23 Kasım 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

23 Kasım 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T Babite 4 ANADOLU Dünyamatbuatında Türkiye ye aidakisler Ba vekılımız B. Celâl Bayarl Bükreşe gidecek Yunan, Rumen, Macar, Avusturya gazetelerinin yazıları-Bir Yunan gazetesi, Türkiye eski Türkiye değildir, diyor. bildiğimiz Yunan basını Selânikte çıkan Fos yazı- gör: Komşu, döst ve müttefik Tür kiyede, bir yaratma işi devam etmektedir. Başarılmakta olan muâzzat işler bütün. dikkatle- rimizi celbetmeğe değer. -Kuv- vet ve iradeye malik bulunan milletlerin neler başarabileceğini Türkler isbat etmişlerdir. Biz, Türkleri hem etüd, hem “ de taklit etmeliyiz. Bu millet ma- zisini silmiş ve yeni bir hal ya- ratmıştır. İki durum — arasındaki mesafeyi bir hamlede atlamış ve her türlü engelleri atlarken, ka- nışlarını - tepelemiş, batta bazı noktalarda bizzat kendini bile inkâr etmiştir. Egenin öbür kıyısında olup biten işlere dikkat edelim. Türke lerle asırlarca beraber - yaşamış olduğumuz gibi, ileride de bir likte bulunacağız. Eski Türkiye, kadim düşma- nımızdı; her asker hasmını bi diği gibi, biz de onu iyi tanı- dık. Şimdi yeni Türkiyeyi de tanımalıyız. Bizim eski Türkiye- den nciret ettiğimiz kadar, o da “dünkü benliğini inkâr etmekte- dir, Gaçmişine karşı isyan eden bu millet, onu lâğv ve tebdil etmiştir. Bugün Türkiye ile aramızda sikı bağlar mevcuttur. Bu bağr ları, menlaat, ihtiyaç ve emel beraberliği doğurmuştur. Coğrali mevkümiz de buau mecburi kı- miştir. Binaenaleyh Türkiyeyi ta- nımak, mevcut dostluk bağlarını sağlamlaştırmaktır. İki milletin temaslarını sıkılaştırmalıyız. Her iki milletin önderleri de bunu tavsiye etmişlerdir. Vaktile iki millet arasındaki nefret devrini yaşıyanlar, harp meydanlarında çarpışanlar, hep bu güyeye ça- bşmalıdırlar. Yeni Türkiyenin ahalisile iyi tanışmalıyız. Bilhassa orada her yaratılan şeyleri öğ- renmeli ve bilmeliyiz. Yeni Tür- kiyeyi takdir edebilmek için önümüzde bir albüm vardır. Bu esere, Türkiye Basın Direktörlü- ğünün bastırdığı kitaba albüm denemez. Bu canlı ve azametli bir abidedir. Binâenaleyh önünde eğilmeliyiz. Eserdeki Türkiye; bizim bildiğimiz Türkiye değil: dir, canlı ve yaratıcı bir ahaliye malik yeni bir d yardır. Bu diyarı tanımalıyız. Dostlu. ğun muhafazası için bu mütlâk surette elzemdir. A, Gravlis ANADOLU — Günlük siyasal — gazete 16 ye Taşmaharrıri Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi meştiyat ve yazı işleri müdü- tü Hanıdi Nüzbet ÇANÇAR İDAREHANESİ TFzmir İkinci Beyler sokağı C Halk Pattlst binsa içinde Telgrah İsmdder — ANADOLU Telefonu: 2776 » Postâ kutusai 405 Abone şeraiti Yıllığı 1400, aft aylığı 800, Gç aytığı 600 karuştur Yabancı memleketler için sencdlik aböne üeretl 27 İiradır. ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR Romen basını: Resmi Vütorul gazetesi, Ar kara ziyaretinin akisleri başlığı altında neşrettiği bir makalede ezcümle şöyle diyor: kil Tatareskonun Türk hükümetinin mümeâsilleri — ile yaptığı temaslar, bu iki mem- leket beyn'nde mevtud dostluk Münasebetlerini elektif bit — su- tette takviye ettiği gibi tedvir etmekte oldukları harici siyaset- lerine aid prensip'eri de — ketik leştirmiştir. Matbuatta bü hâd- senin müsbet karakterini mütle- fikan kaydetm'ştir. Tataresko diyevinde, gerek Romanyanın ve gerekse Türki- yenin beynelmilel hayatta tekip ettikleri malüm — bulunan — sulb, emniyet ve istikrar — siyasetini izhar etmiştir. Türkiye Başvekili Bay Celâl Bayar da, Türkiyenin de ayai siyaset yolunu takip ettiğini ve milletleri refah ve saadete ulaş- tıracak yegâne çarenin de bey- telmilel teşriki mesai olduğunu söylemiştir. Bu fikir beraberliğ'nde, Avru- panın cenubu şarkisinde dost- luk münasebetlerini takviyeye hizmet ed-n beybelmilel Balkan Antantı olduğu tahattur edil- Miştir. Bu, Bay Ce'âl Bayarın söy- lediği gibi sulhun ve asayişin esas cevherini teşkil etmektedir. Türk'ye bu sulh faktörüne de- rin surette bağlıdır. Çünkü sul- he ve dünya anlaşmasına bağ- lıdır. Görüşmelerden sonra inşa olu- nan resmi tebliğde, Balkan an- tantına mensup — memleketlerin sıkı sürette bağlılıklarını ve Tür. kiye ile Romanya arasında, si- yast görüşlerin fevkalâde muh- kem olduğunu, ayni surette te- barüz ettirmiştir. Tatareskonun şahsen hürmet- lere mazhâr olduğu gibi önun, Balkan antantı devletleri arâsın- da sıkı bir yakınlaşma teminine tatuf geniş mikyastaki faaliyeli de, barışı temin için esas dava olarak kaydedilmiştir. Tütk - Rumen dostlüğunün istinad ettiği ve beynelmilel teşe tiki mesai bayatında birer esaslı elemân olarak çoktanberi tastih edilen preasipler beynelmilel teş- rikl mesal, emniyet ve devletler trasında ahnlaşmalardır. Hissi- yatları samimi o'arak iki mem- leketin sulh arzula i, bilümum siyast Paliyetlerihde de tezahür etmektedir. Türkiye, — Atatürkün eserini fevkalâde bir surette takviye et- meği nasil arzu ediyorsa Rö- imanya da ayni surette itt hadla- Pnı takviye etmeği arzu etmek- tedir. Menfaaleri ayni olan bu iki memleketin idealleri de müş- terektir. Müşterek prens ple i ve siyasi tmenfaatleri, yalnız .4 twemleket ârasındaki münase! atı takviyeye değil, ayni zamanda umumi ba- tışa da hizmet edecektir. Türkiye Başvekili Celâl Ba: yarın Bükreşe yapacağı ziyarete bu ışıktan bakılması lâzımdır. Ankarada tebarüz — ettirilen hakiki siyasetin akisleri, Avrupa sulhunun istikrarı için alâkadar Mmemleketler matbuatında derin surtte yer bulmuştur. Başka taraglarda — anlaşama- marlıkların çoöaldığı çu Siraları da ideoloji veya silâh müca- delelerin n yatıştırılmasına matuf het teşebbüsün mehtelif manla- larla karşılaştığı şu anda, işbu tesanüd tezahüratı ile şöhret bulan devletlerin, biribirine daha sıkı bir surette yaklaşmayı te- Mine mütedair açık faaliyetleri teselliye değer bir hâdisedir. Ba da, Avrupasmın bu kısmın- da bulunan memleketlerin vazi- felerini müdrik olduklarını ve yeni keşfedilen bu beyüelmilel bayatın da, Avrupanın hakki #yasetinde günden güne yer — Sonu 8 inci sahifede — " / W'İL' ŞA Mahl(emelerde | Bucada kanlı bll" Vak'a oldu Kanser ve kan- Bir kunduracı çırağı, borcunu vermi: yen ustasını falçata ile yaraladı Pazar günü öğleye döğrü Bu- tada aşağı mahallede alacak Meseles'nden bir vak'a olmuş, bir. kunduracı çırağı — ustasını İaİçaka ile goğsundrn nğır sü- Bukadın Türk. mü, İranlı mı? Ihtiyar 45 yıldır burada otarüyorum, diyor| ; İzmirde doğup büyüyen ve yetmiş beş yaşına gelen bir ka- dın, aslında İranlı olduğunu ve ikamet tezceresi almadığı için mahkemeye verilmiştir. Bu dava hakikaten enteressandır. Kulağı sağır ve yetmiş beş ya- şında olan bu kadın diyor ki: — Beni buraya ne diye ge- tirdiniz? — Seni getiren müddeiumur midir. — Peki amma, benim bu işle alâkam yoktur. Davanın esası şüdür: Bayan Fatma yıllardanberi İz- mirde oturmaktadır. Vakıa İranlı ise de eskidenberi İzmirda otur- duğa için artık tamamen İzmirli olmuştur. Yani İranlı - olmaktan çıkımıştır. Reis söylüyor: — Seni mahkemeye verdiler! — Verdilerse verdiler? — Sen İranlı misin? — Yok canım; kırk beş sene- denberi bu memlekette - oturan adam, ecnebi olur mu? Filhakika, kâğıtlara bakıldı; iladeler alındı. Sağır ve ümmi olan bu kadının çok zamandan- beri İzmirde oturduğu anlaşıldı. Hâkim şü kararı verdi: Nülus kâğıdını getireceksin, İranlı olub olmadığını da lâzım gelen mâhalden soracağız. Karar tefhim edildikten sonra muhakem- başka bir güne talik edildi. rette yaralamıştır: Vak'a şöyle olmuştur: Kunduracı - Fahreddin, Uzun- yoldaki dükkânında çalışırken; üzün — Zâmandanberi — yanında bulunan çırağı Ömer dükkâna gelmiş ve ustasına: — Beniti senden 380 kuruş alacağım var. Bu parayı ver, artık ben senin yanında çalış- Mıyacağ m. Demiş, Fahreddin de: — Sen altı senedir benim ya- Başka yere — gitmeni Hem şimdi - beyram işler fazla; behi nımdasın. rişilmiz var, yalnız bırakma! Cevâbını vermiştir. Ömer, ustasının bu sözü üze- rine hiç bir şey söylemeden dük- kânden (ayrılmış:ve bir müddet dolaştıktan sonra söylene “söy- lene tekrar gelmiş ve: — Benim paramı ver, artık çalışmıyacağım. Diye bağırmıştır. Ömer, usta- sının daha fazla para teklif ede- rek yanında çalişmüsindâ israr eylediğini görünce masanın üze rinden falçatayı kapmış ve Fah- reddinin göğsüne saplamıştır. Bıiçak, Fahreddinin kalbinin kenarından beş santim içeri gir- miştil Vak'ayı müteakıp Ömer der- hal yakalanmış, yaralı da hasta- | | ” haneye kaldırılmıştır. Dün sorgü hâkimliğine verilen Ömer, istintakı müteakıp tevkif edilerek hapishaneye gönderil- miştir. Elektrikli vinçler Tecrübelere dün başlandı Liman idaresinin gümrükte yaptırdığı elektrikli vinçler, bü- tün tesisat ikmâl edildiğinden dünden itibaren işletilmeğe baş- lamıştır. Tecrübeler bir hafta kadar devam edecek, tesl m -te- sellüm muamelesi bundan sonra yapılacaktır. Tarzan: Balta değmemiş ormanlarda.. 19 * Dünden mabad « Wahşiler, bu sarı saçlı kizin yeni şeflerinin düşmanı olduğunu sandılar ve geri döndüler; hü- cum etmek istediler, genç kadin bunlara karşı — koyamıyacağını görertek firara Başadı. Fakat Tarzan bü vaziyet Üzerine vazi- 1 — Genç kızın bakışında hıyıct ve hürmet vardı. Tarzan: *— Teklif ndyırıdımıııı kabul ediyorsunuz, değil mi?., Di Sordu. Genç kız bü. teklifi Ğ lıulden korkuyordu. Bımıııı için *— Hayır. Dedi. Ben kendi lıındımı müdafaa edecek kadar | yaşımı almış bir kızim!, Tarzan | da iğbirarla: 2 — “Mademki istiyorsunuz, fesini batrlardı; genç kızin acı ve soğuk sözlerini unutarak onu kurtatmağa teşebbüs etti. Genç kıdm da bir âğacı siper ittihaz etmiş ve hayâtını pahâ: Eya stimak istiyordu. Tarzan da âyüi ağacın daha yüksek bir kısınını siper itthaz etti ve kızı yalnz kalınız, şu haldel, Dedi ve gitti. Bu vahşi orman içinde yalnız kalan Sivilli, kuru dallar- dan ve yapraklardan bir kulübe yapmağa koyuldu. Halbuki Tar- zan bir ağacın yaprakları ara- sına gizlenmiş nazik — kızın ellerinin di senlerden — parçalan- Mmâsını iztirab ile seyrediyordu. 3 — Tarzanın kalbini tatlı bir acı kapladı. Avrupada — iken elinden tutarak ağacın üzerine çekti; onu daha emin bir vazi- yete sahib kıldı. Şeflerinin bu suretle hareketi vahşileri hayretten dondurdu! Tarzan ağacın tepesinden vah- şilere: — Haydil Dedi. Hapıııu de tıbkı bu kıza benziyen bir. kız sevmişti. Bu kızı herhangi bir tehlikeye karşı yalnız bırakamı- yacağını anladı. Zaten bir arslan görmüştü. Daha fazla düşünmeğe lüzum görmeden ağaçtan indi ve Si- villiye doğru kaştu. “Bir arslan geliyor. Müsaade ediniz de sizi ağaca alavıml. Dedi. köye gidiniz ve orada beni bek» leyinizl, Vahşiler bu emir üzerine git- tiler. Tarzan da genç kıza yak- Taştı, Gençikız başını döndürmüş Tarzana bakıyordu. İki gencin gözleri biribirine böylece bakıb 4 — Genç kız gene - inadla: *—Hayır.. İstemem!, Dedi. Buna bir hile sanmıştı. Fakat o anda bir top yaprağın arkasından bir arslanın — şiddetli homurtusunu duydu. Vahşi ormanların bü- kümdarı bu genç ve taze mah- lüka doğru ilerliyordu. Swilli arslanın — pençesini — omuzunda sandığı sırada,, - Devam edecek- L bahisleri Dabili hastalıklar mütebastımmuz Dr. M. Şevki Uğur diyot kit sere karşı savaş z $- Kanser amansız bir canavar gibi yırtıcı ve öldürücüdür. Kan- serin bü kadar tüyler ürpertecek derecede mühlik ve müthiş bir hastalık olması sebebile bu has- talığa yakalanmamak ve istidadı olatların bu girdaba — sürüklen- memek için icab eden sağlık ve yaşama üsüllerini " öğrenmeleti icab eder. Bu hastalık ne kadar korkunç ise bu hastalığın pek ıstırablı olan hallerine düşme- tmek için de o kadar korunma Çareleri vardır. Avrupa enstitü lerinde alınân neticelere göre bünun, evvelâ vücudü zehirliyen maddelerden sakınmak ve vü- tutte biriken zehirleri de - tabil şekillerde harice tardetmek — su- tetile kabil olacağı aşikâr gö- tünmektedir. Bununla beraber bugünkü medeni insanların ça- İşma, yimo ve içme şekillerinde görülen hataların tashihi lâzım gelir. Bu korkunç hastalıkta yi hilen ve içilen gıdaların pek çok ehemmiyeti ve büyük rollerl vardır, Birçok insanların gözünde yiyecek ve içecek Besinlerin ne- vileri, cinsleri ve fenni hazırlama şekilleri pek basit görünmekte- dir. Halbuki hayatta en önemli rolleri bi gıdalar teşkil etmekee tedirler. “Arkası var- Nöbetçi eezahaneler Bu gece ıda - Şifa, — hada Fşref Kemerde £ Alsancakta Ahmet Lütfi, Eşref- paşada Eşrefpaşa eczahaneleri bıı gece nöbetqı rler, Ucuz sigara Köylü sigarası M»M satilacak.. İnbisarlar idaresinin piyasaya ucuz sigara çıkaracağı hakkın- daki haberler doğru değildir. Alâkadarlar, eskiden kasabalarda — satılması yasak edilen köylü -i— garalatının üç şehirden maada her yerde salılmasına müsaade ounduğunu ve bu habetin de — yanlış tefsir edilerek bu dan — çıkarıldığını — söyle dirler. Halkevi köşesi 1 — Bu gün saat 17,30 da Müze ve Sergi komitesinin haf talık toplantısı vardır. 2 — Sosyal yardım komitesi fakir talebeler için ortamek- tebin birinci sınıfından lise son sınıfa kadar olan mektep kitap- larını temin etmiş ve ayrıca evis mizde bir de mütalea yeri ay- hılmıştır. Kitapsız mektep — tale- beleri her zaman bu kitaplardan faydalanabilirler. TAKVİM Rumt - 1353 | Arabi - 1356 Teşrialsani 10 Ramazan 19 Teşrinisani 23 Sah 20 656 || Alçam I2, 10,4 1414 12,00 1436 18, vkat İGüneş ti Amd, Sağlık —) Ve O ER ADK SrTRİR - .ZT E e F Hü tdü aai Yçka 14,31 | | İsasak 12,26 5.l K —TT YKT TE ZT — STT

Bu sayıdan diğer sayfalar: