28 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

28 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahile 8 —. Kırk yıl evvelkiler Piyasadaki Udiler O zamanm”'en dillerde, en har- Ki K €ı âlem udisi meş- N hur Afet. Ekseri- yetle o hemşehri- lerile beraber, ke- mani Tatyosun, Aganın, Kirkorun takımlarındaydı. Konaklarda ud öğrenecek tazele- re baş ustalardan biri de o; Udu elin- de oyuncak, miz- rabı cambaz, Zum- #5 bırtıları tutturdu mu, parmakla. rımdaki kartal tü yünü © göremez- sin, Sazına bu ka- dür hâkimine şim- diye kadar ne ras- tadım, ne de bün- dan sonra raslıya- bilirim Çâlışında âdetâ (Ne. sihirdir, ne keramet, el çabuk- Yuğu marifet) var- dı. Hele biraz poh- pohladın mı, dâ- ha aşka gelir, udu kapıp, kendi tabi- rile (enksede) ya ni ensesinde, Sır tında, bacakları- Bin arasında çalardı. Gel gelelim taksimlerinde tesirlilik, muhriklik arama, Sanki sürat şampi- yonu bir daktilo, yazı makinesinin önü- ne oturmuş, dünya rekoru kırmağa uğraşıyor Şarkıyı tutturunca bütün telleri alt ederek ara nağmelere taklak kıldırır, türkülere ve keriz havalar girişince daha azıtır, çatırçuturla' cazda tahtaya vurulan değneklerin şunu andırırdı. karakaş, kara viran ağız, orta boy ve kavruk idi, Dinince din , İyi kalbli, lük stesnalığı da göz, kemer bu- Tun ağızdı. için bir iki kadehe bile yu- | n varışlığı... Gayet çeneçallardandı. Akrabalar- dan birine meşke geldiği için yakın- dan bilirim mün aleyküms der- demez, gıra başlar. Leke sabunu, ma- den i, tabak çanak zamkı satan- lar yanında haltetmiş... Neler de neler anlatmazdı, Bilhas- sa gençlik demlerine dair ne öv meler: Delikanlılığında kadınlardan | dad bir feryad iki çekişi; pe şanlara metelik vermeyişi J diyerek hepsini zarizari inletişi Sen misin kafa tutan?... Geçen ya zilarımızın birinde âraya sokt veçhile, kantocu Peruza abi vermiş ve alev bacayı sarmış. (Pal uz endam) in en sevdiği kantosuna na- gireler güftelemiş, bestelemiş; Mıstık diye bağırırken fıstık gibi Bunları söyliye sö; diği seneler, ellisini gene iç çekip ateş duruyor) diye kal derhal de: (Kapatalım © yap şimdi bunlara karışmışız!) diye cebir n kabine bir fotoğraf rrdi Yan yana iki sandalyada kendisi ve madaması; arkalarında da bacak ka- dardan selvi boyluya kadar ben de- yim beş altı, siz deyiniz yedi sekiz ev- âid 35 y çıka | Udi Selimdeki mızrap gayet pes pefdeden, son'derecede ağır ezgi, fıs- tiki makam; kabinde yaleller başlı- yacakmış gibi, Arap tarzı Her halde İstanbullulardan d. Suriye ıdsa Kâffe dinlerken: «Kemen Ti savuran savurâna... | sir çarşısının Udi Afet ensede ud çalıyor Mezkür avyad, Memduhün takımın- da; Memduhun alay alay müşterile- rine bunlar da katık. Küçük yengemizin bir biraderi var- dı ki, Maliyede memürken vefat eden Ekrem beydir. Merhum şabemredli- ğinde, Ha; tüccarlarından ve M- nı kalantorlarından Ha- mındaki büyük babasından yeli estiği sıralar, önceleri cimnasliğe merak sarıp, Cambazbaşı Ri beye çömez- liketamiş, dişlerile-gülteleri kaldırma, er koparma, göğsün: rdırma, kılıç kal kan oynama gibi numaralarda bera- fotoğraflar çektir ardından sikiye heves eylemi İşbu udi Selimden meşk alma, no- ta öğrenme, falan fıstık derken, az va- kitte öyle bir terakki ki değme sazen- | deler onun yanında elhap Bir ını misafir Baş sedirlere oturttuktan sonra udu | eline verdi. Taksim başladı. Bir taraf- tan hoca mızrapla gezintide, bir ta- raftan da şakirdi dil dökmede: Bak bak bak, Hüzzamdan Acem- aşirana geçti üstad! Allah Allah, Ferahnakten M üstenra atlayışındaki tatlılığa ne buyurul! .. Yaşsa ku- zum, Mahurla Hüsey ni arasında do- Rica ederim, Yegâhla nasıl ayırd ettiğinin farkında- sınız ya! Ve birden yerinden ne atılma; şapır şupur öpüş: Bu Beyati arabanda karar kir şına pes hocacığım! Odada, yi dışında do, re, mi, fayi biraz çakanlar, alâküllühal ud da tın- a da bu radde vukuf er?... belbel bakan bar fırlayıp iki eli- Bahsttiğim 42, 43 yıllık lâftır Jdi Selim, hayal mayal gözümün önüne gelişine göre, saz benizli, dar ğ iimsiz, iğreti giymiş gibi elbisesi bol ve buruşuk, kelâmsız ve sohbetsiz, pisirik bir adamdı Üç dört sene evvel bir iki arkadaş Beyoğlundaki (Mülenruj) da - şimdi- ki Halk operetinin yerinde »- oturu- ruz. Sahnede kadınlı, erkekli, 15, 20 kişilik saz heyeti, Vd veya cümbi da matruş, a bir genç iri tıs; mübarek 'dlanların arasın yüzlü, pehlivanâsâ taksime girişti. Ortalık döktürüyor, Biribiri «Bu kim?>; mü d (Her haide hr İ değil mi imiş? Civanlıği- na ağzım açik kalıvermişti. Nazar değ- getirdi. , | Mesleğinde kalburun Üstündekilerden İ olsa gerektir. mesin, maşallah diyelim, kaçın kura- 8 olduğunu bilenlerdeniz. Şu kadar- cığı fıslayivereceğim: Bizler marnel elbise, kısa pantalon giyerken, hazret Memduhun takımın da, boru gibi fesi kaşına eğik, Tanr- dan sürmeli sürmeli gözlü, kara br yıklı, esmer yakışıklısı, anaç bir er- kekti, Mesire sazlarındaki kafeslerin arka” sından paralanan paralanana; kaşla- rının, gözlerinin güzelliğine bayılan bayilana; (Beyazın adı var, esmerin İad var) mesöline iman getiren geti- rene Veznetilerde Boşnak perükârların bitişiğinde senelerce ud imal eden, ye- ni şârkilsrim notalarını bastırıp Sa- tan Şamli Selimin dükkânı hmca- hınçtı. Mısırlının fotoğraflı bulunan notaları kapışanlar hadsiz hesapsız... Şimdi Klark Gebi, Garri Küpâr; Ro- ber Taylor ve emsalleri ne derece TAğ- betie ise o zaman da mumaileyh ayni ayarda;,, Sanatına gelince, Allah için nâdir- Jerdendir. Adı üstünde, aslen Misirli; musikimize en has, en yerli nağmeler- de burada doğma büyüme, aramızda yetişme erbaplar. geçmişlerdendir. Udiler meyanında bir de Arşak var- dı ki son hayli maruflardan ol- du, Kendislle tanışmışlığım, konu- muşluğum yok, yalnız göz âşinalığım var, O da adı yakışıkliya çıkmışlar- dandı, Bize gelir giderlerden ve modistra- lık denlerden Pangaltılı bir madam Aranik vardı. Kapalıçarşıda bir vak» * tin meşhur ferace terzisi Anastaşın kalfallığından r Altmışına ren dayamış olan dudunun ağ- boyuna Arşağın lâfı, Evinin bir odasında pansiyonmuş; aklı başında, başı önünde, kuzu gibi bir delikanlıymış amma, temizliğe son kerte meraklı olduğundan arada Yatak çarşafmda tek tahta kurusu kanı görse, çarşafı cayır cayır yırtıp İ şağı atar, yorganından | yorganı mangalda yaka» | ye gelir, frenk gömleğinde nokta kadar leke görse parçâlayıp parçalayıp başa fırlatırmış... Aranik hanım hiç şikâyetçi olmıya- | rak, ağzı kulaklarında: Cail geriçtir, biç tınmam, Can- cağızı sağolsun! ... - diyerek kırklık kiracısına çenesinin titrediğini belli eder, herkesi de bıyık altından güldü- rürdü Doğrusu lâzımsa, -Arşak efendinin udu, mızrabı hakkında fazla bilgim yok. Pek kuru kuruya şöhret olmaz. Sermed Muhtar Alus (1) Arapça udi mânasına, Kendini müdafaa için ateş et-| tiği anlaşıldı, suçlu beraet etti İzmir (Akşam) — Menemen civarın. da bir bağ kulesinde Kulalı Aliyi ta- banca kurşunlle öldüren 72 yaşında Hasan Güvenin İzmir ağırceza mah- kemesinde cereyan etmekte olan mu. hakemesi sona ermiş, ihtiyarın, gecele- yin ustura ile vukubulan taarruzu defetmek maksadile nefsini müdafaa için tabancasini ateş ettiği ve Aliyi öl- düdüğü sabit olmuş, beraetine karar verilmiştir. İzmirde dolu İzmir 26 (Akşam) — Geceleyin sa- at üç raddelerinde İzmir ve civarına, Kemalpaşa havalisine fındıktan daha büyük nisbette dolu düşmüştür. Do. Tunun yağışı beş dakikadan fâzla sür- müş, birçok evlerin, resmi binaların camlarını kırmış, bahçelerdeki sebze- lere, meyva fidanlarmna mühim Z7a- rarlar yapmıştır. Dolu düşdükten sonra seylâp bu- sule gelmiş, şehrin bazı semtleri su âl- tında kalmış, belediye temizlik amele. si kamyonlarla su basarı miritakaları. na gönderilerek temizlik yapılmıştır. Parklar, mühim zararlar görmüştür. 28 Mart Mart 9. Maarit Vekâleti, mesleki ” tedrisat işlerine büyük ehemmiyet vermekte. dir, 1934 yılında Mili Müdafaâ, Zi- raat, İktisad, Maarif Vekâletleri ve genel kurmay başkanlığınca seçilen | mütehassıslardan mürekkeb bir kö- misyon memleketin mesleki tedrisat ihtiyaçlarını tedkik ederek bir râpof tanzim etmişti Maarif Vekâleti bu rapora göre geniş bir mesleki tedrisat plânı ha tırlamış, Başvekâlele vermiştir. Bütçenin verdiği imkânlar dah linde tatbikine geçilen Cümhuriyetin memlekete kazandıra- cağı müçsseseler şunlardır Elektrik, makine, kimya, maden, şimendifer, mensucat, hülâsa sana yilin her şubesinde muhtaç olduğu- muz yüksek mühendisleri: yetiştiren | bir politeknik. Her sanat şubesinin feknisyenleri- ni yetiştiren bir teknikum. Memleketin büyük merkezlerinde, her sınai mıntakanm ibtiyscıma gö- re, muhtelif sanat şubelerini ihtiva eden yeni sanat okulları, İşçilerin mesleki malümatını kuv- vetlendirmek için ve onları yeni bil. gilerle teçhiz etmek için sanayi mer- kezlerinde akşam sanat okulları, bu plânla | Mesleki ve tekhik tedrisat müesseseleri açılacak Maarif Vekâleti hazırlanan bir plânın tatbikine başlıyor Çırak okulları; | Iplidai bir şekilde. devam etmekte İolân mahalli vir tafıhi sanatların teknik metodlarla inkişaflını tet edecek seyy ıvakkat ku Her vilâyet bir enstitüsü; r ver merkezinde Akşam sa lata kadar 3 Köy kadınları için larına uygun işler üzeri; yapan seyyar ve muvakkat kurslar; Başlıca ticaret merkezlerinde. birer orta Licaret okulu ve ticaret lisesi; | Mes bir tahsil görmeden iş has yatına atılmış olanlar için ticaret bil- gileri veten yeni akşam ticaret okul ları bundan sonra yapıdacak.-işler me yanımdadır. Yakacıkta Şeker suyunun i bulunduğu arazide tetkikler yapılıyor Yakacıkta Şeker suyunun bulundum ğu arazide heyelân vukua geldiğini İyazmıştık. Üniversite ordinaryüs profe i sörü B. Hâmid Nafız İle profesör Prajas ve dört doçentten mürekkep | bir heyet dün hâdise mahallie gide- ! rek ilmi tedkiklere başlamışlardır, Izmir Halkevi kıyafet balosu İzmir (Akşam) — İzmir Halkevinin muhtelif kolları, Bayırlı ve veri; li mesaisine devam etmektedir. İçtimai yardım komitesi tarafından edilen kıyafet balosu çok alâkalı olmuş, İzmirdeki pek çok aileler muh eski, milli kıyafetlere bürünerek baloya iştirâk etmişlerdir. 4 Balo, çok eğlenceli ve nezih bir şekilde sabaha kadar devam e; i gençler arasinda zeybek ve efe kıyafetine girenler çok olmuştur. “Y) ki resimler, baloya iştirâk edenlerin muhtelif kıyafetteki gruplarını etmektedir. Satılıkrenkli matbaa mürekkepleri İngilterenin Winstone ve Almanyanın Lövinsohn fab- rikaları mamulâtından muhtelif renk ve kalitede matbaa mürekkepleri ehven fiatle satılıktır. Akşam matbaası ida- re müdürlüğüne müracaat. Telefon: 20681

Bu sayıdan diğer sayfalar: