1 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

1 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Kont Ciano'nun Varşova seyahati İtalya Hariciye Nazırı ve B. Mussolini'nin damadı Kont Clano ile zevce- sinin Polonya seyahati Avrupa politikasının mühim bir hâdisesini ve hattâ yeni bir büyük siyasi hareketin banlangıcını teşkil etmiştir. Çünkü Varşova da yapılan temas ve görüşmeler Berlin « Roma mihveri yani Almanya - İtalya #ttifakı ile Şarki Avrupanın şimdi en mühim siyasi unsuru bulunan Polon- ya arasında ahenk tesisi için ilk defa yapılan bir teşebbüstür. Münih konferansında Sovyetler Birliğinin hariçte bırakılması üzerine münfail olan ve o zamandanberi Fransa ve İngiltere ile de arası soğuyan Polonya beş aydanberi Avrupada her türlü siyasi faaliyetten geri durmak. tadır, Yalnız son zamanlarda Karadeniz devletleri arasında bir pakt ve inisak akdi hakkında resmi teklif olmamakla beraber telkin ve işaret ma- hiyetinde bir harekette bulunduğu şayi olmuştu. Şarki Avrupa politikasında Sovyetler Birliği geri durduğundanberi Polonya faal bir rol oynamış ve Karpat Ukraynası namile Avrupanın yeni bir hükâmeti olan eski Rütenyanın Macaristana ilhakı hususunda hayli israr etmişti. Lâkin müttefiki Romanyayı birlikte hereket ettiremediğin- den daha İleri gitmemiş ve bu mesele yüzünden Almanya ile Lehistan ara- Sında çıkan sui tefehhüm, Hariciye Nazırı Miralay Beck'in B. Hitleri zi- yareti İle bertaraf olmuştur. Lâkin Almanya kendi politikasının siklet merkezi Orta ve Şarki Avru- pada İtalyanın rıza ve muvafakati ile yapacağı yeni hamle ve hareketler- de Lehistanın nasıl hareket edeceğini bilmediğinden Lehistana şüpheli nazarla bakmakta ve Lehistan da kendi siyasetine Almanyanın ne nazarla bakacağını bilmediğinden Garp komşusuna itimad edememekte idi. Bu arada Danzigde Lehistanın ahdi haklarına ve menfaatlerine karşı yapılan taşkınlıklar ve bunlara kışı civrdaki Lehistan şehirlerinde münev- ver gençliğin yaptığı şiddetli nümayişler komşuluk münasebatının havası» nı bulandırmakta idi. İtalya, müttefiki Almanya ile dostu Lehistan ara- sındaki ahenksizlikten müteessir olmakta idi, İtalya Hariciye Nazırı Almanya ile Lehistanın arasını bulmak ve Berlin - Roma mihverinin bem Akdenizde hem de Şarki Avrupada serbesçe işlemesini temin etmek için Varşovada çalışıyor. Mesele Lehistanı komü- nist enternasyonali aleyhindeki misaka sokmak değildir. Harici siyasette tam istiklâli muhafaza etmeği kendisine prensip sayan Lehistan böyle bir ahde giremez. Yulnız Almanya ve İtalya ile Lehistanın siyasi faaliyet ve hareketleri arasında ahenk vücüde getirmektir. Böyle bir neticenin husule gelip gelmediğine göre Kont Clano'nun Varşova seyahatinde muvaffak olup olmadığına hükmedilecektir. AKŞAM Sejan güzel bir at aldı. Bu ata bin- dikten birkaç gün sonra Mark - An- tuanın emrile boynu vuruldu. Sejanın atına Dolabella sahip çık- tı. Suriyeye gitti, orada katledildi. At Kassiyüse geçti. Kassiyüs atı” nm üstünde harp ederken kendi kı- heİle yaralanıp öldü. Ata Mark - Antuan sahip oldu. Bir Sejanın atı kaç zaman sonra Oktav ile harbe tü- tuşup yenildi. öldü. Nigidüs cesaret etti, atı satın aldı. bir nehirden geçerken cereyana ka- pıldı, hem kendi öldü, hem atı, Talihsiz bir adamdan bahsederken, birçok dillerde darbı mesel gibi: «Se- janın atına sahip» derler. Zenci çocuklarının rengi? Zenci çocukları ne renkte doğar- lar?.. Kapkara diyeceksiniz değil mi? Hayır. Uzun zaman Afrikada incelemeler yapan Alman doktorlarından biri di- yor kiz — Zenci çocuğu doğra doğmaz her Ringa Eğer ringa balığının yumurtladığı yumurtaların her birinden bir ringa balığı çıksaydı, denizler dolardı. Bir dişi ringa balığı ilk sene 2000 yumurta yumurtlar. Bunların yarısı disi, yarısı erkektir, Her dişi ük sene iki bin yumurtlayacağına göre, sene sonunda 2 milyon ringa balığı pey- Hâkim ve adliye memurları arasında yeni terfi ve tayinler Muhtelif hâkim ve Adliye memur. Jarı arasında yeniden bazı terfi ve tayinler yapılmış; liste dün Adilye Vekâleti tarafından İstanbul müd- delumumiliğine gönderilmiştir. Yeni listeye göre, İstanbul sulh Bükim- liğine müddelumumi muavinlerinden Nu- reddin, Konyr sulh hikimliğine İstanbul Azasından Ertuğrul Said, Ordu hukuk hâ- kimliğine İstanbul âzasından Nazif, İstan- bul sulh bükimliğine terfian sulh hâkimi Rahime, İstanbul icra hâkim muavinliği- ne sulh hâkimi Refik, İstanbul âzalığına terflan İstanbul âzasından Nuri, İstanbul sulh hâkimliğine terflan sulh hâkimlerin- den Nusret, Nazilli hukuk O hâkimliğin; Mazhar Yaşar, Üsküdar müddetumumi muavinliğine Orhangazi müddelumumisi Mahir, ağırceza âzalığına yerinde terflan Salim, İstanbul sorgu hâkimliğine ağırce- za âzasından Kâşif, Elâzık ceza hâkimliği- | ne terflan Suud, Bergama hukuk hükim- Viğine terftan sulh bâkimi İsmail tayin olunmuşlardar. Merdivenden düştü Eyüpte 36 ncı ilkmektepte okuyan on bir yaşında İsmali dün mektebin merdivenlerinden inerken muvazene- sini kaybederek düşmüş, muhtelif yer- lerinden tehlikeli surette yaralanmış- tır. Avrupalı çocuk rengindedir. İki üç gün sonra teni esmerleşmeğe başlar, yavaş yavaş eflâtunlaşır, On gün sonra açık kestane rengi olur, uzun zaman bu renkte kalır, üç dört ay sonra kararmağa başlar ve altı aya basınca kapkara olur. balığı da olur. Üçüncü senenin sonunda ilk dişi 2 milyar toruna sahiptir. On se ne sonra ringa balıklarının sayısı şöy- le yazılır: 2 ve 30 tane sıfır!.. Bu balıkların hacmi küremizin hacminden büyüktür. Bereket versin, 2 bin yumurtadan ancak Dir kaç yiz balık çıkıyor, bunların da bir çoğunu büyük balıklar yutuyor. Ecnebi mektepler muallimleri bugün toplanıyorlar Ecnebi mekteplerin muallimleri ya- rın saaf 15 de Sen Benuva mektebin- de toplanarak Maarif şürasında mü- zakere edilecek mevzular elrufında görüşeceklerdir. Gelecek haftada da ekalliyet mektepleri mualiimleri ayni mevzular etrafında görüşmek üzere toplanacaklardır, Yeni alınacak otobüsler Eelediyönin satın alacağı otobüs- ler için şimdiye kadar müracaat eden ecnebi firmaların miktarı otuzu bul- muştur. Sefartelerden ve Avrupadaki diğer firmalardan istenen malümat geldikten sonra otobüs şartnamesi hazırlanacaktır. e Amerikalıların çok eğendiği bir varyete numarası: “Edalı tarzda soyunma !...,, Amerikalıların strip tens» de dikleri şey Türk- çeye tercüme edi- Mrse «edalı tarz- dâ soyunma» mâ- nası çıkar; Ame- rika varyetelerin- de şimdi bu edalı soyunma, en mü. him numarayı teşkil etmekte ve bü- tün Amerlkalıları zıvanslarından çi- Karmaktadır. «Edalı tarzda soyunma» İster Nev- yorkun en kibar bir varyete tiyatro- sunda, isterse Bronks'un, Harleem'in ve Brooklin'in en karanılk ve kor- kunç kabarelerinde olsun, halk ta- rafından en ziyade alkışlanan ve en sabırsızlıkla beklenen (o Numaradır. İhtimal ki strip tease'in Amerikalı- lar tarafından yaratılması ve Ameri- kalı olması, onun bukadar taam- müm etmesine sebeb olmuştur. Hat- tâ bu edalı soyunmayı Amerikalılar o kadar benimsiyorlar ki yabancı ar- tistlerin o numarayı yepmasına bile müsaade etmiyorlar. Sahnede mut- laka bir Amerikalı artist görmek is- tiyorlar. Bu artistlerin en meşhur- ları Gvendolin Parker ve Kliniç | Rey'dir. Nevyorkun varyete sahnelerinde bu strip tease'i seyretmiş olan bir Amerikalı gazeteci diyor ki: «Ameri- kalı seyirciler bekumundan bu var- yete numarasının omüvaffakıyetini uzun uzadıya izaha hacet yoktur. Sahnede soyunan böyle bir strip - lady perde kapandığı anda üzerinde kalan iç çamaşırları her hangi bir rövü kızının. sahne kıyafetinden da- ha az değildir. Fakat iş bu vücudde kalan çamaşırda değildir. Kızın 80- Teşviki sanayi kanunu değişmeli mi? Gümrük tarifelerinin tedkik edildiği bir «hangi sanayii himaye etmeliyiz?» j yunuşunu seyrederken hâsıl olan meraktadır. Bu edalı soyunma, büsbütün baş- ka bir soyunmadır. Meselâ Nevyörk- ta bir varyetede evvelâ bir çamaşırcı kadın sahneye çıkıyor ve soyunma. ğa başlıyor. Çamaşırcı kadının &80- yunması güzel bir yıldızın soyunma. anın Karikatürü olduğu için çok hoşe gidiyor ve şiddetle alkışlanıyor. Herkes keyfinden bağırıyor, çağın- yor. Fakat asıl güzel yıldız edalı tarzda soyunmak üzere sahneye çık- tığı zaman bütün tiyatroyu derin bir sükünet kaplıyor. Projektörün türlü türlü renkleri arasında güzel kadın bütün nazarları kendisine cel- bediyor. Her bir strip yıldızının kendisine mahsus edalı soyunma usulü vardır, Meselâ her akşam cennet revüsünde sahneye çıkan Gvendolin Parker, teshir edici hareketlerile seyircileri çok cezbetmektedir. Seyirciler onu bir cazibe senfoni- sinin canlı timsali gibi seyretmekte- dirler. Kadın sahnede bir taraftan öbür tarafa döndüğü zaman sanki uçacakmış gibi oluyor. Sahneye çık- tığı zaman kopan alkış tufanı fut- bol maçında bir gol atıldığı zaman yapılan alkışları gölgede bırakıyor. Kadın bir mukağddeme hareketi yap- tıktan sonra dans adımlarile sahne- nin ortasına İlerliyor. Sahnenin Üs- Amerikada «Edalı tarzda soyunma» denilen bir varyete numarası büyük rağbet görmektedir. Bu numara en yük- sek varyete tiyatrolarından kabarelere kadar her taraf- ta yapılmaktadır. Edalı tarzda soyunma güzel bir kadı- nın üzerindeki elbiseyi çıkararak yalnız iç çamaşırlarile kalmasından ibarettir. Bu numara Londrada gösterilmiş fakat çok soğuk karşılanmıştır. tünden koyu ma vi kadife renkte perdeler — iniyor. Perdelerin ortasın- da bir boşluk hasıl oluyor. Gvendolin tam bu boş kadi- fe çerçivenin içine giriyor. Ondan son ra gece elbisesinin omuzlarındaki ,düğmeleri çözmeğe başlıyor. Bu esnada kadın edalı hareketler yapıyor, şarkı söylüyor, dans adım- larile ileriye ve geriye gidiyor. Niha- yet Grendolin üzerinde en elzem olan çamaşırlarile kalıyor, dans ha alkışlarla, takdir nidalarile sarsılıyor. kendisini Şanghay'da serseriler mey« hanesinde zannediyor. Bundan bir kaç hafta evvel strip tease, Avrupada da gösterilmek iş tendi. Londrada büyük reklâmlar yapıldı, bir Arerikalı strip - lady, Nevyorkta olduğu gibi, sahneye çi karak edalı tavırlarla soyundu. Fa- kat seyirciler bu numarayı pek soğuk Karun ve Krezüs Tarih ve efsanede zenginliklerile meşhur olan bu iki isim aynı şahsa mı aiddir? Krezüs'ün yakılışi- ni temsil eden bir vazo resmi şark telâffuzlle ayrı ayrı isimler mi veriliyor» ör. Karun İsrali efsanelerine nazaran fevkalâ- de zengin, fakat hasis olan Karun, Musa Peygamber zamanında yaşamış, bir rivayete göre de ona düşmanlık et- miştir. Evvelâ fakirmiş, peygamber sayesinde kimya öğrenerek külliyetli para sahibi olmuş. Musa tarafından teklif edilen onda biri (üşrü) vermek istemediğinden peygamberin beddua- sile malı ve serveti yerin dibine bat- mışlır. Tevratta ismi «Kores diye ge- çer. ** Krezüs Milâddan 548 sene evvel vefat eden Krezüs (Cresus) Manisa taraflarında. ki Lidya devletinin sonuncu hüküm. darıdır. Alyatte'nin oğlu idi ve onun yerine tahta geçmişti, İlk zamanlar birçok muzafferiyetler kazandı, mem- b Jeketini Kızılırmağa kadar genişletti, Gayet zenginleşen Krezüs kendini en mesud adam sayardı. Meşhur rivayet bunun üzerinedir:

Bu sayıdan diğer sayfalar: