14 Eylül 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

14 Eylül 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Balıkları da deniz tutuyor ! Denizin yalnız insanları ve hây- Yanları değil, balıkları bile tutmak- ta olduğu ahiren anlaşılmıştı. Atla- rı denizin tuttuğu eskidenberi mâ Jümdur. Meşhur Romalı kumandan Tücl Sezarın Afrika sahiline yaptığı İhraç hareketinde karaya çıkarılan atları yolda deniz turaka sersem ol- duklarından düşman! takib edeme- Bnişti. Avrupadaki hayvanat bahçelerine Mzak Hıtalardan getirilen maymun- darı deniz tutmaktadır. Fakat ba- İıkları da denizin tuttuğu şimdiye kadar kimsenin hatırından geçmiş değildi. Ahiren Galopago$ adalarında tu- tulan nadir cinsten belıklar Nev- yorka götürülmek üzere vopura ko- nuldukları andan itibaren kendileri ni deniz tutarak hepsi hastalanmış- tar. Balıkların muhafızı mütehassıs- lar bu uzun deniz seyahatinde ba- lıkları deniz tulmasından, ölmeme- leri için hayli uğraşmış ve nihayet berhayat ve lâkin son derecede has- ta olarak Nevyork rıhtımında karaya çıkarılmıştır. Çekirgelerin yumurtalarını bıraktıkları yerler bulundu Bütün dünya için büyük bir âfet vlan çekirgelere karşı şimdiye ka- dar yapılan mücadelenin tamamile Muvaffak olması, bunların külliyetli mikdarda tohum attıkları yerlerin Malâm bulunmamasından ileri ge- diyordu. Çünkü çekirgeler yumurtalarını Afrikanın en hücra ve en gizli yerle- Finde bırakmaktadıriar, fi Sürfelerin bulundukları yerleri keşif İçin İngiltere ile Fransa birleşip biri Afrikanın şarkma ve diğeri garbine birer fen heyeti göndermişlerdi. Bu heyetlerin Âzaları tecrübeli ci- nayet taharri polisleri gibi Garbi ve Şarki Afrikanın en hücra yerlerini aramışlardır. Nihayet ayni zamanda olarak Çç€- kirgelerin en ziyade tohum bıraklık- ları sahaları keşfetmişlerdir. Bu keşif büyümüş çekirgeleri im- ha eden kimygvi maddenin keşfin- den daha mühimdir. Çünkü tohum yuvalarına serpilen zehirli maddo- er hiç bir yumurtanın açılıp çekir- ge çıkarmasına imkân bırakmamak» tadır. Çingene edebiyatı Nihayet çingenelerin de kendi dil. lerinden yazılmış kitab ve edebiya- ta kavuşmuş oldukları ilk defa ha- ber verilmektedir. £ Yugoslavyada Prilaka'da kemanı sayesinde zengin blan Nikoliç isminde bir çingene #ervetini çingene dilinde dini ve dün- Yevi kitabların yüzılmasına tahsis etmiştir. Ayni zamanda kendi para- # ile bir kilise yaptırmıştır. Eminönü meydanının açılması neden Kilisede ilk defa çingene dili üze- re dua kitabı okunduğunu dinliyen çingeneler milli hislerinin coşması üzerine o kadar sevinmişlerdir ki kendilerinin bir ibadethanede oldu- unu unutarak en gürültülü dans- ları oynamağa başlamışlardır. Kili- senin papası güç belâ akıllarını baş- larına getirmiştir. çabuk ilerlemiyor ? Belediye mahafili istimlâk muamelelerinin çok zaman kaybettirdiğini söylüyor Evvelki gün Ankaraya dönen Nafia Vekili B. Ali Çetinkaya, İstanbuldan hâreket etmezden evvel bir auharri- rimize bey tta bulunurken Emin. | önü istimlâk işlerine temas ederek | meydanın biran evvel açılması lüzu- muna işaretle «Eğer İstanbul Beledi. | yesi bu işe lâyık olduğu ehemmiyeti vermez ve icab eden sürali göstermez» 8€ başka bir tedbir düşünmeğe mecbur olacağız» demiştir. Meydanın açılması işinin neden ge- | ciktiğini Belediyeden tahkik ettik. Be- | lediye mahafilinde deniliyor ki; «İs- timlâk kanununda muamelâtı uzatıcı | bir çok hükümler vardır. Belediye bu- nu gözönüne alarak bir çok madde. lerin tadili için bir proje hazırlamış ve Dahiliye Vekâletine göndermiştir. Bundan başka Evkafı mazbuta me- Selesi de istimlâk muamelesini uzattı, Belediye, Vakıflar kanununun seki- zinci maddesine istinaden Evkafı maz- butaya aid emlâki bedelsiz olarak is- timlâk etmek istiyordu. Meseleyi Dev- let Şürası tedkik ederek kararı ver- miş, bu keyfiyet Belediyeye tebliğ edil. Türk - İtalyan ticaret o | müzakeresi İ Türk - İtalyan ticaret anlaşması müzakereleri için beklenen İtalyan heyeti bugün deniz yolile şehrimize gelecek, Galata nhtımında Türk he- yeti ve İtalyan sefarethenesi erkânı tarafından karşılanacaktır. Müzake- Telere yarın öğleden evvel Tophane köşkünde başlanacaktır. Kahvede kumar oyniyan iki kişi yakalandı Hasan ve Mehmed adlarmda İki kişi dün Fatih civarında bir kahvede kumar öynarlarken cürmü meşhud hâlinde yakalanmışlar, Sultanahmed İkinci sulhceza mahkemesinde yapı- lan muhakems neticesinde dokuzar lira para cezasına mahküm olmuş" rlet Şürası Belediyenin nok- a reddetmiş ve Evkafı hak- h çıkarmıştır. Şimdi bu karar tebliğ edildiği için (Evkafı mazbula) ya ald emlâkin istimlâk bedeli ödenerek bu binaların yıktırılmasına başlanacak» tır. Bu arada Selânik bonmarşesi ile İ Balıkpazarı caddesinin - - Eminönü mey- danına nazaran - sol köşesini teşkil eden ve Yenicami apteshanelerine bi- İ | tişik olan 9 dükkân hemen yıklırıla- caktır. Bundan başka Balıkpazarı caddesi nin sol köşesinde bulunan hir berber, bir de tavukçu dükkânının da mua- meleleri bitmek üzeredir. Bunların bedellerine sahipleri itiraz ettiğinden istimlâk bedeli hakkında bugünlerde mahkemeden bir karar alınacaktır.» Belediye mahafilinde en çok bir aya kadar Eminönü meydanında yirmi, otuz parça emlâkin yıktırılmasına im- kân olacağı ve meydanın mühim bir kısmının açılacağı temin edilmekte. dir. Selânik bonmarşesi binası ile Ye- nicami apteshanesi sırasındaki 9 dük- kânın yıktırılması bugünlerde müte- ahhide verilecektir. Boru fabrikası belediyeye geçiyor Kanalizasyon şirketinin tesis et- tiği Kasımpaşadaki boru fabrikası şirketle belediye arasındaki muka- veleye göre belediyeye terk edilmiş- tir. Belediye bütçesi geldiği için fab- rika bugünlerde belediyece tesellüm edilecektir. Belediye bu fabrikayı nasıl kullanacağını bilâhare karar- laştıracaktır. Bu maksadia bir de talimatname hazırlanacaktır. Basin Kurumu umumi heyeti İstanbul Basın Kurumundan: İstanbul Basın Kurumu heyeti umu- miyesi 15/9/938 perşembe günü saat 13,30 da toplanarak hazırlanan, Basın Birliği kanunu nizamname projesini müzakereye devam edecektir. Sayın ü m a eş Talihin insani ne zaman ziyaret edeceği belli olmaz, derler. Fakat yıl dızlar ve kader iş- lerile meşgul olan tanınmış bir a$- troluğun odediği- ne bakılırsa talih sik sık avucumu- sun içinden geç- mektedir. Fakat elimiz her zaman onu yakalıyabilecek vaziyette bulunmaz. Meselâ talih ge- Mp avucunuza girdiği bir anda elleri- niz başka bir işle meşguldür. Veya talih geldiği zaman avucunuz kapalı. dır. Veyahud açıktır da kapamazsınız ve talih bir su gibi parmaklarınızın arasından süzülüp gider. Talihli dedi. gimiz adam münasib bir zamanda avucunu kapıyan adamdır, Şayanı hâyrel bir talih hâdisesi geçenlerde Münihte vukua gelmiş ve bir piyango bileti, ölmek üzere olan bir adamı son dakikasında mesud bir hayata iade etmiştir. Hâdise şudur: Bir sigorta kumpanyasında çalışan Şvamer isminde bir adam son seneler. de fakru zarurete düşmüş, biriktirdiği bir kaç para, karısının vahim bir has- talığa tutulması üzerine, güneş altın- da kalmış kar gibi erimiş. Zavallı adam bütün gayretile çalışmakta de- vam ediyorsa da gittikçe daha derin bir sefalet uçurumuna sürüklendiğini görüyormuş. Bu vaziyette çok sevdiği karısının iyileşmesine imkân kalmadı. ğına hükmederek hayattan ümidi kes- miş ve sevgili karısile beraber bu acı hayata nihayet vermeği kararlaşlır- miş, Bu saçma fikrini mevkii tatbike koymak niyetile eve geldiği akşam kara kara düşünürken komşusunun radyosundan söylenen piyango talih. Mlerinin isimleri kulağına çalınmış. Biran kendisinin de bir piyango bileti olduğu hatırına gelmiş. Son günlerde çektiği sıkıntılar içinde tamamen ak- lundan silinen bu bileti hatırlayınca içinden bir ses biletin kazanıp kazan- madığına bakmak üzere onu sokağa çıkmağa zorlamıya başlamış. Ne olur- sa olsun bir de piyango biletine isabet vaki olup olmadığına bakıp ondan sonra kararı tatbik mevkiine koy- mak niyetile sokağa fırlamış. Biletini en yakın gişelerden birine gösterdiği zaman 25,000 mark kazandığı müjde. sile karşılaşmış. Önüne yığılan paraları Çöken bina Yıkıcı ile kalfanın muhake- mesine başlandı gibi top- Bir müddet evvel Beyoğlunda Yu- nan konsoloshanesi binası yıktırılır- ken bir çöküntü olmuş ve ankaz al- tında kalan birkaç amele yaralanmış, bunlardan Hasan da ölmüştü. 'Tedbirsizlik ve dikkafsizlikle bu ka- zaya ve ölüme sebebiyet vermekten maznun yıkıcı Ahmede binanın yıkıl- ması işine nezaret eden kalfa Anlu- rinci ceza mahkemesinde bakılmış ve şahidler dinlenmiştir. Şahidler, ifa- delerinde, binanın üç katı yıkılarak molozların kâmilen alt kattaki mah- zen tavanı üzerine yığıldığını ve bir cumartesi günü amele orada çalışır- keri bunlardan birinin kalfa Antu- vana müracaatle bu kadar molozun ağırlığı alında mahzen tavanı çöke- rek bir kaza olması ihtimalinden bah- settiğini ve kalfanın; eYarın pazar olduğu için burada çalışılmıyacaktır. Pazartesi günü onun çaresini düşünü- rüz.» cevabını verdiğini, halbuki pa- zar günü yıkıcı Ahmedin kâtibi tara- fından verilen emirle binada gene işçi çalıştırılarak bu kazaya sebebiyet ve- rildiğini söylediler, Diğer şahidlerin celbi için muhakemö İsmi Li bira İİ kaldı. vanın muhakemelerine dün asliye bi- İ lıyarak evine koşmuş, karısını en mü- kemmel hastanelerden birine yatır- dıktan sonra ilk işi hayattan tam ay- rılacağı sırada radyosunu açmak su- retile kendisine talihin sesini duyuran komşusunu mükâfatlandırmak olmuş ve mesud bir hayata başlamış. Bir köpeğin talihi Talihin ne zaman geleceği belli ol. madığı gibi hangi yoldan geleceği de bilinmez. Bulgar köylülerinden Jekof talihli bir köpeğin mesud sahibi ola rak tamılır. Bir müddet evvel Jekof bir kaç piyango bileti alırken dört ayaklı dostunun talihine de ayrı bir bilet almıştı. Keşide günü radyoda kazanan numarâları dinlerken köylü nün suratı asıldıkça asıldı. Kendi nâ- mına aldığı biletlerden hiç biri kazan- mamıştı, Hiddetinden biletleri yırttı ve ayağile çiğnedi. Bir aralık köpeğinin talihine aldığı bilet aklına geldi. Bileti köpeğinin yattığı kulübenin tahtasma iliştirmiş- ti. Kalkıp bileti aldı. Bir liste tedarik ederek onun numarasını aramıya baş- ladı. Ve birdenbire gözleri sevinçten faltaşı gibi açılmış olduğu halde kö- peğine 200,000 leva isabet ettiğini gördü. Derhal köpeğine her türlü kon. foru havi modem bir kulübe inşa et- tirdi. Ve en büyük lokantaların vemek listelerine taş çıkaracak derecede 20n- gın bir gıda rejimi tatbik etmeğe baş- ladı. Şimdi ikisi de son derece mesud- durlar. anlar vasıta. dendir. Fransada da bir kadının çok sevdiği papağanı hesabına aldığı bile- te büyük ikramiye isabet etmiştir. Düşmanlarına ziyafet çeken adam Fakat talih ekseriya geldiği gibi gi- der. Onu yakalamak güç olduğu gibi ele geçen talihi muhafaza etmek te her babayiğitin harcı değildir. İşte misali; Brezilyada mili piyangonun son çe- Bir piyango bileti Münihte ölmek üzere olan bir adami hayatının son dakikasında mesud bir hayata iade etti, Talihin nereden geleceği belli olmaz, bulgar köylülerin- den Jekof talihli bir köpeğin mesud sahibi olarak tanılır. Köpeğine piyangodan 200,000 leva isabet etmiştir. Fa- kat ele geçen talihi muhafaza etmek te meseledir. Brezil- yada, piyangodan 3 milyon frank kazanan müflis bir tacir bir hafta sonra meteliksiz kaldı. Talih sık sık avucumuzdan geçer ,fakatelimiz daima onu tutacak vaziyette olmazmış kilişinde 3 milyon Fransiz frangı tu- tan büyük ikrami- ye, ilk zamanlar zengin bir adam ol. duğu halde sonra iflâs edip metelik- siz kalan bir tücca- ra isabet etmiş. Bu âni 'gelen serveti kasalarına yerleşli- ren müflis tacir ne yapacağını şaşırmış bir hale geldiği sırada aklına şehrin en büyük otelle- rinden birinde düşmanlarına (dost. larına değil) muazzam bir ziyafet çek- mek esmiş. Kendisinin mahvolmasina sebeb olan beş düşmanına posta ile birer kart göndererek kendilerini gece saat 8,30 da şereflerine vereceği ziya- fete davet ederek bu saatle otele gel- melerini rica etmiş. Otele de telefonu açarak altı kişilik mükellef bir sofra hazırlamalarını emretmiş. Kendisi o akşam müâyyen saatten ön beş dakika evvel otele gelmiş, son derece mükellef sofraya oturmadan evvel beş düşmanının tabakları Üze- rinde duran peçeteler arasına 10,000 er franklık paralar yerleştirmiş. Ve san- dalyesine geçörek saatin 8,30 olmasını beklemiş. Fakat saat 9,30 olduğu hal- de ne gelen var, ne giden. Bunun üze- rine garsonları çağırarak beş misafiri gelmiş gibi ziyafetin başlamasını em- retmiş. Kendisi ne içer ve ne yerse onlara da getirmelerini söylemiş. Böy- lece beş boş sandalye karşısında sön derece iştiha ile yemiş, onların sıhhat- lerine içmiş ve düşmanlarına hitaben müşfik nutuklar söylemiş. Hesabın gittikçe kabarması üzerine adamın çıldırdığından ve maâsrafları ödeyemiyeceğinden endişeye düşen olel sahibi ve garsonlar derhal vazi- yetten polisi haberdar etmişler, Fakat polisler geldiği zaman adam piyangodan büyük ikrami. burada düşmanla. rile yiyip içmesine kimsenin karışa- mıyacağını söyliyerek ziyafete devam etmiş, ve gene insaniyetkâr bir nutuk- la ziyafeti patarak hesabları gör- müş. Peçeteler içindeki paraları gar- sonlara balışiş olarak dağıtmış, çık- Miş gitmiş. Fakat aklını hakikaten oynatan bu zavallı adam bir hafta içinde o kadar çılgınlıklar yapmış ki hafta sonunda gene meteliksiz bir halde sefil kulübe- sine dönmüş. Aklı haşına gelmiş ama paralar gittikten sonra, Ş,.M.R | Alemdarda yaralanan | Ahmed hastanede öldü Alemdar civarında Ali adında bir gencin, eniştesi Ahmedi bıçakla vur- duğunu dün yazmıştık. Hastaneye kaldırılan Ahmed dün öğleden sonrâ ölmüştür. Adliye doktoru B. Enver Karan tarafından yapılan muayene neticesinde ruhsat verilmiştir. Vakayı müteakib Ali yakalanmış ve dün akşam üzeri Adliyeye teslim edilmiştir. Cinayet şöyle olmuştur; Ahmed bir müddettenberi Alinin hemşiresile evli bulunmaktadır. Fakat son zaman- larda karı ile kocanın araları açıl mış ve nihayet mahkemeye müracaat ederek biribilerinden ayrılmışlardır. Boşanma kararından sonra Ahmoğ yine karısile evlenmek istemiş ve sık sık eve giderek tekrar evlenmeleri için kadını sıkıştırmağa başlamıştır. Evvelki gece Ahmed yine eve git- cesedin ogömülmesine | Ahmedin boşadığı karısile tekrar evlenmek isterken çıkan kavga cinayete sebeb oldu kardeşi All eve gelmiş ve Ahmedin, hemşiresile kavga ettiğini görünce: — Sen ayrıldığın kadının evine gelip ne hakla kavga ediyorsun? Diye bağırıp çağırmağa başlamış ve bu yüzden ikisi kavgaya tutuşmuş- lardır, Bu kavgada Ali bıçakla Ahme- di muhtelif yerlerinden vurmuştur, Dün akşam üzeri Adliyeye verilen Ali istintak dairesi tarafından &or- gusu yapılarak tevkif edilip Tevkif- haneye gönderilmiştir. Ali müddei- umumilikte verdiği ifadede cürmünü itiraf ederek vakayı yukarıda yazdı- ğımız şekilde anlatmıştır. Motörü ziftlerken muhtelif yerleri yandı Anadolukavağında oturan Mustafa isminde biri, bir mobörü ziftlemekte iken zift tenekesi Mustafanin elinden aşağı dökülmüş ve muhtelif yerlerin- den yanmıştır, Mustafa Tar ok

Bu sayıdan diğer sayfalar: