11 Ekim 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

11 Ekim 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Avrupalılar Cenubi Amerikayı keş. | fettikleri zaman burasını medeniyet. &iz ve vahşi bulmamışlardı. Cenubi Amerika kıtasının bugünkü Peru, hatlıüstüva, Bolivya taraflarında hâ- kim bulunan İnkas isindeki Hindi yani kızıltenli ırk gerek devlet $i teşkilâtında gerek umran nokta. dan yüksek kudret sahibi bulunuyor- lardı. Bu medeniyetin İspanyol fatihlerin ateş ve kılıcı içinde mahvolup gittiği ve yüksek bir milletin inkıraz bulduğu hakkında müverrihlerin umumi ka. naati vardır. Fakat ilim ve fen bu mil- let ve medeniyetin sönüp gitmesinde daha büyük bir âmil bulunduğunu keşfetmiştir. Peruda Lima şehrinde. ki tib fakültesi profesörü Lasttes uzun müddet tababet noktasından araşlırmanir yapıyordu. Son bulduğu netice şudur: İnkaslar son derecede İç Uyuşturucu maddelere düşkün imiş. ler. Dini âyinlerinde içki kullan. mek icab etmekteymiş. Bir adam ne kadar çok içerse o kadar sevaba nail olurmuş. Dini âyinlerin sonunda her- kes körkütük sarhoş olurmuş. Koka- inin çıkarıldığı Koka nebatının yap- | raklarını çiğniyerek keyif sürmek da- hi umumi bir âdet hükmünü almış. tı. İnkaslar yüzlerce keyif verici maddeler ve nebatlar bulmuşlar ve kullanmışlar. Neticede bütün milletin cümlei asa- biyesi içki ve münebbih maddeler yüzünden bozulup dejenere olmuştur. Hâkim sınıf arasında en yakın âkra- ba arasında izdivaç cari olduğundan bir çok tereddi halleri olmuştur. Binaenâleyh Avrupalılar Cenubi Amerikayı .keşfettikleri zaman siniri bozuk İnkas milleti yüksek mede. niyet ve devlet teşkilâtı sahibi bulun- masına rağmen mukavemet edeme- miş ve Avrupa medeniyeti ile temas neticesinde büsbütün sönüp gitmiştir. Bir insan kendi evini kendisi yapabilir mi? Bir adam m âi evini kendi i? Şimdi bu Danımarkâda günün en mühim me- i olmuştur. Fredericia şehri beli aşına, fabrikada bir mak ve tuğla taş i yardımı ile, köşk olduğundan bü- tün şehir halkının - takdirini celbet- miştir. Yalnız şehrin mimarlar cemi- yetinin hoşuna gitmemiştir. Jar binanın mütehassıs olmıyan bir Mimar. | adam tarafından yapıldığı ve binaen- aleyh yıktırılması icab eylediğini ileri | | lildir, sürerek bölediye meclisine müracaat etmişlerdir. Şimdi meclis herhangi bir adamın kendi evini yapmağa salâhiyeti olup olmadığı tir, Vereceği karar bütün danimarka memleketine bir misal teşkil edeceğin- den naziktir. Bunun için meclis âza- ları çok düşünmektedirler. . Meclisin kararı lehte olursa mimarlar sınıfı için ağır bir tehlike olacaktır. O za- man herkes kendi evini kendisi yapa- | bilecektir, Şampiyonun başına gelenler Sabik ciha! Jozef Seherens hem de motosiklette dünyanın $ larmdan biridir. bir merak yüzünden bir kaza gelmiş- tir Şampiyonun Brükselden Stockele gitmesi lâzım gelmiştir. Buraya tay- yare yahud motosiklet ile gitmekte tereddüd ederken tayyareyi tercih et- miştir, Tam Stockel stadyomu üzerinden Ahiren başına sırf | siyonu Belçikalı | geçerken burada ât yarışı olduğunu görerek tayyaresin! 300 metreden aşa- ğı indirmiş, hemen hava zabıtası bu hâdiseyi tesell etmiştir. ” Mahkeme eski cihan şampiyonunu 182 frank para cezasına mahküm et miştir, Şampiyon mahkemeden çıkar. ken demiştir ki: .İnsan havada me- raklı olmamalı imiş. Motosiklet ya- hud yaya gitmiş olsaydım 182 frangı müşterek bahse koyarak belki de zen- gin olurdum.» - Trakyada aygır depoları inanlıda yeniden 50 aygırlık modern bir ahır daha inşa edildi Tekirdağda İnanlı aygır deposu ve İnekhane Edirne (Akşam) — Trakya mınta- kasında bulunan aygır depoları ge- nişletilmektedir. İnanlı aygır depo- sunun kadrosu arttırılmış ve depoya | yeniden modem 50 aygırlık bir ahir | daha ilâve edilmiştir. Damızlıklar, arabistandan satın alınan aygırlar arasından temin edilmektedir, Vilâ- yet depolarında bulunan aygırlara | Karacabey harasından satın alına- cak 9 aygır ilâve edilecekti Tekirdağ vilâyet merkezinde yapi- lan modem bir aygır deposu gibi bu sene de Kdlme vilâye$ merkezinde beton fenni şartları haiz olmak üze re bir aygır deposu yapılacaktır. Bölgenin boğa ihtiyacını geniş öl çüde karşılıyabilmek için İnanlı inek- hanesinde yeniden 160 inekle mo- dern İki ahır daha yapılmıştır. Türk geldi tohum ıslah ve ürelme çifliğin- de ve İnanlı inekhanesinde ve Trakya boğa büyütme çifliği ile birlikte yılda 200 kadar boğa yetiştirilmiş olacaktır, akkında bir karar verecek- | eden kadın kimdi ? Son zamanlar- da Amerikanın bü- tün bankaları eş- kıya taarruzları. na karşı mahfuz bir hale getiril. miştir. Ne hariç. ten, ne de yer a- tından bünka hağinelerini kırmağa teşebbüs etmek mümkün değildir. Ga» yet hassas tesisat, en iyi kesim âlet- lerine bile mukavemet eden zırhlı lâvhalar öyle manalar teşkil ediyor- lar ki gangsterlerin hücumundan bir fayda hasıl olması imkânsız bir hale geliyor, Fakat bütün bu tedbir- lere rağmen gene arada sırada şaki- lerin şu veya bu bankaya hücum için tertibat aldıklarına dair heyecanlı haberler işitiliyor. Bügünlerde Los Angeles'in en meraklı vakasını teşkil eden Şnâyder meselesi buna bir de- Los Angeles'in yedinci polis merke- zinin telefonu çalıyor, Polis komiseri Hopkins telefon âhizesini eline ala- rak dinliyor. Sakin bir kadın sesi di- yor ki: «71 inci sokakta 244 numaralı eve gidiniz, Orada çok enteresan bir mesele ile karşılaşacaksınız. Fakat banyo odasını tırmayı sakın unut mayınız.» Bu sözler söylenir söylenmez tele- fon derhal kapanıyor. Hemen kontrol âletine müracaat ediliyor; telefonun umumi bir şehir saniralından açıldı- ğa anlaşılıyor. Hopkins bir müddet te- reddüd ediyor, Evvelâ bir şaka yapıl- dığını, yahut bir kadın intikamile karşılaştığını zannediyor, Fakat, son- ra yanına İki polis memuru alıyor, otomobiline atlayınca '71 Inci cadde- deki 244 numaralı eve gidiyor, Bir köy evine benziyen bu binanın kapısını vuruyorlar, Kapı açılmıyor, perdeleri inik olan pencerelerde de kimse gö- rülmüyor, İhracatı kontrol Yünaerin kontrolü hakkında hazırlık yapılıyor Izmir (Akşam) Yün ihracatının kontrolü hakkındaki nizamname, yakında şürayı devletçe tasdik edi- lecektir, O vakit yünlerimiz, standard edilmiş olarak ihraç olunacaktır. İzmir bölgesi ihracat kontrolörlüğü stajyerlerinden beş memur, Meri. nos fabrikasında slaj görmek üzere Bursaya gönderilmiştir. Orada staj- larını ikmalden sonra yün ihracat merkezlerine tayin ©i ihracatını kontrol et klerdir, İzmirde Türk olmıyan bir ihracat firması hakkında takibata başlan- nuştır. Bu firma, üzüm ihracatının kontrolü hakkındaki nizamnamede yazılı nisbetlerden fazla taşlı kuru üzüm ihracına teşebbüs etmiş ve iş- lediği bu üzümleri ihracat kontro- lörlüğüne arzeylemiştir. Bu müesse- se hakkında tutulan zabıt varakası müddelumumimiliğe verilmiştir, Tekirdağ panayırı Tekirdağ (Akşam) — Birinciteş- rinin beşinci günü Tekirdağ pana- yıri açılmıştır. Panayırı binlerce köylü gelmiş, hayvan ve eşya üzeri- ne hararetli alışverişler yapılmıştır. Panayır beş gün sürmüştür. TRUFLEX Oyuklu Traş Bıçağı ” Binlerce LR “AĞN ni pe İRİ İl lecek ve yün | İ gı, fakat Zeynebin ölmeyip yaralan. Amerikanın Los Angeles polisi bir kadın tarafından tele- fonla verilen haber üzerine bir evden büyük bir bankaya doğru kazılmış bir tünel, tünelin içnide de bir cesed bul- muştur. Polis meseleyi aydınlatmış, fakat telefon eden kadının kim olduğunu bir türlü meydana çıkaramamıştır Polis memurları hususi bir âletle evin kapısını açarak içeriye giriyor- lar. Her odayı birer birer araştırıyor- lar. Evin içinde insan bulunmadığını anlıyorlar, Ondan sonra banyo odası- na giriyorlar, Orada da kimse bulun- madığını görüyorlar, Bu aralık komi- ser Hopkins elektrik lâmbasından ay- rılan bir telin duvarda asılı duran bir resmin arkasından kaybolduğunun far. kına varıyor. Bunun üzerine banyo odasının duvarlarını muayeneye baş- yor, Yana doğru kaydırılmış olan banyonun arkasında bir tahta üzeri- ne dizilmiş olan dört parça büyük sır- çalı fayans görüyor. Tahtayı yerinden oynatarak kaldırdığı zaman, bir delik hasıl oluyor. Bu delikten aşağıya doğ- ru bakınca karanlık bir kuyu görülü. yor, Hopkins, yanındaki polis memur- larile kısaca birkaç kelime teati ettik- ten sonra hemen kuyunun içine giri- yor. Kuyu evvelâ derinlemesine gittik- ten sobra biredenbire sağa doğru bir kavis yapıyor. Komiser bu istikamet- te yavaş yavaş ilerlemeğe devam edi yor. Kuyudaki havanın gittikçe ağır- laşlığını anlıyor. Acaba geri dönsem daha iyi mi olur, diye düşünürken, daha büyücek bir boşlukla karşılaşı- yor, Bu boşluğun müntehasında bir insan vücudü görüyor. Çırılçıplak yers de yatan bu vücudün yanında bir de burgu âleti bulunuyordu. Ağam öl müştü. Hopkins hemen dönüyor, bir ip alıyor ve bununla cesedi kuyudan dışarıya çektiriyor. Cesedin tıbbi muayenesi enteresan Kocası mı attı, pencereden düştü ? Kadın mahkemede: “Ilk ifadem doğru değildir, kendim düştüm,,diyor yanına koş- tum. Kendisi yaralanmış yatıyordu. Bir müddet evvel Kuruçeşmede evinde karısı Zeyneple kavga ederek karısını öldürmek ma ile evin penceresinden sokağa atmaktan maz- nun Nâzımn muhakemesine dün ağır ceza mahkemesinde başlanmıştar. Son tahkikatın açılmasına dair olan kararnamede vaka günü Nâzı- mın beraber yaşadığı Eminenin evi- ne gelmesi yüzünden Nâzımla karı- s1 Zeynebin kavga ettikleri ve kavga- da Nâzımın, öldürmek maksadile ka» rısı Zeynebi pencereden sokağa attı- dığı kaydediliyor ve öldürmeğe teşeb- büs suçundan dolayı muhakemesinin yapılması isteniliyordu. Evrak okun- duktan sonra maznun Nâzım; — Ben karımı dövmedim ve pencero- den atmadım. Esasen o gün Emine de eve gelmemişti. Zeynep kendisi pencereden atlamıştır, Dedi. Aynı evde oturan birkaç kişi şahid olarak dinlendiler. Bunlardan Turunç adındaki şahid: — Zeyneple kocası evin üst katın- da oturuyorlar, Ben onların yukarı- da kavga ettiklerini duymadım. Sa» dece bir aralık Zeynebin pencereden aşağıya düştüğünü gördüm, Düşer- | ken Zeynep, «Can kurtaran yok mu?» diye bağırıyordu. dedi, Diğer şahid Mahmudla karısı Fatma ifadelerinde Zeyneple kocası Nâzımın üst katla gürültülerini duyduklarını ve kavga ettiklerini anladıklarını söylediler, Fatma dedi ki: — Kavgayı duydum. Biraz sonra da Zeynep pencereden sokağa düştü bir neticeye- varı- yor: Adam, elektrik cereyanının tesirile ölmüştü. Hopkinsin dikkatini celbeden elektrik telinin ba a yerleri kusurluy» du, Kuyunun için- de çalışmakta olan adam, bir demir boruya elini sürer sürmez elektrik ce- reyanına kapılarak âni surette ök müştü, Cesed bulunduktan sonra yapılan tahkikat çabuk neticelenmiş, ölenin Jek Şnayder isminde bir adam oldu- , ğu anlaşılmıştır. Şnayder, oturduğu evi bundan bir sene evvel kiralamıştı. Komşulardan hiçbir kimse ile konuş- muyor, gayet münzeviyane bir hayat sürüyordu, Yalnız telefon muhavere- sinden birkaç gün evvel bir komşusu- na giderek, ondan bir parça bandizole istemişti. Komşusu kendisine on sen$ verecek olursa, bütün bir bobin salın alabileceğini söylediği zaman Şnay- der, <Ben müsrif bir adam değilimi> cevabını verm ksadla yerin altin- e bir tünel açmağa lüzum Şehrin haritası tedkik National Bank hazinelerinin bulun- duğu yere doğru gittiği anlaşılmıştır. Demek ki Şnayder, bankayı soymak kia meşgul bulu. uyordu. Bu sebeple bir motörbot sa- tın almıştı, Motör sahilde bağlı duru yordu. Bankayı soyadı gece buna binerek kaçacaktı. Bütün bu noktalar aydınlatıldığı halde, telefon eden kadının kim oldu- ğu bir türlü anlaşılamamıştır. Her halde bu kadın, tünelin mevcudiye- tinden haberdardı ve Şnayder'in esra» rına vakıf olan yegâne insandı. Bu mesele Amerikada büyük bir merak uyandırmıştır. kendisi mi Bunu görünce hemen Orada bana; «Beni kocam Nâzım dövdü ve öldürmek için pencereden sokağa altlı. dedi, Alıp hastaneye götürdüler, Ze; ileşip kalktık- tan sonra da kocasile barışmış. ir şahid daha dinlendikten son- ra Nâzımın karısı Zeynebin mahke me koridorunda bulunduğu anlaşıl- dı ve mahkemeye çağırılarak arzu- sile yemin ettirildikten sonra şahid olarak dinlendi. Zeynep: — Beni pencereden kocam atma- dı, Kendim düştüm, Kocamın alâka $ı yoktur, dedi, Kendisinin, mahkemeye gelmeden evvel hastanede ve hazırlık tahkikata esnasında verdiği İfudelerde kocası tarafından pencereden atıldığını söy- lediği, şimdi kocasile barıştığı için ifadeyi değiştirmesi doğru olmadığı ihtar edilince Zeynep gene israrla; — Hayır. Ben o zaman baygın bir haldeydim. Ne söylediğimi bilmiyo- rum, O sözlerim doğru değildir. Ko- cam beni atmadı. O gün Nâizımın öteki karısı Emine eve gelmişti, Ak- şam üzeri Emine yüzünden kavga ettik, Kocam bana bir-kaç tokat vur- du, Ben de kızkardeşimin eyina kaç» tım, Sonra eve dönünce kocam azarladı ve birkaç tokat daha vurdu. Fakat pencereden atmadı. Ben ken- dim düştüm. Dedi, Gelmiyen şahid Eminenin celbine ve Zeyneple Nâzımın evlilik vaziyetlerinin tedkikine karar verile- rek muhakeme başka güne bırakıldı

Bu sayıdan diğer sayfalar: