31 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

31 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Medeni hayatın başlıca İstirahat | ve konforunu temin eden hava gazi ayni zamanda zehirli bir maddeyi ih- tiva eylemesinden dolayı çok tehlikeli ve zararlı bir şeydir. İhmal ve gaflet e hava gazı musluğu açık kalması yü- zünden zehirlenen adamlar pek çok- tur. Hava gazı o kadar zehirlidir ki, İn- gilterede hava müdafaası ve zehirli gazdan korunmak için icad edilen ve halka dağıdılan muhtelif maskeler- den hiç birinin hava gazının zehirine karşı insanı muhafaza etmediği sabit olmuştur. Hükümetin tevzi ettiği bu gibi maskeleri hava gazına karşı kul- lanarak hastalanan ve zehirlenen adamlar çoğaldığından nihayet İngil- tere hükümeti zehirli gaz maskeleri- nin hava gazının zehirine karşı asla korumadığını ilân ederek halka ihtar- da bulunmak mecburiyetinde kalmış- tır. Lâkin ilim ve fen şimdi, hava ga zını zehirinden tasfiye edecek çareyi de bulmuştur. Almanyada Nordhau- Sen'de seksen senedenberi fasliyette | — Zehirsiz hava gazı bulunan hava gazı fabrikası lâbora- tuarında birkaç senedenberi yapılan tecrübeler neticesi olarak hava gazı- nı zehirinden ayırmak mümkün ol- duğu sabit olmuştur. İlk defa beş sene evvel gene Alman- yada Haineln'deki gazhane lâboratu- arında hav agazının zehirini gidere cek tecrübeler başlamıştı, Fakat bu- râsı muvaffak olmamıştır. Evvelki fabrika lâboratuarında alı- nan neticeler kati olduğundan Al manyanın en büyük hava gazı şebe- kelerinden birinin sahibi bulunan Dessauer Konşeru müşterilerine zehir- siz hava gazı tevzli için pratik tedabir almağa karar vermi Nordhausen fabrikası bu tröste alttir. Hava gazinin zehirini temizlik pa- tentesini bu tröst aldığından diğer müesseseler bir bedel mukabilinde bundan istifade edebileceklerdir. Ya- kında bütün Almanyada zehirsiz ha- va gazı tevzi edilecektir. Bu suretle hava gazı ayni zamanda zehirleme tehlikesinden âri olarak en mükem- mel bir konför vasıtası olacaktır, Yeni bir altın madeni Amerikada, Edmonton civarında yeni bir altın madeni keşledildi. Bu- gün Avusturalyadan, Cenubi Afrika- dan, İngiliz Günanından altın arayı- cıları Edmontona akın ediyor, Bu akının dikkate değer tarafı, gökyüzünden akın edilmesidir. Altın madeninin merkezi büyük esirler gölü civarındadır. Bu sahaya Edmontondan ancak 50 günde gidi. lebiliyor, bu da havaların iyi olması şartile. Bunun için de Edmontondan haziran başlangıcında yola çıkmak lâzımdır. Bugünkü altın arayıcıları bu güç- lüğü yendiler. Tayyarelerle gidiyorlar. Tayyare, 50 günlük yolu 2 günde alı. yor. Altın aramak için kullanılan maki» neleri de tayyarelerle naklediyorlar. .. Edmonton civarındaki bu Yelloknit Lavrensin evli Sağlığında adı bir efsane kahrama- nının adı gibi dillerde dolaştı. İngilterenin en meşhur gizli teşki- Iâtçısı, ömrünün son demlerinde, Londrada mütevazı bir evde oturdu ve bir motosiklet kazasında öldü. Bu ev haftada üç gün halka teşhir edilecek, Ev üç odalıdır. Bahçesi çiçekli ve meyva ağaçlıdır. Yatak odasında yalnız bir divan vardır: Uyumak için. Bir masa var- Şatranç şampiyonu Mehmed adında bir Hindli, Londra- da şatranç oynarken, mızıkçılık eden bir arkadaşını öldürdü, Kendisini de ölüme mahküm ettiler. Hükmün infaz edileceği günü bek- lerken mahküm hapishanede herkes- le şatranç oynuyor ve hiç yenilmiyor. Eğer idamdan kurtulacak olursa, İn- giltere satranç şampiyonu iâln edile- cektir. altın madenlerini işletmek çok mü- him ve çok güç bir iş. Bu işi başarabil- mek için milyonlar sarfı lâzımgeliyor. Bunu da ancak şirketler yapabilir. Bunun için oralara gidenler altın bu- lunan sahaların haritasını çıkarıyor. lar, inhisarını aldıktan sonra hakları» nı yüksek para mukabilinde şirketlere satıyorlar. Rinn kardeşler buldukları madenin işletme hakkını 20 milyona sattılar. Başka biri bir milyona sattı. Bu işten on para kazanamıyan, ilk defa bu madeni keşfeden Gus Niandır, Bundan iki sene evvel Yelloknifde araştırma yapıp altın dolu sahayı meydana çıkaran bu zat sevincinden keşfini söyledi, bunu duyan açıkgöz- ler de ondan evvel şirketlerle mukave- le yapıp madenlerin istihsal hakkını sattılar, Biçare Gus Nian bugün timarhane- dedir. müze oluyor dır: Çalışmak için. Bir koltuk vardır: Oturup düşünmek için, Odalardan birinin duvarları kitapla örtülüdür, Bir de gramofon vardır, 800 plâğın hiç biri modern musiki değildir, Vagner, Bethofen, Mozart, Şuberttir. Kölonel Lâvrans geceleri, dostu ve kâtibi Pat Konovlesle oturup gramo- fon çalarmış... » Müzenin müdürlüğüne Pat Koniy- les tayin edilecek. Afyon çekenler Şangayda binlerce Çinli var. Bu Çinliler Japonlardan kaçıp büyük şehre iltica edenlerdir. Bu mültecile- rin ekserisi afyok çeker. 1938 senesi- nin ilk dört ayı zarfında Şanghaya kaçak olarak 4 yüz bin liralık afyon sokulduğu tesbit edilmiştir... Kaçağın önüne geçildikçe, afyonun satış fiati artmaktadır. Sofra başında konuşma Yemeğe oturduklarından biraz son- ra çocuk, radyoda çalınan parçalar hakkında düşündüklerini söylemek isterdi, Babası sözünü kesti; — Sofra başında konuşma, sus kü- çüğün, söz büyügündür. Annesi itiraz etti; — Hayr, su küçüğün — Yanlıştır o Asit sus'dur. Sus küçüğün söz büyüğün.. Çocuklar ancak sorulana cevüp verirler. Konuş- mak bilyiklerin hakkıdır . Anne omuz silkti: — Ben dikkat ediyorum, büyükle- rin söylediği sözler incir çekirdeği doldurmuyor, Halbuki çocuklar ne gil zel, ne akıllıca, ne yeni şeyler söylü- yoriar. Bizim göremediklerimizi görü» yorlar, 'a!.. Öyle mi?.. Bundan sonra çocuk bizimle beraber yemek yeme- sin,. arlık bu çocuğu sıkı bir disiplin altına almak gerek... Çocuğun terbi- yesini bozmayınız. — Rica ederim çocuğu serseme döndürmeyiniz!.. Bu çocuk bugün 12 yaşında, 50 sene sonra 62 yaşına gel diği s&man, yani 2000 senesinde bel ki de Stratosferobüslerle yıldızlara 8€- yahat edilecek... Çocuğumuz Gökyüzü âlemlerinde dolaşacak, halbuki sen, kendi eski fikirlerine bağlanıp kalsın istiyorsun!.. Babası sesini çıkarmadı, çocuk rad- yoda çalınan parçalar hakkında fü rini söyledi, | Hiç kimsenin ehemmiyet 1 | İ i vermediği işlerle hayatlarını kazanan becerikli insanlar Çoğumuz; umu- miyetle herkes ta» rafından bilinen, tecrübe ( edilmiş, hattâ esaslı bir meslek haline gel- miğ kazanç yol- larından birini in- tihab ederek bu sahada muvaffak olmayı düşünürüz. Fakat bazı açık- göz insanların bir iş bile addedilmi- yen, meçhul, menfaat temin edeceği- ni" asla tahmin etmediğimiz bir sâ- hada çalışarak hayret edilecek dere- cede para kazandıkları görülmek- tedir. Geçenlerde bizim gazetede çıkan küçük bir havadisi okuduğum 2a- man şaşırdım: Belediye şimdiye ka- dar şehrin çöpleri içindeki paçavra- ları 10,000 liraya ihale ediyormuş. Fakat son zamanlarda bunları gi mak istiyenlerin çoğaldığını ve fazla teklifler yapıldığını görerek bundan sanra çöpleri 25,000 liraya ihale el- mneğe karar vermiş. Düşünün, siz dolmuş bir çöp te- nekesinin evinizde bir gün kalması- nâ tahammül edemezken bir adam çıkıyor, bütün şehrin çöplerini, hem de 25,000 lira gibi mühim bir servet mukabilinde, satın alıyor. Bu işe 25,000 lira yalırdığına göre kazancı- nin derecesi de kolaylıkla tahmin edi- lebilir. Hiç kimsenin aklına gelmi- yen böyle kazançlı bir işi keşfetmek zekâsına sahib bu mutebre iş ada- muni alkışlamamak mümkün müdür? Gene bir müddet evvel bir müna- sebetle görüştüğüm bir ev yıkıcı boş bulunup mesleğinin sırrını bâna tevdi etmek. tedbirsizliğinde bulun- duğu zaman da ayni hayret dakika larını geçirmiştim. Bir yıkıcı nedir? Oturulmasına im- mân kalmamış, müşteri çıkmıyan harab binaları ufak bir meblâğ mu- * kabilinde satın alarak ortadan kal dıran adam değil mi? Evinizin dö- küntülerini parça parça satacak ta bir şeyler kazanacak diye düşünür, belki de acirsiniz. Fakat size haber vereyim ki yıki- cılık en parlak, en fazla kâr getiren işlerden biridir. Çünkü harab evi- nizi sizden, meselâ 3,000 liraya sâ tan alan yıkıcı evinizden çıkan de- Bin evlik şehir Plânını B. Prost'un yapması stendi Karabükte kurulan demir ve çelik sa- nayii münasebetile Sümer bank, bu fabrikalarda çalışacak amele ve me- murlar için bin evlek modern tesisatı ihtiva eden küçük bir şehir inşa etme- ğe karar vermiştir. Sümer bank İstan- bul Belediyesine müracaat etmiş, şe- hircilik mütehassısı B. Prost'un bu kü- çük şehrin plânını yapmasını istemiş- tir. B. Prost henüz bu müracaata cevap vermemiştir. Bursanın imar plânının da B. Prost lLarafından yapılacağını yazmıştık. Şehirellik mütehassısından, İstanbul plânından başka yurdun di- ğer köşeleri için de istifade edilmesi mühtemeldir. Adliye Tebligat Müdürü Vekâlet emrine alındı İstanbul adliyesi tebligat müdürü Mustafa Erstzen Vekâlet emrine alın- mıştır, BERLITZ 373 İstiklâl caddesi Akşam Lisan kurları Fransızca - İngilizce vs. Haftada 3 ders Ayâr 4 liradır. İstanbulun çöplerini 25 bin liraya satın alan adam - Bir yıkıcının kâzancı nedir? - Londranın fare tepeleyicisi - Hava cereyanları nazırı ne iş yapar ?- Sinemanın doğurduğu meçhul iş sahaları mirleri piyasada demir flatleri yük- sek olduğu için 1,500 liraya, kiremid- lerini 1,000 liraya, sağlam tuğlaları nı 500 liraya satarak verdiği parayı çıkarır ve ondan sonrg tahta döşe- meleri kullanılmış kereste flati Üze- rinden, ccdadınızın özene bezene te- darik ettiği büyük, yekpare sütun ve mermerlerin tanesini 30, 40 liradan, paravanları, kapıları, pencereleri, na- dide tavanları yeni oldukları zamâ- na aid fiatlerden ufak bir farkla el- den çıkararak kısa zamanda üç, dört bin lira da kâr temin eder. Yıkıcılık ta çöplerin içinden pa- çavraları toplamak gibi kazançlı, fa- kat meçhul işlerden biridir. Lâkin böyel açıkgöz insanlar yal nız bizde mi var? Hayır, muhtelif mem. leketlerde kendilerine böyle orijinal bir meslek icad edip rahatça, hiç bir rekabet enidşesi çekmeksizin para kazanan insanlara tesadüf edilmek- tedir. Londra şehrinde bulunan: «Fare tepeleyicisi» bunlardan biridir. İngil- terede en yüksek maaş alan me- murlar sınıfına dahil bulunan bu zat kralın oturduğu Bukingam sarayın- da, İngillere bankası ve Başvekâlet arşiv dairesinde mütemadiyen dola- şıp mevcud fareleri tepelemek ve üremelerine mâni olmak vazifesile mükelleftir. Vazifesini büyük bir ciddiyetle yapan ve hiç kimsenin mü- saadesiz giremiyeceği bu mühim bi- yapmak haiz olan bu dum deima frak ve silindir şapka ile dolaşan kibar bir zattır. Gene İngilterede kral sarayında hava cereyanlarından fena halde kor- kan yedinci Edvardın tayin ettiği ve: «Hava cereyanları nazır» İsmi ditında çalışan bir adam vardı. Va- zifesi saray dahilindeki kapı ve pen- cereleri tehlikeli hava cereyanları hu- Sule gelmiyecek şekilde tanzim et- mekten ibaretti. Vazifesine yakın 3â- İKTİSADİ MESELELER manlara kadar de- vam eden bu zat ta bayli para alan» lar arasında idi. Berlinde bir ka- dın seyahate çı kan, yahut sayfi- yeye gidenlerin be- raberlerinde götüremiyecekleri kedi, köpek, kanarya, papağan gibi hay- vanlarını sahibleri seyahatten dö nünceye kadar bir ücret mukabilin- de bakar. Bu kadın kendi icad ettiği bu işe başladıktan ksa bir zaman sonra büyük bir müessese sahibi ol- muştur; müreffeh bir hayat sürmek» tedir, Gene Berlinde âni olarak bozulup yolda kalan otomobilleri tamir için uzun caddelerde bir aşağı, bir yukarı â eyyar tamirciler, geceden kalıp sabahleyin sokaklara dökülen sefih ve ayyaşlara yulturmak üzere ellerinde karışık şampanya, bayat istiridye, kart tavuk dolaştıran sey- yar açıkgözler vardır ki bunların da kazançları yolundadır. Sinemanın icadı da bir çok meç- hul işlerin meydana çıkmasına $8- beb olmuştur. Hollivudda açıkgöz bir adam sinema artistlerinin rol icabı giymek mecburiyetnide kaldıkları dilenci, amele ve serserilere aid elbi- seleri artistler giymeden evvel yıka yıp temizlemek suretile hayatını ka- zanır ve bu işten küçük yıldızlar ka- dar para çıkarmaktadır. Gene Hollivudda Vitfleld isminde bir kadın filimlerdeki aile sahnele- rinde yıldızların ellerine verilmek Üzere muhtelif renk ve biçimlerde ta- mamlanmamış örme ceketler yap- maktadır. Bunları yarıya kadâr ör- dükten sonra üzerinde iğneleri oldu- gu halde stüdyolara salar. Meselâ sahnede Greta Garbonun elinde ör- düğünü gördüğünüz ceket bayan Vittield'in eseridir, Greta Garbo bel- ki örmesini bile bilmez. Fakat kadın- cığaz bu suretle hayatını mükem- melen kazanıyor. İşte bütün bu insanlar hadiseler- den istifade etmesini bilen ve açıkgöz- Tükleri sayesinde müşkülât çekme- den rahat rahat yaşamanın sırrına ermiş şahsiyetlerdir. Şevket Rado Dört aylık ithalât ve ihracat Başvekilet istatistik umum mü- dürlüğü tarafından neşredilen İsta- tistiklere göre, bu senenin dört aylık ihracatı 9 milyon 408 bin liradır. 937 senesinde 77 milyon 856 bin lira, 936 senesinde iso 7 milyon liradan dahâ azdı. Görülüyor ki, üç senenin ilk dört ayındaki istatistiklerde, dış ticareti- miz artmaktadır. Halbuki senenin ilk dört ayı, ihracat mevsiminin geç- tiği aylardır. Kısır denilecek bu ay- larda, dış ticaretimizdeki bu inkişaf, iktisadi o kalkınmamıza büyük delil teşkil eder. Geçenlerde, ayni senelerin dört ay- hık istatistiklerini mukayese ettiği- miz zaman, nisan ayındaki ithalâtın | | fazlalığından bahsetmiştik. Bu faz- lalık yünlü kumaş ithalâlından ileri geliyordu. 937 senesinin ilk dört ayında yünlü kumaş ithalâta 314 bin lira kadar tutuyordu. Halbuki bu se- nenin ilk dört ayında 2 milyon küsur lirayı bulmuştur. İlhalâtın bu artışma mukabil, ih- racaf gene diğer senelere nisbetle fazladır. Yukarıda yazdığımız gibi, bü senenin ilk dört ayındaki ihraca- tımız 9 milyon liraydı. Geçen sene ise 7 müyon ra kadar tutmaktaydı. Arada 2 milyon küsur fark vardır. İthalâtıri artışındaki fark yünlü kumaş ithalâtiydi. İhracattaki artışı, arttıran en büyük sebeb de, tütün sar bir | tışlarıdır, Bu senenin ilk dört ayın da sattığımız tütünün mikdarnı 9 milyon 843 bin liradır. Halbuki 937 "senesinin ilk dört ayında dışarıya s8 tılan tütünlerin mikdarı ise 3 milyon 482 bin lira kadar tutmaktaydı. Demek oluyor ki, fazla kumaş it- halâtına mukabil, fazla mikdarda tütün sattık ve bu suretle tütün ti- caretinin bu sene iyi birdevre ge- çirdiğini öğrenmiş oluyoruz. Bilhas- sa son günlerde tütün ticareti daha hararetli bir devreye girmiştir. Polonya, Çekoslovakya rejlleri muh» telif mıntakalarda mübayaata de vam etmektedirler. Diğer taraftan Amerikan kumpanyaları, Samsun, Bafra, Çarşamba gibi yerlerde en iyi cins tütünleri satın almışlardır. Mı- sır firmaları namına bir Türk tirma- sı Trabzon, Artvin tütünlerinden ak maktadır, Fakat tütünlerin ekserisi işlenerek ihraç edilmektedir. Tütün işçiliğinin inkişafı için, tütünlerin İş- denerek ihracını temin edecek ted- birler almalıyız. H.A Satılık köşk Yeşilköyde ağaçlı, çiçek (o bah- çeli, havuzları, elektrikli motörlü kuyusu mevcud konforlu büyük bir köşk satılıktır. İstasyon eiva- rında Cami sokağında 29 No. ya j

Bu sayıdan diğer sayfalar: