24 Ocak 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

24 Ocak 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24 Kânunusani 1939 AKŞAMDAN AKŞAMA m le, . Yüksek tahsili vektinde yapamıyanlar Silinmez bir damgayla ebediyen damgalı mı rinde durduğumuz noktalarda has sas davranacakmış. Bir memurun ilerlemesine, yalmız devanı müddeti, tahsil değil, gayreti, teşebbüs kabili- yeti, zekâ ve karakter ehliyeti de müessir olabilecek. Yeni barem üze- rindeki mesainin bu mecraya girmesi, «yükselmek» gibi en tabii, en meşru, en takdire lâyık bir emeli besliyen genç memurları - iâukal aralarında tanıdıklarımı - cidden nikbinleştir. miştir, Barem kanunundan hariçie bir | mesle olmakla beraber, onun müstem- mimi şeklinde olan başka bir mesele vardır ki, o da başlı başına, «smemu- run yükselme gayretini, daimi nik- binliğini, müsavata erişmek ümidini» yaratacak ve yaşatacaktır. Bir kariim şu satırları yazıyor: Tahsile devam etmeğe imkân bulamıya» rak İş hayalına atılmış yarı münevver» lerden bahsedeceğim. Bugün milli müesseselerimizin larında çalışan orta yaşlı yüzlerce daş vardır ki, hemen on sekiz yaşlarından iibaren o (beyinsizlikten, beceriksizlikten değil) ya dul kalan amalarını, kimsesiz kardeşlerini maişet gailesinden kurtarmak veya uzak, yakın sair muhtaç akrabasına yardımda bulunmak zoru ile tahsili ter- ketmişlerdir.: Ekseriyeti orta mektebi | ik- malden sonra hayata atılan bu (sabık) gençlerden wüöhim bir kısmı sonradan çalışıp, çabalayıp lise bitirme imtihanla. Fına girmiş ve muvaffak olarık diplama almışlardır. Yahut da almaları mümkün- dür. Fakat devam mecburiyeti, devama İbikân Bulansa bile çalışma sahalarının hepsinde büyük mektep bulunmaması do- hysile bu valandaşlar ya işlerini, ya yüksek tahsil emellerini feda etmek gibi Gdden elim bir vaziyette kalmaktadırlar. Başka memleketlerde bu gibilerin (ko- respondas — mükütebe) ile okutulup son- radan İmtihan edilmeleri gibi usuller mev. cat olduğunu işitiyorum. Acaba bizde de hal ve icaba uygun görülecek buna ben- zer esaslar konulamaz mı? Meselâ; Yüksek ticaret, İktisat fakül tesi; Hukuk fakültesi, Siyasal bilgiler oku- tu gibi sadece İlim ocağı olan ve ayrıca pratik bilgi vermeyen yüksek mektepleri- mizde okutulan'dersleri boş saatlerinde kendi kendilerine takib etmelerine ve muayyen müddetlerin sonunda işlerinden izinli olarak ayrılıp Bu illm mücssesele- rinde imtihan vermelerine imkân bulun- maz mı? Çok yakın bir vakte kadar Akşam sü- tanir: «Otodidakt» tipleri senâ eden, teşvik eden sayın Maarif Vekilimiz Hasan Ali Yücelden; sayiine, kabiliyetine, zekâ- Mına çüvenen gençliğin beklediği bu imti- han imkân ve fırsatını esirgememesini İş sahasındaki gençler namına bu husustaki kendi düşünce ve kanaatleriniri de kata- rak Akşam sütunlarında rica ve müdafaa etmenizi derin saygılarımla istirham ey- lerim, (İmza mahfuzdur) * «Sımıfsız, imtiyazsız bir millet...» Ne güzel mefhum. Maddi sahalarda, kapı açık: Teşeb- büs et, zengin olabilirsen ol... Hayat, önüne bin bir fırsat seriyor... Bun- lardan cemiyeti de, kendinide 728 kânla, azmınla istifade ettir. Hele manevi sahada kanadların büsbütün ardına kadar açık olması Imar işleri Halice nazır bir çocuk bahçesi yapılıyor Dolmabahçede yapılması kararlaş- tarılan Şehir stadı sahasına eski sö ray ahırları da girmektedir, Belediye Bu ahırların yıktarılması için Dahili» ye Vekâletine müracaat etmiştir. Taksim ile Harbiye arasında da imar işlerine başlanacaktır. Ancak Taksim kışlası ile civarındaki bir kı- sım ârazi maliyeye aiddir. Bu bine ların ve arazinin Belediyeye devri için müracaat edilecektir; Devir işi bittikten sonra Belediye eğlence yer- ro binası ve bazı içtimaf müesseseler meydana getirecektir. Sürp Agop arsası, inşaatın yapılaca- ğı geniş sahaya dahildir. a da Şehir Tiyatrosunun tine isabet eden boş arazi- de yapılması kararlaştırılan Çocuk bahçesinin projesi pek yakında ik- mal edilecektir. Arazinin lüzum gö- mikdarı Belediye tarafından rülen istimlâk edilecektir. 15 güne kadar | arazi sahibine tebligat yapılacaktır, Yeni vapurlar Komisyon bütün vapurları tetkik etti Almanyaya ısmarlanan bazi vapur- ların mukavele ve şartnameye uygun. olup olmadığını tedkik etmek Üzere toplanan; komisyon raporunu yakın- da hazırliyacaktır. Komisyon Etrüsk vapurundan başka Almanyadan büyük bütün vapurları gezerek ted- kikatını tamik etmiştir. Birüsk vapurunun sefere çıkmasız na müsaade edilmiştir. Eski belediye reis muavini bugün Sivasa gidiyor Sivas vilâyet idare heyeti âzalığına tayin edilen İstanbul Belediye reis muavini B. Raufa dün akşam Pera» palas otelinde bir veda ziyafeti veril. iştir. B. Rauf bugün Sivasa gide- cektir. İstanbul adliyesinde senelik teftişler Adliye müfettişlerinden müteşek- kil bir heyet tarafından İstanbul ad liyesinde senelik teftişlere başlanmış- tır. Bu arada asliye hukuk, ticaret ve bir kisim sulh hukuk mahkeme leri teftiş edilmektedir. lesini yiyip sonradan da hayatını ğa mahküm olanlar arasın- da bulunan, fakat tahsil kabiliyetini kendilerinde görenlerin sicillerine silinmez bir «yüksek tahsil yapma. mış!» damgasının vurulması, demok- rat zihniyetimizle kabili telif değil dir. Ehliyetsizlerin kolayca bir dip- loma edinmesi için yeni yollar bu- lunmasına taraftar değiliz, hayır, bi- lâkis... Fakat velev ki güç olsun, her çalışanın yüksek tahsil rütbesine erişmesi için bir nazari imkân olma- lıdır. (Vâ - Nü) Karilerimizin mektupları Vadesi gelen bir medeni borç Bakırköyünde (Tayyareci Fethi) Firin sokağında beş hane bulunu» yoruz. Havagazı tesisatı bundan Dir sene evsel Bakırköye her 80 Kağa gelmiş ve ana borusunun bize uzanan Kısmı ancak yirmi metre bir mesafede almıştır. Beş hane de havaguzına abone olmak arzusundadır. Bizim için yirmi metre ana borusu atmak. ta mahzur var mıdır? Bu işin Dir an evvel yapılması için muhterem gazetenizin alâkadar makamların dikkatini çekmesini ric& ederiz. Bakırköy Fırın sokağında Safiye, Meryem, İsmail, İsmail, Ha; AKŞAM: «Biraz ötedeki sokaklan boru- lar geçtiği halde bizim sokağımı- 2a su verilmiyor», «Mahallemize havagazn alamıyorum taranda şikâyetler | işiliriz. Bu meselenin prensip olarak halle- dilmesi ldzmdir. Bir program tatbik etmek, şehrimizin hiç bir semtinde bu umumi hizmetlerin ifa edilemediği yer bırakmamak, vadesi artık gelip çatmış medeni borçlarımızdandır. Parçalanan balıkçı gemisi Kazaya çarkçı Manolun sebep olduğu zannediliyor günü öğle üzeri limahımızdan balk yüklü olarak Yu- nanistana hareket etmek üzere bü- lunan Deli Yorgi adındaki Yunan vapurunun © çarkçıbaşısı Manol ma- kineyi * işletirken birdenbire motör patlamış ve gemi delinerek bir kaç içinde batmıştı. Kaza esnasın- ile beraber batıp kaybolan çarkçıbaşı Manolun cesedi bilâhare dalgıç vasıtasile denizden çıkarılmış ve'yaralanan tayfalardan Nikola Cer- rahpaşa haştanesine, Teofil ve Yorgi Balıklı Rum ve Senjorj hastanelerine nakledilmişler, hamallık yapmak üze- Te gemiye giren Nişan ve Zekeriya adlarındaki iki hafif yaralı da ayak tedavisi altına alınmışlardır. Adliye doktoru B. Enver Karan dün Cerrahpaşa hastanesine giderek Ni- kolayı muayene etmiştir. Nikolanın yüzünden, ellerinden ve bacakların- dan aldığı yaralar çok ağırdır. Nişan- la Zekeriya da dün adliyeye gelerek tabibi âdli tarafından muayene edil mişlerdir. Kâza etrafında o müddelumumilik tahkikatla meşgul olmaktadir. Bu işe el koyan müddelumumi muavini B, Turgud hadisenin hakiki mesulü- nün meydana çıkarılması için tahki- katı genişletmiştir. Kazanın, gemi çarkçısı Manolün dikkatsizliği yüzün- den vükun geldiği, gemide makineye tazyikla mazot vermek üzere tazyik edilmiş hava tüpü kullamılacak'yerde bunun yerine oksijen tüpü Kkonuldu- Sahife 3 | Mektep ihtiyacı Gelecek sene için tedkiklere başlandı Vilâyet dahilindeki bütün Kazalar- da bulunan maarif memurları mın- takaları dahilinde mekteb ihtiyacı üzerinde tedkikler yapacaklar, boş arsaları tesbit ederek mnarif müdü- rüne bildireceklerdir. Maarif müdü- rü de bir rapor hazırlıyarak valiye verecektir. Bu tedkiklerden gaye gelecek sene İhtiyaç nisbetinde yeniden mektep- ler açmak ve çifte tedrisatı kaldır maktır, Bir çinko hırsızı 35 gün hapse! mahküm oldu Hüseyin Çakır adında bir sab klı civarında Ahmedin evinin hamam kubbesine çıkarak çınkoları söküp arkadaki arsaya atarken suç üslünde yakalanrmştır. Dün “asliye dördüncü ceza mahkemesinde yapı- nm muhakemede Hüseyin Çakırn | suçu sabit olduğundan otuz beş gün hapsine karar verilmiştir, Küçük hırsız Bisiklet çalan bir çocuk yakalandı Ahmed adındaonüç yaşlarında bir çocuk Suitanahımed civarında bir bisikletçi dükkânının kapısı önünde duran bir bisikleti çalarak lâstikleri- ni ve kornesini söküp çarşıda satar- ken cürmümeşhud halinde yakalan- mıştır. Dün adliyı edilen Akmed müddelumumilikte suçunu itiraf etmiş ve; — Tekirdağlıyım. Orada annemle babam öldüler, ben de İstanbula gel- dim. Burada parasız kaldığım için bisikleti çaldım ve hırsızlığımı anla masınlar diye söküp parça parça sat- mak istedim. Demiştir, Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilen Ahmed tevkif edilmiştir. Türk - Alman kredi anlaş- masını imzalıyan heyet aza- Tarı döndüler Almanya ile aramızdaki kredi an- laşmasını imzalıyan heyet âzaları dün sabah Berlinden şehrimize gel- miş ve akşam Ankaraya gitmiştir, Âzadan B. Celâl dün Türkofise gele- rek müdür B. Cemal Ziya ile görüş- müştür. Heyet kredi anlaşması met- nini Ankaraya götürmüştür. Heyet relsi B. Numan Menemen- doğli tedavi ve lüzum görülürse ameliyat olmak üzere Berlinde kal, muştur, . .... gu ve makineye mazot sevketmek için oksijen tüpü açılınca oksijenin patlaması yüzünden geminin parça landığı iddin edilmiştir. Bu hususun tesbiti için müddelus mumi muavini B, Turgudun da işti- rakile dün bir ehlivukuf heyeti tara- fından tedkikler yapılmıştır. Tedkik- ler neticesi raporla müddelumumili- ğe bildirilecektir, İSTANBUL HAYATI DALGINLIK Yakın dostlarımdan B, (M...) ile gündüz bir mesele etrafında konuş- tuk, akşam üzeri işlerimizi bitirdik. ten sonra tekrar buluşup görüşmeğe karar verdik. Fazlaca dalgın olan dos- tum, ayrılırken: — Aman, dedi. Ben belki unutu- rum. Sonra sen bana telefon et de gö- rüşeceğimizi hatırlat. Akşam geç vakıt telefonu açtım. İdarehanede masası telefonun yanın- da olduğu için ekseriya telefon çalın- ca B. (M...) ile karşılaşılır. Bu defa da ben (Allo...) derken onun asabiyetle bağırması kulağımı çınlattı: — Mülga... Mülga... Ses onun amma, bağırarak tekrar. ladığı «Mülga» nedir acaba”... Sordum: — Ne mülgası bayım? Siz B. (M...) değil misiniz? Daha yüksek perdeden bağırdı: — Mülga efendim... Yani lâğvedil miş... Bunu da anlamazsanız lügata bakınız. Söz anlatmağa imkân yoktu, Tele- fonu kapadım, bekledim. Fakat, geç vakit telefonu tekrar açtığım zaman (Allo) demeye de vakit bulamadım. Gene bizim B. (M...) in bağırtısi or- talığı çınlatıyor: — Buradan gazeteleri alma, diye ben sana hergün söylemiyor mayım?, Gene bir gazete noksan, Dur, duuur... Not defterim de kaybolmuş. Şimdi önümde duruyordu. Ne oldu bura- dan?... İşte, senin yüzünden gene ya- pacağım İşi şaşırdım. S Şiddetli bir öksürükten sonra: — Alle... Santral, Daha bekliyecek miyim? Şey müdürlüğünü versen e bana,. Telefonu tekrar kapadım, mecbu- ren dostumun dairesine kadar gittim. Kapıdan girdiğim zaman gene onu telefon başında buldum. Ahizeyi ku- lağına yerleştirmiş, başını telefona u- zatmış fakat mütemadiyen karşısında duran hademeyi azarlıyor. Beni görün- ce telefonu kapadı, yana yakıla anlat- ta: — Fena halde canım sıkıldı azizin, Biraz evvel anlayışı kıt birisi telefonu Açtı; mülga kelimesini herife bir tür. Tü anlatamadım. Birdenbire sözü kesti, bir müddet düşündükten sonra başını salladı: — Fakat, ben o adâma mülga keli- mesini ne münasebetle anlattım aca- ba?... Ha... Şimdi hatırıma geldi. Mü- him birşey yazarken telefon açıldı, Zimizi unutursun diye telefon etmek istedim. Fakat santral bir türlü nu. marayı vermedi. Gene birdenbire sözü kesti ve, benim tehessiim ettiğimi görünce o da gül dü: — Yahu... Santral kalkalı yıl oldu da hâlâ ben santral arıyorum desen € Ne ise, dalgınlık işte... Şimdi de gene sana telefon ediyordum, kendin gel- din. Lütfen biraz bekle. Şu işimi biti- reyim de, hem öğle yemeğini beraber yeriz hem de uzun uzun konuşuruz. O kadar sinirlendim Ki, bir türlü çal şamıyorum. Dostumun âsabını büsbütün boz mamâk için, gecenin bu saatinde iğle yemeği davetine de peki dedim. Cemal Refik m — lâzımdır: İlk. gençliğinde feleğin sik m ar — Geçen gün hava çok güzeldi bay Amca. Neşemden evde duramadım, B —eitmek icin bir tramvaya at- aaa .. Kulak misafiri oldum: İkiside Bay Amcaya göre!.. : 7 .. Öbürü (Ecel köprüsü) diye Ka- kara görüşlü idi. Biri, imar edilen Emi-) raköy köprüsünü, (Ecel beşiği) diye .nönünden, (Çamur deryası, mezbele, vapurları gösteriyor... bun ... (Şehrin sefaletini güneş te gör- mek istemiyor...) diyerek Ilmandaki sise bile kulp takıyordu. Nihâyet (Biz bende de neşe namına bir tadı, eve döndüm!... . Keşke yanına

Bu sayıdan diğer sayfalar: