27 Mayıs 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

27 Mayıs 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

71 Mayıs 1939 Nafia ve Iktisad bütçeleri kabul edildi (Baş tarafı 1 inci sahifede) geçildi. Projenin Ankara imar mü- dürlüğü vazifelerinin Nafin Vekâle- tine devredilmesinden bahseden mad- desi hararetli münakaşaları mucip oldu. Bu madde üzerinde söz olan Mmebuslardan bir kısmı, Ankara imar müdürlüğünün Nafia Vekâletine dev- redilmesini bir kısmı da bugün oldu- ğu gibi Ankara Belediyesine bağlı Bu mevzu et- rafında söz alan Çanakkale meb- usu Ziya Gevher Etili, Ankara İ- mar müdürlüğü- nün Nafia vekâ- letine Tabtedik mesi (ohususun- da 'srar etti ve bir cok müsaller getirdi, i Yozgad meb- , usu Sırrı İçöz de, * Ziya oGevherin bu noktai nazarına iştirak elti. Neticede bahis mevzuu madde ile Ankara imar müdürlüğünün Nafia Vekâletine raptı kasdedilmediği karar altına alındı. Bu mevzu etrafında söz alan hatiplerden bazıların Ankara kanelizasyonu meselesine temas et- melevi üzerine Nafia Vekili General Ali Fund Cebesoy: — Ankara kanalizasyon işi bir dev- let işi olarak Nafia Vekâletine veril- miştir, Vekâlet imkân nisbetinde bu- nu tahakkuk ettirmeğe çalışacaktır. Dedi. Nafia Vekâleti teşkilât kar nunu projesinin aynen kabulünden sonra Nafia bütçesinin müzakeresi- Naci, Cümhuriyet Naflasının başardığı işlerden sitayişli bir lisan- la behsettikten sonra bazı temenni- lerde bulundu. Bu meyânda İstan- bul - Ankara yolunu kısaltacak olan Adapazarı - Bolu hattının biran ev- vel yapılmasındaki faydalardan bah- setti, B, Abdürrahman Naci, Divdiği denir cevherlerinin Karabüke kolay- Tıkla naklini temin için Sumucak ile Hacı Bayram arasında 160 kilomet- relik bir şimendifer hattı yapılması- | nı temenni ettikten sonra: | ” ©. — Asıl derdimizi yol teşkil ediyor. Dedi ve şimdiye kadar hakkile teş- kilâta bağlanmış bir yol siyasetimiz olmadığını söyledi ve bu işin program- laşlırılması lüzumunda israr etti, İltica limanı nerede yapılmalı Abdürrahman Naci Demirağ de vamla: — Bir de liman işimiz vardır. Maale- sef buna da henüz başlanmadı. Fa- kat bu işin başlaması için bir Ereğli- meselesi mevcuddur. İkti- sad Vekşleti imanm Çatalağzında, Nafia Vekâleti ise Ereğlide ya- pılmasmı İstiyor. Bu meselenin biran evvel halledilmesi zamanı gel miştir. Öyle zannediyorum ki bu li- manın yapılması işinde mutlak su- rette ecnebilere muhtaç değiliz. Bil hassa Karadeniz Ereğlisi limanını yerli teşkilât ve sermayemizle yapa- biliriz, Antaya mobusu Rasih Kaplan: — Gerek Akdenizde, gerek Kara- denizde kışın seyrü seferi mümkün kılacak bir iltica llmanımız yoktur; | Her sene bu yüzden bir çok zayiat veriyoruz. Bu iltica limamın nerede yapılacağını denizcilerimiz tedkik et- İkinci bir ricam da var, o da şudur: (Antalya şimendiferlerine başladık. Fakat bunu kanuni müddeti içinde bitiremedik. Üç dört senedir inşaat durmuş vaziyette bulunuyor ve bu hatın yapılan kısmına sarfettiğimiz milyonlara mukabil işletmeden hak- kile istifade edemiyoruz. Onun için © heyeti celilenizden yolun biran ev- vel Antalyaya varması çarelerinin Aranmasını sica ederim. Eskişehir mebusu Emin Suzak; — Biz de iştirak ederiz. Rasih Kaplan devamla; — Arkadaşlar, memleketin ve ulhu- #un kalkınmasında bu hattın yapa- Cağı tesir büyük olacaktır. Su siyasetimiz milli emnbarrenz MEn Mende MELİ yük su, küçük su siyasetimiz vardır. Fakat bu siyasette memleketimizin ihtiyacatı nazarı dikkate alınmamış- tr, Bugün Aydın vilâyeti bekliyebilin, Adana zengindir, bekliyebilecektir, Fakat Anadolu yaylası hakikaten fa- kirdir. Su siyasetimize buradan baş- lamak lâzım gelirdi. Yol meselesi de böyledir, Babası parasını yemiş, harab hale gelmiş bir çiflik vaziyetindeyiz. Bu çifliğin dereleri, yolları harab ol biri ile konuşurken Hakkâriye gitmek için yol bile olmadığını, katırla git- mek lâzım geldiğini, bazı yerlerde i Onu da kullanamadığını söylüyordu. Memleketimizin bir tarafında as falt yol yaparken diğer tarafta hiç olmazsa ham yolu yapmağı düşün. mek lâzımdır. Devleti 20 milyon zarara sokan adam? Eskişehir mebusu Emin Sazak: — Vaktile bir Yülyus Berger şirketi vardı. Kütahya - Bâlıkesir - Ulukış la - Kayseri halının müteahhidi idi, Bu şirket ötedenberi bütün enerjisini devlet aleyhine kullanmıştı. Şimdi de gene devlet aleyhine bir milyon lira- lık dava açtığını ve hakem tarikile de bu işin bugünlerde derdesti hal olun- duğunu işittik. Bu işte müddeinin yüzü tamamen karadır, Bülün ciha- nın bunu bileceğinden ve hakemlerin de vaziyeti iyi görerek hakkımızı tes- lim edeceğinden eminim. Arkadaşlar. Bu şirket, Türklerin 100 kuruşa yaptığı İşleri 250 kuruşa mal etmiş ve bir sürü de gayri dürüst hareketlerde bulunmuştur. Böyle ol- duğu halde şimdi aleyhimize nasıl dava açmağa cüret etti? diye sorabi- Wrsiniz, Tebaamızdan Gat Franko mi- dır nedir birisi vardır. Kendisini ta- nırsınız. İzmir rıhtım şirketinden para kaçakçuğı yapan, İsveç grupu işinde devletin 10 binlerce lira zarar görmesine sebeb olan, hülâsa: Aley- himizdeki bütün işlerde parmağı olan Gat Franko... İşte bu adam bu işin de içine girmiş! , Manisa mebusu Refik İnce: - Kendisini müdafaa edecek mev- kide bulunmıyanların hiç olmazsa ismi tasrih edilmesin. Emin Sazak devamla: — Bence bu adam hakkında müd- deilumumi takibata geçmelidir. Şim- diye kadar devleti aşağı yukarı 20 milyon lira kadar zarara sokmuştur. | Eğer ceza kanunlarımız kendisini | tecziye edecek - şekilde değilse onun | hiç olmazsa memleketten ihracı için bir teklifi kanuni yapalım. Böyle bir vaziyet varsa hü- kümete ihbar etmek icabeder | Refik Şevket İnce: — Bizlere en ,çok yakışan, baş- kalarının oOhak- kına, hukukuna hürmet etmek- tir, Hakkını mü- dafaa etmek im- kânına malik ol- mıyan filân adâ- ma memlekete fenalık yapıyormuş demek doğru de ğildir. Eğer böyle bir vaziyet varsa bunu hükümete ihbar etmek icab eder, Bu memlekette yahudi yoktur, Rum yoktur, kâansatini verirken içi- mizden her hangi bir arkadaşın bu unsur hakkındaki sözlerini doğru bu- Iamam, (Gürültüler) Emin Sazak: — Yarabbi bu da müdafaa edilir mi? Rasih Kaplan: — Böyle giderse yahudiler hakkın- daki husumeti Almanlar kadar aşdı- Refik İnce: — Bu, mensup olduğumuz parti- nin siyasetine muhalif bir hareket olur. Doğrusunu isterseniz ben bu meselesinin burada daha ziyade ko- nuşulmasının aleyhindeyim, Asfalt yol Samsun mebusu Ruşeni Barkın: — Yol meselesine temas edeceğim. Asfalt yol mu yapmalı? Yani o istika» mette mi gilmeli, yoksa memleketin Şosclerini mi tamamlamalı? Bence hü mazalanln hatli samanı sölmiktie AKŞAM Bugün bütün dünyada yol denince asfalt yol hatıra gelir. Bizim dahi as- falt yol siyasetine girmemiz lâzım geldiğini kabul etmemiz icab eder. Berç Türker (Eskişehir): — Memlekette bir çok Nafia işleri başarıldığı halde sulama işlerinin hâ- lâ noksan kaldığını söyledi ve bu hu- susta izahat verdikten sonra (para- mız yoktur) diye bu işleri geriye bi- rakamayız, Dedi ve şöyle devam etti: — Zengin bir milletle antant yap- tık. Bu millet çok pratik bir millet- tir. Bize istersek kredi verecektir. Çekinmiyelim istiyelim, Bursalılar namına bir rica Doktor Sadi Bursa: — Bursalılar Bursayı iç Anadolu- ya bağlıyacak demiryolunu dört göz- le bekliyorlar, Bu yolun biran evvel yapılmasını Bursalılar namına rica ederiz. Nafia Vekilinin beyanatı Hatiplerden sonra, Nafia Vekili Ge- neral Ali Fuad söz alarak kürsüye geldi, sözlerine başlarken muhterem selefle- rile mesai arkadaşları hakkındaki tak- dirkâr ve teşvik edici sözlere teşekkür etti, ezcümle dedi ki: «-- Huzurunuza gelmiş olan Nafia bütçesi hemen geçen senenin aynidir. Vekâletimiz gittikçe büyüyen işleri do- layısile tasvibinizle ve hükümetin ka- rarile iki Vekâlete ayrılmış, bunlardan 'Nafiaya etüd ve inşaatı müteallik işler verilmiştir.» General Ali Fuad, Selefi Ali Çetinka- yanın himmetlerile kurulmuş munta- işler bir idare bulunduğunu kâydettik- ten ve çok büyük eserler vücyde getir- miş olan mühendis ve fen arkadaşları- na güvendiğini ilâve ettikten sonra, Nafianın ikiye taksimile işlerin azal mamış, bilâkis daha çoğalmış oldu- ğunu, beyan etti, İzahatma devamla; «— Yüksek mühendis, ve fen me- muru yetiştirmekte olan Mühendis mektebi !le Teknik okulu talebe mev- cudlarım artırıyoruz. Yalnız Yüksek Mühendis meklebi mevcudunu bu sene altı yüze İblâğ edeceğiz.» dedi. «Geçen mali yıl içinde yapılan iş- leri izaha başladı. Demiryolları in- şaatı bahsinde başta Sivas - Erzurum hattı geldiğini, demiryolunun Erzin- cana vardığını ve Cümhuriyet - bay- ramında Erzuruma varacağını an. Jatarak bu hattın masrafları hak. kında ilk tahminle, son temin arasın- da farklar olduğunu söyleyen hatib- lere cevab verdi, bu farkın haklı oldu- ğunu, başka memleketlerden ve bil- hassa İsviçre gibi dağlık arazisi olan yerlerden misaller alarak izah etti. Şi- mendifer inşaatına keşif, etüd, arazi tatbikatının takaddüm ettiğini, bu hattın 3 sene daha geri bırakılmaması | izin etüdü yapılmadığını, İlk keşfin 52 milyon lira iken, bugün bütün mas- rafın 62 milyon lira olduğunu beyan ederek, etüd için yapılacak masraflar ilâve edilirse, aradaki farkın kalmi- yacağını, bu hat üzerinde yalnız Div- rik ile Brzurum arasında açılan tü- nellerin oOuzunluğu 29 kilometre bulunduğunu, mühendislerimiz ve müteâhhitlerimizin bütün kuvyetle- rini harikulâde sarfederek pek çetin işleri muvaffakiyelle başardıklarını tebarüz ettirdi, General Ali Fuad, in- Şa halinde ikinci mühim hal olarak Diyarbakırdan İran ve Iraka giderek demiryolunu kaydetti, Sene sonunda, bunun 60 kilometresi ikmal edilmiş olacaktır. Aydın hattı üzerindeki Azi- siye tüneli inşaatından da bahseden Nafıa Vekili, beklenmiyen ahval do- layısile bir masraf fazlalığı tahaddüs ettiğini bildirdi, Adapazarı - Bolu « Ankara hattı e- tüdlerinin bu sene ne yapıp yapilıp bi- tirileceğini, Sarıkamış - Erzurum dar hattının genişletilerek Erzuruma bağ- lanacağını, Anlalya şimenditerletine gelince; İnşaatına başlanması için tahsisata dair bir kanun projesinin hâzırlanarak Başvekâlete teklif edil miş olduğunu beyan etti ve inşası mevzuubahsolan limanlar hakkında izahat verdi. Ezcümle dedi ki: «— İktisad Vekâletinde Çatalağzı, Nafia Vekâletinde Ereğli etüdleri vars dir. Bu etüdler üzerinde tetkikat ya- piyoruz. Bu hususta üzam! sür'atle karar verilmesine çalışılacaktır. Tetkik ler arasında e Yimanırın 15. | lahı ve Trabzon Li vard denize gelince, İman hususunda bi- zim en ziyade nazarı dikkate aldığı- miz Anadolunun cenub sahilidir. Biraz da şirket ve müesseseler hak- kında malümat vereyim: Ecnebi şir- ketlerin satın anması hakkında hü- kümetimizin prensip kararları vardır ki, muhterem Selefim Ali Çetinkaya bu nazik meseleyi çok iyi halletmiş- tir. Biz de baki kalanlar hakkında ay- ni yol üzerinde yürümekteyiz.» Millileştirilmiş olan müesseselerle âmme hizmeti gören diğer ımües3es6- lerin halkın menfaatine en iyi şekil- de çalışması için Vekâletçe mürakabe- ye devam olunacağını söyleyen Vekil, kara yolları meselesi üzerinde de esas- lı izahat verdi. Bu arada geçen yü içinde İstanbul - Edirne asfaltı, tran- sit yolu inşaatına devam edildiğini, Diyarbakır - Bitliş arasında Sason mıntakasından geçmek üzere 60 kilo- metrelik yeni yol yapıldığını, 647 kilo- metre tulünde olan İran transit yo. lumun 580 kilometresi bitmiş, 84 kilo- metresinin tesviyei turabiyesinin ya- pilmış olduğuşu kaydetti. Su işleri, yapı ve imar işleri etrafında izahat verdi. Muhiddin Baha Pars dedi ki; «— Alalürk Bursa - Karaköy hattı. nın bilâ teahhür yapılmasını Ali Çe tinkayaya emir vermişlerdir, Yeni Vekilden bu inşaata karar vermesini rica ederim.» General Ali Fuad: «— Atatürkün emirleri daima bi- rinci derecededir. Karar verilmiştir. Tahsisat imkânile yapılacaktır.» dedi, Meriç nehrinin tahribatı Nafia Vekilinden sonra söz alan Edirne mebusu Dr. bayan Fatma Me- mik Meriç şehrinin bu sene yaptığı tahribattan bahsetti ve: — Biz bekleriz. Fakat Meriç aman vermiyor. Diyerek bu nehrin etrafındaki set- lerin biran evvel yapılmasını temenni etti. Bayan Fatma Memik Edirne iç- me suyu meselesi etrafında da bazı temennilerde bulundu. General Ali Fuad Cebesoy cevab vererek, her iki meselenin de hükü. metçe tedkik edilmekte olduğunu bil. dirdi, Bundan sonra bütçe müzakere eği. Sahife 7 lerek kabul olundu ve istirahat için celse 15 dakika tatil edildi. ikinci celse Saat 17,10 da ikinci celse açıldı ve İktisad Vekâleti teşkilât kanunu mü- zakere ve kabul edildikten sonra meğ« kür Vekâlet bütçesi müzakeresine baş- * Jandı. Bütçenin heyeti umumiyesi Üzö« rinde ilk söz alan B. Halil Menteş, sanayi ve maadin siyasetimizin uzun ir tahlil ve tenkidini yaptıktan son- ra bazı temennilerde bulundu. Bu me- yanda sanayii rasyonalize etmek için yeni inşaatın durdurulmasını ve mö- salnin memlekete sevinç getirecek maden İşletmeleri üzerinde teksif edil mesinin muvafık olacağını beyan etti. Halil Menteş, devlet sermayesile işleyen iktisadi müesseselerle devlet baremi arasında âhenk temin edilme. sine muarız bulunduğunu söyledi. Kastamonu mebusu Hüsnü Açık- söz, söz alarak, beş senelik sanayi plânına dahil olan kendir fabrikası- mn biran evvel yapılmasını temenni elti. Besim Atalay, İstanbul, İzmir, Adana, Samsun ve Adana gibi büyük şehirlerde &mele hanları yapılma. sını istedi. Amele için ikinci nevi ek- mek imalini temenni etti. İktisad Vekilinin beyanatı ' Bundan sonra İktisad Vekili kür. süye gelerek İktisad Vekâletinin sa- nayi ve maadin işletmelerinde takib ettiği siyaseti etraflı bir surette izah etti ve iktisadi müesseselerimizin bus günkü durumunu tesbit için yabancı memleketlerden mütehassıs bir heyeb getirilmesinin kararlaştırıldığım, bu suretle bu müesseselerde görülecek noksanların ikmal edileceğini söyledi. Hatiplerin termennllerine ayrı ayrı ces vab verdi. Bu meyanda kaputluk ku- maş ve iplik ihtiyaçlarının tamamen tesbit edildiğini, Kastamonuda kuru- lacak kendir fabrikası için tedkiklere devam edildiğini bu işler bittikten son- ra fabrikanın kurulması imkânları. nın temin edileceğini, amele hanları yapılması hakkındaki temenniyi ehem. miyetle nazarı dikkate alacağını, bil. hassa fabrikalarda çalışan memurla Tın Mareme tâbi tutulmalarına muarız bulunduğunu söyledi. Vorochilov Ingiliz manev- ralarına davet edildi (Baş tarafı 1 inci sahifede) Londra 28 (A.A.) — Paris ve Lon- dra hükümetleri tarafından tasvip olunan İngilterenin Moskovaya mu- fassal cevabı Sovyetlere tevdi olun- mak üzere İngilterenin Moskova bü- yük elçisi Seeds'e bildirilmiştir, Londra ve Paris mutabık Paris 28 (A.A.) — İngiliz, Fransız ve Sovyet mümessilleri arasında Ce- nevrede yapılan müzakereler netice- sinde hazırlanan Üçler paktının met- ni üzerinde Londra ve Paris hükü- metleri mutabık kalmışlardır. Bu metin Fransa ve İngiltere ta- rafından Sovyetlere teklif edilecektir. Hariciye Nazırı Bonnet bugün saat 15 de Sovyet büyük elçisi Suriç'i ka- bul ederek mezkür metni tevdi eyle- miştir, Diğer taraftan İngilterenin Moskova büyük elçisi Seods de bunu Mölotof'a verecektir, Fransız gazeteleri anlaşma- nın akdini pek yakın görüyor Paris 26 — Fransız gazeteleri İn- giliz - Fransız - Sovyet anlaşmasının akdini pek yakın görüyor. Gazeteler bundan büyük memnuniyetle bahse- diyorlar. Petit Parislen diyor ki: «Almanya ve İtalya biribirlerile tedafül ve tecavüzi ittifak yaparken İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği ancak içlerinden birisi taarruza uğra» dığı zaman hakiki müttefik sayıla- bileceklerdir. Bu hususiyet, bu üç dev- | letin anlaşmasının hiç bir çember | mahiyetini haiz olmadığını gösterme- ge kâfidir» Amerika mahafili memnun Vaşington 26 — Amerika siyasi mahafili, İngiliz - Sovyet itilâfının aktedilmek üzere olmasını büyük bir beyim sa le ve bu- Pi girişilmiş emniyet işini tamamladığı- nı söylemektedir. Amerika mahafili, totaliter devletlerin, bir kuvvet dar- besini imkânsız görmemekle beraber, Sövyetlerin teşriki mesaisi, böyle bir sergüzeştin muvaflakıyet ümidlerini pek ziyade azalttığı fikrinde bulünü- yor. Salâhiyettar mahafilin fikrine gö- re Tokyo hükümeti, totaliter devlet- lerle bir pakt akdinden daha ziyade çekinecektir. Zira, Avrupadaki endi- $elerinin bir kısmından kurtulamak olan İngiltere, Amerika ile anlaşarak uzak Şark meselelerini daha büyük bir azim ve ciddiyetle karşılıyacaktır, Japonyadaki mutedil unsurlar, Av- Tupa hadiselerinden çok kuvvet bak Mmuşlardır, Amerika diplomasisi, Len dranın samimi müzaheretine güve- nerek uzak Şarkta mutedil fakağ azimkâr bir hattı hareket takib ede cektir, Trakyada mahsul vaziyeti Bu sene kavun karpuzun bol olacağı anlaşılıyor Edirne (Akşam) — Trakyamızda bu yl ziraai mevsiminin gayet mü- sald gidişi toprak mahsullerinin iyi yetişmesine yardım etmiştir, Edirne ve civarına zamanında be- rTeketli yağmurların düşmesi mevsis min, çilçinin yüzünü güldüreceği- ni şimdiden müjdelemiştir. ? Rençperler bu vaziyetten istifade ederek yazlıklarını da vaktinde ek- mişler ve son yağmurlardan bu mali Suller de fayda görmüstür, Kavun, karpuz ve sebze gibi mah- en bu m ay çok bol ediliyor,

Bu sayıdan diğer sayfalar: