2 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

2 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 AKŞAM CEBELÜTTARIK Yeni kumandan General Liddel şayanı dikkat beyanatı General karadan bir taarruz yapılamıyacağını , denizden taarruzun da mümkün olmadığını, hava hücumlarının mütearrız için tehlikeli olacağını söyliyor Atinada çıkan Vradini gazetesinin muharriri B, Doganis, son günlerde Cebelüttarık'a gitmiş, ve deniz aşın İngiliz ordusu umumi müfettişliğine tayin edilen Sir Edmond İronsid'in yerine Cebelyttarık kumandanlığına tayin edilen Sir Clive Liddeli ile gö- rüşmüştür. İngilterenin en maruf ve mümtaz askeri şeflerinden biri olan Sir Liddeli Yunanlı muharririn sor- suallere cevap vererek demiş- Düşman bataryalarının Cebe- ık'a, gülle savurmalarını müsş- teb” ad görmüyorum. Fakat bu gülle- ler, Cebe! ık kayalığını ancak biraz kaşıyacaklar ve Cebelütfarık garnizonile ahalisine hiç bir zarar veremiyeceklerdir. Zira garnizon ve halk için m mel ve emin siğinaklarımız — Generalim karadan bir taotruz dan korkmuyor musunuz? a cihetinden gelecek bir Asla, Gördünüz ki, İspanyaya bağlıy genişliği 300 Bu dar şeridden sonra kayalık, sarp ve korkunç bir şekilde yükseliyor. Mütearrızlar bu kayaya nasıl tirn'e. nabilirler? Kendilerini kayalığın zir. vesine kadar bütün yamaçlarda giz lenmiş olan yüzlerce top ve mitral- yözle kelimenin tam mânasile biçece- diz. İspanyolların bize karadan hü cum etmeğe kalkışmaları delilik olur. Böyle bir aptallığı yapacaklarını zan- netmiyorum — Cebelüttarık kayalığının Ceuta- dan ve Algesirastan bombardıman edilmesi mümkün deği! mi? 400 metreyi geçmez. — Böyle birşey tamamile müsteb'ad değil Fakat bombardıman bizi izrar edemez. Bütün müdafaa teşkilâtımız, yer altındadır. Gülleler bunlara bir gey yapamaz. Kendiniz de görüyorsu- nuz,kayalık tablaten pek müstah- kemdir. Düşman bombardımanı belki şehri harab edebilir. Fakat bunun müdafaa bakımından hiç bir ehem- miyeti yoktur. — Düşman, tahrib ve zaptedemiye- ceği Cebelütlarık'ı denizden ve kâ- radan abloka altına alarak bu eblo- ka ile boyun eğmeğe icbar etmek iste- mesi muhtemel değil mi? Tefrika No. 26 SEVİLEN KADIN Büyük macera romanı Misafir, sanki anlamamış gibi davra- narak, pür neşe eğilip hanımefendi. nin elini öptü. — Ziyaretimle sizi rahatsız ettim. Beni kabul etmek lütfunda bulundu- unuz için bilhassa arzı minnet ey- lerim. Zaten Adaya bilhassa sizleri görmek için gelmiştim. İhtiyar kadın çatık kaşları altında parlıyan siyah gözlerini, sual sorar gi- bi muhatabına çevirdi. Erkek devam etti: — Evet! Buralara kadar gelmemin #ebebi size bir ricada bulunmak için- dir, - Estağfurullah... dim? — Daha doğrusu efendim, rica da değli, bir itiraf. — Garip gey... Neymiş? — Kısacası, efendimiz... Torununuz küçük hânmefendiyi seviyorum... Desti izdivacın v Ne gibi efen- İzmüimkün & addetmiyorum. Bu halde yal | niz torpitobotlar, ) General Tiddeli — Cebelüttarık'ın ablokası yalnız deniz cihetinden yapılabilir. Zir. anavatan ve müstemlekeler ile an- cak deniz yoliyle muvasale ve mü- nasebette bulunuyoruz. Fakat böyle bir ablokayı yapmağa kalkışacak ola- nın denizde bize üstün olması lâzım gelir. Halbuki bütün dünya bilir ki İngiliz - Fransız filosu, Akdenizde her hangi bir kombinezondan daha kuvvetlidir. Bina Cebelütta. rık'ın abloka altma alınması tama mile imkânsız bir şeydir. — Cebelüttarık'a denizden hücum edilmesi imkânı yok mu? birşeyi tamamile gayri tersaneye sokula- bilirler, Fakat harp takdirinde boğaz çelik ağlar vesair müessir vasıtalar İle tamamile seddedilmiş olacaktır. Binaenaleyh torpidobollardan başk bir gemi, tersaneye sokulamaz. Fikat torpitobotların atacakları bir kaç torpil, hedefi butablise de - ki bu, pek müşküldür - Cebelüttarık'ta demirli | bulunacak gemilerimiz için ciddi bir tehlike teşkil edemez. — Tayyare hı hakkındaki fikri. niz nedir? Kuvvetli bir tayyare filo- su, Cebelüttarık için bir tehlike teş- kil edebilir mi? Nakleden : (Vâ - Nü ) Yığa gelmenin imkânı yoktu. Hanımefendi koltuğuna yaslandı. Gözlerini bir müddet tavana dikti. Öy lece durdu. sonra, ağır ağır; — Vallahi beyefendi, beni gayet güç bir mevkide bırakıyorsunuz, Teklifini- ze çok teşekkür ederim. Lâkin siz de biliyorsunuz ki, Necile henüz pek kü- çüktür, Evlendirmeği daha düşünme. dim. Vehbi, hürmetkâr bir eda ile; — Eğer sizce yegâne mâni buysa, kü, çük hanımefendinin büyümesini bek- lerim... Fakat. Kadın kaşlarını çattı: — Neymiş «fakat»? — Kati bir söz istiyorum. Mihrinur hanımefendi ses çıkartma- dı. Dudaklarını ısırdı ve dolambaçlı bip! cevap verdi: — Madem ki, bana böyle ciddi bir i muhte müracaatta bulunacaktınız, niçin çif. likte iken teşebbüs etmediniz? e > , — Düşman tayyareleri, donanma mizi İersane içinde toplu bir halde bulurlarsa tehlikeli olabilirler. Fakat Cebelüttarık'ta hava tehlikesine karşı müdafa teşkilâtımızın pek mükem- mel dinleme Aletleri Sayesinde filo- muzu, yapılmak üzere bulunan bu ha- va hücumundan vaktinde haberdar eyliyecek ve limandan derhal çıkarak hava hücumu bitinceye kadar açık denize dağılacaktır. Esasen harp ge- milerimiz, mükemmel hava müdafa- &sı silâhlarile mücehhez oldukları cihetle, tek başlarına bile düşman tayyarelerini defedebileceklerdir. Ce- belüttarık kayalığı, hava hücumlar- na karşı baştan tırnağa kadar silâhlı ve mücehhez bulunuyor. Kayalığın sahası pek mahdud ölduğundan bü- tün tayyare defi tc hep birden ve ayni zamanda yni hedefe karşı ateş edebileceklerdir. Binaenaleyh Cebelüttarık' arşı bir hava hücü- mu, müdafilerden ziyade mütearnz düşman için daha tehlikeli olacaktır. Bazı bombaların şehirdeki binalara isabet ederek yangın çıkarmaları mümkündür. Fakat zannederim ki hava hücumlarının hedefi şehirlerde- ki evler değildir. — Cebelüttarık, bugünkü techiza- tile düşman harp gemilerinin müru- runu menedebilir mi? — Gündüzleri, tabiatile hiç bir düş- man deniz sathı boğazdı göçemez. Zira onu derh ji ve birkaç dakikada batıracağız. Ge- celere gelince, o kadar çok ve o ka- dar kuvvetli projektörlerimiz vardır ki, denizin bütün sathını ve karşıda- ki Afrika sahillerini nurlara garke- deceğiz. Binaenaleyh geceleri de düş- man gemilerinin boğazdan geçmele- rini imkânsız addediyorum. — Ya denizaltı gemileri? gen çelik ağların arasmdı i lerden tek tük gecebilmeleri gayri 1 değildir. Fakat bu, pek Da- dir ahvalde vukubulabilecektir, Çı ağlar o kadar sık ve denizin o kadar derinlerine kadar iniyor ki, denizaltı gemilerinin boğazdan (oo geçmeleri, kendileri için pek tehlikeli bir cüret teşkil edebile dum." Halbuki şimdi kararımı yerdim. İhtiyar kadın, azametli bir edâ ile; — Demek bana bu teklifte bulunur bulunmaz derhal kabul edeceğimi san. dınız? — Ümidim pek kuvvet efendi. — Buna sebep? — Efendim, filhakika sizler kadar yüksek bir mevki tutmuyorsam da ta. nınmış bir ailenin çocuğuyum. İçti- mai vaziyetim... — O cihetler malüm... Vallahi Veh. bi bey, bu bahsi şimdi burada bıraka lum. İstanbula avdetimizde tekrar gö- rüşürüz. Necile rahatsızdır, Herşeyden evvel onun sihhati ile uğraşmam lâ- nm. Bu, nazikâne bir red cevabıydı. De- Hkanlı anlamamazlıktan gelerek: — Efendim! « dedi. « Ben sizden kati kararınızı bekliyorum. Bir müddet bakıştılar. Delikanlı de- vamla: — Bu izdivaca pek taraftar olma- dığınızı görüyorum. Fakat sizi behe. mehal kendi tarafıma meyil ettirereği me de kaniim. Kadın yerinden kalkarak; — Belki... Görüşürüz! - dedi. Vehbi soğukkanlılığını muhafaza ediyordu. — gilmade ederseniz. ge se ça söyliyeyi r, hanım. nı a h mahsulü 1939 2 Ağustos 1939, Egede bu sene çok bereketlidir uzum incir rekoltesinin de geçen seneden biraz fazla olacağı tahmin ediliyor İzmir (Akşam) — Manisa ve Mene- menden İzmir piyasasına yeni mah- sul kuru üzüm gelmeğe başlamıştır. Fakat henüz mevsim başlangıcı oldu- ğundan, gelen üzüm miktarı pek az, dır. Ağustos ayında mühim partiler gelmeğe başlıyacaktır. Piyasada 2.3 bin çuval üzüm toplanınca ağustosun 15 inden sonra üzüm satışları başlıya- cak ve ayni zamanda İncir mıntaka- sından gelecek incirler de salışa çıka- rılacaktır. Bu sene üzüm mahsulü çok bere- ketli ve nefistir. Taneler iri ve etlidir. Renk itibarile de üzümlerin güzel ola- cağı anlaşılmaktadır. Havaların İaz- Is sıcak devam etmesi sebebile, üzüm mahsulünün erken kemale ereceği tahmin edilmektedir. İncir mahsulün. de de vaziyet aynidir. İncir mıntaka- sından gelen haberlere göre, Aydın ve havalisinde mütemadiyen poyraz rüzgârları devam etmektedir. İncir mahsulünün süratle yetişmesi için zaten bu ri rlara ihtiyaç vardır. Fakat arasıra inbat ta lâzımdır, Çün- kü dalma poyraz rüzgârları esecek olursa incir taneleri küçük kalır. İn- cir rekolltesinin de geçen seneki re- koiteye nazaran biraz #azla olacağı şimdiden tahmin olunmaktadır, İzmir Ticaret ve Sanayi odam reisi B, Hakkı Balcıoğlu, Avrupa #eyaha- tinden 12 ağustosta döncek ve doğru- ca incir mıntakasina giderek incir nahsulünün ambalâjlanarak İzmire sevki işini yoluna koyacaktır. İzmirdeki üzüm ve incir ihracatçi- Yarı, bu yul fazla Ihracat için hazırlık- lar yapmaktadırlar. İmalâthaneler, şimdiden temizlenmeğe, hazırlanma- mıştır, Bu yıl İzmirde 75 ka- ve incir imalâthanesi açıla- anlaşılmaktadır. Izmir Sıhhat ve İçtimai Muavenet müdürlüğü, özüm ve incir imalâtha- neleri için sıhhat memurları tayin et- mek üzeredir. Malümdur X.. bu ima- lâthanelerin temizlik ve sıhhat kaide- lerine riayet edip etmedikleri bu me- murlar tarafından sıkı bir kontrole tabi tutulur, Şehrimizdeki alâkadarlara gelen malü; a gi i isliklâk koo- peratifleri direktör ve im essillerin- den mürekkep kalabalık bir heyet, İngiltere ihtiyacı için İzmir piyasa- sından mühim miktarda üzüm Yi Kooperatifler bi ve ihracat âmirlerile anlaşmalar pacaktır, Avustralya üzüm ve inc kolteleri, bu y tiyen karar * m. Bu azmımın önü- ne hiç bir mâni geçemez. — Ahah Allah... Demek benim fik. rim hesaba katılmıyor? — Bilâkis, sizin rizanızla ve hattâ yardımınızla bu emelime erişeceğim. — Oooo... Buna hiç güvenmeyin, — Lütfu muavenetinizi bendenizden iğ elmiyeceğinize eminim. Muhaverenin böyle bir mecraya gir- mesi ihtiyar, kadının alâkasını uyan. dırmıştı. Tekrar yerine oturarak me- rakla: — Anlatın bakabm... Dinliyorum... —, Efendim, bü izdivaç benim için elzemdir... Görüyorsunuz ya, gayet sa- mimi konuşuyorum, Gençlik çılgınlığı ile, ailemden kalan iki kırıntıyı yedim. Gayet fena vaziyetteyim. Eğer Necile hanımefendi ile evlenirsem yeniden hayatımı kurabilirim. Felâketten kur. tulmuş olurum. Hanımefendi, müstehzi müstehzi: — Maşallah... Mükemmel!.. - dedi. Yehbi hiç bozulmadan devam etti: — Otuz dört yaşındayım... Aklım başıma geldi... Sıhhatim yerinde... Ha» yatımda namusumu lekeliyecek birşey yapmış değilim. İhtiyar kadına uzun uzun baktı ve kelimeleri tarta tarta devam etti: — Bu sözü bu kadar cesaretle söy- a ilarbes pek asli alleler tanırım. - nU2? Si cirlerinden temin edileceği haber alır mıştar. Ingiliz kooperatilçileri, Ege bölg& sinde gezecek, bağ ve incir bahçel& rinde mahsullerimizin istihsal şe de tedkik edecek, ayni zâmanda müs tahsillerle de görüşeceklerdir. İzmir” de İngiliz kooperati!çilerinin bu sey” hatine büyük ehemmiyet atfediliyof” Ege bölgesinin tütün rekoltesi İzmir (Akşam) — Bir ay evvele M8 dar Ege bölgesinin bu seneki tütüf rekoltesi 25 milyon kilo tahmin edik mekte idi, Yağmur ve dolu düştük ten sonra tülün mahsulü çok ber& ketli bir şekil almış, rekolte tahminl& ri 30 - 35 milyon kiloya yükselmiştif. Bu sene Ege tütünleri çok nefis W hastalıksızdır, Tokat parti başkanı seçildi Tokat (Ak- şam) — Mınta- ka Parti müfet- tişi Kars mebusu B. Zihni Orhun şehrimize gele. rek riyaseti al- tında toplanan Parti ilyökuru- Tup Vali B, Salâ- haddin Üner'den inhilâl eden Par- ti başkanlığına Halkevi başkanı ve Ziraat Ban- Bay Ahmed Hanbef kası müdürü B Ahmed Hanbek'i intihap etm B. Ahmed Hanbek muhitin sevil ve çok sayılan bir simasıdır. Trakyada pancar mahsulü çok iyi Edirne (Akşam) — Bu yıl pancaf mahsulünün iyi olması hasebile tos iptidasında faaliyete geçmesi mu” karrer olan Alpullu şeker fabrikasını” bu yıl kampanyasının diğer yılarda” daha fazla süreceği anlaşılmaktadı” Ayni zamanda pancar fiatinin bir ruşa çıkarılmış olması rençpetin me” nuniyetini mücip olmuştur. Erbaada 155 çocuk sünnet ettirildi Erbaa (Akşam) — Kızılay ve Ç& cuk Esirgeme kurumları bu hafta 166 çocuğu sünnet ettirmişlerdir. Sünnet edilen çocuklar belediyeni sinema binasında ihzar edilen kary” Jalarda yatmışlardır. Bando sabahtan geç vakte k — Var... Bilmek istiyorum. — Pekâlâ... Öyleyse, dinleyin... sadüfen gayet kıymetli bir sır öğre dim... Ve bu sır size aittir hanım di... Mihrinur hanımefendi, derhal: — Doktor Kadri Ahmet... - dedi. Delikanlının sözleri bu zemine dö küldüğündenberi, kadının zibni birşey saplanmıştı: Boşbuğazlık ede” alçakça lâf taşıyan muhakkak do” tordu. Vehbi azımkâr bir sesle; Aldanıyorsunuz... Haksız yet Kaâri Ahmedi itham ediyorsunuz. — Ya kim? a — Kışa doğru çifliğe. geldiği” gün hatırlarsınız ki, vapurdan çi ken size raslamiştım. Bir bakışta Ni cile hanımın vaziyeti gözüme a Bu sözleri dinlerken ihtiyar va nın parmakları âsabiyelle taka ediyordu, Erkek: — Ben o zamandanberi kendimi tarmak için çare ârıyordum! « dedi. Ancak zengin bir izdivaç beni seli te eriştirebilirdi. Hemen kararım! * > İşin içyüzünü anlamağa çep —ve öğrendiniz... Değil mi? — Herşeyil... Umduğumdan fas) "Tesadüf bana yardım etti... Zaten * Miğin civarını da gözetliyord

Bu sayıdan diğer sayfalar: