14 Mayıs 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

14 Mayıs 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Artist sinema hayatına girmesi- nin yirmi beşinci yılını kutladı Yannings sahne hayatına nasıl girdiğini, ilk filimlerini ne suretle çevirdiğini, Amerikadaki faaliyetini anlatıyor Meşhur filim artisti Emil Yar #inema < hayatına girmesinin beşinci yıl de Fiihükika rtist 914 de lik defa olarak 86ssiz bir filim nişti, O tarihten sonra durma- Evvelâ Avrupada büyük şöhret kazandı. Sonra Amerikaya Hollivutta en büyük artistler girdi. ngs sözlü filim çıkıncıya ka- dı. Çevirdiği bütün kurbanı; ve #Taçh Canavar» büyük rağbet gördü, Fakat Sözlü filim çıktıktan sonra artist Amerikadan ayrılmağa mecbur oldu. lizceyi bir türlü dürüst ko- ings yirmi kutlamıştır. 17 mart t Hollivuttan Almanyaya dön- tilda Marlene ile birlikte Mavi at etmek da vakit geçirdi. il ene k tekrar bir ka t Be tik heyeti filim çe- Tobis mües- reisi oldu. İki kral» adında bir Artist hayatını"şu inde anda de çevirdi Suretle anlatıyor: «İsviçrede Rorschach kasabasında doğdum. Babam iri yarı, sağlam bir adamdı. Ben de biraz ona benzerim. Babam tahsilime itina etti, beni kâ- apmak istiyordu. Halbuki ben oya karşı büyük bir cazibe du- Yuyordum. Henüz pek genç iken ti- Yatrolara gitmeğe başladım. Babam buna kızdı, Tiyatroya gitmeme mâni tlmak için şiddetli tedbirler aldı. Bu sırada babam Amerikaya gitti, &nnemle yalnız kaldım. Orta tahsili mi bitirince gemici olmak istedim. Bir gemiye muço olarak girdim, ay- larca seyahat ettim, Fakat bu seya- hatler canımı sıktı, Anneme gemici değil aktör olmak istediğimi söyle- dim, ağladım, sızladım. Nihayet sah- he hayatına girdim. Sahnede iptidaları muvaffak ola- Madım. Uzun müddet figüranlık yap- tum, Yedi defa istidadsızlığımdan ba- hisle işten çıkarıldım. Fakat cesare- | tim kırılmadı, ders aldım, çalıştım. Nihayet üçüncü derecede bir tiyatro | kumpanyasile vilâyetlerde dolaşmağa çıktım. Bü tiyatroda çok terakki et- tim. Bu sayede az bir ücretle de olsa Berlinde Deutsches Theater'e angaje edildim. İptidaları çok sukutu hayale uğra- dım. Fakat yavaş yavaş muvaffak ol- mağa, şöhret kazanmağa başladım. Mephistodan Hamlete kadar bütün klâsikleri oynadım. Filim faaliyeti Bu sırada filim çevirmek aklımdan geçti. Hem sermayedar, hem sahne- vazı, hem aktör olan bir zata müra- İ cnatir çalışmağı teklif ettim. Derhal beni angaje etti. Fakat bir takım cambazlıklar yapmak lâzım geliyor- du. Kızdım ve bu işten vazgeçlim, Yanings'in son resmi Fakat bir müddet sonra yeniden filim hayatına girdim. Bu defa yüze yakın filim çevirdim. Pola Negri ile birlikte çevirdiğim «Madam Dubarry» filmi bütün dünyada şöhret kazandı. Bunu müteakib Anne Boleyn, Dantok, Othello, Büyük Frederik filimlerini çe- virdim. Hepsi çok rağbet gördü, Bu- nun üzerine Amerikalılar beni anga- je etmeğe karar verdiler, şirketi Almanyada bana «sF' karısi> filmini çevirtti, Müteakiben İtalyada Çuo Vadis filmini çevirdim. Bu filmi çevirirken âz kalsın bir as- lan beni parçalıyordu. Bundan sonra Faust, Tartuffe, Son insan #Uimlerini çevirdim, Nihayet Lya de Putti ile birlikte Avrupadaki filimlerin en mü- kemmeli olan Varyeteyi çevirdim. Bundan sonra Amerikaya hareket ettim. Hollivutta Hollivuta gidince sıkıldı. Memleket hasreti duymağa başladım, Fakat çalışmağa başlayın- ca iş değişti. Gazeteler de beni çok teşvik ve takdir ediyordu. Üç sene durmadan çalıştım. İlk filim «Şehvet kurbanı» idi, Bu emmel bir surette çevrildi. Ben feci bir netlc2 teklif ediyorum. Sahnevazu başka türlü neticeyi tercih ediyordu. İki tarzda filmi bitir teklif ettiğim tai Filim bütün dünyada büyük bir muvaf? kıyet kazandı, bana birinci artistik ptida çok canım bul edildi mükâfat verildi. İkinci filmim «Taçlı canavar» ok du. Bunun mevzuunu stüdyoda figü- ranlar arasında gül Rus gerierslinin haş etti, Senaryo de: lim çevrildi. Bu da kıyet gördü Bu sırada sözlü n başka da iy lü fi niyeceğimi anladım ve Ak verdim. Al mânyada çevirdi, flimler malüm- dür. Şimdi yeni bir filme başlamak niyetindeyim.» | Yüzleri sararm | ink güneşi Hekim öğütleri Açık hava vücud için elzem bedava bir gıdadır Açık havanın insanlara bahşettiği sıhhat ve âfiyet hiç şübhesiz inkâr edilemez. Hıfzıssıhhanın bu feyizdar kapısı açıldığından beri içtimai haya- tin safhaları tamamile değişmiş ve shhatin inkişafı yolunda pek mü- him geçidler elde edilmiştir. Ecdadımız eskiden sıhhat ve âfiyeti hep kapalı, rüzkârdan, güneşten mahrum yerlerde zannederek hayat- larını da ona göre tanzim etmişlerdi. Onların bütün hastalıkların sebebini hep harici tesirlere ve bilhassa hava- nın tebeddülâtına atfetmeleri pek de haksız değildi. Çünkü daha henüz mikrop ve Viros nazariyesi mâlüm ol- mamıştı. Bugünkü nesil mikrobu tanıdıktan sonra açık havadan korkmağa mâ- hal kalmamış ve bilâkis saf havanın hastalıklar üzerine olan tesiri, halkı yuvadan kır ve bahçelere çekmiştir. Nitekim köylerimizde hıfzıssıhha ka- idelerinin pek iptidai anlaşılmasına rağmen köylülerimiz tam mânasile gürbüz olmaları hep açık havada çalışmaları ve yatmaları dolayısile de- ği midir? Memleketimizde eskiden beri ha- yat tarzı ve itiyadımız, mümkün ol duğu kadar zamanlarımız kapalı mahallerde geçirmek olmuştur. Rüz- gürin biraz estiği, bulütların gök yü- zünü azıcık kararttığı günlerde anne- lerimizin yavrularını muhafaza eme- lle yaptıkları tenbih ve nasihat dı- alarından ibaretti, Fik yümek, gerpilmek, tabiatin bütün haklarından istifade etmek için saf havaya gıda kadar muhtaç olan o zavallı yavrular bütün günle- rini böyle fena bir itiyad kurbanı ola- ı Karanlık, havasız köşelerin- çirmeğe mecbur kalırlar ve bu vaziyette kimbilir ne kadar teessür duyarlardı. Bu tarzdaki hayatın asabi ve hassas kimselere yapacağı tesir bilhassa dikkate şayandır, Bir çok gençlerin hırçın, titiz ve geçim» #iz olmalarına yuvalarında geçirdik- Teri bu nevi hayat sebeb olmuştur. Hayatın bu gayri tabii şeklinin hayal ve ihtisasta teşevvüş ve endişe tevek lüd ettiğini ve ruhi emeiler arasına hergün bir elem hasıl edeceğini de unutmamalıyız. Hattâ zevkli telâkki edilen zaman- Iramuız bile çok kere kapalı, mahzur- Tu yerlerde taze ve saf havanın gir- İ mesi için icab eden bütün tedbirler ihmal edilerek geçiyor. Kapalı bir odanın bir köşesine çekilip masa et- rafına toplanan bir kaç gencin günün bütün imtidadınca oyün oynamaları bugünkü hıfzıssıhha telâkkileri kar- Şısındâ he mühim bir kabahattir. Bu gençlerin birinde sari bir has- talık bulunduğu takdirde pek sami- mi oldukları bu zamanda diğerlerine de bulaşmıyacağını kim temin ede- bilir? Bu zavallılar sözde eğlenmişler- dir. Bu zevklerinden ayrıldıkları za- man sorulsa, başlarının oağırıdığın- dan, zihinlerinin bunaldığından, iş- tahsızlıktan bahsederek istirahate ve yatmağa gittiklerini görürsünüz, Ecdaddan kalma bazı kır oyunları- miz müstesna olmak Üzere diğer bü- tün kâğıd, tavla, domino ve zar oyun- ları ekseriya kahve ve kıraathaneler- de, karanlık duvarlar arasında oyna- nıyor. Buraya geç vakit hariçten gi- ren bir şahıs hemen bu mahzurlu hâ- vanın mülevves, baş ağrıtıcı ve ser- semleten sadmesine maruz kalır. İçe- ride yaşıyanlar âdeta hayattan biha- ber ve mihaniki olarak meşguldürler. , renkleri bozulmuş, gözleri kararmış ve hiç şübhesiz ze- hirlenmiş bir haldedirler. Bu zavallı- ların yegâne devası olan saf hava he- men yanı başlarındadır, fakat itiy: rından ve sinirlerinin tahakk münden bir türlü kurtulamazlar. Bilhassa genç mektepiilerimiz açık havaya ne kadar muhtaçtırlar. Maa- rifimizi ziyâret emelile ta Amerikadan şehrimize gelen salâhiyettar bir zat memleketimizin mutedil iklimini tif ve bi rettikten cuklarımızın niçin açık h adığımı zil hissiyatını gözete sü etmişti. Filhakika bizde Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında bilümum mek- tep talebesinin - tabii bazı günler müstesna - kır ve bahçelerde okuttu. rulması hakkındaki düşünceler pek makuldür, Hattâ Sonbahar mevsimi bile bazı mıntakalarda ne kadar lâtif ve uzun sürer, Açık havada tedrisat ruhi ahval üzerinde tesirini daha kuvvetli icra eder. Çocuk bazı derslerin ağırlığı a) tında bunalmaz zihni tamamlle ay- dınlanir Eskiden ya bir kabristan kenarına iltica eden veyahud da mahallede hiç bir işe yaramaması dola; aylar. ca icar edilemiyen bir yerde devam eden mahalle mektepli tirdiği nesle açımamak e Buralarda bulunan büt sıra hasta oldukları cek ve daha buna m hastalıklara yakalandık dü. Bugünkü mekteple: caddelere çıkmışlarsa da hifi icab ettirdiği en son sistem tesi maalesef henüz hakkile nail ol: mışlardır. Tedrisat münasib mevsimlerde havada kır ve bahçelerde devan tiği takdirde talebe bedenin neşvü- neması ve ruh noktai nazarından pek ziyade istifade edecektir. Bu gibi'7 hallerde tesadüfen bulaşık veya zehir dahi olsa saf reyanları. kudretleri kereler harab ol; Garbte ise içtimai hayatı safhaları hep kı hç larda geçmektedir. futbol tenis maçını seyret bahar binlerce kişinin yaz ve kış açık ha- vada toplandı! ı ve zevk ettikleri görülür, İklimin pek o n d olmamasına rağmen a b oyunların - tenis, golf, top oyunları. İlh. - âdeta halkı açık havada yaşat- mak, saf havay bahasına icad edi siniz. Filhakika da sporlardan kürek çeki lama ve koşma gibi şe: hava düsturu esasına tatt tesis edilmiştir, Böyle yerlerde mevsimin bütün mü- Said günlerinde sinema, tiyatro gibi eğlenceler de açık havada devam eder. Hayatın mühim bir kısmının uy- kuda geçirildiğini düşünen &ileler son senelerde bu hus: va düsturunu tatbik etmişler ve pek esaslı neticeler alm Avrupanın şimal memlek i le halk yaz ve kış açık havada uyu- maktadır. Kapalı bir yatak odasının sekiz on saatlik hayatını hariçten oda içerisine giren bir kimse pek çabuk hisseder, böyle bir odanın misafiri de ilk inşirahi açık havaya man duyacak ve yaptığ olacaktır, Fihakika bilhassa kış mevsiminde yatak odasının pencerelerini açık br rakmak bir itiyaddır, Bu gibi şeylere gelişi güzel alışılamaz. Küçükten, ta bebek zamanımızdan âdet edinmek lâzımdır. Bugün açık hava tedavisininen feyizdar tatbik mahalli sanatoryom- lar olmuştur. Burada günün uzun s8 atlerinde bütün hastalar yaz ve kış hususi bir balkon veya verandada ta- bil tedaviye maruz kalarak pek bü- yük istifadeler ederler. Açık havadan tamamile istifade etmek için bazı şerait mevcud oldü- ğu da bilmek lâzımdır, Havanın tos ve buna benzer maddelerle karışık olduğu mahallerde bu husus temig edilmelidir, bilhassa şiddetli rüzgür- larda, rutubetli yerlerde, gaz ve du- man neşreden fabrikalar ciyarmda açık havadan fayda yerine mazarraf hasıl olacağını unutmamalıyız: Velhasıl açık havanın insanı bir çok hastalıklardan cisim ve ruhun inkişafına hi tiğine herkes kani olmalıdır amık nas) bii iklerini 7x öyledi bedava bir Dr. Mecdi Emin Sayman

Bu sayıdan diğer sayfalar: