21 Ekim 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

21 Ekim 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ME A ya ag m YATMAZ AŞ a Ef a © AKŞAM Amerikayı heyecana düşüren bir vaka Bir sinema yıldızının eski kocası yeni kocasını yaraladı Carih yakalandı, fakat sorulan suallere cevap vermiyor İzmir yam Üzüm ve İncir müsait şartlarla satılıyor İzmir limanında büyük bir faaliyet var. Vapurlar durmadan üzüm, incir yüklüyor Ruth Etting saçlarım tanzim ettirirken Geçen hafta Hollivudda sinema yıldızı Ruth Etting yüzünden bir ci- nayet işlenmiştir. Yaralanan yıldızın Şimdiki kocası, yaralıyan da İlk ko- casıdır. Cinayet haberini radyodan ik öğrenen artist Eddie Cantor ol- muş, derba! bir otomobile atlıyarak Roman - Scandal filminde sahne ar- kadaşı olan yıldızın evine koşmuş- tur. Tahkikata göre cinayet şöyle ol- muştur. Ruth Btting Hollivudda denize na- mr muhteşem villâsında, ikinci ko- cası Myrl Anderman ile yemeğini Nakleden: (Vâ - Memduhun karısı ve İsmsil Kens- nın annesi, İhtiyar adamın yüzünde- ki endişeyi sezerek meraka düştüler. Ev sahibesi kadın gizliyemediği bir heyecanla sordu: — Ne var Safter bey?... havadis mi vereceksiniz? Kadın hislerinin rikkatinden biha ber olan bu işadamı, dobra dobra: — Evet! - dedi. - Size maalesef fena bir haber vereceğim... Bizzat sizin şah» sınıza değil fakat sevdiğiniz bir insa» na ald olduğu için dolayısile üzülecek» siniz. Sonra Memduhun “karısına bakıp Bize elim bir yutkurdu. Safiye hanım, yaklaşarak: — Demek bana aid? - dedi, — Evet asil slzi görmek için gel dim. — Aman söyleyin... Çabuk söyle- yin, — Hanımefendiyi velide gibi sevdi. finizi bildiğim için yanlarında anlat- makta mahzur yoktur zannederim. Betibenzi uçan genç kadın; MEŞ'UM KADIN Aşk ve macera romanı * Nü) yemiş, tatlı bir sohbete dalmıştır. Hollivudda erken yatmak âdet oldu- gu cihetle, saat 22 de yılız yatak i odasına çekilmişti. İşte o sırada yıl- dızın ilk kocası kölonel Martin Sny- | der içeriye dalmiş ve tabancasını çe- kerek uleş etmiştir. Kurşunu yiyen Myrl Anderman yere yıkılmıştır . Silâh sesini duyan yıldız, odaya girmiş ve dehşetinden dona kalmış- tır, Yerde kocası kanlar içinde yatı- yor. Eski kocası da elinde tabanca olduğu halde âyakta duruyordu, Yıl dız, ilk heyecanı geçtikten sonra te- 'Tefrika No. 42 — Evet, tabif, tabii... söyleyin... — İşte, efendim... Fazla telâş etme» yin, üzülmeyin... Henüz ortada mahv- ölinuş birşey yoklur; takat sizi haber dar etmeğe kendimi mecbur addettim. Servetiniz mahvolmak üzeredir, * — Ne oluyor?.. Ne gibi? İsmall Kenanın annesi de dehşet içinde dinliyordu. Bir hissi kablelvuku, yeni bir felâ- ket duyacağını ona haber veriyordu. — Efendim, söyliyeceğim sözler, zev» ciniz Memduh bey hakkındadır. — Kocam mu?... Çabuk söyleyin... Ne oluyor?... Görüyorsunuz ya... Telâş- tan delireceğim... — Şey, efendim... Memduh bey bu son zamunlarda, bütçesinin dayanam!ı- yacağı delice masraflara girişti, İkiniz de bu yüzden harabiye sürükleniyor« SUNUZ... — Memduh”... Delice masraf?... — Evet... Bu son zamanlarda ban- kada mevcud nakid parasını yedikten zi mzada Galatadaki hara eb bn B- - dedi. - Çabuk lefona sarılmış ve hâdiseyi zabıtaya bildirmiştir. Bir kaç dakika sonra artistin vil- lâsına gelen polisler, yerinden kımıl- danmamış olan carihi tevkif etmiş- lerdir, Yaralı adam derhal! hastan&- ye kaldırılmıştır. Yıldız, gece gündüz yaralı kocasının başı ucunda bekle mektedir. Carihi bu harekete sevkö- den saikin, intikam mı, yoksa kıs- kançlık mı olduğu belli değildir, Ca- rih kendisine sorulan suallere kati- yen cevab vermemiştir. Ruth Etting artist olmazdan öyvel Nebraska vilâyteinde çifçilik ile ge- çiniyor, tarlalarda çalışıyordu. Fakat çifçi kızın tatlı ve yakıcı se- si, kendisini bir müddet sonra yük- seltmiş maruf barlara angaje edile- rek şarkı söylemeğe başlamıştır. Ed- die Cantor, bir gün sesini dinliyerek gaşi olmuş ve sinetha”yıldızi olması- rı temin etmiştir. Ruth Ellingin yar rık sesinden başka'altın sarısını an- dıran saçları ve güzelliği Amerikada pek meşhurdur. izmir valisi Üçüncü sınıftan ikinci sınıfa terfi etti İzmir (Akşam) — Valilerin son terfi kararnamesine göre İzmir vali- si B. Fazlı Güleç ikinci sınıf valiliğe terfi etmiştir. Üç senedenberi İzmir vilâyetin muhtelif işlerini . müvaffo- kıyetle idare ederi İzmir valisini çok yerinde olan bu terti sebebile tebrik ederiz. Belediye seçimi münasebetile Da- hiliye Vekili ve Parti genel sekreteri B. Şükrü İzmir valisi! ve Parti başkanı B. Güleçe'aşağı- daki telgraf gelm <Yurdseverlerin çini işlerine ilgisinin ve Partiye bağlılığının “en kuvvetli delili olan Belediye intihap- larında rey verme sürat ve ekseriye- tini gerek geçen devrede Bursadâ, gö- rek bu defa İzmirde temin ve tevsik etmek suretile Afalürkün emrinde yürümenin ve Parti disiplinine ris- yetin güzel bir tezahürünü gösteren size tebrik ve teşekkürlerimi sunar- ken Parti arkadaşlarıma da teşekkür ve tebriklerimin bildirilmesini Tica ederim.» rüya sallı. — Otuz bin Hraya! — Önee ses çıkartmadım.... Belki pa- rayı daha İyi bir yerde işletecek sandım, Fakat şimdi Cağaloğlundaki apartıma. nı rehine koymak istediğini öğrenince arlık size haber vermeği boynuma borç bilirim. Genç kadın, büyük bir metanetle: — İhtimal Memduhun bir iş için cı vardır, Ben kö- z birşey yapmıya- cağına kanlim! Kendisine karışmam muvafık olmaz. Kızım! Bu sözleriniz gayet doğru. İ Fakat ben de eylâdım gibi sevdiğim Memduha aciyorum... Fena bir yola sapıyor... Bu nakidlerin, işletmek mak- sadile toplanmadığını biliyorum... — Nedir efendim?.. O halde lütfen anlatın... Her şeyi dinlemeğe hazırım... — Bilirsiniz, aileye ne kadar hürme- tim vardır. Hele ikiniz, elimde doğup büyüdüğünüz için sizleri gvlâd gibi se- verim... Memduhun paraları savurdu- ğunu #arkedince, tahkikatta bulün- dum. İşin iç vüzünü öğrendim. Bunla- rı size söylemek güç olmakla beraber, anlatmağa mecburum. Biran tercddütten sonra! — Evlâdım!... Sen, köcânın kusuru- na bakma... Hayatta böyle şeyler olur... O, bir çılgınlık anı geçiriyor... Bir ka- dına tutulmuş, paralarını yiyor, A A Mir İzmir limanında İzmir (Akşam) — Bu yıl üzüm ve hilinde satılmakta ve ihraç edilmekte- dir. Ege mıntakasının bu seneki üzüm mahsulü rekoltesi 75000 tondur, bu- nun 45,000 tonu şimdiye kadar satıl- mıştır. Satılan üzümden de 23,000 to- nu şimdiye kadar ihraç edilmiştir. Şim, | di müstahsil ve tüccar elinde 30,000 ton üzüm vardır. Bu üzümlerin de ni. hayet bir ay zarfında satılacağı ümid ! edilmektedir. Çünkü Almanya, İngilte. ! re, Polonya ve İtalyadan mütemadi. yen üzüm üzerine yeni siparişler gel. mektedir. Fazla siparişler sebebile ih- racatçılar, mühim taahhüdlere giriş- * mekten ictinap etmektedirler. | Muhtelif yıllarda bir buçuk ay yar. | fında 45,000 ton üzüm satıldığı görül. memiştir. Bu satış, bir rekor teşkil et. mektedir ve bu mühim satışlar sebebi- İe İzinir Ilmanında görülmemiş bir fa- âliyet görülmektedir. İzmir limanına gelip giden ecnebi vapurları, hiç dur- Toadan üzüm ve incir yüklemekfedirler. | Üzüm piyasası açılalı bir buçuk ây ol. | duğu halde 45,000 ton üzüm satılması, | bu sayede üzüm fialinin yükselmesi, bütün Ege müstahsil ve tüccarlarını mennun bırakmıştır. Bu yıl, kazanç ve bereket yılı sayılmaktadır. İncir satışları da'hararetlidir. Rekol te 33,000 ton, yani 230,000 -çüvaldır, bunun 110,000 çuvalı şimdiye kadar s4 tılmıştır, bir taraftan da ihracat ya- pılmaktadır. Geride kalan 120,000 çu- val incirin de müsaid fiatlerle satılaca- ği tahmin edilmektedir. 'Tütün piyasası Egede tütün piyasası Cümkuriyet 'Bayılacak bir hale gelen Safiye a keledi: — Kocam!.. YAT 2... — Memduhun sizi ne kadarsevdiği- ni bilirim. Her halde bu illeti geçtikten sonra ayaklarınıza kapanıp af diliye. cektir, Ve mesud hayalimiz eskisi gibi devam edecek... Benim derdim! Oan gelinceye kadar servetiniz mahyolma- sini... Genç kadın, şaşkın şaşkın, muhata- | bma bakıyordu. Bu adam da neler söylüyordu böy- Tel... | Memduh bâşkasım severken, başka- sin öperken, «Servetiniz mahvolma- sin!» diyor... Ötekilerin yanında para | medir?... Meselo Memduhun onu sev. | memesi... Asıl felâket işte orada... İsmail Kenanın annesi, bu muhavs- | re esmamnda ağzını bile açmamıştı. .. incir mahsulü, çok müsaid şartlar da- j Kocamın metresi mi Göz yaşlarının belirdiğini görünce genç | kadını bağrına bastı. Müştix buselerle onu teselliye çalıştı. Sonra avukata dö- nerek: — İhbarınızdan dolayı teşekkür ede- rim, Safter bey. Başımıza gelen bu fe- lâketi önlemeğe çalışırız... Bugünden tezi yok... Fakat Memduhun paralari. | nı yiyen aşifte kim? — Maalesef zannettiğiniz kadınlar- dan değil, efendim... O, mevki sahibi bir hanımefendi... ihracat faaliyeti bayramından sonra açılacaktır. Birçok yerlerde tütünler denk haline getiril. miştir. Bu yıl, rekolte az olduğu için Ege mıntakası tütünlerinin iyi fiatler. Te ve tamamen satılacağı kuvvetle tah. min ediliyor. Polonyada Varşova tacirleri, miz Türkofis müdürlüğüne mürucaat ederek İzmir tüccarlarile üzüm, incir ve pamük üzerine mühim miktarda iş yapmak istediklerini bildirerek mümu- ne istemişlerdir. Türkofis müdürlüğü, hazırladığı nümüneleri, göndermiştir. Bir köy odasında kanlı İzmir (Akşam) — vası nahiyesinde Keller kö; ünde otu- ran Hatice İsmaili geceleyin evine ! almıştır. Bunu duyan kardeşi Ali, yanına kainbiraderleri Yusuf, Halil ve Hüseyini alarak Halicenin evine gitmiş, kapıyı açmış, içeri girmişler- dir, Ev “içinde All ve arkadaşlarile İsmali arasında bir boğuşma olmuş, neticede İsmall bıçakla sol böğrün- den ve muhtelif yerlerinden ağır su- rette yaralanmıştır. Suçlular, vaka- dan sonra jandarma tarafından yü- kalanmışlardır. e Yaralı, Memleket hastanesine kaldırılmıştır . İşçinin ceketini çalıp kaçarken yakalandı Zeki isminde bir sabıkalı, Meyva- boş civarında kanalizasyon iskürala- rını temizlemekte olan amelenin bin- diği kamyon içinde Ferhad isminde birinin ceketini çalıp kaçarken yaka- lanmış, mahkemeye verilmiştir. — Hanımefendi mi? Safiye bağırdı: — İsmi... İsmini söyleyin Jütfen... Kim? — İbnülkasım püşanın karemi... Acı bir feryad'a genç kadın inledi: — Temanl... Teman'... İsmail Kenanın annesi, nefretle; — Meş'um kadın! - dedi, İkisi de, âni bir hareketle ayağa kalk tılar ve görünmiyen bir belâyı seyre- der gibi, dehşetle baktılar. Avukat gene sustu. Hekim bir yarayı temizlemek için onu deşmesi, açması, acıtması Jâzımsa, ihliyar adam da bütün hakikati orta- ya dökerek bu âile faciasının önüne geçmeği muvafık buluyordu. Heyecan buhranı biraz geçtikten son ! ra hikâyesine devamla: .— Memduh, delice aşkıma kapılarak, seyahate çıkan sevgilisini takip etmiş. Kadının müthiş servetine rağmen, hu- dutsuz masraflarına bizimki yardıma kalkışmış... Avrupada milyoner hayatı yaşıyorlarmış... Davetler, ziyatetler, kotralar, atomobiller... Üstelik de şim- di Monte Karlo'da rulete merak sar- muşlar... İhtiyar kadın sordu: — Memduh bu şe bu kadar mi seviyor? (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: