14 Mayıs 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

14 Mayıs 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ie irmidmesin mii AFIZLA O zamanlar Ramazanlarda ölüleri- / ne Kuran okutacak kimselerin ilk işi, yorganına göre ayak uzatarak, hâtızı peylemek... Vakıa Allah kelâm pa- ha biçilmez; fakat hediyesi ayak teri yok mu? Bu da derece dereceydi, On, on beş Mecidiyeden tut; beş, yedi buçuk, on liraya kadar varmada... Vaktini ve camisini tekarrür ettirmek te me- sele... Yüksek hâfızların boş bir yarını sü- atçiğini bulmak, başkaca okuduğu yerlere yakınlık aran: rt... Mese IB semt Çarşambada; metliler de Edimekapısında; binaenaleyh surun dibindeki Mihrimah camisi tercıh edi- Jiyı , Uzak; araba parasını lar bile muradlamna Yere gözden eremezle Veznecilerde Taştekneler, bu bapta k karar asofyadaki Abacı gibi erden bi- rinde vlur- Jardı Bunu mü na lâyık minder yapılıp miye güönderili r günü hatim ağa mecbur mezkür Cu- netlemişli dad olar ça içinde bir k aşır da bahşedi- verirlerdi, Hafız Osmün gür, dayu ken bir vakitler elbette bu minderle- olsa gerektir. Fi shreti saz âlemlerine Karış , gâzellerinde ve şarkil; rdu, Handiy- biner, alacalı ine gelmiş r gibi iskar- güvende, , kabuk gibi Tata, rüga pinlerle, vakarlı vakarlı sökün eder, Katiyen etrafa metelik verişi, çeş- miçerez edişi yok... Sürre emini o)- muş, kaftanlar dolanmış ta, ertesi sabah Üsküdara geçecek, tahtıreva- na binecekmiş gibi bir halde Hak var, insaf var. Allah için sav- tı, usul ve kıraati, hele Hüseyni ra- kamına girişince de lâhinlerin envamı dile getirişi İstanbulda bir tane, . Ramazanlarda başlıca makarrı yu- karıda saydığımız Yerebatan ve Aka- cilar camisi... Cami kapıları, avluları mahşer... değmesin diye okuyup üfliyenlerin arasından orsa boca , pırıl pırıl atlas ve pulla minderine diz çökerken, al- tin saatini çıkarıp bakar, hemen (Euzü) ye başlardı. Dakikaları safılı; zira kaç yere mukaveleli... Bir ramazan başına geleni anlatır. Jardı: Gene etrafı dopdolu, omuz omü» za olan bir gün, hatimi sürüp, saati e tilâvethanm şenı- ! Maşallah tü Lü) ler, nazar | avucunda, fat ayaklanacak olr Bir türlü doğrulamıyor. Meğerse arka tarafındaki hatunenin biri cüb- besinin eteklerini Kalın yorgan tiresi- Je mindere dikmemiş mi? z Alay malay değil ha, uğraşsın da çabuk gid yüzünü biraz daha fazla göreyim diye... Şehzade camisinin imamzadesi ha- fiz Etem de namlılardan. Muzikai hümayunlu, bestekâr şekerci Cemi- lin ağabeyisi plı, kumral sakalı, hayli yakı- ı adamdı. Sonraları simdiki Leta- n efendinin te lerini de kıldırırdı li de Edirneli hafız Şevket in en gen , fakatn lik turaş kadar dı (Şirin Hafız) a çıkı Halbuki zavallıc; o tarakların hiçbirinde bezi y O derece sofu- lardan ki hıfzını ortaya koyarken, (abdestim sakatlanmasın!) diye göz- leri kapalı ğın üzere ve zerr rülmer da ona o Ka rup, bile... Yamalı Hafız Nuri de tanınmışlar- , Geçenlerde bahsettiğimiz bakıcı #plü Nu Bu "aş ası. Bunun da yüzünde lekeler yi böyle... becisi, donanmacıba- ncıh Sadi beye müdavimler- zannedilmesin bu. r Koca Namık pa“ damadı. Köşkü tekke mi- misafir bölüklerinin kapıları a kadar açık, Her gelen yiyor, şânın deler dökülüp taşıyor. Ev sahibi inadına besmelesiz kapı eşiği atlamaz, abdestsiz yere basmaz, ağana da içkinin katrasını koymaz- lardan... O vaktin Hafız Hasanı da ismi ge çenlerdenüi. Yaşlı, öksürüklü, tık- sırıklı idi... Besmeleyi çekerken öhkö öhhöleri tutturur, gıcıktan tükrüğü- nü yutamaz, (rahmanürrahim) 1 güçlükle otamalardı. Konşumuz olan bu Hasan efendinin bizlere Ge €peyce hakkı geçmiştir. Kuran, tec- vid ve arabi okutmağa gelirdi. Arap- ça kelimelerdeki samit harfler için: — Bunlar Yüra ve Jâ yukra kabi- linden, görülür ve lâkin okunmaz harflerdir!... deyişleri hatırımdadır. Hafız Aşır, doğma mezli; Sancaktar Hayredd büyüme Etye- mahal- Adapazarı (Akşam) — Adapazarı Halkevi temsil kolu Hendek ilçesinin da. vetini kabul ederek hir m (Kavga Sonu) komedisini bi misafirlerini büyük amere vermek üzere Hendeğe gitmiştir. ük bir muvaffakiyetle temsil etmişlerdi. Orada ezaket ve misafirperverliklerle kar. amışlardır, Resim, temsil veren gençleri bir arada göstermek- dedikten sonra | Jeli. Herkes gibi bafı dığı çocukluğun- dan... Gençliğinde Naflada kâtipmiş... Ses mükemmel, makamâşina, musikiye behredar, Hidivin annesi valde paşa- nın baş hanendesi. Kaşlı güzlü, beyaz, al yanak, mü- Jâhhamca, yakışıklı erkeklerdendi. Ona da hay: hanımlar arabasile: Bir tarihte, Şehzade camisinde, etra- ia dinletiyormuş. Kafeslerin arka- sındakilerden biri yanaşmış yanına: Hafızcık tam vecd Üzere ve göz- leri kapalı iken, ağzına kaymaklı bir lokumu sökuvermiş. Ida ilk fonograf ve gramo- fon ticarethanelerinden birini kuran, Odeon markalı plâklarında güzelle. rini, Kesik Keremlerini, Kuzularını dinleten odur. Sirkecideki (Gülistan) mağazasını senelerce işletmişti; fabri sental'le dar olduğu da söylenir- di. Sön zamanlarda Beyazıd camisi mü iliğinde de bulundu. İstan Hafız Recep Mevlüdhan. Mevlüd- anlığile, Yeraltı camisi imamı Ha- fız Ali de kurra hafızlığile meşhur. Saydı bile yarım'n larımızdan bir nesil değilse phesizle- in üstünlerinden biri Beşiktaşlı Hafız Rızadır. edi çeşid kıraatinde olduğu kadar terbiye ve nezaketinde de yekta. Muzikai hümayundan yetişme idü- günü lerler...-Benim diyeceğim şu ki, on, on iki yıl evyel, akrablardan birinin ni inde bulundu. Ol rütbe tesiri bir. makam üzere okudu ki, göz yaşlarını döken dökene, — Aman Riza beyelğim, bu 1üdü şerifin irtihal mını okuma... Anacığımın, izyzetiğimin okolları Uyuştu!... diyen diyene..- > 2 Hafız Riza, şimdiki asri Ağacamisi- nin imamıdı mev- Hafız Yaşar iki tane... Biri Etye- li; sesinin güzelliği, (ilâvetinin i, hanendelikteki üstadlığı, yakışıklıktaki dört” başı mamurlu- ğu ve kadınlara sertaclığile zebanzed. Bir zamanlar hanımlar onu tavaf eder, saz âlemlerinde ya- kınına üşüşür, ahlar oflar birbirine karışırdı. Adaşı Aksaraylı, yalnız mukabele. de seçkinlerdendi... Sermed Muhtar Alus Standardizasyon Nizamnamenin tatbiki için hazırlıklara başlandı Arpa, buğday, tiftik ve yapağı gibi maddelerin. standardize edilmesi için hazırlanan nizamname projeleri Dev- let Şürasıncu tasvib edilmiş ve Vekik ler Heyetinin tasdikine arzolunmuş- tur. Nizamnameler yakında meriyete gi- receği cihetle tatbikat için hazırlık- lara şimdiden başlanması münssip görülmüş ve Ticaret Vekâleti Stan- dardizasyon müdürü B, Faruk bu maksadia Ankaradan şehrimize gel- niştir. B. Faruğun riyasetinde tiftik ve yapağı ihracatçılarının iştirakile bir toplantı yapılmış, nizamname pro- jelerinde bahsi geçen tiftik ve yapağı tipleri nümunelerinin ne şekilde ha- zırlanacakları etrafında görüşülmüş- tür. Neticede esas tiplerin tam balya, tâli tiplerin de ihtiyaca göre 3 - 30 kiloluk nümuneler halinde hazırlan- ması kararlaştırılmıştır. B. Faruk, dün buğday ve arpa ihra- catçılarile de temaslarda bulunmuş, buğday ve arpa nümunelerinin alın- ması için lâzım olan âletlerin şekille. ri ve cinsleri elarfında tacirlerin mü- talâalarını almışlır, Standardizasyon müdürü yarın akşam Ankaraya gide cektir, camilerde | Trabzon mektupları Trabzonda mevcud mektepler okuma ihtiyacını karşılayamıyor Bir eğitmen kursu açıldı, burada yetişecek yüz eğitmen köylere dağıtılacak Umumi Müfettiş Tahsin Üzer talebeler arasında Trabzon (Akşam) — Yurdumu. muzun ticari ve iktisadi bakımdan en büyük merkezlerinden biri olan Trabzon vilâyeti, maarif hayali iti- barile de memleketimizin «hemmi- yetli köşelerinden bi Bugünkü halile orta öğretim cihazı mulitin ma ihtiyacını karşılamak husu- sunda fazlaca müşkülât çekmekie- dir. Trabzonda tam teşki se, bir orta, bir kız orta ve kulu ile Akşam kısmını bayi bir de Kız Enstit bulunduğu halde 1i- senin talebe mevcudu bugün 832, erkek ortanın 526, kız ortanın 473, ticaret okulunun 115, Enstitü ve sa. nat okulunun mevcudu 312 ye baliğ olmaktadır. Mektep binalarının da: ve öğ- retmen kadrosunun noksanlığı yü zünden kiz ve erkek orta okullarda çifte tedrisat usulü tatbik edilmek- tedir. Trabzonda mektep ve bina va- ziyetini önlemek İçin yapılan yeni lise binasının inşası bitmek üzeredir. Önümüzdeki ders yılında bu bina- da işe başlayacak olan lise teşkilâtı, içinde 900 gündüzlü ve 400 yatılı ok mak üzere 1300 talebeyi slabilecek- tir. Bugün en modern levazım ve teçhizatla yarım milyon liraya mal olan lise binası Trabzonun maarif hayatında bir kültür âbidesi halin- de yükselmektedir. Trabzon vilâyeti dahilinde 91 ilk mektep mevcuttur. Bu mekteplerde okuma çağında buulnan çocukların ancak 12705 i okutulabilmekteğir, Birçok köyler kendi bütçeleri ile mektep binalarını yapıp hazırladıkla. rı halde öğretmen bulunamadığı için bu binalar boş ve öğretmensiz bir halde beklemektedirler. Maarif Vekâleti bu vaziyetin ünü. ne geçmek ve cehaletle esaslı bir şe- kilde mücadele edebilmek için eğit- | men kurslarından birini de Trabzon Trabzonda fazla yunus balığı tutuluyor Trabzon (Akşamj — Sana da istifade e n Yunus balık Yukarıdaki resimde ken görünüyorlar, 'de kullanılan bir nevi yağ rı Trabzonda faz) an alıkçılar tuttukları Yunus be vilâyeti dahilinde, Beşikdüzü yesinde açtırmıştır. nahi geçen eğit Giresun ve Trabzon vilâyeti den şimdiye kadar 85 eğitmen n zedi toplanmıştır. Eğitmen namzet- leri ve köylü kursu si ile takip etmektedirler. Hali hazırda kursun idare kadrosu sekiz kültür öğret, ni, 3 ziraat öğretmeni, bir direklör ve iki şeften ibaretitr, Eğitmen nan zetlerinin mevcudu yakında yüze çıkarılacaktır. 2e, Te Bütün malzeme ve eksikleri Ve kâletçe tamamlattırılan eğitmen kursu tarafından her devrede çıkarı Işcak olan 100 eğitmen vilâyetin bü tür köylerinde açılacak eğitmen okulları ile cehalete karşı yapacak- ları mücade! sayesinde Trabzon köy lerinde de okuma yazma öğrenmiyem tek vatandaş kalmayacaktır. Bir haydud ölü olarak yakalandı İzmir (Akşam) — Adam öldürmek, €v basmak, yol kesmek suçlarından Uç senedenberi jandarma müfrezeleri tarafından takib edilmekte olan Ber- Bamalı haydud Hamza, Bergama jandarma bölük komutanının idsre- sindeki müfreze tarafından izi takib | Edilerek nihayet Kesikboğazı mevki inde sıkıştırılmış, yapılan müsademe- de ölü olarak elde edilmiştir. Haydud, üç sene evvel karısını iğ“ fal edip baştan çıkaran bir gençle mensup olduğu ailesi efradını gece köyünde bastırarak öldürmüş, dağa çıkmış, ÜÇ senedenberi Bergama, Di- kili, Bü haniye, Balıkesir, hattâ Ban- dırma dağlarında dolaşmıştır. Kur- naz bir haydud olan Hamza nihayet Cümhuriyet jandarması tarafından meyyiten elde edilmiştir, me İstihsali husüetine tarda tutulmaktadır. nnın derilerini yüzer”

Bu sayıdan diğer sayfalar: