28 Temmuz 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

28 Temmuz 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Merihteki insanlarla muhabere etmek kabil olabilecek mir. Senelerdenberi Merihten ziyadar arza ziyadar işaretler veriliyormuş Bu işaretlere mukabele için 50 milyon mum kuvvetinde bir projek- töre ihtiyaç vardır. Fransada 2 milyar mumluk projektör varmış Son günlerde bazı gazeteler Merih yıldızının arzın pek yakınından geçe ceği ve bu geçişten bazı heyetşinasla- rın endişe ettiklerini yazmışlardır. Bu hâdiseden bahseden İntransigeant di- yor ki Meşhur Merih yıldızı, dehşet esim na gelen beraber, 27 temm gecesi tam arzın karş yani yalnız bir sa niye güneşi arza vasleden ideal bir bat üzerinde bulunacak Fakat heye rın merak ve te- cessüsünü kamçılay bu nâdir tesa- düf değildir. Haftanın a vakası, Merihin on beş senedenberi ar- za bu kadar yaklaşma Adi zamanlarda Meri r arzdan ancak 58 milk uzakta bulunacaktır. ar bir nokta gibi görü- metre sirde ziya Decektir. Önümüzde! eceler, bütün dü rasadhaneir e bütün heyet- na nüfuz et- meğe çalışacaklardır. Acaba Merih ni faşedecek mi? İlmin bugün daki kadar y anl 2 24 4 saat, 37 dakika ve 23 saniye sürdüğüdür. Fakat Merihte nin uzunluğu, bizimkinin takriben k yani 687 gündür. Bu, Merihteki insanların bizden iki misli fazla yaşadıklarını mı, yoksa, bizden iki misli daha az ihtiyarladık. h i mi ifade eder?.. Merihte insan yaşayıp yaşamadığı henüz malüm değildir. Bazı heyetşi- naslara göre Merihte hava şartları in- arın yaşamasına müsaid değildir. Filhakika Merihte hattı üstüvada ha- raret sıfırdan aşağı 15, ve kutuplar. da sıfırdan aşağı 100 derecedir. leskopla bakıldığı zaman Merihte tat- lı bir kızıllık, bereketli bir yeşillik ve yahud kıpkırmızı dağlar görülür. Diğer bazı heyetşinaslara göre Me. rihte insanlar vardır. Binaenaleyh Merih seyyaresi esrar ile kaplıdır. Me. rihde yaşıyan insanlardan ilk işareti alacak heyetşinas için birçok nakdi mükâfatlar vadedilmiştir. Acaba bu mükâfatlardan biri şimdi kazanılabi. leçek mi? Merihteki insanlar, bizim ar. za, ayni merak ve tecessüsle mi bakı- yorlar? İlk söz söylüyecek olanlar, on- Tefrika Tefrika No.21 21 SEVil Merih yıldızının teleskopla üç görünüşü lar mıdır? Dillerini anlıyacak mıyız? Biz de onlar cevap verebilecek miyiz?» Geçen asrın sonlarına doğru bazı heyetişinaslar Merih yıldızının birçok | noktalarında ziyadar işaretler görmüş» TE | lerdir. Bir takım âlimler görülen zi- yaların Merihlilerin bize verdikleri işa. retler olduğunu iddia etmişlerdir. Bu iddiaya göre Merihte yeryi den faz la medehiyet varmış. Onlar dünyanın skün olduğunu anlamışlar ve bi- zimle muhabere tesis için çok kuvvet- li projeklörlerle işaretler vermeğe baş-| Tamışlar. Bu tez üzerine uzun tedkikler yapıl. miş ve neticede görülen ziyaların kar. lu dağlara ışığın âksinden ibaret oldu- Bakırköy resim sergisi Bakırköy Halkevi Ar şubesinin açtığı İkinci resim sergisi büyük bir rağ- betle Kafşılanmış ve birçok meraklılar ve halk tarafından ziyaret edilmiştir. Sergide Halkevi üyelerinden beş genç ressama alt 67 resim Yukarıdaki resim, sergide teşhir edilen resmleden bazılarını göstermekte. dir, LEN KADIN Büyük macerâ romanı Doktor hastasına lâzımgelen teda- vileri ya, sn sonra ona bir kaç dam- la morfinli ilâç içirterek: Yatın, yun!,.. . dedi, ok zayıf ve yorgun olan kızcağız derhal gözlerini kapayarak derin bir uykuya daldı, Büyükannesi yorganı, yastıkları düzeltti, Sonra: — Şimdi ne yapacağiz? « kime tereddüt etmeden diyen he- — Kolay, bununda çaresi var! - ce vabını vererek Fetanetin yanına git- ti — Sen çocuk istiyordun? — Evet efendim. — İşte bunu aj! Peki amma bu saatte ne yapa- yım? — Bayram arabayı hazırlar. Seni İstanbula götürür. Teyzezadenin ma- damına teslim edersin, kendi çocuğu *le beraber büyütsün... Onunki de kız galiba! - Kız efendim... İsmi Sara! Nakleden : ( Wâ - Nü ) rim, Hemen Ayvalığa gitsinler, Biran düşündü, sabırsızlanıp omuz- larını silkerek; — Aman aklıma isim gelmiyor... an olsun... Ne çıkar? istüne efendim. — Haydi git, Bayram ağaya haber ver, Elini çabuk tutsun. Ben Necilenin yanina gidiyorum. Suzinak bana yar- dım eder al usulle sıvış... Çan» | gelen parayı 2)... Haydi Biçare lohusa uyandığı zaman arka- si sıra giden arabalar çiflikten çok uzaklaşmıştı Sabahleyin âtların terini, köpüğü- nu gören seyisler merakla sebebini sordular. Bayram ağa: — Küçük hanım hastalandı. Acele ilâç İâzım oldu... gibi sözler homur- dandı, Adeta ölümden kurtulan Necilenin konuşmak şöyle dursun nefes almağa bile mecali yoktu. Baş ucundan büyük. ğu meydana çıkmıştır. Buna rağmen Merihlilerin bize işaret verdikleri id. diasında israr edenler vardır. Bunlar biran evvel yeryüzünden de mukabele edilmesini istiyorlar, Merih yıldızında görülebilmesi için 50 milyon mum kuvvetinde bir projek- töre Ihtiyaç vardır. Halbuki Paris ci. varında Valerlen ında 2 milyar | mum kuvvetinde müthiş bir projektör mevcuttur, Şimdi bu projektörden İs- tifade edilmesi ve Merihlilerin nezake- tine mukabelede bulunulması isteni. | liyor, İlk görüşme bu suretle ışık tea- tisi şeklinde olacak, Merihte hakikaten insanlar varsa sonra bir konuşma dili İ bulunacaktır. teşhir edilmiştir. On gün müddetle Kadri bey ölüm- | le mücadele etti. Bütün bilgilerini, bü- tün gayretini canla, başla sarfediyı du. Gece gündüz çiflikten ayrılıyor. Sabahlara kadar hastasının başında bekliyordu Çiflikteki adamlar arasında küçük hanımın rahatsızlığı bazı o Gedi ları mucip olduysa da sır o ka iza dı. Öte yanda Cemil, artık i; ne gitmek üzere idi. Bir akşam Kadri | Vey delikanlıya gizlice bir kâğıd ver- di. Bu Necilenin acele karaladığı bir tezkere idi Çocuklarının öldüğünü, | bu halin müthiş bir dersi ibret oldu. | ğunu söyliyerek veda ediyordu. Genç kız iyileşince, tabii, ilk iş ola- rak evlâdını görmek istemişti. Mihri. nur hanımefendi bin itina ile vaziyeti izah etti; — Yavrum... Mukâdderatın önüne geçilmez... İkiz doğurdun. Ekseriya | bu şekilde düny gelen çocuklar yâ» | şamaz... Ne yapalım? Allah sana ömür | versin! Gene şüki . Cenabıhak sana | acıdı da böyle babasız çocukları başi na bırakmadı. Necile sessiz sessiz ağlamıştı. £ sevgilisini haberdar etmek için yazdı- t © İlgi kâğıdı doktora vermişti, İ bolan İstanbulun hayalini Sonra | 3 Piyasada faaliyet artıyor - Ihracat maddelerimizin vaziyeti hararetli | Hubu y vaziyeti tahakkuk etmiştir, Evvelee de yazdı ğımiz gibi buğday rekoltemiz g seneden noksan değildir. Yalnız ku- ru meyvalarımızın 1 henüz belli deği 1 fındık mahsulü geçen se- | neye nisbetle 15 milyon kilo kadar | fazladır. Fakat satış şartları ki da taayyün etmiş bir şekil mevcud de- dildir. Malümdur ki fındık satışları bu mevsimde alivre oli tıbr. Alman firmaları tarafından ali re satışlar başlamamıştır. Esasen Al- | man firmaları, piyasada lik defa ola rak müdahale eden ve flatlerle alâ- kadar olan firmalar de Bu fir. ın daha Ziyade gevşek ederler. Bu itibarla fiatlerin “günün birinde düşkünlük ihtimalini göz önünde tutarak, piya- sa açılır açılmaz veyahud piyasa açıl- madan evvel, piyasa ile alâkadar ol- mazlar, e arasınd derecede esaslı haberlere göre lâfı mucib alivre muamelelerin başi lâzım... Maamadfih aliv- re satışlar da, fındık ticaretinin esa- sını teşkil eden bir mevzu değildir. | Alivre satışlar için İzmirde de bir muamele yoktur, her sene bu mev- simde üzüm, üzerine alivre muame- eler yapılırdı. Esasen bu seneki üzüm mahsulü geçen seneden çok azdır. Bu itibarla üzümlerimizin müşteri bulamaması ve satılamama- sı gibi hadiselerin zuhur etmesine ihtimal verilemez. Dış ticaretimiz Dış ticaretimizde en geniş yeri kap- lıyan Almanyadır. Son günlerde hu- bubat üzerine Almany mühim mikdarda satışlar yapılmaktadır. Fa- kat Almanyadan ithalât yapmak im- kânları güçleşmiştir. Kauçuk mamü- Jâtın ekserisi sellülozdur. Diğer yünlü, ipekli kumaşların da evsafı değişmiş- tir. Bu malları getiren tüccar, güm- rük muayene memurlarile müşkül mevkide kalmaktadır, Çünkü bir tüc- car, kauçuk mamülât getirdiği za- man, bunun gümrük kimyahanesin- de suni ipek olduğunu görmektedir. Cemil bu haberi aldığının ertesi gü- nü ev sahibine pek çok teşekkürler ederek köşkten ayrıldı. Acıbademe git. ti, babasının elini öptü An . Dışarlar- yorum. Babacığım, bana para ver se- çıkacağım... Birkaç sene İs- idan uzak yaş ına kani olan Hüsnü efe; at etti Bir hafta sonra Cemil Mısıra müte. veccihen hareket ediyordu. seyreder. ken kendi kendine; w— Ya çok zengin olarak avdet ede- ceğim; yahud hiç dönmem!» diyordu. | v.. Gerek doğum sari , gerek ma. nevi üzüntüler, Necileyi oldukça hır. palamıştı. Uzun müddet ölümle ha | dele ettikten sonra artık tamamen nekahat vr gir di, | l Güverteden bakarak, gitgide kay. | iu din endiriyordu, Bu; r ı da kal de buar Maama- tib genç kazın, bayada kalmak iste -| Yiğinde aa bir maksad da yarar İ ed İ men hâlâ içinde İ, meğe başlamıştı. Kar, ddeler makta i münasebet- lât tacirleri... sanayi erbabı di çineden ithal lardan başka, kadan, ham de i meyva iharcatı başladığı ziyetin değişeceğini ümid kat bu da kâfi gelmiyec kadan mal aldığımız ya mal satmıyoruz. in nasebetlerin ar dair k ümid vardır. İngiliz firmalar imıntakasından geçen seneye bol miktarda kuru meyve dağından bahsedilmekted ızdaki tic İhracat maddelerimizin olmaktadır. İhracat Almanyaya Yaf maktadır. Al ve B satılmaktadır. ler bugünlerde en bakladır. Bu sene miz geçen sene tur. Hatay ani için Halayın Kuru seb? de umumi En ziya- olan Fransa ile Almanyadan retli satışlar devam edecek Jarın pek yakında elden çı- Dokuma ham maddeleri — ve yapağı piyasasında harare Jar devam etmektedir. En ziyade ih: cat Almanyaya ve biraz da İngiltereye yapılmaktadır. Son zamanlarda S yet tican ile alâkada! tan Çekoslovakyadan da rapağı ve tif. tik üzerine talepler d dir, Yaş meyvalar ve sebzeler — Yaş meyva ihracatı ancak kavun ve kar- puza inhisar etmektedir. Uzunköprü kavun müstahsilleri kooperatifi,. Al manyaya ihracat yapmak için hazır- Yıklara başlamıştır. Fakat eksik olan birşey vardır, O da kavun ihracatına müsaid vagon bulunmaması Almanyadan başka kavun ihracı Suriyeye yapılmaktadır. Suriyeden Manisanın tatlı kavunları aranmak. tadır. Geçen sene olduğu gibi Misir. dan da karpuz istenilmektedir. Sebze ihracatı için hiç bir teşebbüs yoktur, Halbuki Bulgaristan mevsim başından şimdiye kadar muhtelif memleketlere 80 vagon domates ihraç etmiştir, H.A. Cemilden aldığı sert mektuba rağ- ümid sönmemi; Her an delikanlının bir ağacın sından, koruluğun bir köşesinden bi İ denbire çıkacağını sanıyor; postacıyı görür görmez koşup mektuplara ba- kıyordu. Fakat ne Cemil göründü ne de bir haber geldi. Kadri Ahmed bey ise ar köşkün adamı olmuştu. Ç öâln, ve insanı bir bak rinur hanımefendi bile, bu f güler yüzlü adama kapık ; bütün mânaşile ona itimad et. yağmur, çamur demez; doktor, koşar gelir; neşesile, iki kadının hayatına canlılık verirdi. Hele Necile için onun mevcudiyeti büyük bir teselli oluyordu; zira genç kız ancak onunla derdleşebiliyor, bü- tün düşüncelerini söyliyebiliyordu. Cemilden ses sada çıkmadığını gö- Tünce kızcağız gene sevgili doktoruna müracadi ttmeğe karar verdi. Yalnız kaldıkları bir sırada çekingen bir eda İle — Dektor!.. kat mahcubiye rarak sustu, hı - diye söze başladı; fe tinden yanakları kıza-

Bu sayıdan diğer sayfalar: