28 Temmuz 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

28 Temmuz 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA İngiliz - Japon anlaşması İngiltere Başvekili ile Londradaki Japon sefiri Tokyoda yapılan İngiliz - Japon anlaşmasının mahiyetini ilân ettiler, Bu izahala göre İngiltere Çin- de Japonyanın geniş mikyastaki askeri harekâlının hususi bir vaziyet ihdas eylediğini kabul etmiş ve Japon ordusu kendi emniyeti ve mahalli asayişi muhafazaya mecbur olduğundan bunların icabatına İngilterenin uyarak Uzak Şarktaki memurlarına ve tebaasına o yolda emir ve talimat vereceğini bildirmiştir. Uzak Şarkta İngilterenin Japonya ile anlaşmasından en ziyade memnun olan Fransadır, Fransızlar İngilterenin bütün kuvvetini şimdi Avrupaya te merküz ettireceğini düşünerek seviniyorlar. yirmi milyon nüfusu olan Hindiçini Fransız müstemleke imparatorluğunun | ler &rasında cn Ayni zamanda Uzak Şarkta "Tokyo anlaşması İle istilâ tehlikesinden kurtulmuş olması Paris hükümeti. AKŞAM 9) — Zenci hâkim kadın iyi kaç sene evvel New - York belediyesi hukuk müşavirliğine tayin edilmiştir. Geçen hafta New - York belediye reisi bayan Bolin'i bir mahkemeye hâkim tayin etti, Bu mahkeme ayrı” uk davalarına bakan bir mahkeme dir ve baş vuranlar da sencilerdir. Amma Amerikada hâkimlik koltuğu- na oturan İlk kadınbayan Bolin'dir. Bayan Bolin bu yeni vazifesinde- ayda 12,009 dolar alacaktır. Turneye çıkan sanatkârlar Komedi Pransez sanatkârları ce- nubi Amerikaya turmeye çıktılar, Rio - 48 - Janeiroda çok rağbet gören Sanatkârlar, seyahatlerini uzattılar, Boenps Ayrese de gittiler. Ne de olsa, cenubi Amerikada da Fransızcayı bilenler pek çok olduğu için Komedi Fransezin bu turnesi ta- Ufak tefek Avrupada otuz milyon radyo ciha- nı işlemektedir. Hesap etmişler: Dört keçi bir inek kadar süt veriyor ve bir inekten, daha az gıda ile besleni- vor. Almanyada balıklardan yumurta Ayancık (Akşam) — 17 temmuz 989 Pazartesi günü saat tam birde taşan Ayancık çayı Zingal şirketi imtiyaz Şerçevesi dahilindeki Zından ve Çan- Bü orman muntakalarında şirketin İssin ve inşa etmiş olduğu ormen hakliyat ve tesisatından olan sulu ve kuru sürütme oluklarını, dekovil hat- tını ve köprülerini heyeti umumiyesi İtibarile yüzde 75 nisbetinde harap etmiştir, Çayın sabahleyin erken taşmasın- dan dolayıdır ki insan ve hayvan za- Yiatı olmamıştır. Hat güzergâhında ilwman yazıhane, telefon dairesi, Sraaik ve levazım anbarlarını da alıp Börülmüştür. Merkezde çay içerisinde şirket me. Mur, müstahdem ve işcilerinin ika- bil görülür. Fakat Atina devlet tiyatrosu ar tistleri de seksen kişilik bir kadro ile Avrupa turnesine çıktılar. Sanat kârlar birinci mevki yataklı vagon- In seyahat etmekte, gittikleri şehir lerin en büyük otellerinde oturmak. tadırlar. malümeat akının yerini tutan bir madde tstih- sal ediliyor. Bir asır zarfında bilârdo 300,000 filin öldülrilmesina sebep olmuştur. Malüm ya, bilârdo bilyaları fildişin- den yapılar. Bal yapan arıların iğneleri “ kuvvetli bir müdafaa sılâhıdır, fakat... İnsanlar, böcek- ziyade arılar hak- kında tetkikat Arılar hakkında dikkate şayan bir etüd neşredilmiştir. Bunda bazı garip noktalardan bahsedilirken arıların şeker hırsızlığı hakkında da malümat verilmektedir. Bu yazının bazı kısımlarını naklediyoruz surette korurlar. Fakat tabiatın yar rattığı bu tesirli müdafaa vasıtası ya- kından teğkik edildiği takdirde her nedense büyük bir kusuru olduğu anlaşılır. Çünkü arı iğnesi düşmanın bir tarafına sokulmağa yarıyacak gis bi dümdüz ve sipsivri değildir. İğne- nin arkaya doğru çevrilmiş kancaya benziyen bir kıvrıntısı vardır. Onun içindir ki iğne bir kere bir ye- re saplandıktan sonra onu çıkarmak, hiç olmazsa kolayca çıkarmak kabil değildir. Bir arı birisini soktuktan sonra bu sebepten dolayı kendisi de o yere bağ- lanır kalır. Oradan tekrur kurtulabil- mesi iğnesinin merbut olduğu vücud parçasını koparıp soktuğu yerde bı- rakmasına mütevakkıftır, Tabii böy- le bir arı artık kötürüm kalır, Sok- tukları iğneyi çıkaramıyan ve olduğu yerde bırakıp kaçan arıların hadise. den iki saat sonra, hattâ daha evvel de, öldükleri bir çok tecrübelerle sa- bit olmuştur. Hattâ soktuktan sonra iğnelerini çıkarmağa muvaffak olan- ların bile kısa bir müddet zarfında öldükleri müşahede edilmiştir. Bir arı esarette ancak beş #aat yaşıyabiliyor, mmanaae | ondan sonra yalnızlığın verdiği üzün- Ayancıkta seylâp İşini met etmekte oldukları binalardan bir kısmına su girmişse de hiç bir zayiat olmamıştır. Yalnız elektrik direkleri yıkıldığından kasaba ve şirket me mur evlerine elektrik cereyanı veri- lememiştir. Kasaba bugünden itiba- ren aydınlatılmıştır. Şirket dünden it#baren suyun azal. dığı mmntakalarda geniş mikyasta faaliyete başlamıştır. Gönderdiğim resimlerden de ardaşılacağı gibi bü. hassa orman nakliyatını temin eden dekovil hattının biran evvel ikmali. ne çalışılmaktadır. Sel tahribata şu şekilde tesbit edil- miştir: 75 kilometre uzunluğunda oluk hatları, 180 adet beton ve demir dekovil, 11 kilometre uzunluğunda potrsl köprü harap olmuştur, tül içinde ölüyor. Şu halde arı iğnesi tabiat tarafın- dan pek kusurlu olarak yaratmış bir müdafaa vasıtası olsa gerektir. Çünkü birisini öldürmek üzere ateş Dedikodu yüzünden Hiddetli bir kadın komşusunu «hemmiyetsiz bir dedikodu yüzünden kavga çıkmış, Hayriye bu kavga csna- sında hiddetini yeönemiyerek eline geçirdiği bir makasla Ayşeyi sırtın- dan yaralamıştır. Yaralı kadın Beyoğlu hastanesine kaldırılmış, Hayriye hakkında taki- bata girişilmiştir. Valinin Şiledeki tedkikleri Şile (Akşam) — Geçenlerde bura- ya gelen vali B, Lütfi Kırdar bir çok işlerle yakından alâkadar olmuş, bu arada plâjı, mektebi gezmiştir. Öğ- rendiğimize göre vali Üsküdarla Şile şosesinin kazaya gidiş kısmındaki bir kilometrelik yolun asfalt döşenmesi için emir vermiştir. Ayrıca bu asfalt yolun güzergâ hında bulunan bükümet ve Parti Halkevi binaları önündeki bahçeler de park haline getirilecektir. Bu hu susta İstanbul parklar müdürü B, Reşad todkikatta bulunmuştur, İY e Biçaği, berabörce kullanıldikte ei PAN düny ded ei Se ettiğimiz kurşununu gelip kendimize isabet ettiren bir rüyelver tasavvur edilebilir mi? Esas itibarile böyle bir müdafaa âleti silâh sayılabilir mi? Her halde sayılmaz. Demek ki tabiat bu işte bir yanlışlık yapmış oluyor, 'Tabilyat âlimleri bu mesele ile de- rinden derine meşgul olmuşlar, fa- kat işin içinden bir türlü çıkamamış- lardır, Bunlar tarafından ortaya atı- Jan nazariyeler içinde en akla yakın olanı şudur: Bize bugün bal yapan arıların asıllarını, nesillerini yabani anlarda aramak lâzımdır. Bunların iğnelerinin uçları sipsivridir ve bu iğ- neyi hiç bir zarar görmeden yüzlerce defa kullanabilirler. Bu arılar her ne kadar çiçeklerin usareleri ve tozlarile gıdalanırlarsa da, diğer böcekleri iğ- nelerile sokarak yarı ölü bir hale ge- tirdikten sonra yumurtalarını da çe- rez olarak yemekten hoşlanırlar, Bu yabani arıların bir kısmı ihti. mal ki bu dajmi böcek kıtali yüzün- den iğnelerini kullana kullana uçla- rını aşındırmışlar ve uçlarında birer kanca peyda olmasına sebebiyet ver- mişlerdir. Bu vaziyet karşısında ar- tık böcek öldürerek onların yumur- talarım yemekten vazgeçmişler ve yalnız çiçek usaresi ve tozu İle geçin- meğe mecbur kalmışlardır. Bu saye- de bugün ballarını yediğimiz ehli arı cinsi meydana gelmiştir, Yabani arıların böyle yeni bir ha yata alışmaları nazariyesine kolayca inanmak kabil olmuyacak gibi görü- nüyor. Halbuki hakikatte arılar ken- dilerine mümkün olduğu kadar fazla gıda biriktirmek için her türlü çare- ye baş vurmaktan geri durmamaktar dırlar. Hattâ bu- nun için büyük mik yasta hırsızlık yolu, na sapnuya bile hazırdırlar, Onların bu hursızlık su- natını bilen bazı açıkgözler bir kere arıları âlet ederek şeker bile çalmağa muvaffak olmuşlardır. Hadise şundan ibaretiir; Bir aralık Paris civarındaki şeker tasfiyehanelerine bir çok arı küme- leri ariz olur. Her tarafta yığın halin de duran şekerlerin üzerlerini kaplı- yan bu arılar şeker tanelerini birer birer aşırıp kovanlarına götürmeğe başlarlar. Bu tasfiyehanlerden biri- nin sahibi az zaman zarfında oluz bin frank kadar zarar eder. Bu arı- ların nereden geldiği uzun uzadıya raştırıldıktan sonra mesele nihayei aydınlatılır. 'Tasfiyehanelerin yakı- nında bir çok arı kovanları bulundu- ğu ve bunların bazi açıkgözler targ fından tasfiyehanelerin şekerlerinden istifade etmek üzere ora leştirii- diği tesbit olunur, Nihayet, dünyada misli görülmemiş olan bu şeker hır- sızlığına bir nihayet vermek için Pr- rİs zabıtası o kovanların Öralardan kaldırılması için tebligata merbur olur. Fransanın Nantes şehrinde de bazı arıcılar oradaki şeker fabrikalarının mevcudiyetinden istifadeye kalkışır- lar, Fakat, tasfiyehane gahipleri daha kurnaz çıkarak hemen binalarının kapılarına ve pencerelerine sık örgü- Wi teller geçirirler. Bu yüzden arılar şeker çalamayınca Nantes'da mevcud 1500 arı kovanının binden fazlası faaliyetini tatile mecbur olur, Biraz sonra ancak 8 kovan kalır. Meğerse arılarını çiçekle besliyen yalnız 8 ko- van sahibi bulunuyormuş! GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Şehrimizin misafiri olan Romanya kralı KRAL KAROL Romanya kralı ikinci Karol ile oğ- Tu ve veliahtı Mişel dün limanımıza gelmişlerdir. İkinel Karol, 1893 tevellülüdür ve birinci Ferdinandın oğludur, Cihan harbi esnasında liva kumandanı $i- fatile muharebeye iştirak etti, Buda» peşteye yürüyen orduda bulundü Sonra general rütbesile deniz ve ha- va müfettişi oldu. Prens, Yunan krali Konstantinin kızı prenses Helen'le izdivaç eti ve 1921 de doğan oğlu Mişel'e hiiküm. darlığı bıraktıysa da sonradan Ro- manya tahtına dönmüştür, Kral Karol, çok canlı, hayatiyetii bir zattır. «Şayed kral olmasaydı mutlaka mühendis olurdu!» derler. Fenle, okumakla, sanayli nefse ile bilhassa sporla ve spor < teşkilâtile fevkalâde alâkadardır. Onun bütün bu heves ve meşgele- si Rumen karakteridir; fakat bilmu. kabele Rumen karakteri üzerine mü- €sir olmuştur. Ferdiyetçi hayatın, sporun, izelliğin, havacılığın Roman- yada bugünkü yüksek mevkli kral sayesindedir, İkinci Karol bilhassa ava meraklı- dir. Nakıs yirmi derecede sarayından çıkarak, tüfek omuzda av peşinde gezdiği, erlesi sabah dinç ve pürsıb- İkomanya Kralı ikinci Karol ve veliahdi uğraştığı görülür, Kral, izciliğin mü- şevvikidir, Tayyareyi ve otomobili pek sever. Oğlunu da kendi gibi ye- hat uyanarak yine fikri meşgalelerile | tiştirmekledir. İskemleyi kafasına vurdu Kartalda kahveci Aİ ile Suad adın- da bir amele dün kahve parası yü- zünden kavga etmişlerdir. Kavgada Buad bir iskemle ile Alinin başına vu- rarak tehlikeli surette yaralamıştır, Vakâya zabıta el koymuş, yaralı Ali baygın bir halde Nümüne hastanesi- Et nakliye işleri Et nakliyat işlerinin belediyeye devri hakkındaki kanun bugün- lerde OResmi Gazete ile neşre- dilecektir. Belediye şimdiden lâzım gelen hazırlıkları yapmıştır. Kanun neşredilir edilmez icab eden nâkliye yasılaları alınacak ve el nakliyatı mezbaha idaresi tarafından idare edi-

Bu sayıdan diğer sayfalar: