January 8, 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

January 8, 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

üçüncü defa olarak öğle tre- itince, ütüsünü ateşin i; salona koştu. Yüzünün olduğunu aynada görerek girdi. Birâz pud- ıa sürdü, Tekrar mutfağına döndü. Önlüğünü çıkarttı. Yüz üstü bırak- tığı ütüye özür diler gibi bakarak dı- şanı fırladı. İstasyona girinci gar şefi olan koca- sile karşılaştı. Kr kasketile, üni. formasının mendil cebinde görünen 8 doğrusu şanlı bir adamdı bu. ine el Osten'ler çe rn Umumiyetle Viyanada otururlar kat fabr kalarındaki daireye birkaç gün Anitta, Taya'da doğmuş, büyür tü. Bu se başka şehir, kasaba tanımazdı. E âleme aid ne varsa sattığı Fakat kendini bildi RTN şmağı pek ar. Osten'lerin âle: ık elbise giyile ia. gelerek zu a “ynanılan Hayalle hakikat arasında fark da Olduğunu bildiği için, istasyon şefi “lan B. Kari Ammer'e varmıştı. Adam.) Sağız nisbeten oku | İstasyonun uş, haysiyetli bir saati kadar mun- 1, ölçülü bir betle adan be 8ede iyi dom hoşuna gi Trenin görünüşünde gi dinin kalbi şiddetle ramadan gidersi şey hiç bir murdana he tif durur; yolcuların yüzl rünür; istasyon şefi trenin boyunca dolaşır; kondüktörler aşağı atlar, ba- caklarını silke silke gezerlerdi. Anit- ta, tezgühının arkasında, # maklarla elmalarını düzelir gul olurdu. Bu sefer de brikaç yolcu indi. O me) yanda zarif bir kadın, trenin öbür ucus | na kadar koşarak gitti. Gar şefinin ka- rısı, onun hat isesine dikkat etti: Koyu gri bir esvap; kaşlarının üzerine oturtulmuş ayni renkte bir şapka; tepesinde yeşil bir tüy. Taya halkı böyle gari p Kılıklarla y r Fakat Anitta, o madai hiç de komik bulm: uyordu. Bu giy teki zerafeti iyice aklına yerleşti Yarın kiliseye giderken eski şapl na bu şekli vermeğe çalışacak. ardan biri, yanına yaklaşa- — Biranız var mı? - diye ei lu Maatteesstif yok efendim. Herif, gayrimemnun gitti. Ah, Am. mer'ji biraz parası olsa; içki ruh- satiy salar, epey ticaret yapacak- lardı, O zaman Anitta da şık giyinebi- lecek, seyahate gidebilecek. Bunları düşünürken düdük öttü, tren hareket etti. Genç ka açık. önünden g diyor. Birinci mevkide bir erkek hazarı, bir- an, ona Sanki bu bakış bir mâna, bir de ediyormuş gibi Anitta gülümsedi. Tren kıvranarak, uzadı, gitti. Arkasında du- başka birşey bırak- alde gö- | İ i par. le meş-| rak: ağ çen vagonları seyre. ndan var? - dedi, — Bilmem. Bu cevap kapristi. Zira, gulaç'la pa- kâlâ biliyordu. Er. kek işine gitti, Anitta bir müddet da. ha rayları seyrettikten sonra evinde ütüsüne döndü. —— lara kirahirdir. AŞK VE MACERA NUVELİ Şafak vakti eve dönüş... Anitta'nın Viyanaya gitmek mecbu- riyetinde kaldığı gün, karı koca fev- kalâde afalladılar. Sanki ebediyen ayrılacaklarmış gibi uzun uzun sarı. Lp öpüştüler. Tren bir dakika teehhür- le hareket etti, Kadının beyni kocasi- nın nasihatlerile doluydu. Genç kadının ailesinden, tanımadık- ları bir hala ölmüştü, Cenaze ve miras için onu Viyanaya çağırıyorlardı. Ko. casının izin alıp beraber gitmesine vakit olmadığından Anitta yalnızca yola çıkmıştı. Bedava bileti olduğu için biri, seyahat ediyordu. na bak. tı. £ oturdu. çanta va ğü büyük çelenk #olmağa , Etrafı k su kapladı. Fakat n üzerine ko ayrağı gibi, pesinde sallanıyordu. vi nüddeftenberi sordu Siz de mi Viyanaya? Ev syö Osten. Sanki maceranın mükemmel olma sını temin için, işte, genç, B. Osten de onunla beraber seyahat etmiyor miy- ranfil kokus| ir tüy te- kendisine bakan | İd? Kadıncağız onu hafifçe süzdü ve he-| men gözlerini ellerine indirdi, Erkek sordu: İsterseniz vagon restorana gidip birşey içelim? Kadın terbiyeli £ — Nasıl arz verdi. ayatında kullanmadı. ğı halde memnuni bir tane aldı. n kapanı « B, Osten, «de Ben de uyu — » amma, ne yas| palım?.. Kompartımanın dar kapısından kay» boldu. Artık Taya epey uzaklardaydı. Anit. la o saatte yatıp uyumuş olan kocası. nı biran düşündü. Aman elbisesi de ne kadar dar, ne kadar kısalmış... Pek rahatsız ediyor, Genç kadın başırı avucuna dayıya- rak uyuklar gibi olmasına rağmen gözüne u girmediğine kani idi, Şe- fak atarken Viyanadan içeriye girdi- ler. Biraz şaşkın, biraz korkak, Anitta çantasını göğsü üzerine bastırdı. Bir koluna da çelengi geçirerek indi. Ko. | cası ona 64 numaralı tramvaya binme» | sini tenbih etmişti. Tenbih kolay, Bu | kalabalık ortasında iş becermek güç! Birdenbire karşısında beliren B. | Osten sordu: — Müsaade ederseniz sizi gideceği. niz yere bırakayım. Arkasında, bavulları taşıyan kasket, li bir şoför vardı. — Bilmem... Sizi rahatsız etme 5 . Dördüncü beldiye dairesi civar na gidiyorum... — Mükemmel... Benim de yerim o tarafta, Arabada giderken, zengin erkek, tra. şının uzamasından dolayı özür diledi. Anitta da miras meselesini anlattı. B. Oslen tebrik etti; ve gülerek sordu: — Bu para ile ne yapacaksınız? — Kocam, istasyonda bir büfe aç- mak istiyor. Büyük şehir, sabahın sisleri arasın- dan sıyrılıp çıkıyordu. Anitta, merak. la etrafına bakındı. Dükkânlar daha açılmamış; yollar tenha idi. B. Osten sordu: iŞ, sık gelir misini — Genç kızken bir kere gelmiştim. Erkek şakalaşarak: — Aradan çok geçmiş olacak., - de- | terseniz & di ve Aintta'va doğru, iyi görmek is tiyormüuş gibi, yüzünü yaklaştırdı, Yazan: Vicki Baum Tercüme eden: (Vâ-Nü) Bu hikâye, füme alınmış; faki | İstanbulda gösterilmemiştir. si Genç kadın, yol arkadaşının traşlı yanaklarını kendine pek sokulmuş his- sederek gülümsedi. Erkek sor — Bu F ksınız?... İs ı gece hayalanı güstereyi — Teşekkür ni bulunmu; nüyoru — dik. Anitta hafif bir hele — Sar ML. Gelecekleri yere ve teşekkür ederek ine ten elini avuçları içinde tutarak — Size telefon numaramı birakayım Gitmekten cayarsanız... v Eline kartvizit verdi, Genç kadın otomobilin arkasından baka kaldı — Kocama, bu zatın ne kadar nazik davrandı, söylemeliyim.. - diye dü. şündü. amma, burada Altı ekspresile dö- . Hoş bir akşam geçirir. #.. Cenaze evinde aile toplanmıştı. Me. rasimden sonra Anitta'nın sekiz yüz şiling miras yediği anlaşıldı. Saat üçte bütün işleri bitmişti. Çan- tasında parü, serbesce, sokaklarda do. laşıyordu. Büyük mağazalara bakı. yor, gelip geçen otomobilleri seyredi. yor, biribirinden şık giyinmiş kadın. lara dalarak; Genç kadın, hayatında böyle bir zevk duymamıştı. Âdetâ sarhoş gi- biydi. Mütemadiyen: «— Benmiyim bu güzel kadın, ben- miyim?...» diyordu. Fiat sordu. Bunu mutlak alacağı- nı hissediyordu. Elbise onun olacak- tı. İyice biliyordu. - 400 şiling! - dedikleri zaman, Anitta ağlamamak için kendini zor zapdetti. Eski el çantasında, miras yediği 800 şilinğ onu âdeta yakiyordu. Sekiz yüz şilinğ, istasyonda bir büfe, hiç olmazsa bira ruhsatiyesi a)- mak de: — Bir düşüney seyi çıkarttı. . - diyerek elbi- an mallarını met şı son di olarak parmaklarile okşadı ve kap dan dışarı çıktı. 'Tren vakti gelmişti. Dışarıda bir Anitta he- — Garb istasybnuna, Fakat vardığı za tren h etmişti. Viyanada akşamın altı Bütün lâmbalar yanmış... Anitta sokağın ortasında nız,.. Cebinde de 800 şilinğ... vee buçuğu... yapyal- Tereddüd etmeden ilk yaptığı iş Kertnerstrasse'ye dönmek oldu. Ma- dazalar yavaş yavaş kapanıyordu. Kendi dükkânını âçık bulmağı bü. tün kalbile diledi, Ekseri dualarımı- zı reddeden Cenabıhak bu saçma duayı kabul etmiş olacaktır ki Anit- ta nefes nefese dükkândan içeri gi- rebildi ve titrek bir sesle yalvardı; u— Aman yarabbi... Dünyada he — Elbiseyi bana satar musınız? Muhteşem bir otomobille klübe gittiler ler var...» diye söyleniyor; küçülmüş de rahatsızlığını bir kat daha hissediyordu. Ve fikrinden şöyle geçiriyordu: «— Acaba bay Osten, hakkımda ne düşündü?» Sonra, büyük bir mağazanın came. kânı önünde, hayranlıkla, ağzı açık kaldı. Mavi bir elbise, uzun kopile, ya | yılmış duruyordu. Bu Kadar güzel bir renk Taya'da hiç görülmemişti. Anit- ta, hayranlıkla seyretti. Uzaklaştı, tek.| rar döndü. Kalbi heyecanla çarpıyor. du, Müddeti hayatında birşeyi bu ka- dar şidetle arzu etmemişti, Tekrar uzaklaştı, tekrar döndü, şapkasını düzelterek mağazadan içe- ri girdi. Sessiz bir dükkân... Tatı ışıklar... Anitta, boğuk bir sesle: — Vitrindeki elbiseyi görmek İsti- yorum! - deği, Müşteriyi bir koltuğa oturttular. Tıpkı bir 8 seyrettirir gibi, sarışın | bir kadın, elbiseyi giyerek karşısında | kıvrana kıvrana döndü. — Bir de ben giysem... giri ve m — Aman ne güzel diye bağrıştıla Aynanın karşısında, kendi kendine; «— Benmiyim bu insan?..» diye hayret ediyordu. Batıcı kadın: — Ne endam... Âdeta elbise * sizin Üzerinize yapılmış gibi... - diye met- « Ne yakıştı.. « Satıcılar, gülümsiyerek mavi tuva- leti paket yapmak istedikleri vakit; ceğim! Hele 400 şilinği birden kasaya sö- yınca, satıcılar, hürmetle etrafını sardılar. En yaşlısı Anitta'nın saçını düzeltti. kaplamıştı. Başına bir gümüş ağ; İ mutfakişi ve ütüyle harap olmuş eli- ne eldivenler, ayağına sırmalı kabı, ipek çorap, lâme çanta... Genç kadm, aynanın karşısında kendi hüviyetini bir peri ile değiştir. miş gibi hayranlıkla bakıyordu, — Eski elbiseyi nereye yolliy 1ım?... » diye sordular, Anitta, mahçup bir sesle: Paket yapın... Ben alır ayak- dedi. Gri kutuyu eline verdiler, İşte bu- nun içinde Taya, istasyon ve izdivaç medfun... “ya Anitta gümüşi bulullar üzerinde yürüdüğünü sanıyordu. Bütün erkek- ler, hayranlıkla ona bakiyorlardı. Bir eczaneye girip B. Osten'e telefon etti. — Bana şehri gezdirecektiniz. Telefonda ses sordu: — Peki, nereleri görme nuz? Anitta, âmirane bir — Her yeri!... » dedi. — Nerede bulayım sizi? Ânj olarak cevap verdi; — Grand Hotel'de. Bu yalan ağzından âni olarak fır. istiyorsu- eda ile: hediyordu. lamıştı, | | Karşısında — Hayır! - dedi. - Hemen giyine- İ Hepsini bir satma cinneti “SALİH A NECATİ «Daha anı, Pek âlâ... TUM... Eczacı kadını gözlerile ğin nihayetine kadar takib etti. Hold herkes ona bakıyordu. O da mağrur âlem ksekten süzüyordu. Yarabbi Bir elbise insanın haleti ruhiyesini nasıl değiştiriyor, Bir grum, hürmetle karşısında eği- lerek kendisine İngilizçe bir mektup verdi, Genç kadın Gelir sizi holde bulu bunu okuyamıy gülümsiyerek oturan rışın bir İngilizin yolladığı r üstünde yeni bir elbise olr ordu. adı. Asay- lalı bin B. Osten onu sini gördükten sonra daha tehulük. le hareket ediyor; mütemadiyen fes bir akşam geçireceğiz!... Tiyatro, bar, İçl kompliman, B. Osten bir gururile, kendisini bi rna p ti. a: ır resturande kendisini dört simokinli erkeğin ortasinda buldu. İ dı, lerin bir gençti, ellerile ört tüyü saçma saçı rdu. Bir uzur ur, Anitta ne benziyordu. Anit tiyar 2 — Osten'in nesini be, diye sordu. nİyorsunuz?. kadına bakarak Ve tırmağile masanın şeyler yazdı. Anitta harf nun «Sen beni çi olduğunu okudu. Genç kadın, bardağını kaldırıp şampanyasını rTadakilerin hepsi onu Osten'in metresi zannedi. yorlardı. Va: ansınlar... Dans etmi arzusunu izhar B. Osten «Beyaz ve siyah klübu e meği teklif ett Klübün duvarları siyah aynalarla süsliydi. Dans ettiler, Sonra Osten Gelin yukarıya çıkalım... Oyni- üzerine bir inmeden evvel Idırtıyorsun! t bu. sözü etti, git. | yalım! . deği Rulet ihtiya ta'nın önüne — Yan yarıya ortağız! - dedi. Paralar birikiyordu. Müthiş kı niyorlardı. O sırada bir erkek pa koyarken göz göze geldiler. Bu : ona hiç de yabancı görünmedi. Aca- ba nerede görmüştü? Tanınmış bir aktör miydi? Gazelelerde mi resmine raslamıştı? Erkek gülümsiyerek: raslaşmamız çok ? - dedi Anitta'nın kalbi şiddetle Fakat hissiyatını belli etr diyetle: Nerede tanışmıştık diye düşü. nüyorum! - dedi. — Size hatırlatırım. Yorgunluk bahanesil arasından $iy erkek, genç kadı — Gelin bara gidelim! . dedi mim Keith'lr... Barda dans ederlerken; — Düşünün!... < dedi, - Nerede raş- Taşlık? Genç kadın muhatabını baştan aşa- (tı süzdü. — Trende... nun başına dizildiler. 1, renk Bilem fişleri Anit- ip, çarptı. eden, cid- kalabalık dedi. - Sizi trende (Devamı 13 üncü sahifede)

Bu sayıdan diğer sayfalar: