28 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

28 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Erkek elbiseleri Uzun müddet yeni gibi kal- ması için dikkat edilecek noktalar İdareli bir ev kadını için kocasının sokakta giydiği elbiseleri ucun müd- det yeni halde muhafaza edebilmek, en büyük hünerdir. Eve gelir gelmez kocasının sokakta giydiği elbiseleri çıkarma-ına itina et- mel Mütemadiyen giyilen elbise- nin biçimi bozulur, rengi solar, buna mâni olmak için elbiseyi çıkartmak #kâfi değildir, bunları fırçalamak, askı- larına geçirmek ve dolaba yerine as. mak lâzımdır. Üstten çıkarılan ve son- ra fırçalanıp dolaba asılmak üzere san- dalya üzerine alılan elbiseler buruşur, ütülenmeğe ihtiyaç gösterir. Sık sık ütülenen kumaş ise, çabuk havı düşe- rek, eskir. Giymekten parlıyan kumaşı yeni ha- Yine koymak için elbiseyi ütü masası üzerine yaymalı. Bir leğen içerisine bir bardek suya bir kaşık amonyak karış- tırmalı, bir fırçayı bu suya batırarak kumaşı yukarıdan aşağıya fırçalamal, $onra altını çevirerek bir tülbend koy- malı ve altından ütülemeli, çıkan bu- har parlaklığını giderir. (Siyah ku- maşlar için amonyak yerine sirke kul- Janılmalıdır.) Elbise yakalarını temizlemek elzem- dir. Bir tas içerisine üç çorba kaşığı Su ve bir çorba kaşığı amonyak karış. tarmalı, Ceketi masa üzerine yaymalı, bu suya batırılmış bir bezle güzelce silmeli, Hasıl olan köpüğü bir tahta kaşıkla almadı, yaka temiz oluncaya kadar bunu tekrarlamalı, Ilık ve te. miz suya batırılmış başka bir bezle sil- dikten sonra kuru bezle kurulamalı, nihayet yaş bez koyaruk ütülemelidir. | 'Kırli Kiravatları benzin içinde yıka- malı kuruması için asmalıdır. Kokusu | Çıkınca altına yaş bez koyarak ütüle- melidir. Diğer dikkat edilecek bir nok- ta kirlenmiş ve lekelenmiş bir elbiseyi | dolaba temizlenmeden asmamaktır. Henüz lekelenmiş bir elbisenin lek: eskimiş bir lekeden daha çok kolay te- mizlenir, Yağmura tutulunca ıslanan elbisele- rin üzerindeki fazla suyu havlularla si- lerek almalı ve tamamile kuruması için elbiseyi tahta askılara geçirerek sobadan uzak bir yere asmaldır. İ Elbisede hafif rütubet eseri kalınca mek lâzımdır. Pek basit olan bu bir na edilirse bir elbisenin ömrü iki uzar, ö AKŞAM "ın tefrikası AŞKIN KURBANI — Büyük macera romanı — "'Tendu, gözyaşlarına rağmen, bu sözleri gayet azimkâr bir sesle söy- Yüyordu. Perihan bu inadı gayet güçlükle kıracağım hissederek ürktü, Sonra, tereddüdle şu cevabı verdi: — Senin Ratiple evlenmen için ba. bamın ortaya sürdüğü mâni o kadar esaslı ki, buna halan bile itiraz ede- medi. Ben ne diyebilirim? — Evet amma, Ratip diyor ki: «Böy- Je seksen senelik hikâyeler mevzuu bahis bile olamaz... Hem bu şahsi bir düşmanlık değil ki... Politika kavgala- n... Dedelerimizin anlaşmamalarınmn acısını biz mi çekeceğiz?... Her ne hal. 3e... Biz karar verdik... Bekliyeceğiz... Ne olursa olsun evleneceğiz. — Orasını bilmem... Fakat baba. »ın kararı katidir, Tenducuğum! — Bu kadar inad doğru mu sanki? Perihan, hemşiresinin yüzüne bak- mağa cesaret etmeden; — Seçtiği delikanlı pek iyi bir genç... Seni mesud edeceğine ben de kaniim... “Tendu, dehşetle iki adım geriledi. — Demek sahi?... O adamın söyle» Kadıköylü bir kariimizden aldığımız | mektupta yakında evleneceğinden | bahsedilerek son moda gelin başları- nın modelleri istenmektedir. Son zamanlarda gelin başları çeh- | reye saçların tararuş tarzına göre ya- | pılmaktadır. Çiçek olarak limon çiçe. | ği, zanbak müge çok Resimde görülen modeller sade ve za- Madeni eşyayı parlatmalı? Evdeki her hangi bir mâdeni eşyayı parlatmak için dışardan hazır kutu ile satılan toz veya suları almak icap etmez, Evde yapılacak bir bezle made. Dİ eşya pırıl piril parlıyabilir; Tüylü bir pamuklu bez almalı. (Toz salmak için satılan sâr: bezler gayet iyi bu vazifeyi görür.) Dört bardak su içerisine 200 gram tuz atarak eritme. li. Bu tuzlu su içine bezi batırmalı, sıkmadan âsıp kurutmalı, | Bir leğen içerisinde sabunlu su yap- malı. Ayni bezi (kuruduktan sonra) bu sabunlu suya batırıp sıkmadan asma- h. Kuruyunca kullanılabilir. Bu bezle | silinen madeni eşya gayet iyi parlar. İ nasıl , Gözlerin sıhhati | İlkbaharda caddelerde çoğalan toz | toprak gözleri rahatsız eder, Göz ka- paklarının kızarmaması için her gece yatarken hafif ilik gül suyu ile birer 'Tefrika No. 52 Nakleden: (Vâ-Nü) dikleri doğru!... Sen de onun tarafi sısın, öyle — Dur, güzelim... Sinirlenme... Fah- | ri bey sana olan aşkından bana öyle | coşkunlukia bahsetti ki, seni mesvd edeceğine kani oldum. Hakkında tah- kikatta bulunup iyi bir adam olduğu- nu öğrendim. Bunun üzerine bu işin | olmasına razı geldim. — Fakat abla! Ben Ratibi rum, Kizin kalbi şiddetle çarpıyor; gözle- rinden iri iri yaşlar akıyordu. — Sen Ratibi seviyorsun; onun ta- rafından da sevildiğini saniyorsun... — Evet... - Sevmek, sevişmek... Gayet iyi bir şey... Bir insan on altı yaşında iken böyle şeyleri ebedi sanır... Halbuki, 'Tenducuğum, bilsen... Sonra daha sert ve şiddetli bir sesle ilâve etti: seviyo- İ etmeli. Uzunluğuna ortadan yarmalı. | aim mmnanu namına amına — Ratiple evlenmek!... Düşünmüyor musun ki babanın ihtiyar yaşında ona karşi gelmen sana hiç bir zaman oğur getirmiyecektir... riftir: 1 — Lâme elbise ile başa ayni lâme. den'yapılmış taç tarzında başlık. 2 — Yandan ayrılan saçlar arasi- na konulan zambaklar duvağı tutmak- tadır. 3 — Ortadan ayrılan ve arkadan te- toplanan saçlar üzerine beyaz er ve duvak konmuştur. Kolay reçel Portakal reçeli yaparken kabukları | nı rendeleyip portakalları bir iki gün suda bırakmak icap eder. Halbuki ta Tif edeceğimiz reçel hemen pişirilebilir. alın kabuklu, sulu, ve iri a por- ası şarttır. Portakalları alıp | keskin bir çakı ile üzerindeki (porta- kali renkteki) ince kabuğu kesip tıraş İki parmak eninde dört köşe parçala rTa taksim etmeli, Üç portakala bir kilo| şeker hesap ederek şeker şerbeti kes- | tirmeli, içerisine taksim edilen porta- kalları atarak kıvamına gelinceye ka- dar kaynatmalıdır. dakika gözleri banyo etmelidir. Göz rüzgürdan, tozdan kanlanmış | İse, kanın çabuk dağılması için göz- | lere birer damla limon sıkmalı. Bunun yanmasına tahammül etmek güç ge- liyorsa kaynamış ve ılıklanmış su içe- | risine bir-iki damla limon sıkarak bu | $u ile gözleri banyo etmelidir. İ — Bence öyle olmaz... Biribrimizi 5€- viyoruz... Bunda ne fenalık var?... Ba- na annelik yapan halam da pekâlâ Ra- tibi beğeniyordu Sen de seviyordun... — Ben mi? — Öyle ya... Kardeşçe bir muhab- betle ona baktığını kaç kere farket- tim... Her ziyaretinde sevinirdin... Gezmeğe çıktığımız zaman daima be- raber gelmek isterdin... Perihanın rengi uçtu. — Pekâlâ... Madem ki sana yardım | etmemi istiyorsun, işte, senin yanında | babamızla konuşacağım. Zaten oda geliyor. O sırada Kadri Memduh paşa, eşik- te belirdi. Perihancığım! Ben de seninle ko. nuşmağa geliyorum. Tendu da bura- da... Daha iyi... Zaten onun hakkında görüşecektim. — Hemşirem size rica etmemi isti. yor... Bu izdivaca taraftar değil... Ben de onun namına yalvarıyorum. Kadri Memduh paşa, derhal vaziyeti anladı: Perihan istemiyerek, hemşiresinin taraflısı görünmeğe mecburdu. Sahte bir öfkeyle büyük kızına çıkış- tı; — Sana da ne oldu, Perihan? Benim kararımın nasıl aleyhinde bulunmak istiyorsun? Senin böyle mantıksız ye- Te asilik edeceğini tasavvur edemez. İ eller yumuşak ve beyaz olur, ! badem (toz halinde). Bunlar karıştık- 4 — Ortadan ayrılan ve ensede buk- le olarak düşen saçlar için bukleler arasına müge çiçekleri iliştirilmiştir. 5 Limon çiçeğinden taç, ondüle saçlar üzerine yerleştirilmiştir. Duvak arka çiçeklerden sarkmaktadır. 6 — Açık sarı ve bukleli saçlılar için elbisenin kumaşından yapılan başlık duvağı tutmaktadır. Yağlı boya üzerindeki lekeler | nasıl çıkartılır? ! Beyaz yağlı boya kapıların üzeri; deki parmak izlerini temizlemek iç ut sabunlu su kul k ber ş ır. Bir patatesi ortadan keserek lekelerin üzerine sür- | or temiz bir bezle silmeli, Le. keler men çıkar boyalara katiy- | yen bir şey olmaz. Ellerin yumuşak ve beyaz olması için Esmerleşen ve sertleşen ellere şu po- mat sabah akşam sürülür ve bir çey- rek saat durduktan sonra yıkanırsa 25 gram tulk pudrasi, 100 gram bal, 50 gram dövülmüş ve elenmiş keten tohumu, 20 gram gliserin 10 gram iç tan sonra güzel kapanan bir Kap içe- risinde muhafaza edilmelidir. dim. 'Tendu söze katıldı: — Affedersiniz babacığım amma, bu verdiğiniz karar beni... — Nişanlınla iyice tanış, ondan sen- Ta fikrini söylersin. — Nişanlımla mı? -- Evet... Fahri beyle... Bugünden itibaren bence Pahri bey senin nişan- Tındır. »- Tanışmama hacet yok, baba... Bu izdivac asla olmıyacaktır... — Neden? — Çünkü ben onu sevmiyorum... Ve Ralibi asla unutamam... Onun batı- rasına sadık kalacağım. Paşanın sesi öfkeyle titriyerek: — Bana karşı gelerek mi onunla ev- | Jeneceksin? — Evet... Rüştümü bekliyeceğim... — Demek beni saymıyorsun?... Ba- na karşı geliyorsun? — Çok muztaribim... Fakat bunu yapmağa mecbur olacağım... Size kar- $ı hürmetim ve muhabbetim sonsuz ve ebedidir... Lâkin itaatsızlığa beni mecbur ediyorsunuz. — Bunlar mânasız boş lâflardır. Fahri beyle evlenmene hazırlanmanı kati olarak emrediyorum. Or beş gün sonra nikâhıniz kıyılacak! Birşey söylemek, hemşiresini müda- faa etmek mecburiyetinde kaldığını hisseden ihan: | örtünüzü Moda haberleri * Plise eteklerie giyilen açık renk bluzlar üzerine eteğin kuma şından kısa bolero giymek moda- dır. X Fazla bol olan kloş eteklerin aşağısına iç taraftan plise dantel volanlar konuluyor. Oturunca ete- ğin içinden bu danteller görün- mektedir. X Koyu renk elbiseler üzerine açık renk, yahut emprime kumaş- tan yelek giymek modadır. * Pek çok elbiselere plise yerine ayni renk saçak konuluyor. X Gri renk elbise yazın çok gi- yilecektir. X Koyu renk elbiseler beyaz ör- gandi veya dantel yakalarla süs- lenmektedir. * Saçlar enseye inmiştir. Tepe- ye toplanan saçların modası geç- miştir. 4 | ŞKULLERE CEVAP l Sofra takımları Taksim, Aysel; 1 — Sofra çatal bıçak takımlarında çorba kaşığı, bıçak, balık için çatal bıçak, tatlı yemek için ki aşık, meyva için çatal biçak- ekkeptir. Bunlara yemek almak için büyük ka- gık, çatal, et, tavuk kesmek için büyük bıçak ve vorba almak için kepçe ilâve ölunmahdır, 2 — Bardak takımları; Su bardağı, Bordo şarabı kâdehi, Madere şirabı ka- dehi, şampanya kadebi, likör kadehi sw sürahisi, şarap sürahisi, likör sürah rinden mürekkeptir. Bu takımlar en kristalden olduğu gibi ucuz renkli dan #arif şekilde de olabilir, 3 — Renkli solrr örtüleri ve tabak takımları m dır. Hiç 1! ve takımlarınız kul sini İnce uzun biskümer Yum » akını sarısından ayırınız. arısı İçine şekerle vanilyayı ilâve ederek tahta kaşıkla çırpınız. Bir çeyrek saat yurduktan sonra, bep ayni şekilde di rek azar azar patates nihayet telle vurulup rületilmiş yumurta ak- Jarını katınız. Hafifçe karıştırdıktan 80 ra tepsiye, beyuz kâğd yayınız üzerine bu hamuru torba koyarak usun vw bisküiler şeklinde çıkarınız, (Bu torba hazır satıh, Ucu madenidir. Hamur içine konur sıkılınca maden wç- tan hamur çıkar) Eğer bu torbanız yoksa kaşığı ile bu hamurdan alıp kâğd Üzerine uzun şekilde (yukandan aşağıya doğru) akıtımz. Bir kaşıktan bir biskül yapılır, Üzerlerine ince toz şeker serpe- rek hafif fırında pişiriniz. Bisküilerin pişmesi için on dakika kâfidir. Ama siz de çok kısa zamanda bu işi bitirmek istiyorsunuz biraz müh- leti uzatın, Tendunun bu fikre ahş- masına vakıt bırakın... Genç kız ablasının sözünü keserek: — Hayır, hacet yok! Ne kadar mühlet verilirse verilsin imkânı yok ben Pahri beyle evlenmem! Paşa öfke ile bağırdı: -- Evleneceksin! Bana itaat etme- ge mecbursun. İşte yarından tezi yok, nikâh muamelesine başlatacağım. Kapıyı vurup çıktı, Tendunun beti- benzi uçmuş, put gibi yerinde durü- yordu. Sonra ağlıyarak ablasının kol. ları arasına atıldı: — Çok bedbahtım... Allahını sen im. dadıma yetiş! Çocuğun bu iztırabı Perihanı üz- mekle beraber kıskançlığını da arttırı- yordu. Tendu Ratibi bu derece seviyor- sa onları biribirinden ayırmak kolay olmıyacaktı. Sahte vaidler, . aldatıcı ümidlerle hemşiresini etselli etmeğe çalıştı: — Üzülme Tenducugum... Babamıza yalvarırım... Bu kadar acele etmeme- sini temin ederim, Ne kadar gün ka- zansan o da kârdır. — Gün kazanmaktan ne çıkar abiş! Her ıztıraba, her işkenceye göğüs ge- receğim. Fakat Ratipten başkasile ev. lenmem! (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: