11 Ekim 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

11 Ekim 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 10 Edirne mektubları Trakyada sonbahar at koşuları Edirnede yapıldı Yarışlar çok zevkli ve heyecanlı oldu binlerce halk tarafından va, Pa Yukarıdan aşağıya doğru sıra: Subay koşusunda seyredildi hirinel gelen subay. yarışlardan bir manzara, ikinci yarışta birinci gelen at Edime (Akşam) — Bütün Trak- yaya şamil olmak üzere tertib edile- ceğini bildirdiğim sonbahar at ya- rışları Kışlalar meydanında hazır lanan koşu sahasında yapılmıştır. Yarışlarda U. müfettişimiz gene | ral K. Dirik, baş müşaviri B. Sabri Öney, vali B. Niyazi Mergen, saylav- lar ile binlerce halk hazır bulunmuş ve pek heyecanlı ve meraklı bir saf- ha arzeden koşular dikkatle takib edilmiştir. Yarışlara saat 14 de tay koşusu ile başlanmıştır. 1200 metre mesafe da- hilinde yapılan bu koşuya 5 hayvan iştirak etmiş, birinciliği 1.35 saniye- de Mustafa Doğdunun Binnaz adın- da üç yaşındaki al donda dişi tayı, ikinciliği Akif Yavuzun Ferruh adlı duru renkte erkek tayı, ücüncülğü de Adnan Akbıyığın Ümid adındaki kın! kır dişi tayı kazanmıştır. İkinci koşu: Hiç kazanmamış hay- yanlara mahsustu. 2000 metre me safe dahilinde icra edilen bu yanşa da 5 hâyvan iştirak etmiş ve 135 saniyede birinciliği Tevfik Devrimin ! Ceylân adındaki duru atı, ikineiliği Mehmed Kulanm Ferhan adındaki hayvanı üçüncülüğü de Arife adın- daki duru kısrağı kazanmıştır. 3000 metrelik üçüncü koşuya ya- rım ve saf kan Arab hayvanlarından beş hayvan iştirak etmiş ve bunlar- dan Hasan Akayın İnci adındaki kıs- rağı 3:58 saniyede birinciliği, Sü- leyman Evirgenin Servet adım taşt- yan kanl kır kısrağı ikinciliği al mıştır. Dördüncü koşu: Trakyada yetişti- | rilen yarım kan İngiliz otaylarma mahsus koşu idi. 1200 metre mesafe- deki bu koşuya 3 hayvan İştirak ede- rek 130 da Osman Yenilmezin Se- vim adındaki kızıl dişi tayı birinci, Kaya Kar: nın Şengül adında- ki kızl kırıdişi tayı İkinci, Halil Güngörün Yıldırım adındaki duru erkek tayı üçüncü gelmiştir. Bu yarışları mütsakib allı zabitan arasında mânlalı bir yarış tertib edilmiş ve bu koşuda dereoe kazar nanlara dürbin, tabanca gibi hedi- yeler verilmiştir, Bu suretle sonbahar ve daha muntazam bir şekilde yapıl- mış bulunmaktadır. tavsiyesi üzerine her gün 3 defa dişlerimi RADYOLİN İİ diş macunile fırçalamağa baş- ladıktan sonra diş etlerindeki ülihablarin ağzımdaki fena koku damamen geçi. Zararlı İİ salyalar da durduğu için mi- | dem düzeldi, iştiham açıldı. Dişlerim eski parlaklığını tekrar kazandı. İ Siz deher yemeken sonra RADYPLİN kullanınız AKŞAM | Ahmed Refik Altınay'ın ölümünün yıl dönümü Bugün, müverrih Ahmed-Relik Altın- ayın ölümünün yıldönümüne müsadifiir, Ahmed Refik 1580 de Beşiktaşla Valide Çeşmesinde Aktar sokağında 9 numaralı hanede doğdu, ilk tahsilini Beşlktaşla Vişnezade mektebinde yaplı. Beşiktaş a5- keriyesinden KuleH askeri idadisine geçti. Fransızcaya çalıştığından talim heyeti tarafından koluna bir sârı ipek şerid tak- tarıldı. Harbiye mektebinde talebe iken ilk yazılarını haftalık mecmunlara Ahmed Refik imzasile gönderdi. Bu yazılar mek- teb Nazırı sanisi Rıza paşanın nazarı dik- dil tl pi Kile Türkiye - Rusya münasebetlerine dair makajeler yazmağa memur edildi. Bu ma- kaleler arasında Mısır meselesine temas etmek mecburiyetinde kalan Ahmed Refik Kavalalı Mehmed Alinin Türkiyeye ihane- alaylı yüzbaşının emirine verildi. Bühara Eskişehir sevk komisyon riyasetine tayin olundu, hastalandığından 1915 de İstan- bula getirildi, Harbiye Nazırı Enver paşa- hin tavassutile Said Halim paşanın gaza- bı teskin edildiğinden Istanbulda kaldı, harbin sonuna kadar çalıştı. 1917 de Mehmed Arif beyden ir eden Darülfüntin Osmanlı tarihi mu Miğine tayin olundu ve az bir müddet san- ra Türk tarihi müderrisi oldu. 1924 de Yakanüvis Abdurrahman Şerefin vefatı üzerine Tarihi Osmani encümeni riyase- tine geçti, Ahmed Refik, Aksam gayetesi- nin tarih muharriri idi. Kütüphaneleri dolaşıp hazine! evrakta hafriyat yaparak tedkikatla meşguldü ve çalışmalarından mühim faydalar hasıl oldu. Bu tedkikler mahsulü olarak bir çok eserler neşret- miştir. Bu eserler bir kütüphane teşkil eder, Bundan başka gazetelerde yazdığı makaleler de bir kaç cild teşkil edecek kadar çoktur, Bunlar muhtelif devirlere ve muhtelif şahıslara dair beşerin belki istinadgihları olarak kalacaktır. İsveçliler Demirbaş Şarla dair yazdığı eserden do- layı ulşan verdiler, Bulgar akademileri ta- dâl Ahmed Refik, tarihi, vicdanı kanaat et mease tek salır bile yazmazdı. Halk işin yazdığı eserlerde dalma doğruyu vesika- lara istinaden yazmıştır. Osmanlı tarihi- ni Ahmed Refik kadar bilen yoktu. Ken- disi bir kaç lisan bilir, çok zeki ve çok za- rif bir sattı. Neşredilmemiş bir çok eser- leri de vardır. Kendisini tanıyanlar bü- tün sevmişlerdir, zira gayet rind neşeli bir insandı, Gençliğinde yakışıklı bir za- bit olarak tanmmıştır. Maziyi sevdiği kadar hali de severdi. Ahmed Refik eski bir muharirdi. Gürlük, yazılar yazardı. İkdam gazetesi heyeti tahririye müdürlüğünde, Tercümanı Ha- kikat ve Millet gazelleri başmuharrirli- ginde bulunmuştu. Darülfünunda en son konferansım Oeenebi (o hükümdarlarının , Türklere Utlcas hakkımda (o vermiştir. Ahmed Refik Sürpagop mozarlığına dair vessiki ortaya çıkardığından İstanbul şehrine bir kaç milyon Hra kazandırmıştır. Ahmed Retiğin geçen #ne vefat ettiği gün, doğum tarihi muhtelif gazetelerde 1831, kimi 1882, kimi do 1976 diye yağıl- mıştır. Ahmed Refik 1830 tarihinde doğ- Gu ve 57 yaşında vefat etti. Vasiyeti üze- rine en mesud ve en elemli günlerini ya- şadıfı Büyükada toprağında ebediyen !s- tirahatine kavuştu. Ömer Hilmi Altınay İzmirde define araştırması İzmir (Akşam) — Yunanistandan buraya gelen avukat B. Kostantin, Maliye Vekâletinden aldığı müsaade üzerine define araştırmalarına baş- lamıştır. Bu zatın beraberinde getir- diği krokilere nazaran İzmirin 15 yerinde define vardır. İki yerde ya- pilan araştırmalarda bir şey bulun- mamıştır, Araştırmalara devam edi- lecektir. haftalık ve aylık mecmuslara kümülen | Tefrika SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM —Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur 11 Teşrinievvel 1938 No. 219 3 Karışıklık büyüyor, her taraftan fena haberler geliyor Cebelibereket mutasarrıfı Asaf bey | hâdiseden bir kaç gün evvel liva tah- ; rirat müdürü İlmi efendi aleyhine vi- lâyete yazdığı bir telgrafnamede İlmi efendinin müslüman ve huristiyanlar arasında bir mesele, bir karışıklık çi- gösteren bir tahrirat göndermişti. Asaf bey de vilâyet makamına Dört- yol Ermenilerinin İskenderun körfezi sahiline yakın bir yerde kışlaya ben- zer bir bina vücude getirmiş, kasaba içinde mazgallı duvarlarla evler yap- tırmış olduklarını, iş mevsiminde Ana- dolu içinden celbedilen Ermenilerin burada toplandıklarmı, her evin bu ameleden on beş, yirmi kişiye melce olduğunu bildiren bir rapor takdim etmişti, Osmaniye kaymakamının bu iş'arı Üzerine tahkikat icra ettirilmiş, fakat Dörtyol Ermenilerinin yakın zaman- da ihtilâlkârane bir harekete geçecek- lerine dair bir emare bulunamamıştı. Fakat hâdise zuhur edince Dörtyol Ermenileri her tarafta en kuvvetli âsl- ler gibi görünüyordu. Vakadan sonra Adanaya gönderilen teftiş heyeti tarafından verilen rapor- da Cebelibereket sancağı dahilinde vukua gelen hâdiselere mutasarrıf Asaf beyin büyük bir telâşileliva mülhakatına yazdığı telgraflar sebep gösterilmekte ve bu arada katil ve yağmada şahsi menfaatler gözeten bazılarının (hükümetten Ermenileri katliçin emir var ama memurlar gös- termiyor.) diyerek sadedil ahaliyi teş- ci ve teşvik eyledikleri bildirilmekte- dir. Asaf bey nisanın 2.15inci günü Dörtyol civarında Ocaklı köyüne alt- mış kadar müsellâh adam göndermiş ve iki gün sonra Osmaniye kaymaka- mına debboydaki 400 den fazla mav- zerin muhacirlere tevziini emretmişti. Adana hâdisesi şayi olunca Dörtyol- da Ermeniler mutasarrıf Asaf beyden istimdad etmişlerdi. Elinde kuvvet bulunmuyan Asaf bey iptida Dörtyol Ermenilerinin temini için o tarafa rediflerden bir müfreze göndermek gibi teşebbüslerde bulun- muş ise de sonra bunların martini ve mavzer tüfeklerile müsellâh olarak hükümeti muhasara ettikleri haber. lerini alınca isyanlarına kansatle et- raftan imdad kuvveti istemişti. Kuv- vet gönderilmesi için doğrudan doğ- ruya dahiliye nezaretine dahi iş'ar ve müracaatlerde bulunmuştu. Etraftan bu istimdadlar saatler geçtikçe feryad şeklini alıyordu. Teftiş heyeti raporunda mutasarrıf Asaf beyi verdiği bir emir ile Payas kalesinde mahpus cinayet mahküm- larını ve liva merkezi olan Erzin ka- sabasında hapishaneyi tahliye ettir. miş olmakla dahi itham etmektedir. Asaf bey bu ithama karşı müdafaa- larında şu izahatı vermiştir: (Payas kalesindeki mahpuslar ars- sında firarlar gittikçe artmakta idi. Muhafız kuvvetin arttırılması icab ediyordu. Halbuki bu yoldaki taleble- rim müsmir olmuyordu. PFirarların önü alınmak için liva jandarma ku- mandanı Lütfi beyi Payasa gönder- dim. Lütfi bey nisanın birinci - ön dör. düncü - günü merkeze avdet etti ve verdiği raporda Payasta firari mah- kümlardan dördünün bir hendek için- de telef edildiğini, birinin kaçıp kur. tulduğunu, diğer birisinin de diri ola- rak yakalandığını, ancak kaledeki mahpusların muhafazasını temin ey- lemek üzere biran evvel asker celbine lüzum bulunduğunu bildirmişti. Ben de bu lüzumu vilâyet makamına ar. zetmiştim. İskenderundan kuvvet gönderilecekti. Gelmedi. Vaka patlak verdiği sırada Payas nahiyesi halkından bin kadar müsel. lâh islâm bayraklar açarak hapisha- neye hücüm ettiler. Kalede muhafiz olarak ancak dört jandarma kalmıştı; diğer Jandarma ve gardiyan'ar savuş- muşlardı. Kalan dört jandarmanın da yanlarında cephane yoktu. Payas na- hiyesi müdürü ile hapishane müdürü müşterek bir telgrafname ile ne yapi- lacağını benden sordular. Son derece- ye kadar mukavemetle ancak imkân kalmazsa mecburen terki vazife edile- bileceği cevabını vermek üzere vali Ce- vad beyle telgraf makinesi başında muhabere ettim. Bu şekilde bir tel grafname dahi tahrirat müdürü İlmi efendi tarafından kaleme alınmıştı. Vali bey; (Böyle bir şey yazmıyalım. Küçük memurlar anlıyamaz. Tehlikelidir.) fikrinde bulundu, ben de telgrafı im- zalamadım, Payasa böyle bir telgraf çekilmedi. Ahali kaleye hücum ede- rek ve mukavemet etmek istediği için bir jandarmayı da öldürerek mahpus- ları çıkardılar. Liva merkezi olan Er- zinde de ayni hal tekerrür etti. Vaka- dan sonra bir gün kasaba redif tabu- ru kolağası Mustafa efendi Dörtyol papazları ve muteberanından Bedros efendi hazır oldukları halde liva jan- darma kumandanını Payas kalesinin ve Erzin hapishanesinin benim em- rimle tahliye edildiği hakkında bir varakayı imza eylemeğe iknan çalış- muş ise de jandarma kumandanı: — Benim mutasarrıflıkça mahfuz zabıt varakalarında mühürüm vardır. Böyle bir şeyi nasil irtikâb ederim? Diye reddetmiş ve teklifi bana ha. ber vermesile ben de divanıharbe ma Tümat vermiştim. Divanıharp kolağa- sı Mustafa efendiyi altı ay hapse mah- küm ve tekâüde sevketti.) Gene teftiş heyeti raporunda Cebe- Tibereket mutasarrıfı Asaf beyin etra- fa çektiği telgraflarla heyecanın art- masina sebebiyet verdiği gösterilmek- te ve bu telgraflardan bir kaçı tadad ve zikrolürmak r. Raporda verilen bu malümata gö- re; Asaf bey 3/16 nisanda Maraş mu- kumandanlığına, Ha flar çekerek liva- nın kâmilen ihtilâl ateşi içinde oldu. ğunu ve Adana vilâyetinin tehdid al- tanda bulunduğunu yazmıştı; Osma. ye ve Haruniye - Bahçe kazası dahi» lindedir - taraflarından ikişer, üçer yüz, Hamidiyeden iki yüz kadar müs- lümanın Erzine gelmesini ve kendi. lerine hükümetten emirsiz bir şey yapmamaları hususunun tefhim edil. mesini Osmaniye ve Bahçe kayma» kamlarına yazdığı gibi gene Osmaniye kaymakamile binbaşısına ve Osmani. ye eşrafından Hacı Hüseyin efendiye telgrafla (memleket halkı müteyakkız davransınlar; toplu ve müsellâh bu- lunsunlar) ihtarında bulunmuştu. 4-17 nisanda Osmaniye, Hamidiye, Bahçe kaymakamlıklarına (dört, beş yüz kişi ile imdadımıza yetişiniz.), (Redif toplamağa vakit yoktur. Her kimi bulursanız silâhla beraber bu- ranın imdadına yetiştiriniz.), (Cepha. ne bitti; ne kadar cephane varsa ye tiştiriniz.) diye feryadlarda bulun. muştu, Gene o gün Adana vilâyetile İskenderun kaymakamlığına (Dört- yola mütecavir Ocaklı ve sair köyler İslâmlarının cephanesi bittiğinden) bahisle serian İskenderundan kapaklı martin ve Vinçester cephanesi yetiş- tirilmesini istemişti. Bu feryadlar mü- essir oldu. Yetiştirilen yirmi sandık cephane islâm köyleri muteberanı va- sıtasile ahaliye tevzi edildi. Bundan başka liva merkezi Erzin- de ahali namına Hatib Ali, Hacı Meh- medzade İlmi, Müftiznde Mustafa, Kara Mustafazade İmzalarile yukarı- da ismi geçen Hacı Hüseyin efendiye « ki Tacirli aşiretinin büyüğü ve kaza idare meclisi âzası idi « ve Osmaniye islâm ahalisine hitaben: (İki gündenberi Dörtyol Ermeniles rinin muhacematına karşı amele ve ahali oraya sevkedildi. Pek çok telefa. tımız vardır. Hasanbeyti - Bahçe ka- zasına mülhak bir köy - Ermenileri Dörtyola iltihak ettiler. Sabaha kadar imdadımıza yetişiniz.) zemininde bir telgraf çekilmişti. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: