August 9, 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

August 9, 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ankarada kanlı bir vaka Ihtiyar bir terzi karısını, kira ile oturduğu evin sahibini öldürdü, iki çocuğunu yaraladı Ihtiyar terzi bir uçuruma düşerek ağır yaralandı, hastanede öldü Ankara 8 (Akşam) — Dün gece şehrimizde eski hâkim müteksitle- rinden B. Rifat, terzi Agop ve kanısı Hayganoş adlarında üç kişinin ölü- mü ve iki çocuğun da yaralanması Me neticelenen feci bir cinayet ol- muştur, Resmi tahkikata göre, bu müellim hâdise şöyle cereyan etmiş- tir: Hâdisenin kahramanı olan şahıs Agop isminde ihtiyar bir terzidir. Agop karısı Hayganoş ve iki çocuğile birlikte hâkim mütekaitlerinden B. Rifatın Kalekapısındaki evinin bir odasında kiracı olarak oturmaktadır. İki odalı olan bu evin diğer odasını da sahibi B. Rifat işgal etmektedir. Hâdisenin cereyan ettiği gece, A- gopla karısı Hayganoş bahçede bir eibinliğin içinde yalinakta idiler. Ge- €enin saat birine doğru B. Rifat Agopla Hayganoşun yatmakta oldukları ci- binliği aralamış, Agobun derin bir uykuya dalmış olmasından cesaret alarak Hayganoşun yanına Sokul- muştur. Bu esnada her nasılsa uyanan ih- tiy koca bir anda deliye dönmüş ve eline geçirdiği bir bıçağı evvelâ karısı Hayganoşa gelişi güzel sapla- miş ve ondan sonra B. Rifata hücum etmistir. B. Rifatla aralarında kısa bir mücadele olmuş, ihtiyarlığına rağmen bu mücadeleden galip çıkan Agop, bıçağı B. Rifatın karnına sap- Jamağa muvaffak olarak barsakları- m delmiştir. Agop bundan sonra da her şeyden bihaber olan çocuklarına saldırmış elindeki kanlı bıçakla onları da muh- telif yerlerinden yaratamıştır. Agop bundan sonra bahçee ilerlerken 70 metre kadar derinlikte bir uçuruma düşmüştür. Bayan Hayganoş alrlığı yaralar ne- ticesinde derhal ve yarası ağır olan B. Rifat da tedavi edilmek üzere nak. ledildiği Nümüune hastanesinde vaka- Çocuklardan birinin yarasi ağır, di- ğerininki hafiftir. Rifat hastanede verdiği ifadede kendisini Agobun yaraladığını söyle- miş, o sırada Hayganoşun yarında bulunmasını bahçeden geçerken aya- ğının kayması şeklinde tefsir etmiş- tir. B. Rifatın karısı ne diyor? B. Rifatın karısı hâdisenin ne su- retle cereyan ettiğini şöyle anlat- maktadır: — Evde tahta kurusu vardı. He- pimiz dışarda yatiyoruz. Kocam çiş man bir adamdır. Soyunarak yatar. Saatin kaç olduğunu bilmiyorum. Dalmışım, Birdenbire acı bir feryat- la uyandım. Rifat bana ninem der- di. Acı acı bağırıyordu: «— Yetiş ninem, yetiş! Beni öldü- rüyorlar!> Deli gibi fırladım. Kocam barsak- ları delik deşik yerlerde kan içinde yatıyordu. Avazım çıktığı kadar po- Hs, polis diye bağırarak kendimi 80- kağa attım. Bu feryadım üzerine po- Ws yetişti. Eve geldiğimizde Hayga- noşu kanlar içinde ölü bulduk Agop biri 11 yaşlarında diğeri 9 yaşlarında olan kız ve erkek çocuğu- nu da bıçaklamıştı. Kendisini aradılar, bir de baktık ki uçurumdan atlamış, polisler yanına indiler, Kendisi de kocam da ölme. mişlerdi. Sonra ikisi de hastanede öldü. Faclanın olduğu evin karşısında oturan 1158 numaralı taksi şoförü B. İhsan da vaka hakkında aşağıda. ki izahatı vermektedir: — Eve yeni gelmiştim. Henüz yat- mıştım ki acı bir feryat duyarak ya taktan fırladım. Peryadın geldiği ta- rafa koştum. Hâdise mahalline gel- diğim zaman B, Rifat barsakları dı- şarda can çekişir bir vaziyette idi. Hepsini otomobile koyarak hastane- ye getirdim. Yolda B. Rifat mütema- diyen kendisini Agobun vurduğunu Malaya Çeşmeye uğradı, oradanIskenderiyeye gitti dan birkaç saat sonra ölmüşlerdir. sallanmak suretile uğurlanmişlır. Malayadaki dost denizciler de men dil sallayarak mukabelede bulun muşlardır. Malaya gemisi, saat 14,30 da Çeş- me önüne gelmiş, demirlemiş, gemi komutanı albay Tower, refakatlerin- de ikinci kaptan ve mihmandarları Otobüs çarptı etmiş, sonra Çeşmeye dönmüş, mih- mandarlarına veda ederek saat 16,30 da halkın tezahürati arasında Mala- ya gemisine hareket etmiştir. İngiliz gemisi, İskenderiyeye git miştir. Kombine biletler Yeniköyde oturan on sekiz yaşla. rında Pandeli isminde bir genç, üç arkadaşile beraber caddede gezerken şoför Todorinin idaresindeki otobü- sün sadmesine uğriyarak yaralan. mıştır, , / Denizyolları yakın sahiller vapur: ları ile Kadıköy ve havalisi tramvay- larında kombine biletler ihdası için tetkikat yaptırılacaktır. İslâm ansiklopedisi Türkçeye tercüme ettirilme- sine karar verildi Maarif Vekâleti, Umumi Harpten evvel başlanarak harpten sonra ik. mal edilen ve İngilizce, Almanca, Yransızca olarak Avrupanm muhte. Uf milletlerine mensup en meşhur, müsteşrikleri tarafından vücuda geti- rilen islâm ansiklopedisinin Türkçe- ye tercüme ettirilmesine karar ver- miştir. Veklâetin kararı üniversite edebi- yat fakültesine tebliğ edilmiştir. Bu eserin tercümesi için edebiyat faktil. tesi profesör ve doçentlerinden başka hariçlen de bazı mütehassıs zevat davet edilmiştir. Bu münasebetle ya- pılan içtimada mebus muharrir B. Reşad Nuri ve eski Darülfuntn pro- fesörlerinden B, Halim Sabit âe ha- mr bulunmuşlardır. Eserin tercümesini mükemmel bir surette vücuda getirmek üzere B. Halim Sabitin riyasetinde bir büro teşkil edilecektir. Ayni zamanda üni. versite döçentlerinden B. Rahmeti, profesör B. Ragıp Hulüsi, islâm tet- kikleri enstitüsü müdürü B. Şerafed- din, tarih doçentlerinden B, Enver Ziya, felsefe profesörlerinden B, HIL mi Ziya da bu mesalye istirak ede- ceklerdir. Eserin tercümesinde Arapca, İn- gilizce, Fransızca, Almanca nüshala- rna müracaat edilecek ve mümkün mertebe kısa bir zamanda tercümesi bitirilecektir. Eser, islâmiyetin zuhurundan son zamanlara kadar muhtelif islâm mil- letlerinde yetişen meşhur simaların tam bir tercümei hali ile mensup bu- Yundukları sahada meydana'getirdik- leri eser ve tesirleri mufassalan izah etmektedir. (Baştarafı 3 üncü sahifede) Sanatle meşgul kimselerin edinmeleri lâzım gelen ilk vasıf, bayağılığı hisset- me kabiliyetidir. Zevk denilen şey zan- nederim ki, sadece budur. TI. CESARET, — Münekkidde cesaret bulunmasını istiyenler elbette haklı. dır. Bir eseri beğendiğini veya beğen- mediğini herhangi bir sebeple, hatta sadece dostluk sebebi ile, gizlemeğe kalkan münekkid, üzerine aldığı va- zifeyi hiç bir zaman ifa edemez. Bir tek yalanı, onun bütün hükümlerini kıymetten düşürebilir, , çünkü artık samimiyetine inanmaz oluruz. Fakat bu cesaretin yalnız münek- kidde değil, her muharrirde bulunma- sı lâzımdır; çünkü ber şair, her re- mancı, her sanatkâr -İster istemez- bir taraftan da münekkiddir. «Benim fa- lan hakkında söylediklerime ehem- miyet vermeyin, yalnız şiirlerimi, ya- hut romanlarımı okuyun. diyemez, Onun eserine hayran olanların, onun hükümlerine de inanmaları tabiidir. Akademiler, salonlar bunun için de tehlikeli şeylerdir; çünkü akademile- re aza olanlar, salonlara devam eden- ler, biribirlerine nezaketle muameleye mecburdurlar. Biribirlerinin eserleri- ni beğenmiyorlarsa bunu açıkça söy- Hyemezler; hatta çok defn, kanaatleri bilâfına, biribirlerine hayranlık gös- termeleri icab eder. Resmi ve zaruri yalanlar... Bir muharririn her türlü yalandan kaçmağa cesaret etmesi lâzımdır. Hat. tâ bunun için herkesten uzakta, bir hi. Sanatkârtığın, muharrirliğin bir rahiblik tarafı bulunduğunu unutma- mahdır. Nurullah ATAÇ TEŞEKKÜR Ç. E K. Eminönü kazasından: Penni sünnetçi bay Eminin himayemiz- de bulunan 160 çocuğu kısa bir saman sarfında yaptığı ilmi ve ameli sünnet amaliyatından dolayı kendilerine ara ederiz. TİYATROLAR: EGE TİYATROSU Nuri Gençdur ve arkadaşları Bu gece Narlıkapı Şafak sinemasında BİR KİTAP Fransız sefirinin gazetecilere ziyafeti Dün Beyoğlunda Fransız sefaretine aid bina- da verilen ziyafette iki dos imemleketin münev. verleri muhtelif mevzular etrafında görüştüler Fransız sefiri B, Massigli, Türk gazetecileri arasında siyeti ziyaretçilerin dikkatini celbedi- yordu, İlk ahşap binalarm yanması üzerine Louis Philiphe zamanında yapılan kâgir sefarethane binası bu sene yüzüncü yaşına basmış oluyor. Galatasaraydan Tophaneye doğru inen manzaralı sırt üzerindeki bu Fransız sefiri B. Massigli dün Bey- oğlunda Fransız sefarethanesine ait binada Türk malbuatı şerefine bir çay ziyafeti vermiştir. Toplantı ga- yet samimi geçmiş, Iki dost memle- ketin münevverleri muhtelif mevzu- lar etrafında görüşmüşlerdir, Vaktile bağlık bir saha iken on üçüncü Louis zamanında satın alı- narak sefarethane haline getirilen binanın bahçesi gezilmiştir. Bilhassa eski bir kilisenin ve 'Türk üslübu Üze- re bahçeye yapılan çeşmenin husu- tarihi muhit içinde Türk gazetecile- ri Fransız dostlarımızla hoş ve istifa- deli bir gün geçirmişler, son anlaş- malarla kuvvet bulan dostluğumu- zun şerefine kadehlerini kaldırmış- lardır. Satye binası tahkikatı Mustantik, B. Refi Bayarın da lüzumu muhakemesine karar verdi Mevkuf üç suçlunun tahliye talebleri gene reddedildi Satye binası tahkikatı etrafında müddelumumilikçe hazırlanan iddia- name müstantikliğe verilmiş ve suç- lulardan on ikisi hakkında son tahki- katın açılması, birinin de men'i mu- bakemesi talep edilmişti. 'Tahkikatı idare eden dördüncü müstantik B. Sami Erdem dün sabah saat sekizden akşam saat on sekize kadar bu işle meşgul olmuş, gerek iddianame, gerek bu iddianameye suçluların yapmış oldukları itirazlar ve gerekse mevkuf üç suçlunun tah- Mye talepleri üzerinde tetkikler ya- parak kararnamesini tanzim etmiş ve akşam geç vakit ağır ceza mah- kemesine verilmek Üzere müddelumumiliğe tevdi etmiştir. İstintak kararnamesi ile müddei- umuminin idâlanamesinde suçlular hakkında tatbiki istenilen maddeler ayni olmakla beraber, bu sefer müd- delumumilikçe men'i muhakemesi is- tenilen B, Refi Bayann da lüzumu muhakemesine karar verilmiştir. Müstantik kararnamesinde B. Yu- suf Ziya, Tahir Kevkeb, İsmail İsa, ve Sadun Galip haklarında 330, 240 B. Refi Bayar, Malik Kevkeb, Atıf ve Mateos hakkında da suça iştirak keyfiyetinden 64 üncü madde delâ- letile 205 inci maddenin *atbiki iste- nilmektedir. B, Yusuf Ziya, Tahir Kevkeb ve Neşet Kasımın evvelki akşamki son tahliye talepleri gene reddedilmiştir. Şimdi, adliye tatili dolayısile ağıf ceza İşlerine bakan ikinci ceza mah- kemesi bir hafta zarfında muhakem& gününü tayin ederek tebligat yapa caktır. Muhakemenin on güne kadar başlanması beklenmektedir. Abdest alırken havuza dü- şerek boğuldu İzmir, (Akşam) — Dikili kazasın- da Kocaoba köyünde Halil oğlu Mus- tafa Öztürk, aptes alırken Ayvaz Alİ çeşmesi yanındaki havuza düşmüş, boğulmuştur. İzmire bağlı Seydiköy nahiyesinde Yakup oğlu 10 yaşında Salih, evi önünde bir su kuyusuna düşerek boğutmuştur.. Deniz hamamında yaralandi Yeşilköyde oturan on üç yaşlarınd& İstavri isminde bir çocuk oradaki bix ve 205 inci maddelerin, mühendis Ne | deniz hamamında banyo yapmakts bastaneye kaldırımışlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: