24 Ocak 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

24 Ocak 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Teni si Gap sek a aa oni Uzun müddet dayanması için ne yapmalıdır? Bir kadın ne kadar şık giyinmiş ol- $a, ayakkabıları eski veya biçimsizse derhal şıklığından eser kalmaz, Diğer taraflar elbise ne kadar sade olsa ayakkabılar temiz ve biçimli ise elbise şık görünür. Bu sözlerle her zaman yeni ayak- kabı giyilmesi lâzımgeldiğini söyle mek istemiyoruz. Büâkis, kundurala- rı muhafaza ederek, uzun müddet da- yandırarak giymek lâzım olduğu fik- rindeyiz. Ayakkabı alınırken sağlamı ve deri- sinin iyi cins olmasına dikkat etmeli- dir. Sonra kunduranın biçimi bozul- masın diye ayağın tam numarası alın- malıdır. Küçük ayakkabı ayağı sıkar, nasır yapar ve deri çok gerildiği için çabuk eskir, Büyük ayakkabı bilâkis derisi bol olduğu için buruşur, katlar nır, ve biçimi pek çabuk bozulur. Kunduraların uzun müddet yeni gibi kalması için, ayaktan çıktığı za- man kuru bezle tozu alındıktan son- Ta kalıba konmalıdır. Eğer kalıp yok- sa gazete kâğıdını yuvarlayıp içine doldurmak ayni tesri yapar. Yağmurlu havâda ıslanan, çamur- lanan ayakkabılarını öylece kuruma- ğa bırakmak hiç doğru değildir. Ku- Tuyan çamur zor çıkar, deride leke bi- rakabilir ve rütubetten kunduranın biçimi bozulur. Eve gelir gelmez kuru bir bezle çamurları silmeti, fırçalama- h, eğer çamur tamamile çıkmazsa ıslatılmış bir süngerle hafifçe silmeli- dir. Bundan sonra kalıbına geçirmeli, yahut içine gazete doldurmalıdır. Kundura tamamlile kuruduktan son- Ta cilâ sürerek parlatılmalıdır. Kunduraya göre siyah veya sarı boya kullanmaktansa düz beyaz cilâ en iyisidir. Yaş, rütubetli kunduraları ateş va- nına bırakmak,derinin ve köselenin kavrulup sertleşmesine sebep olduğu için, bundan çekinmelidir, Rugan kunduraların çamuru furça- lanmaz, hafif ıslatılmış bir süngerle silindikten sonra, bezle -kurulamalı, Beyaz cilâ sürdükten sonra yünlü bir bezle parlatmalı. Podösüet ayakkabı- lar ise tamamile kuruduktan sonra önce sert bir fırça ile, nihayet tel, ya- Dut lâstik fırça ile fırçalanır ve kendi- ne mahsus boyası sürülür, Eğer kirden parlak lekeleri varsa ince zımpara kâğıdı sürerek temizlemek mümkün- dür. Plise o kadar çok revaçtadır ki etek- | tedir. Yakası ve kolları beyaz pikeden lerden maada bluzlar ve kollar da pii- se olarak yapılmaktadır. Birkaç mo- del dercediyoruz: 1 — Lâcivert yünlü jerseden eibi- se: Bluzdan alınan pensler etek üze- rine devam ederek plise hissi vermek- Nasıl aksırmalı? Aksıracağını hisseden bir kinse ağ- zını mendili ile kapar ve mümkün ol- duğu kadar az ses çıkararak aksır- mağa gayret eder. Bu usulün sıhhat için muzır olduğu anlaşılmıştır. Aksi- rırken ses çıkarmamak için sarfolu- nan kuvvet burundaki mikropları bo- ğaza sevketmekte imiş, Bunun için hafif bir nezleden sonra bazi kimselerde kulak ağrısı, boğaz ağrısı gibi rahatsızlıklar başgösterir. Aksiracak olan insan, ağzını iyice açmalı, eliyle mendili burnuna götü- rerek rahatça aksırdıktan sonra, burun deliklerini omünavebe İle, yani birini kapıyarak diğerini açmak suretile sümkürmeli imiş, ( m ll pek, Tefrika No, 39 YAPRAK AŞISI BURHAN CAHID Bunda onun da sersemliği oldu- ğunu anlıyorum. İhtiyatsızlık etti. Kuşkulanacağımden şüphe etmedi. Sonra maksadını sezdiğimi anlayin- ca derhal ricat etti. İçinden geçeni başkasının sezmesi insanı sersemleti- yor galiba. Ne fena bir vaziyet yarabbi. " ” Arzüsüz ve isteksiz kalmak arzu ve isleğe erişememekten daha tehlikeli... Şimdi boşalmış, hayatle ilişiği kalma- mış bir insan oldüm. Beni dolduran ve tutan o idi. Bana hayattan alınacak şeyler olduğunu vadeden o idi, onun bir su damlası gibi varlığımdan akıp gitmesi biran için gözlerimi kâmaş- taran hayat arzusunu da sildi, götür. dü. Değirmenderenin 1ssız köşesinde yılların kahrını çekmiş kestaneler gi- bi ömrünün son fırtınaların; bekliyen kadın bir anda taze bahara erişti. Gözlerimi bulandıran ufuklar aydın. Jandı, kalbime çöken sisler dağıldı ve ben taze aşının kuvvetile şahlan- miş bir fidan gibi uyandım. Dudak- rafımı ufuksuz bir çiçek bahçesi gibi gördüm. İlk seyahat günlerim bir rü- ya gibi geçti. Hele Mentondeki hayatı yaşayıp yaşamadığımda tereddüd edi- yorum. Leman gölünün aydınlık gece- lerinde ârzın en mesud insanı oldu- ğunu zanneden kadın ben miydim. Mutlak saadet diye bağlandığım bu hayatın kahramanı benden başka bir insan mıydı? Bir an için açılıp kapanan fotoğraf objektifi gibi ömrümün bir parçası- nı zapteden bu mutlak saadet zaman- le silinecek bir hatıradan ibaretti, ... İnanmak güç. Aldanmak daha elim. Onu varlığımda mesud günlerimin hatırası olarak saklamak imkânı var mı? Kocasını elinde tutabilmek için onun gönül maceralarına gözlerini ka- pıyan kadınlara bir arkadaş daha mi karışacak. Bunu yapbilecek miyim. Aşk feragat ister, fedekârlik İster, kahramanlık ister. Fakat bütün bun- lar zaferinden emin olanlar içindir. biye ile süslenmiştir. 2 — Şarabi ipekliden elbise: Eteği biyedir. Bluzu plisedir. 3 — Siyah krep marokenden elbi- se, Eteği ve kolları plisedir, Incir tatlısı Mevsimin ucuz ve mugaddi tatlıla- rından birini tarif edeceğiz: İri, kurd- suz ve yumuşak olmak şartile yirmi tane incir seçmeli, Küçük bir kap içe- risine dizmeli, Üzerine yirmi tane çay şekeri ile üç bardak süt dökerek ha- fif ateşe koymalı, Yarım saat, kırk dakika kadar pişirmeli. Arzu edilirse ince kesilmiş mandalina kabuğu içi- ne atılabilir. Arasıra incirleri, dibine tutmaması için, kaşıkla karıştırmalı. İncirler sü- tü içerek kabarır ve hattâ kızarır bile, Süt, incir ve şekerin tesirile parçala- nir ve toplanır. İncirleri (şişip tencerede az sütlü şeker kalınca) bir tabağa çekmeli, üzerine tenceredeki sütü gezdirmeli i tın için devam etiireceğime emin de- ğilim, Harap olup gidiyorum. Aldığım bütün mukavemet tedbirleri beni mağlüp ediyor. Saçlarıma karışan be- yaz teller bir kurşun külçesi gibi ba- şımı ağırlaştırıyor. Aşka dair içimde kalan kuru ve katı bir süküt. Kalbi- min arzularına adalem cevap vermi. yor. Sinirlerim rabıtalarından ayrıl. mış yaylar gibi boşanmış, gerilmek kudreti bulamıyor. Üç ayhk aşk ve sefahat kırk dört yü sakladığım masum gençliğimi rüz- gârın önüne alılmış bir avuç pudra gibi dağıttı. ser Hâlâ karar verenilyorum. Gecem uykusuz geçti, Buhran geçirdiğimi hisseden Socur Lidya sabaha karşı yanıma geldi. Bu kadın bir melek. Bir ana gibi yanıma sokuldu. Şefkate, sevilmeye o kadar ihti. yacım var ki bir çocuk gibi ona sarıl. dım ve boşandım. Ne kadar ağladım, bilmiyorum. Okşıyan elleri idrakime can verdi- ği zaman vücudum bir mücadecieden kurtulmuş gibi yorgundu. Onun berrak, temiz sesl leziz bir mu- siki gibi devam ediyor: Sakin olunuz madam. Hiç bir endi- şe rıhhalinizi tehdid edemez. Hayatı- nizi seviniz ve kalbinizi fenalıklardan 4 — Yeşil ipekliden elbise; Eteği kloştur, Kolları uzun ve plisedir, Ke meri ve düğmeleri ayni renk kadife- dendir. 5 — Siyah ipekliden elbise: Eteğin- den gelen plise bluzunda drape olu- yor. Kolları uzun ve plisedir, Tirenin buruşmaması için İki kat tire ile dikiş dikerken ekseri- yetle iplik biribirine karışır, bükülür, Buna mani olmak için Ürenin İki ucu» nu birden düğümlememeli, ayrı ayrı düğüm yaparak dikmeğe başlamalı. İplik artik bükülüp buruşmaz. Göz yaşarmasına karşı Rüzgârlı havalarda gözleri yaşaran çok kimseler vardır. Bu rahatsızlık- tan kurtulmak için, gözleri her gece ve her sabah şu ilâçla silmelidir; 200 gram gülsuyu içine 20 gram gliserin karıştırarak kapalı şişede saklamalı, Bir pamuk üzerine birkaç damla akıt- çirilmiş ceviz serperek örtmeli, ve 80- guduktan sonra sofraya çıkarmalıdır, kat doludur. Oraya beşeri ibtirasları sokmayınız. Saadelin yalnız maddi aşkla bulunduğuna -İninmayınız. Al- Jahın dünyasında ruhunuza heyecan verecek daha başka sevgiler pek çok- tur madam. Metin olunuz. Hiç bir gö- nül macerası âdi ihtiras olmaktan kur» tulmamiıştır, Her aşkın içinde hayvani bir nokta vardır ve en derin sevgi bir ömrü doldurmayacak kadar kısırdır. Sesi bir ilâhinin hazin nağmeleri gibi, ve ben ellerim avuçlarında mabe- de iltica etmiş bir günahkâr gibi onu dinliyorum. Size bir macera anlatayım ma- dam, dinliyeceğiniz bu sergüzeşti bir efsane olarak saklayınız. Çünkü bu macera, sahibinin mukaddes bir sırrı- dır ve sizden bâşkaları için meçhul dür. Zalim tecessüs hisleri bu anımda bile harap vücudümü kamçıladı. Göz kapaklarım titredi, kirpiklerim ara- lıklarındah onun saf, pembe yüzünü gördüm. Açık mavi gözleri nemlen. miş. Kırık, kuru, zayıf bir sesle devam etti: ” — İsviçre dağlarından birinde, ye- şil bir yamaçta bir güzel köy vardı. Tabiatın bu yeşil köşesi orada yaşı. yanların cenneti idi. Arzın başka ta- raflarile ve başka insanları ile temas- ları yoktu, Bahçelerinin meyvalarını Moda haberleri Siyah elbiseleri pembe gari. türle süslemek modadır. * Çizgili kumaşlardan yapılan sade elbiseler çok beğeniliyor. A Teyörlerin etrafını ensiz gro- gren kurdele ile çevirmek moda- dır. X Şapkaları tutturmak için, bir zamanlar kullanılan şapka iğne- leri gene moda olmuştur. * Gece elbiseleri altına tafta- dan eteklik giyiltyor. * Şapkalar üzerine örtülen bü- yük vualetler omuzlara kadar in- mektedir. Ekseriyetle bunlar renk- lidir. # Tayör içerisine kolsuz ince kürkten yelekler çok giyiliyor. partisi 1 — Briç oynamak üzere misafir davet edildiği zaman kaç masa oynanılacağı hesab edilmeli ve ona göre masa, oyun kâğıdı hazırlanmahdır. Her masaya partiyi yazmak için briç def- va ve kalem konulmalıdır. davetlerde çay, pasta, biskül, koktazi, sandviç gibi şeylerin hangisini Briç Ankara, Melike Y.: taği gibi şeyler de İkram etmenize hiç bis mânl yoktur. 3 — Kaç paraya oynamlacağının ber masada ayrı ayrı tesbit edilmesine hiç bir mâni yoktur. 3 — Culberstonun ve daha pek çek briç kitabları vardır. Okuyup öğrenebilir- siniz. Fakat seyrederek ve oynayarak pra- tik yaparak daha faxla İstifade edersiniz. Krem anglez nasıl yapılır? Kurtuluş, Eleni Y.: Krem anglez deni- len ve bir çok pudinglere garnitür yapı- lan kremanın tertibi şudur: Yarım Hire sütü ateşte kabarlıp içe- risine bir kalem vanilya atiniz, ateşten indirerek üstünü örtünüz. Diğer bir kap içerisine beş yumurte- nın yalnız sarısını ve 150 gram İnce to3 şekeri koyarak telle vurup köpürtünüz. Koyu mayonez gibi bir hale gelince Üstü kapalı duran sütü alınız ve karıştıra karıştıra yumurtaların İçine yavaşça akı- tınız. Kısık gaz ocağı yahut hafif ateş üzerinde dalma karıştırarak (O(kaynat- madan) pişiriniz. Krema koyuluğunda olunca ateşten indirip tabağa boşaltınız. Yüz tuvaleti Bursa, Güzide Solmaz: 1 — Sorduğunuz sabunla yüzünüzü sabah ve gece yatar- ken yıkayabilirsiniz. Su hafif ik olmali- dir. Plati yirmi Iki buçuk kuruştur. 2 — Zeytinyağı ile makiyaj çıkarıp temizlenebilir. Fakat sizin yüzünüz yağlı olduğu için bir zaman tecrübe ediniz. Fayda görüp görmediğinizi kendiniz an- larsın! iz. 3 — Elizabet Arden kremi Avrupanındır. topraklarının mahsulü ile geçinirler- di. Köy o kadar sakindi ki musiki bile yalnız pazar günleri küçük kilisede dinlenirdi. Genç kızlar orada org ve armonik çalar, bir ağızdan ilâbiler okurlardı. İşte bu kızlar arasında biri vardı ki, köy gençleri paylaşamazlardı. Saf, te- miz bir kızdı. Ona gönül verenlerden hiç birini sevmedi. Haşari, fakat zeki ve sevimli bir amca çocuğu vardı. Kal- ni ona verdi, Anası, babası bu sev- giden korktular. Çünkü o genç aile. nin ve köyün en yaramaz. En çapkın genci olarak tanınmıştı. Kıza nasihat ettiler, yalvardılar, hattâ korkuttular. Hiç bir tesiri olmadı. Çilgin gibiydi. Sarhoş gibiydi. Bir gün elma bahçele- rinde meyva toplarken buluştular, Sık yapraklardan gök görünümüyer, kuş cmltısından büşka ses duyulmüyordu. İki sevgili elma bahçelerinin bu tenha köşesinde biribirlerinin olmak için söz verdiler, Ve sözlerini dudaklarile ve aşklarının bütün heyecanı ile takdis ettiler, Genç kız saadetinden çıldırma- dığına şaşıyordu. Aşkın kuvvetinden sarhoş gibiydi. Artık ne titizlenen alie büyükleri, ne kıskanç komşuları onları ayıramıya- caktı. Elma bahçeleri onların cenne. ti olmuştu. Sabahın nemini saklıyan çimenlerde kelebekler gibi koşuşuyor, akşamın gölgelerinde kuşlar gibi sevi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: