27 Mayıs 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

27 Mayıs 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

77 Mayıs 1939 Fred Astaire Avrupada Sevimli artist aynı zamanda iyi bir bestekârdır, artistlerin- dir. Bilhas- kte çevi danslarının n bırakan Sinemanın «en sevimli deh biri de Fred Astalı meğe başlamazdan evvel iki iz yapar, bundan ra stüdyoya gider, akşama kadar stüdyoda vâaktı dansetmek, sıçramak, rplamakla geçer Akşam stüdyoda İşi bitince hemen orada şarkı söyler. yi bir dansöz olmakla ayni zamanda iyi bir beste- kılarının güftelerini ken. lar, yazıp bestelediği şarki- ları radyoda söyler. Geç valnt evine döner ve geceleri istirahat eder, Bütün gün bu kadar hareket eden Fred'in başlıca zevki yine hârekettir, Boş zamanlarında tenis oynat ve y zer. Pazar günleri saatlerce tenis oy- nadığı x Fred Asti doğmuş radyoya koşar, Fred Asta beraber kârd disi ha ire İngilizdir. Irlandad On sene evvel kız kârde- te tiyatrolarda dans numa» yordu. Bu numaralar bü- ağbet görüyordu. Bu sırada İn- Izadelerinden Lord C kız kardeşi Adele'yi k beğenmiş ve kenidi- teklif etmiştir. Adele bu ıl ederek evlenince Freğ kalmıştır. a da Hollivutta Ginger Rogers ile tanışmış ve birlikte film çevirmişlerdir. Bu filim büyük rağbet gördüğü ı bunu diğerleri *akib etmiş, iki artist yıldızlar sırasına gir- i miştir, Fred Astaire ile Ginger Rogers'in filimleri en çok haslât yapan fi lerdir. İki artist birlikte 8 filim çevir- mişlerdir. Bu filimler 18 milyon do- lar hasılat temin etmiştir, Fred Astaire son günlerde Avrupa- ya gelmiştir. Üç hafta tatil müddeti- | ni Avrupada geçirecek, sonra HolW- | vuta dönerek yine işe başlıyacaktır. | Artist iptida Parise gelmiştir. Pariste | izini ka; irerek bir hafta istediği gibi gezmiştir. Fakat nihayet gazete- ciler ken ni yakalamışlardır. Fred gözetecilere şu sözleri söylemiştir; « — Tatil müddetimi geçirmek için Avrupaya geldim. Bir haftadanberi Paristeyim. Bu müddet zarfında Pa- risliler gibi yaşadım, gezdim, eğlen- Tiyatrolara, müzikhöllere gittim. | radyoda şarkı söyler Fred Astaire'in Akşama hediye ettiği resmi Moris Şövalyeyi seyrettim. Kendisini her zamandan neşeli büldum ve çok beğendim. Pariste en ziyade ağaçlara bayıl- dım. O ne yeşillik, o ne ağaç bolluğu.., Hele keştane ağaçları... Şehir içinde çiçek açmış kestane ağaçlarını buşka hiç bir yerde görmedim. Pariste daha bir iki gün kalacağım. Sonra Irlandaya, kız kardeşimin yâ- nına gideceğim. Oradan da Amerika- ya döneceğim.» Artist dans ve muvaflakıyeti hak- kında şu sözleri söylemiştir: « — Bir dansör dansederken zevk | duymalıdır, Başka suretle kimseyi hayran edemez. Bir iş, bir işkence gi- bi danslar hiç bir tesir bırakmaz, Ne- tcede her dans bir fikri, bir düşün- 1 | Fred, kır kardeşi ve eniştesi ceyi temsil eder. Bunu kavramak lâ- nımdır. Dansörlük çok güç bir iştir. Hergün makine gibi çalışmak, vücut- teki hareket kabiliyetini artırmak icab eder. Güzel şeylere bayılırım. Fakat en çok sevdiğim şeylerden biri de yarış atlarıdır. İngilterede bir haram var- dır. Atlarım yarışlara iştirak ediyor. Şimdiye kadar muvaffakiyet kazan- madılar, fakat ümidi kesmedim. El bette bir gün kazanacaklardır.» Artişte seyahatinde meşhur oda hizmetçisi Georges refakat ediyor. Georges hiç su katılmamış, son de- rece ciddi bir İngilizdir. Ciddiyetini, soğukkanlılığını göstermek için hadiseyi naklederler' Artist Hollivutta bir gün lokantada yemek yerken çalıştığı stüdyoda yan- gın çıkmış. İtfaiye gelmiş, yangını söndürmek için çalışmağa başlamış. Bu sırada Fredin çalışma zamani gelmiş. Georges saatine bakıp bunu görünce itfaiye müdürüne yaklaşmış: — Yangını söndürme işi daha ne kadar sürecek, mister Astaire bekli- yor.. diye sormuştur. Fred oda hizmetçisinden pek mem- nundur. Ondan bâhsederken şu söz- leri söyler: — Ben bir parça hoppayım. Onun kadar ağırbaşlı bir hizmetçim olmasa bir çok münasebetsizlikler yapabilirim, Fakat Georgesdan çekiniyorum ve bir İngiliz centilmeni gibi hareket etmeğe mecbur oluyorum, KÜÇÜK İLÂN okuyucularımız arâsında EN SERİ, EN EMİN EN UCUZ vasıtadır. Alım satım, kira işlerin. de iş ve İşçi bulmak için istifade ediniz! ga | MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tefrika No. 38 İttihad ve Terakkinin Iittihadı anasır politikası neticesiz kalıyor Cemiyetler kanununun tasdik ve eşri bugünlere tesadüf eylemekle beraber İttihad ve Terakki cemiyeti anasır arasında ittihad ve itilâfı ilki. zam eylediğine mebni 15-16 ağustos 325 (28-29 ağustos 1909) gecesi akte- dilen içtimada bu itilâfname merkezi umumice de müttefikan kabul edil- di. İtilâfnameyi imza için İstanbulda Talât, Mithat Şükrü, Habip beylere itimadnameler gönderildi. İtilâfname gazetelerle olundu Bu itilâf müzakereler bir defa Vartakes efendi Rasim beye şu sözleri sarfe esnasında med Riza beyi i vursunlar. Çünkü memlekette mu mler onlardır! Vartakes efendi bu sözü Ahmed Ri za, Talât, doktor Nazım beylerin (mu- halefetsiz meşrutiyet olamaz) fikrin- de bulunmalarına karşı bir tariz ola- rak söy işti!. İttihad ve Terakki cemiyetile hare. ketlerini tevhid maksâdile gelmiş olan Taşnaksutyon murahhasları meclis. teki İttihad ve Terakkı fırkasının zaafa duçar olmasına sebep cemiyeti temsil eden mebusların hal ve tavırları ol- duğunu, bazı mebusların diğerlerine tefevvuk ve d daiyesinde bu- Yunduklarını, cemiyete bigâne olan. > at etmedikten soğuk muâme- ını göstermiş Ol malarile merkezi umumi bu bapta İs- tanbuldaki ittihad er ının nazari dikkatlerini celbe lüzum gördü Ermeniler yapılan itilâf dahil ve hariçte pek ziyade hüsnü tesir hasıl ettiğinden atiyen Bulgar ve Rumlara da teşmil edilmek üzere şimdilik Ulah- da bir ittir yapılması (He feti meyda la yeti Rumelide siyasi kıtalin çoğaldığı ve bazı çetelerin faaliyete başladığı rülüyordu. Buna ii Avusturya devletinin eyv Hersekte tatbik ettiği bir kanun nü- mune ittihaz olunarak Rumeli için de böyle bir kanun yapılmasında fayda tasavvur ediliyordu, Böyle bir kanun projesi hazırlamak için Selânik merkez kaymakamı Tah. sin -Üçüncü umumi müfettiş. Müm- taz kolağası Halli -Enver beyin am- cası- Jandarma yüzbaşısı Refet -gene- ral; saylav. on sekizinci nişancı tabu. rundan Radovişteli Zeynelabidin bey- lerden mürekkep bir komisyon teşkil olundu. Bu heyet İstanbulda erkânı harbiyel umumiye dairesinde -eski Âli paşa konağı; yanmıştır. toplandı; (Çe- teler kanunu) denilen kanunun pro- jesini tanzim etti; bu proje hakkında Refet bey Şürayı Devlette izahat ver. di. Proje nihayet muvakkat kanun şeklinde çıkarıldı, Tatbikatta bu ka- nun ahkâmı dahili şikâyetler ve ha- rici itirazlarla akim kaldı. Ikinci umumi kongresini aktedece- ği sırada İttihad ve Terâkki cemiye- tince Türkün gayri Osmanlı unsurla- rile hakiki ve samim! itilâf akdi ümid- leri hayliden hayliye zayıflamış bu- Yunuyordu. Vinç ile sukut! Hüseyin Hilmi paşa ilk sadaretinde muhalif matbuat tarafından durmak, dinlenmek bilmiyen hücumlar, şahsı- nâ karşı edilen tarizlerle neşesi kı- rılmış, zebun bir hale düşmüştü. Meşrutiyet usulile eli bağlı sayılan hükümetin gösterdiği tereddüd, gev. şeklik, yılgınlık, gaflet Volkancıların, Cemiyeti Muhammediyecilerin cüreti. ni arttırmış, 3i Mart ihtilâlinin zuhu. runa meydanı açık bırakmıştı. Hareket ordusunun İstanbula gel- mesi, saltanatta tebeddül vukuu Üze- rine Hüseyin Hilmi paşa infisalinin yirmi ikinci günü Tevfik paşa yerine ikinci defa sadrazam oldu. Hüseyin Hilmi paşa muntazam bir iş değildi. Namık Kemal n gönderdiği bir mektup ile Hüseyin Hilmi efendiyi: (Müste- ittir; ancak burada kendi kendine yı tişmiştir; istidadı tenmiyeye mmuhtaç- tır.) | vasıtalarla atılmıştı. Y: Diye sadrazam Said paşaya tavsiye etmişti. (1) Hüseyin Hilmi paşa hayatında yaz» dığı kadar okumağa vakıt ve fırsat bulmamıştı. Bu suretle memuriyet he yatında büyük meseleleri tedvire nakış 1 ve teferrüât ile lüzumundan fazla uğraşırdı; işle. rin müfredatını da kendi elinden ge- çirmek ister, ufak, tefek evrakı bile bazen kendisi tesvid ederdi. Bunun için muhalifleri Sadrâzam olmuş amma, mek çuluğu hâlâ bırakamıyor! derlerdi. Dahili işlerde tecrübeli ise ne riyasetinde devlet gemisindi nalı havalarda kuvvetle düm cak bir kaptan evsafını yordu. Hüseyin Hilmi paşanın? — Said paşa ile kendimi mu edemem. Onun yüksekliğine diyeceğim yok! Ancak kendimi Kâmil paşa ile de bir tutamam! dediği Said paşanın ku- lağına isal edilmişti, Baid ve Kâmil paşalar meslekçe bi. ribirini çekememekle beraber takdir ederlerdi. (Yalnız hayatlarının son demlerinde araları pek ziyade açılmış, bu çekememezlik âdeta husumet rene gini almıştır.) Meşrutiyette Hüseyin Hilmi sultan Ham'd devrinden devlet ricali arasında mesr paşa mertebesine yük gösteremi- paşa midevver ce bu iki Said paşa Hilmi paşı ni duyunca Kâmil paşa talâlarının kiymetini te cek cümleler arasında yeni hemmer- tebesinin eski rakibine asında hakkı olar tı! Çalışmaktan bık: bir vali meziyetlerini Hüseyin Hilmi pi ve iyi görür siy ifa edemedi. Harici siyasett Noradonkiyan efendinin müta nin t dan kaç defa: (Arkası var) (1) Salt paşanın Hacı Adil beye ifadesi, — (Saray ve Babiâlinin mızda Abdülhamid devri mebhasında İnj yüzü) tefrika- (hafiyelik) sü ve bunun neticesini Bu hareketin başında bi risi mülkiye idadisin muhterem edebiyat mua bey idi k! bu yüzden nef fasında hayata vedâ e nim diğimiz sırada de olmadığı için Deşredememiştik. nyede bay Tevfik Azmi bunur etini eski ev rak içinde bulup göndermiştir tiği bu zahmetten dola kür etmeği vecibe addeyleri Bir kısım münevverlerin felâketlere uğramalarına sebeb olmuş olan bu vesikanın i bugün neşrile © bahisteki noksanı Ikmal ediyoruz (Vakayli tarihiyesini teşkil eden hare- küt ve futubatımda hürri bi iki vacibel insaniyeti uğrunda en çok fedakârlıklar ziyade muvaffakiyetler göste kümeti muazaama tere devleti fahime niyet ünvanı çehili Hususile bir asındanbe: nin hukukunu müdafaa v min hususunda ibasl ett: zaheret İle Osmanlıların kalbleri, evdiyeti siyasiyelerile kalm ve olacak bir bissi muhabbet ve medet büsüle getinmiş olan tere (o devleli o muhteşemesinin det ümemde menafii mahsu gibi alitenabane bir fikir ile mütece mesleki siyasisini tâkdir etmek vazifesiyle herkesten ziyade Osmanlılar mükelleftir Nevahli şimaliyesi islâmiyetle münevver iken cihatı salresi zılâmı cehil ve bedevi. yet içinde yuvarlanan Afrika kıtasının aksami cenubiyesine atfı nazar olunup ta insan ticareti gibi menatli arkasında koşan yüz binlerce kaballi ciye ile nüfusu islâmiyeye temin edilen hürriyet ve mdalet & getiri devleti aasinin ar Afrikayı cenubide deruhde dahi zaifi ir vazifeyi um

Bu sayıdan diğer sayfalar: