yaraladı, bir üçüncü de hesap sorarken yaralandı Kadıköy zabıtası, evvelki gece ka nşık bir yaralama vakası tahkikatı na el koymuştur, Hâdisenin tafsilâ- tı şöyledir: Gece geç vakit Kurbağalıdere nok- tasında beklemekte olan polis me- murunun yanına ünü tutarak koşa koşa biri gelmiştir. Polis, bu adama ne olduğunu sormuş, gelen adam isminin Ahmed olduğunu, bir adamın kendisini göğsünden bıçakla yaralıyarak kaçtığını söylemiştir, Polis, yaralıyı tedavi altına aldır- mağa teşebbüs ettiği sırada yah yol- lardan birinden gene göğsünü tuta tuta bir adam daha gelmiş, soluk 80- luğa nokta memuruna derdini anlat- mağa kayulmuştu vi Bu adam da, isminin İbrahim ol- duğunu, kendisinin Ahmed tarafın- dan yaralandığını söylemiştir. İki yaralı polis önünde bu şekilde karşılaşınca; nihayet İşin aslını be- raberce anlatmağa mecbur olmuş- lardır, Fikirtepesi ismi verilen mesi- rede ayrı ayrı oturdukları sırada bir kadın meselesinden birbirlerile kav- ga ettiklerini ve neticede karşılıklı İ birbirlerini yaraladıklarını söylemiş- lerdir. Polis, yaralama âleti olan br çakları sormuşsa da, her ikisi de at- tıklarını söylemiştir. Polis, iki yaralıyı da tedavileri için hastaneye göndermiştir. Yaraları iyi- leştiklen sonra adliyeye verilecekler- dir. Bu da kadın yüzünden.. Evvelki akşam kadın yüzünden Şehre- mininde de ağır bir yaralama vakası 0l- muştur. Şehremininde oturan Şükrü isminde biri, yolda ras geldiği Saa- det isminde bir kiza bazı sözler söy- lemiştir. Saadet bu sözlere mukabele etmemiş, yalnız akrabasından Yakub isminde birine meseleyi anlatmıştır. Yakub, bunun üzerine Şükrüyü ara- mış bulmuş ve Saadete söylediği söz- lerin hesabını istemiştir, Pe Şükrü: — İki dakika müsaade et, bir işim var, göreyim geleyim, seninle konu şacağım! demiş ve Yakubun yanın- dan sıyrılmıştır. Yakub beklemiş ve Şükrü de bir kaç dakik& sonra eli cebinde olarak dönmüştür. Şükrü: — Şimdi söyle bakalım, ne isti- yorsun?.. demiş, Yakub da Saadete niçin sataştığını tekrar sorması Üze- rine cebinden büyük bir berber us- turası çikaratak Yakubun üzerine gtılimış ve usturayı vücudünün muh- telif yerterine rastgele sallamıştır. Bu süretie Yakub tehlikeli şekilde yaralanmış, hâdiseden haberdar olan zabıta memurları yetişerek Şükrüyü yakalamışlar, Yakubu da Gureba hastanesine yatırmışlardır. Şükrü, sorguya çekilince, cinayeti itiraf elmiş, usturayı da, Feyzi ismin- de bir berberden aldığını ilâve eyle- miştir, Bunun üzerine Feyzi de ya- kalanmıştır, Her ikisi hakkında icab eden kanuni takibat yapılmaktadır. biraz Balkanlar arası (otomobil rallisi Yunan turing klübünün tertip etti- ği Balkanlar arâsı otomobil rallisine "Türkiye, Yugoslavya, Romanya ve Ar- navutluk turing klüpleri de iştirak et- meğe karar vermişlerdir. İstanbuldan iştirak edecek turistler 2 haziran perşembe günü akşamı Edirne istikametinde buradan hare- ket edeceklerdir. Bir otobüs bir arabaya çarptı, arabada bulunan kadın yaralandı Şoför Kâzımın idaresindeki otobüs Sarıyer çarşısından geçerken Osman isminde birinin 656 numaralı binek arabasına çarpmış, hasıl olan sadme- den arabada bulunan 50 yaşlarında Ar ji şe dizinden yaralanmıştır. i

Bu sayıdan diğer sayfalar: