9 Mart 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

9 Mart 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gm a Şaka 9. » 3EŞAM Eski günlerde Ahbaba davetler, hastayı yoklama . Nikâh, velime, sünnet, lohusalık, evlâdı mektebe başlatma, hatim indi riş duasi, hacı tehniyesi, ölmüşse mev. 1âd gibi hususlarda sıkı fıkı ahbap- lar mutlâka davo tedilirdi, Nikâhtan bir hafta evvel ilâ üç gün evvel erkeklen tekere ile, kadınlar bizzat giderek davette bulunurlardı, Sonraları moda olan yaldızla basılı, eicili bicili kartları yollamak veya götürüp bırakmak evvelce Adet değil, Şimdilerdeki gibi kutu kutu alafran- ge şeker dağıtmak da yok; hele cazlı, danslı, büfeli çayı hiç arama.. Nikâh kıyıldıktan sonra şerbet sü nulur, bazan obörekli, tatlı, plâvl, Berdeli öğle yemeği verilirdi. Velime cemiyetinin, perşembe yüz yazısı ve cuma paça olarak, iki günü kadınlara; kınagecesi (yapılacaksa çarşambayı perşembeye ulaştıran iç- kili, çalgılı, çengili gece de tabesabah erkeklere... Davet nikâhtakinin Ayniydi. De vetliler haline göre bir hediye götür meğe mecbur. En basmakalı bir çiftten tut, düzineye kadar gümüş gatai, kaşık, biçak takımı; sarflı şer bet bardakları; zarflı kahve filcan- ları Macuncuda, Şekerci (sokağında, Beyoğlunda cümbüş yapacak ve be- Mılarını altmış altıya bağlıyacaklarda ağız hazır — Bizim müdürün oğlu evleniyor, kınagecesine çağırdılar! ... Sünnet düğünü hem kadınlara, bem de erkeklere idi. Bunda da kese- nin cürmile mütenasip bir hediye şart: Meselâ altın saat, gümüş kalem, billür hokka ile nhdan; veya körük: Ki çalgı, kurma lokamotif, kurşun. dan asker gibi bir oyuncak Haremli, selâmlıklı akşam yemeği | yenilir, işret edenler gece yarısına ke» | dar rakı masalarında çakıştırır, hok- kabaz, karagöz, sezin ortalık ağa | rek me: İ « dolmalar doldurmuş tavlada şark şurk Osmanlı, | rrdı Gene, dışarıda (eğlenti için evden kaçamak yapacakların çoğunda, (bu ne bitip tükenmez kınagecesi!) de dirtmemek için, sünnet cemiyeti ba- Lohusaya davet tazenin kurtulu- şundan iki gün sonra olurdu. Baklava baklava kırmızı losuha şekerleri, bir mikdar tepeli karanfil de katılarak, bakır güğümlerde kaynatılır, surahi- lere konur. Nevzad kızsa surahinin kapağına sl gaz boyaması ve aşağıdan allı, ma- vili kurdelâlarla fiyango; erkekse ba- gı açık. Yedi döşeği kalkıncaya kadar ge Jen gelene, Orada da lohusa şerbetini çay filcanlarile, sicak mcak içen içe ne... Keza hediye mevcud. En harcı âle- mi sekiz arşın elbiselik; okkalık bir kutu elvan şeker; bir paket anasonlu gevrek.. Bübyanı âminle mektebe başlatış- ta, hatim indiriş duasında da etrafa hâber vacipti. Hayırlı iş encama erin- ce arada yemek faslı varsa mutlaka lokma da bulunacak Hacı Cidde'den veya Yenbu'dan va» pura bindiğini, ayın kaçında vasıl olacağını bildirir bildirmez evin ka. pası yeşile boyanır, içi silinip süpürü- Hip bal dök yala şekle sokulur, an dından hısım akraba, ahbap ve evidda keytiyetten haberdar edilirdi ki bu- nun adı da hacı tehniyesine davetti, O gün cümbür cemaat Sirkeci iş kelesine inilip, kayıklarla vapura va» nlp zati şerifle hacılaşılır, eve dönü. Künce kapının önünde kurban kesile- rek ve dunlar edilerek içeri girilirdi Hazret yemeklerden neyi sever, di gine uygun nedir? Saçaklı saçaklı k dınbudu mu, pamuk gibi yaprak d ması mi, yumuşacık keşkek mi? Hep- | di bir gece evvelden bol bol pişirilmiş, kotarılmış; tel dolaba istif edilmiş, Kalabalık bir o kadar haha olsa gene | yetecek Binaenaleyh takım takım sini bas | gina üşüşenler viran Bağdadi atmir | ederlerdi. | e mevli akrabağâhi ayı larına, cemile ols- ve merhume vali- şta cennetine Ölmüşler desinin, civar muş ciğerparesinin bir kâğıdeığa k tinde zikreği Wstesine kal isimleri sorulu dilir, dua n izere rahme Esi dos bına göre öğle davet de çok ve larından, veya n sön zamari top- İ Jantı korkusile ortalığın kasılıp kav- rulduğundan evvel Erkek a » Nemse böreği baklava açi ış; emekdar kalfaya Çerkes tavuğı ptırlmış; Arap ba- Üstüste; Küşad partileri yarıda bırakılıp sof. raya oturulmak üzere, Bir zıpçıktı selâr sıyor; adamcağ kaşığında çık (buyurun!) denilirdi Keza ârüba, araba, sandal sandal, dopdolu. sefertasları, Venedik sepet- lerile Kayışdağına, Karaman çifliği- ne, Emirgân korusuna, Sultaniye çar yırına gidilmiş. hasırların, kilimlerin Üstüne yan gelinmiş, Burun dibinde iki kutu sardalya, bir dizlelk çiroz ve peynir ekmekle kavun, karpuza dayanan bir küme.. Bu gibi kır seyranlarında sağ sole Aşinalık mutad. İnsaf edilip o kimse- ler de halkaya alınır, hep birlikte kol- Jar sıvanırdı Yahut ensöde fakir fikara çocuk- Yarı, boynu bükük yutkunup duru yorlar Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar. Zavallılara hiç değilse yarım- şer dolmacık, iki üç kaşık helvacık bahşetmek sevap değil de nedir? aleykümü ba smetinde var ki Hemen onada Evde bulunuluyor; yabancı kimse yok; yemeğe henüz bâşlanmiış. Tem o sırada çat çat kapı, bir misafir. Aç mı tok mu hiç oralı olmamak, yanından sıvışip tikıştırmak büyük saygısızlıktı — Kaynanan seni muş... larla karşılanır, — Ayol karnımı doyurmuştum! ye yarım ağız naz etse bile - Allah ne verdiyse yeriz!.. sofraya oturtulurdu. Yemek aradan çıkarılmış, bulaşık. lar bile yıkanıp sade kahveler içi miş. Gene çât çat kapı Bu gelen de uzak semtli; tâ Makri- köyünden, Meltepeden, Beykozdan ge'iyor. Bir saat oturup oturmıyacak, şimendiferine, vapuruna koşâcak Kamının zil çaldığı hem nefesin- den, hem benzinden beli Akşama saklanan çemenlerden bö- lüp getirmek, hiç olmazsa biraz ek- mekle peyr en küçük evlilerce bile saygılılık sayı- Yırdı seviyor denilip Akrabadan, m ahbapl ardan birinin namizaçlığını duyunca, vakit | geçirmeden yoklamak gerekti ki bu- ive | tırtıl | Misafirler | di | le (iyadet). sirayet kay- 1, on bin, yüz kıştıran paldız küldür hastanın odar ya ilmesi 1â2 lerden, sözlerden geri kalınmazdı Evlere Gerbad ları ok yanıyor ım gidişatı zü al çuha, şakak damar- 39, 40 dereceyle fırın gibi izin, müm- $en durulur, bu bastalı- kün olabildiği kadar hsmden sümme şükren Kın hafif seyirli idüğü, sekiz on gün mukaddem bizzat geçirildiği, mümi- ne illet; kilet, zillet) ten birinin mukadder oluşu, cenabı şafii hakiki. nin her dal için bir deva Ihsan bu- yuruşu ve Lokman hisselâmı ta» babete âşina kılmasındaki metin Aşikârlığı ilâve kılınırdı EHâllâkı kerimin yeryüzündeki her mahlükuna bir nafaka bağlayışı, mahlükun ömrü levhi mahfuzda her ne mikdar tayin edilmişse o mikdar yaşanılıp İşbu hi dun bir dakika lbile artıp eksilemiyeceği güzel güzel, teselliverici biçimde tutturulup git- tiklen sonra, kaş yapayım derken göz çıkaranlar da mebzül: — Hafifliktir müslüman, vasiyetin masiyetin varsa bildir; ferahlarsın!... Teçhiz ve tekfinine sarfedileceği bir tarafr koydun ya işa'lah!... — Edir mekapısı ndaki yoksa Merkezefendideki nezdini tercih ediyorsun? Adamcağızın hatuncağızın sırma konan iâpalar birebir gelmiş; ense köküne yapıştırılan sülükler göz- lerini açmış Fıldır fıldır bakmada; (aman bana bir dilim ekmek!) deyip duruyor, Beri taraftaki işgüzarları gene gör- meyin. İmama, muhtara, bekçiye çoktan haber etmişler; teneşir tahta- 81, kazan bile taşlığa gelmiş, (Filânca tarikattandı!.) denilerek © dergâhtan devir hatimi için hafız- lar, dervişler bile peylenmiş. Hane halkı sevinç içinde adaklarını okur, türbelere mumları taşır, horoz- Jar keserken ötekiler dı Mübarek üç aylarda Tanrısına | Kavuşamadı!. diye esef eden edene | ş Sermed Muhtar Alus pederin mi, validenin mi eya Ev, Apartıman kiralamak için «Akşam»sın KÜÇÜK İLANLARI En süratli ve İğ en ucuz vasıtadır. m hs | Piyasada durgunluğu ifade edecek de bir sükünet vardır. Alâkadar- rın izahlarına göre, ber sene bu mev- sim zaman zamân piyasa, ara sıra bir sükünet devresi geçirir. Bunun için bu durgunluğu tabil görmek icab eder. Fa- kat bu durgunluk. içinde bile ihracat maddelerinin fiatleri çok (sağlamdır. İhracat birliklerinin teşekkülü, fistlerin düşkünlüğüne mani olduğu gibi, dış men leketlere olan arzları da daha mazbut bir hale koymuştur. Esasen ötedenberi bu maksadla birlikler teşkili lüzumundan bahsedilirdi. Birlik, fevkalâde üzerine kabul edilmiş bir fikir değildir. iye kadar ticaret odaları tonplant larında, Ankara ve İstanbulda, İzmirde, raret şehirlerimizde halli kongrelerde, i n diş inleblere karşı 1 ileri sürülmüştü. Bunun için ihracat tacirleri da birlikler teşkil edilmesi lâzımdı n da arzu Gt tiği bu birlik Fikri, ilk defa olarak Tica ret Vekili Nazmi Topçuoğlu zamanında tahakkuk etmiştir. Birlikler yüzünden, ihracat maddeleririzin fintlerinin sağlam bir vaziyette kalması bunların ne kadar faydalı olduğunu ifadeye kâfi bir de lildir Dış ticaretimize bir bakış Piyasanın durgun bir devre girmesine rağmen ihracat için hazırlıklar devam etmektedir. Ankarada uzun müddet ka lan Macar heyeti M hareket etmiştir gibi, mesalekelimize endüstri maddele satmak imkânlarını aramaktadır. Bun- dan başka son günlerde memlekei gelen Macar iş adamları da endüstri maddeleri satmak için, ithalât evlerile temaslarda bulunmaktadırlar, Bunların arasında makine, tıbbi &letler, hastane malzemesi, makine ve telgraf ve telefon Bletleri fabrikalarının bulunmaktadır Diğer taraftan ilan caristana m asilleri de Yuzoslavyadaki ibr deleri satım racantta bulunmuktadırlar. İhracat maddelerinin vaziyeti Şimdiye kadar ihracat maddelerimiz ehemmiyetsiz. bir mevki işgal eden balmumu için talebler artamktadır. Harbden evvel, balı mız ancak Bulgaristana sevkedilirdi. Şimdi Bulga- İ sistandan daha fazla, birinci derecede müşterimiz Macaristandır. Fiat 160 ku- ari | İ ! New - York 8 (A.A.) — OGucen Eli- sabeth, vapurunun kaptanı Townley ile çarkçıbaşmı William Suteliff, omatbuat mümessillerine beyanatta bulunarak va- puru sigorta kumpunyalarının talebi öze“ rine emniyet altında bulundurmak üze- re, Nevyorka getirmiş olduklarını söyle- mişlerdir. Vapur, vasati 24,7 mil sürat- le ve gizli bir yolu zikzaklar yapmak suretile takip ederek seyahatini icra et- miştir. Vapurun katetmiş olduğu mesa- fe yekünu 3127 mildir. Mürettebat, vapurun makinelerini muayene etmek üzere seyahate iştirak etmiş olan tek- nisyenler de dahil olduğu halde 378 ki- giden ibarettir. Seyahat beş gün, dokuz saat devam etmiştir. Kaptan Townley, vapurun yan taraf- ları boyunca imtidad eden elektrik kab- lolarinın maynlere karşı tahaffuz mak- sadile konulmuş olduğunu söylemiştir. Bu tahaffuz sistemine İsveçli mubteriin namına izafeten Deyausse sistemi denil- ali bir resmi dercediyoruz, vaziyet | Heyet evvelce de yazdığınız | cat tacirleri de Türkiyeye endüstri mad» | için ücaret odalarına mü- | mayhlere karşı kullanılacak cihazlari ve | Piyasada sükünet var - Ihrace için hazırlıklar yapılıyor Deriye karşı du istek fazladır. esnasında, pilot ve şoförlerin ketlere karşı ihtiyacı malör Bu ihtiyaç karşısgında her tarafta derisine karşı olan talebler artmaki Maamafih deri ihracatı da lisansa dir. Görülen lüzum üzerine, hük Usans verip vermemek hakkım ha Yiyecek maddelerine gelince, meyva satşlarindaki hararet devan mektedir. Fındıklarımıza karşı he raftan talebler vardır. Fakat taleb tarları ufak partiler halindedir. Fı del iltereden yapılan siparişler « ik partiler kalindedir. ir satışları canlanmıştır mevsim başındanb: viz * Bu yüzden iç « İtalya, İsviçre, apılmaktadır. Y ber tarafta tavu| ehemmiyet ve ihraca ekonomisi için, en iştir. Çünkü tavuk beslemek tohumların ihracı lisansa ti am ihracatına hr Maamafih lardan » müsaade verilmemiştir samlarımıza karşı, Sovyet Rusya, | manyadan talebler çoktur İthalât maddelerimizin vaziyeti ida kala alât eşyası gelmiş Piyasaya , kahve gil Bunlardan & üzerine tesir yapmıştır Demir fiat de eskisi kadar y değildir. Harbin ilk günlerinde İüzü suz bir telâş eseri olarak demir fiatl alabildiğine yükselmişti. Son günle Amerikadan ve Belçikadan yapılan halât üzerine fiatler düşmüştür, Karabük fabrikasmın da piyasa pike demir vermesi, piyasanın bu nı demire olan ihtiyacını tamamile ter etmiştir. Alâkadarların ifadesine gö! yakın zamanda Karabük fabrikasi pi demir ihracatı yapabilecektir. Piyasanın manifatura ieriyecikd bahsetmeğe Kizum ram © en kalaylar o fia Ducen Elisabeti in Amerika seyahat Vapur, sigorta kampanyalarının talebi üzeri emniyet altında bulunmak i için Amerikaya git mektedir. Çarkçıbaşı Suteliff, makine rin mükemmel surette işlemekte olduğ nu beyan etmiştir. Kaptan, sözline şöyle devam etmişii «Hakikat halde Oueen Elisabeth" seferi, bir tecrübe seferi olmuştur vapur, bundan evvel hiçbir etmiş değildir. Yolda ; ne İere, ne de harp gemilerine tesadüf tik, Vapurumuzda top olmadığı gibi ğer hiçbir nevi silâh da yoktu.» Şilide bir madende facia Santiago (Şili) 8 (A.A.) — Coror ir da Sehwager madeninde griza intlidiki neticesinde dün vük! gelen felâket bir yangına sebep olm ve 300 den fazla muden amelesi müştür. Hasarat 80 milyon peşosa liğ olmaktadır. Cümhurerisi ile Sıhr ye nazırı Coronele gitmek üzere Sa tiago - Şi! hareket etmişlerdir Milli piyangonun ikinci keşidesi Ankara Halkevinde yapılınıştı, Bu keşide!

Bu sayıdan diğer sayfalar: