4 Haziran 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

4 Haziran 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A R ) $ ©) Tamşvar dün Beşiktaşı 1 - O yendi Beşiktaşlılar bilhassa haf hattının bozuk oynamasından mağlüp oldular Şehrimizde yaptığı ilk iki maçta Fenerbahçeye 1-0, Peraya 3-2 yenilen Rumenlerin Tamşvar takımı dün Şeref stadında Beşiktaşı 1-40 yenmeğe muvaffak oldu, Beş yüz kadar seyir- cinin bulunduğu maçta birkaç mü- him elemandan mahrum bulunan Beşiktaşlılar isteksiz ve fena oynadı. lar, Buna mukabli yaptıkları ilk iki ıwaçı kaybeden Tamşvarlılar hiç ol mazsa memleketlerine bir galibiyete le dönmek için olanca enerjilerile çar lıstılar. Bu şerait dahilinde esasen zayif bir kim olmıyan Tamşvar mar çı kolaylıkla kazandı, a Adnan Akının idare ettiği oyuna Rumenler OFenerbâhçe maçındaki kadrolarile, Beşiktaş da: Mehmed Mi - Hükkı, Faruk - Ri- fat, Feyzi, Zeki - Hayali, Muzaffer, Nâzım, Hakkı, Eşref şeklindeki takım- la çıktılar, Beşiktaşın Tamşvar haf hattında kesilen ilk akınından sonra Rumenler Beşiktaş haflarının bozuk olduğundan istifade ederek tam bir hâkimiyet kurdular. Beşiktaş forver- dinin anlaşamaması, üstelik geri: den de düzgün top alamamaları yü- zünden yaptıkları seyrek hücumları 'Tamşvar müdafileri kolaylıkla kar- şiayabiliyorlazdı, “Tamşvarlılar oyu- nun hâkim oynadıkları bu ilk kısmın- Ga yakaladıkları birçok fırsatlardan istifade edemediler, 20 İnci dakika- dan sonra oyun müleyazin bir cero- yan aldı. Ancak izah ettiğimiz sebep- lerden dolayı Beşiktaşın hücumları kolaylıkla uzaklaştırılıyordu. Gol 30 uncu dakikada yapılan bir Tamş- var skınında sağiçin kafa ile ortaya ladığı topa Beşiktaş müdafileri 15- Ka geçtiler. Demarke bir vaziyette olan santrfor ayağının önüne düşen topu bir iki adım sürdükten sonra üç met- re mesafeden plâse bir vuruşla Beşik- taş kalesine soktu. Golden sonra Beşiktaşlılar hafif bir hâkimiyet kurdular, Fakat yaptıkları hücumlar nisbeten tehlikesiz oluyor. Buna mukabil Tamşrarın yaptığı sey- rek akınlarda Beşiktaş müdalaasının bozuk oyunu birçok gollük vaziyetler doğuruyordu. 35 inci dakikada bir fri- kiki yumrulds karşılamak “istiyen Mehmed Ali topu İyi uzaklaştıramıya- Tak Rumen santforunun önünedü- şürdiyse'de bu oyuncu boş kaleye ata- madı. Bir dakika sonra 'Nâzımla Mu- zaffer topu paylaşamadıklarından muhakkak bir gol kaçırdılar, 40 mci dakikada Beşiktaşlılar da takımda bir | değişiklik yaparak Hakkıyı santrhafa aldilar, Bu tadilât derha! tesirini gös- terdi. Son beş dakikada Hakkının ha- fa geçmesile daha iyi beslenen Böşik- orverdi birkaç tehlikeli akın yap- da birinci devre Tamşvarın üstün. Tüğü altında bitti. İkinci devre Esasen.geç başlıyan oyunda iki dev- re,arasında 15 dakika kadar süren bir te üçü karanlıkta oynandı. Bu vaziyet- te son dakikalarda bilhassa Adnan Akın gibi iyi bir hakemimizin oyunu tatil etmesi icab ederken zifiri karan- likta oyuna devam eğildi. Kamerle kesilen Tamşvarın ilk aki- nından sonra ikinci dakikada Beşik- taşın 25 metreden kazandığı bir friki- ki Hakkı çok güzel çektiyse de top di- reği sıyırarak avuta gitti. Beşiktaşın ilk dakikalarda kaçırdığı birkaç fırsat tan #onra galibillerinin tehlikeye gir- diğini gören Tamşvarlılar da canlana- rak hücuma geçtiler. Oyun bir müd- det karşılıklı akımlarla geçtikten sonta 20 Inci dakikada Beşiktaşlılar kısa fa- silâlarla oyunda tam bir hâkimiyet kurdular, Forverd hattının anlaşama- magzlik ve geçimsizlik yüzünden ka- çırdığı fırsatlar, gelibiyeti elinden kaçırmak istemiyen Tamşvarın vakit geçirmesi oyunün sonlarına doğru Beşiktaşın bazi oyuncularını nsabiloş- tirdi. Bu meyundu bilhassa Eşref bir çok defalar topa çıkacağına adama baktığından bir tukım fırsatlar da bu yüzden kaçtıktan sonra oyunun son 15 dakikası topun takib edilemiyeoeği derecede karanlıkta oynandı ve Beşik- taşın bütün gayreti nelice vermeden maç 140 Tamşvarın galibiyetile neties- lendi. Nasıl oynadılar? Tanışvarlılar kazanmalarına rağ- men yüksek bir oyun gösteremediler, Kalecileri, solhafları ve sağtçıkları takımda en iyi oynıyanlardı. Şeref, Hüsnü ve Nuriden mahrum bulunan Beşiktaş takımına gelince oyunun ilk kısmında çok isteksizdi. İkinci devrede mağlübiyeti hissetlikten sonra can- landıyse de elde ettikleri fırsatlardan istilade edemediler, Müdafanda Meh- med Ali bozuktu. Birçok defalar topu elinden kaçırdı. Eğer karşısında me- selâ Melih gibi seri bir oyuncu olsay- di bu oyunlardan birkaç gol yiyebilir- Gi. Haf hattının bilhassa Hakkı sanir- hafa geçmeden evvel - yok denecek kadar bozuk oluşu Tamışvar akınları» nın bütün sikletini yanındaki arkada» şındari mühim bir yardun göremiyen Faruğun üzerine yükledi. Forverde go- lince; bir kaç sefer hariç olmak üzere hiç anlaşamadılar. Bundan başka ge riden yardım görememeleri, Eşref gi- bi bazılarının sertlik yapmağa kalk- maları, elde ettikleri fırsatlardan - fır- satçı tanınmış olmalarına rağmen- istifade edemeyişleri yüzünden sayı çıkaramadılar. Hakem Adnan Akının idaresi iyi idi, Yalnız oyunu son dakikalarda tatil etmiyerek karanlıkta oynatmasına hayret ettik. » Tevfik Kuyaş AKŞAM iş bankası kum- bara ikramiyesi Haziran keşidesinde SARAY ve BABI Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM —Tercüme, iktibas hukkı mahfuzdur Tefrika No. 148 ÂLİNİN İÇ YÜZÜ ö kazananların isimlerini — |Kışlalarda yapılan ilkaat, Abdülhamid'in gizli propagandası Her tarafta emniyet ve asayiş muh- | gibi gazeleleri cfrada okulturuyorlar- bir | dı. yazıyoruz Türkiye İş bankasının (kumbarası ve kunibarusız küçük cari hrsabları için tan- | zim ettiği ikramiye plânının haziran ke- gidesi banka umumi merkezinde ve noler huzurunda yapümıştar. Bu keşideyr tah- sis edilen mükülatları, kazanan hesab numaraları ve <sehiblerinin ösimleri öle | hangi #ebirlende bulunduklarım «ra ile yanyoruz: 1900 lira kazanan — İzmirde: 10068 Yumul. Beşer yüz lira kazananlar — Beyoğlun- da: 72 AN, Ankarada: 7i65 Osman Mustafa. 250 şer lira kazananlar — Ankarada: 20029 Ramzi, İstanbulda: 76410 Sami, İs- tanbulda: 73395 İbrahim. Yüzer Ura kazananlar — Ankarada: 20058 Arif, 15313 Mehmed, İstanbulda; 48511 doktor Ahmed, 77832 Hafım, 57408 Ziya, 01245 Semihat, Beyoğlunda: 7871 Paten, İzmirde: 6012 Coya Subrmi, 18005 Veysi, Adanada: 6961 Ahmedi, Akhisarda: 1013 İntepe, Antalyada: 1877 Nazime, Ba ukesirde: 162 Naci, Bursnda: 1435 Mes- tan Halil, Giresunda: 5770 Katerina, * Karsta: 1438 Fevzi, Manisada: 1110 Erol, Mersinde: 2708 Mehmed Tatlı, Bamsun- da: 48638 Hamdi Tecer, Sivasta: 2077 Derviş. Ellişer lira karxananlar — Ankarada: 12698 Belçik, 70387 Osman, 16391 Sali - haddin, 77188 Rüştü, İstanbulda: Cafer, 38639 (Jak, 51457 Tahsin, 52717 Turhan, Kadiküyde: 4528 Mebrure, #874 ; Büleyman, Beyoğlunda: 10149 Mari, İz- mirde: 14347 İhsan, 670 Özdemir, ikta: 1052 Emine Nusret Coşan, Berka- mada: 1080 Fuad, Bâremitte: 1363 Ke- mal Öz, Eskişehirde; 1807 Nuran, Kayse- ride: 3206 Nuri Demirsoy, Konyada: 2057 « Muhsine, Yenişehirde: 479 Hasan Timi * Bunay, Yirmi beşer lira kazanlar: Ankara: 1203 Sevim, 4618 Ataullah, 30035 Nureddin, 9634 Fund, 77496 buzafler, 25054 Bedia, 26323 Yeki, 27185 Ragıp, 2402 Nilüfer, 5448 Büheyli, 1672 Ahmed, 17008 Ayşe, 8431 Hayati, 30407 Mehmed. İstarbulda: 53001 Şinasi, 75044 AML, 40156 Salvator, 74311 Hazım, b9580 Dimlt- ri, 4805 Nihat, 48401 Emine, 59959 Gevher, 88528 Zehra, 42311 Süheylâ, 58505 Neşe, 3160 Lefter, 38068 Naim, 63303 Sübeylâ, 59043 Şefikr, 50204 Emine, 71687 Avda. Kadıköyde! 7808 Ömer, 7048 Feriha, 1973 Fikriye, 2220 Mehmed. Beyoğlunda: 10688 Mari, 20800 İzzet, Gulasndn: B0b Tuna Fehmi, Beyazıtta: 51 Hüseyin. “İzmirde: 8768 Fatma, 17480 Mehmed, 5170 ! Übeyde, 6809 Turgut, 14373 Zişan, Afyon- da: 1402 Pekcan, Bafrada: IMI, Di yarbakırda; 1788 Ahmed Çetin, Eâir- nede: 306 Mustafa Salih, G. Antebde: WA Ralf Buşol, Mersinde: 253 Zeki Kok- gli, Milâsta: 61) Süreyya ve Faruk N. ANI Sodra, Bumsunda: 1397 Cemal Hüse- yin, Trshonda: 2215 Vali Kartal, İrken- deriyede: 2542 Kiler İshak Hayon. i D Ki Gi i i i : j i l Hi İ i i i İ ; | i i i NEVROZİ istirahat verilince ikinci devrenin dört | Baş, diş, nezle, grip, romatizma, nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde 3 kaşe alınabilir, “MM “NN NS EŞ A. emi tel olmuş bulunduğundan büyük İelâketin vukuu ihtimali düşünülerek Arubistanın, Anadolunun, Rumelinin her cihetinden çerint ahkümmuın taf- bik: ; Hallâ gayrimüslim valandaşları- mız dahi bunu kemali hahişle arzu eğiyorlar. (1) Böyle iken Allahın koy- duğu kanun, hâşâ kâfi değilmiş gibi tereddüd eseri gösteril- mesi canileri Âdeta şımarmış, bu yüz- den her taraf büyük bir tehilke içinde | kalmıştır. Bu sebeble biz Osmanlılar v&z ve tertib edilecek kanunların şeriat ah- kâmına talbik edilmesini otuz milyon Osmanlınm hayatı kendi ellerinde bulunan siz, muhterem Osmanlı me- buslarından, sizin adeletinizden, him- metinizden taleb ve istirham eyliyo- ruz. Yaşasın şeriat! Yaşasın kanunu esa- si! Yaşasın millet meclisi, yaşasın mli- let vekilleri! $ Safer 1328 - 13 şubat 1324 Mebusan meclisi böyle bir varaka üzerine ne yapabilirdi? Gerek bunun, gerek Beyazıd dersi- âmlarından Oamanı Bedreddin ve Ri- zeli Ahmed Yiamdi efendiler tarafın- dan bu yolda tertib edilmiş diğerleri- nin hıfzına karar verdi! Bülün bu renk renk, çeşid çeşid, ih- tirasların İessdüm edecekleri günler yaklaşıyordu. 31 mart vakasındar iki, üç gün ev- vel Beyoğlunda Rumlar arasında İs- tanbulda yakında bir ihtilâl hareketi çıkacağı kulaktan kulağa söyleniyor- du, Abdülhamid payitaht askerinin hoş tutulmasına, sıziltılarına meyğan vo- rilmemesine pek ziyade itina ederdi; hele Yıldız kıtalarını ihsanlar, iltifat. Jarin pek ziyade şımartınıştı. Bunlar- dan hiç bir vakit ağır hizmetler iste- mezdi. Meşrutiyetten sonra orduda mektebli zabitler alaylılara tereih edi- liyoıdu. Bu da tabii alaylıların iğbira- rını eeibediyordu. Abdülhemid devrinde atalete mah- kâm zebitler meşrutiyetie hem ken- dileri fazla çalışıyor, hem nskeri ça- lıştarıyorlardı. yi Abdülhamid saltanatında askere her gün (beş vakit namaz, padişaha | dua!) telkinlerinde bulunulurdu; 2Zâ- bitlerden de bu istenirdi. Meşrutiyetten sonra talimlerde ria- mez vakitlerine pek dikkat edilmiyor- du. Senelerdenberi mülüyimete, isti- rahate alışmış askerin ruhi haletleri- ne, onlarla talim haricinde de temas edilerek ne düşündüklerini anlamağa, kendilerine zamana göre iyi ve lüzüm- lu telkinlerde bulunmağa ehemmiyet verilmiyordu. Evvelce din namına hareket ettirilen bu askerden şimdi (padişaha dun) yerine birdenbire pek anlıyamadıkları vatan müdafaosına hazır bulunmaları isteniliyordu. Tensikat ve tesfiye icabından ola- rak bütün urdulurdan açığa çikarilan bir çok erkân, ümera, zabitler İstan- karşı bir rTüchan temin ediyor, fakat ayni zamanda o kıtalarda hoşnudsuz- Tuğu kuvvetlendiriyordu. Mütsidler ve mürteciler bu avcı ta- burları ele almmadıkça İstanbulda rinden sonradır ki Yıldız sarayı tüfek- gileri dördüncü avcı taburu çavuşla- rından hazılarile temasa girmişlerdi. Bazı alaylı zabitler de nefer kıyafeti- ne girerek bu taburların kovuşların- da ifsadinrda bulunuyorlardı. Askerin gâyri kimseler, bir takım sarıklılar da kışlalarda nsker arasına girerek ilkaalla bulunuyor, Volkan Asker için bir tecrübe olmak Üzere bir miktar şemsiperli Kasketler ge- tirilmişti, Fena bir şeymiş gibi asker arasında bunun #leyhinde tahrikler yapılıyordu. Abdülhamid: — Asker benim kuvvei maddiyem, ulema d2 kuvvei maneviyemdir! Derdi. Meşrutiyetin ilânından iki ay ge- çince payitahtta bu iki kuvvetle de inkılâba karşı haheş ve teveccüh iyi- den iyiye kırılmıştı. Meşrutiyelin ilk haftalarında ka- dınıların hürriyete, açıklığa güsterdik- leri meyil mutassıb dimağlarda nahoş tesirler Wrekıyordu. Teşrinievvelin yedisinde başta ule- madan bir heyet Yıldız sarayına gide- rek halife sıfatile Abdülhamide «müs- tahsen âdetlere muhalif olarak mey- Gan slan bazı bidatlerden» şikâyet cimişti. Bu protestocular arasında İt- tihad ve Terakki cemiyetine intisab etmiş olanlar da vardı! (1) 31 mart günü âsi elebaşım Hamdi çavuş da mek'lebli zabillerin dine hür- metsizliğinden ve okokonalarla alenen gezmelerinden» kışlada işret etmele- rinden askerin münfeil olduğunu be- yan ile şikâyetlerde bulunmuştu. Askerler arasında ilk hoşnudsuzluk eseri ramazan içinde görülmüştü. Bir kısım askerler Şarab iskelesinden Taş- kışlaya müsellehan giderek gördük- leri haksırtıkları ortaya sürüp adület istemişlerdi. Hassa kumandanlığı iş- &en vaktile haber alıp bn askerlerden on yedisini tevkif ile hâdiseyi kapat- mışta. İkinci ve üçüncü hareketler Babığ- Tde ve Kadirgada vukua geldi. Bura- lardaki askerler talime çıkmak iste- mediler, Bu da vahim bir şekil alma- dan bastırıldı. Dördüncü hareket 'Taş- kışlada görülmüştü. Bu kıyamı evvel- ce tafdil eylemiştik. Bu hareket kan- sz bastırılamadı. Beşinci kıyamda dördüncü alay ef- radı: - Zahitleri istemeyiz- Diye iye koyuldular. Bu tama- mile yeniçerilerin Üstemezüklerini) andırıyordu. Bunun da önüne geçildi. Altıncı, yedinci kıyamlar Yüdızdaki Arab ve Arnavud taburlarında, çıktı, Üçüncü avci taburu kumandanlığın» da bulunmuş olan erkâmharhiye bin- başısı Remzi bey - general - büne tev- di eylediğinden bahseylemiş olduğum hatıratında bu mesele hakkında şu izahatı vermektedir: Tuşkışla vakasından - bahsettiğimiz dördüncü hareket - sonra üçüncü avcı taburunun selâmlık resminde Yıldız camisinde bulunması emri verilmişti. "Tabur efradının yeni elbisesi yoktu. Eski elbiselerile selâmlığa gitmeleri münasib olamıyacağını, efrada yeni elbise verilmesi lâzım geldiğini arzet- tim. Dinlemeğiler, İradeyi yerine gö- tirmek üzere cuma günü taburumla Yıldız camisine geldim. Bize tahsis olunan yer caminin dış kapısı kena rından yükuşa doğru olar kısımdı. Diğer taburlardan evvel gelmiştik. İki sıra olarak orada yerleştik. Biraz son- yer işgal ettirmeğe mecbur kaldım, Arnavud taburu bunu dü kâfi görme- di. Tazyiki arttırdıkça arttırdı. danın urtasma çıkılamazdı; aramıza hünkâr yaveri mirulay Müslim beye yanaştım; itidal ve hürmetle hali an- tattım ;daha fazla tazyik edilmemek» liğimizi rica ettim. Haşin bir eda ile: — Dinlemem bre! Burası bizim ye- rimizdir! (Arkası var) Ta) Mahir ald: $1 mart,

Bu sayıdan diğer sayfalar: