8 Ocak 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

8 Ocak 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PİR, ei Üs Amerikada bir ada volkan Izmirde sergi sarayı bina- indifaı neticesinde harab oldu “ının inşasına başlanıyor Havanın soğuk olmasına rağmen halk Fenni tedkikler için volkanların içine giren âlimler neler gördüler! Amerikada Venezüellâi civarında, İngiltereye aid Antil adalarından Sen. Lüsi adası bir volkanın âni indifaı ne- ticesinde tamamile harap olmuştur. Dünyada tabii güzelliklerinin ve manzaralarının eşi bulunmıyan bu ada baştan başa Jâv kütleleri altında kalmış, kaçmağa vakit bulamıyan bir kısım ahalisi, binlerce sene evvel Pompeide olduğu gibi, lâvlar arasın. da diri diri pişip yanmışlır. Yemyeşil dağları ve ovaları ile yer. yüzünde bir cenneti andıran bu güzel ve eşsiz yerler birkaç saat içinde €0- henneme dönmüştür. Şunu kaydedelim ki, Sen Lüsl yanar dağı binlerce sene evvel sön- müştü. Bu adada yaşıyan halk, en €es- ki zamanlarda bile bu sönmüş yanar dağın lâv kustuğunu ve duman çıkar- âığını hiç hatırlamıyor. Bu sönmüş yanar dağın ansızın fa- âliyele geçerek koca bir adayı, bir kı. sım ahulisile beraber az bir zaman içinde mahvetmesi, kraterlerinden lâv çıkmıyan ve binlerce sene evvel sön- müş olan yanar dağların derinlikle. rinde hâlâ için için yanan ateşler bu- lunduğunu ve bu ateşlerin bir gün menfezini bularak gene yeryüzüne fış- kıracağını iddia edenlerin nazariyesini | teyid ediyor. Tabakat ilmine göre bir yanar de- | ğin sönüşü ne kadar eski ise, bir gün İndifaa başladığı zaman etrafa saça | cağı tehlikeler de o kadar çok ve bü- | yüktür. Zira yanar dağı, atalette bu- | İunduğu zamanlar, içindeki boşluklar. dan kopup düşen muazzam kaya par- çaları, madenler ve saire yanar dağı- na yeni yeni maddeleri temin etmekte, dir. Bu hal 1833 tarihinde Japonyada vuku bulmuştur. Yüzlerce asir evvel sönmüş addedilen Krakatoa yanar da- gı, hiç beklenmediği bir zamanda lâv. Jar, kıpkızıl kesilmiş kaya parçaları Yışkırtmağıa başlamış, yanar dağ iki parçaya ayrılmış ve civarında bir ada, yanar dağla beraber ortadan yok ol- muş, 44 şehir ve kasaba lâvlar ve sim- siyah taş ve kaya parçaları altında gö- mülmüş, 25,000 nüfus da feci bir şekil. de ölmüştür. Yanar dağların hikmeti vücudu ve binlerce asır muattal kaldıktan sonra ansızın indifaa başlamalarının sebep- leri, bu hususta birçok fenni ve ilmi nazariyeler ileri sürülmesine rağmen meçhul kalmıştır. Meşhur Fransız tabakat mütehas- sısı B. Abran bundan birkaç sene evvel ateşle yanıp kopmiyan bir takım ip- lerle kendisini bağladıktan ve gaz mas- (Akşam)ın edebi romanı kesi ve yanmıyan bir elbise giydikten sonra Meksikanın en yüksek yanar dağı olan Pokatapekt'in içine girmiş ve kraterin içini kuvvetli elektrik pro- İ jektörlerile tenvir ederek volkanın des rinliklerinde suları fıkır fıkır kaynı- yan bir göl görmüştür. Cava adasındaki yanar dağın kra- terleri içine giren bazı cesur kâşifler de bu volkanın dibinde de suları fıkır fıkır kayrıyan bir göl görmüşlerdir. İlim ve fen vasıtaları bugünkü gibi | terakki ve tekemmül etmemiş olduğu zamanlarda volkanların içine girme- ğe teşebbüs eden bazı cesur adamlar, | bu meraklarını hayatları pahasma ödemişlerdir. Ezcümle, Roma zama- İ nında Pompeinin harabiyetinden son- ra Vezüv yanar dağının içine girmeğe teşebbüs eden Pilinios namında bir Romalı, dumandan boğulmuştur. Avrupada, arasıra kendilerinden bahsettiren iki yanar daği vardır: Ve- züv, Etna. Vezüv, yanar dağı, Milâttan 76 sene sonra ilk müthiş indifsnı yapmış, Pompei şehrini iâv kütleleri altına gömmüştü. O zamandanberi Vezüv ya- nar dağı fasılalı bir surette indifalar- da bulunmakta ve her sene İndifaını uzaktan temaşa etmek için binlerce ecnebi seyyahını, Napoliye çekmek- tedir. Etna, Avrupanın en büyük ve en yüksek volkanıdır. Sathı bahirden yüksekliği 3,369 metredir. Etna, 1669 senesinde müthiş bir indifada bulun- Tefrika Na. 23 YAPRAK AŞISI BURHAN CAHID — Nise kadar gidelim. Kalmak için düşünürüz. Belki buradan daba güzel yerler göreceğiz! dedi. Ona inanıyorum. Ben bu kuvvette, bu karakterde bir erkek istiyordum. Yaşamasını ve ya- şatmasını bilen bir erkek. Ben yalnız başıma bir seyahat programı çizip yo- Ja çıkacak terbiye ile yetişmedim. Her saadeti kocasından bekliyen bir neslin kadınıyım. Arzu edip yapamadığım şeyler için kocamı hakir göremezdim, Buna ne hakkım vardı. Bu kocalarının çapkınlığını sezince kendileri de gönül maceralarına atılan bazı kuş beyini kadınların intikamdan bahsetmelerine benzerdi. Ben bunu da yapamazdım. Kocamın işi, evi ve kendi şahsi zevk- Jeri içinde yaşıyan ve bunları ayrı ay- | rı çekip çevirmeği en büyük saadet bi- Jen bir erkek olduğunu biliyordum. Ondan daha fazla ne bekliyebilirdim. Benim istiyeceklerim belki de onun o ipek böceği gibi kendi kozası içinde geçen hayatını istemeye istemeye değiştirecekti. Ben onun rahatım bozmamak için kendi kendime bul- duğum inzivayı tercih etmiştim. Hiç olmazsa kalbime fikirlerime hürriyet- lerini kazandırmış oldum. Kadın için fikir ve kalb hürriyetinin bir saadet olamıyacağına inandığım halde... Nec- mi beyin hayatına karışmakta geç kal- dımsa hata benim değil, geç kalan te. sadüftedir. su. Lavandouxdan aynlırken karar ver. dik, Kasabayı dolaşırken gördüğümüz bahçe içinde, güllere, sarmaşıklara ka- rışmış bir pansiyonda kalacağız. Şim- di Nise doğru seyahat devam ediyor. Fransanın cenup sahilini aşan bu yola büyük Korniş deniyor. İtalyan hu- | duduna kadar devam ediyor. Bol te- peler çıkıyor. Renk renk, şekil şekil vil- Jâlar, bahçeler arasından geçiyor. Sa hile indikçe biribirinden güzel mini- mini plâjlara, kasabalara doğru iniyor, Daha ziyade İngiliz aristokratları- nın yerleştikleri Cannes'a geldiğimiz zaman on beş dakika inip gezebilece- imiz söylediler. İngiliz kibarlığı daha ilk adımda i | müş ve bu indifa esnasında 27 bin ki- şi can vermiştir, 1693 senesinde Etnanın ikinci indifaı daha müthiş olmuş, indifnı takip eden, şiddetli zelzelelerden 40 şehir yıkılmış, 60 bin nüfus mahvolmuştur. Şimdi de Etna volkanı sık sık indifalarda bu- Tunmaktadır. Fakat volkanın yamaç. larında kurulan rasad merkezlerine konulan âletler, tehlikeyi vukuundan evvel civar halka haber vermekte ve bu suretle indifalar eskisi gibi telâfa- ta sebebiyet vermemektedir. ğretmen tekaüd şam) Yıldırım Kemal- bey okulu başöğ- retmeni B, Os- man Özyurd, otuz yıl süren öğret menlik vazifesin- den sonra kendi dileğile tekaüde * sevkedilmiştir. İz- mride Kars, Hi- MU, Zafer, Yıldı- rım Kemal ilko- kulları teşkilâtı. nı muvaffakıyetle yapmış, bu okullar- da başöğretmenlik vazifesi görmüş, yurd çocuklarını iyi şekilde yetiştir. me yolunda saçlarını ağartmıştır. Bu feragat sahibi başöğretmenin resmi- ni takdirle basıyoruz, belli oluyor. Burada Lâvandouxdaki sa- mimiyet, güler yüzlülük yok. Herşey- de fazla bir ilina var. İnsanları daha ağırbaşlı görünüyor. Dükkân, mağaza, otel isimleri hepsi İngütereyi hatır. Jatıyor. Süsten fazla mükemmeliyet | var. Renkler bile hafif cana yakın renkler değil. Koyu nefti, nihayet ba- dem rengi yeşli. Ve İngilizler tabiatın bu yeşili köşesini mutlak bu renk bollu- ğu için seviyorlar. Küçük meydan de- niz üzerindeki gazino bahçesi hepsi ko. ca palmiyeler, fenikslerle dolu... Öyle palmiyeler ki gövdelerini bir insan ku. İ caklıyamaz. Bahçelerimizde binbir iti. na ile yetiştirmeğe çalıştığımız hattâ kışın içeri aldığımız palmiyeler burada sokakları dolduruyor. Yollara biz çınar dikiyoruz, burda palmiye dikilmiş. O kadar da seviliyor ki! Necmi bey dedi ki: — İsviçrede köyler arasındaki yol- lara meyva ağacı dikerler. — Ne münasebet! — Mahsulden istifade etmek için. Güldüm: Yüzüme baktı: — Niçin? — Gelip geçen ilişmez mi. Biz bah- çelerimizde yemiş ağaçlarını zor mü- hafaza ediyoruz. — Biz de İsviçrelilerin terbiyesine yükselince mesele kalmaz. Necmi bey iyi bir erkek. İyi bir ar- kadaş. Ve beni iyi anladığı muhakkak. kültür parktan Kültür Parkta, çocuk İzmir (Akşam) — Fuar komitesi, belediye ve fuar komitesi reisi B. Dr. Behcet Uzun relsliğinde toplanmış, reis, Ankaradaki muhtelif teşebbüsle- ri, fuar işlerinde hükümetin alacağı tedbirler hakkında izahat vermiştir. Kültürpark ve fuar sahasının Lozan meydanında çok muhteşem bir kapı inşa edilmişti, Reisin izahatı ve gösterdiği lüzum Üzerine Kültürpar- kın 26 ağustos, 9 eylül ve Montrö ka- pılarının yeniden, muhteşem bir tarz- da inşası için fuar komitesince karar verilmiştir. Fuar sahasında sergi sara- Gandarlı zelzelesi Evlerin tamiri için vilâyetçe 5000 liralık yardım yapılacak İzmir (Akşam) — Dikili kazasının Çandarlı nahiyesinde yıkılan ve harap olan evlerin yeniden inşası ve tamiri için vilâyet bütçesinden 5000 )lra yar- dım edilmesi vilâyet daimi encümeni- nin vali B. Fazlı Gülecin yaptığı içti. manda kararlaştırılmıştır. Bu para nm sarfı için vilâyet bütçesine mun- zam tahsisat ilâvesi tel yazısı mazbata-" sile Dahiliye vekâletine bildirilmiştir, Vekâletin tasvibinden sonra Çandarlı. da zelzele felâketzedelerinin evlerinin inşa ve tamirine derhal başlanacaktır. Bayan Ayşenin 150 lirası çalındı İzmir (Akşam) — İzmirin İkiçeş- melik mevkiinde Arap fırmı caddesin, de oturan Ödemişli İsmail kızı bayan Ayşenin evinden 150 lirası çalınmış- tar. Hırsız aranıyor. Cannes gazinosunun bahçesinde onun- Ja dolaşırken saadetimi doya doya tat- tım. #* Nihayet Nisteyiz. Otokar son yolcularını büyük mey- dana. indirdi, Nereye ineceğimizi düşünmemiştik. Fakat daha vapurun küçük gâzetesin- den başlıyarak buraya gelinceye ka- dar elimize tutuşturulan reklâmlar- dan o kadar çok otel Ismi öğrenmiştik bunlardan herhangi birine inerek son- ra daha iyisini aramak mümkündü. Valizlerimizi alan taksiye şu adresi | verdik: — Hötel do la plage. Bizim indiğimiz bu otelin uzak ol- duğunu zannelmiştik. Otomobil orta- daki bahçeyi dolaşıp rıhtıma çıkınca büyük bir otelin önünde duruverdi. Daha ilk adımda eski bir otele girdi- gimizi anladım. Halbuki Nisin isimleri hatırımda kalan Negresco gibi yeni ve Yüks otelleri vardı. Necmi bey dedi ki: — Otel değiştirmek güç değil. Bu- | rada kalmata karar versek düşünürüz. | Nisin meşhur Promende des angloi- sine bakan büyük bir oda. Otokarda geçen bütün bir günün yorgunluğu ile kendimi derhal banyo. | ya atıyorum . ses Bütün gâyretime rağmen o Kadar istifade atiyor bahçesinde eğlenen çocuklar yı binasının inşasına derhal başlana- caktır, Havaların soğuk devam elmesine rağmen cumartesi ve pazar günleri Kültürpark, İzmir halkının temiz ha- va alacak bir yeri vaziyetindedir. Pek çok halk, Kültürparkta, hayvanat bah» çesinde gezinerek istifade etmekte, eğ- lenmektedir. Çocuk bahçeleri, çocuk- ların eğlenme ve hava almaları için en güzel ve müsait birer yerdir. Yuka- rıdaki resimde kış mevsimine rağmen Kültürparkta çocuk bahçelerinden birinde eğlenen bir grupu gösteriyor. Hapisten kaçan mahküm Jandarmaların takibi neticesinde yakalandı Ödemiş (Akşam) — Ödemiş hapis. hanesinde bulunan hırsızlık ve gasp suçundan 15 sene, 11 ay, 20 gün hap- se mahküm Kara Abdullah oğlu Kel Mehmed, hapishane bahçesinde gezi- nirken hapishane duvarının üzerine çıkarak sokağa atlamış, hapishaneden kaçmıştır. Jandarmalar, hapishane firarısını takip ederek yakalamışlar dır. Şimdi Kel Mehmed hakkında ha- pishaneden kaçmak suçundan takibat yapılıyor. Kömür çarpmasından bayıldı İzmir (Akşam) — İzmirin Doktor Mustafa bey bulvarında müteahhid B. Yahyaya aid apartımanda bekçilik ya- pan Kemal oğlu muharrem Gözvar- dar, apartımanın bodrum kısmında kalorifer ocağına kömür atarken &ö- mür çarpması yüzünden bayılmıştır. Muharrem, baygın h&lde hastaneye kaldırılmış, hayatı kurtarılmıştır. sarsılmış, yorulmuşum ki Necmi beyin akşam yemeği için dışarı çıkmak tek- Mini kabul edemedim. Odama kah- vali getirterek o gece yattım. Necmi bey beni bırakmak istemiyordu. İsrar ettim: — Sen çık. Yarın bana Nisi gezdirir. ken şehre o kadar yabancı olmazsın. Caddenin gürültüsü arasında onun kapıyı hafifçe çektiğini duydum. Vü- cudüm yorgunluktan kırılıyor. Fakat biraz evvel kapanmak için © kadar te- halük gösteren gözlerim şimdi katılaş- mış gibi. O kadar arzulayıp girdiğim yatakta mütemadiyen oğuşturuya- Tum, Gece lâmbasını da söndürdüm. Dı. şarının işikları panjurların aralıkla- rından sızıyor. Odadaki eşya gölge ha- Minde görünüyor. Caddede otomobiller uğuldıyarak geçip gidiyorlar. Necmi bey herhâlde şimdi Nisi do- laşıyor. Uyuyamıyacak olduktan öon- ra keşki ben de onu yalniz bırakma. saydım. Belki de otelleri geziyor. Ya- hud pencereden gördüğümüz büyük gazinoya gitti. Onun hayat dolu göz- leri herhalde bu güzel Niste çok güzel şeyler görecek. Onu haklı buluyorum. Tam eğlenmek, yaşamak isteyen çağ» da... Evlenme merasiminde yaşını öğ» rendim, Tahmin ettiğimden biraz faz- la. Otuz iki yaşında, Böyle de olsa aramızda on bir yıl var. Kadın için bu fark erkeğe nazaran çok mühim,

Bu sayıdan diğer sayfalar: