15 Şubat 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2

15 Şubat 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Belediyemiz, bihakkın, iftihar edebilir! Şehir meclisinde kıyametler koptu; gazetelerde neşriyat üstüne neşriyât yapıldı; nihayet karar verildi ve verilen karar, zaptın mürekkebi kurumu- dan tasdike İktran etli: Kargıyakamın Yamanlar suyu, satılacaktır. Tettsürle kayde değer ki; ne mtanlardan hiç bundan sonra çöyle — dağitilacek, — böyle Şehir medişisde, ae sanıbmatta işe el birisi kimin malının kime satıldığını sormadı. Kürgyakanın Yamanlar süyü iki milyonluk itikramın yüz yetmiş bin Hrevile getirilmiş ve bu para, Kuryıyaka bella tarafindet, ödenmiğtir. Kar. pyskekların bundan sonra, olsa olca, “tesisata bakım param,, mamı ile, ton başına, Küçük bir üctet ödemesi Mintügelirken belediye malâ sabip çıkıyor ve Yambanlar süyü için bir taraftan (iat Biçerek diğer taraftan — yu Yeya bu zlesetse ile, satiş müküvelesine girişiyor. Fuzuli ve haktiz. - temellük iddiaima bu kadar barih Yorabürüne, coder tesadüf odilebir. “Su azdır, üç yüz Gile cu bekliyor,, diyorlardı. Bu “üç yüz wileye, , Şehir meclisi katanma Wlayetçe tasdikini —müteakıb, derhal sa — verilmesi emrolunmuştur. Su var idi ise “üç yüz aileye,, şimdiye kadar nedea vu vetilmedi?. Bu yöok idi ise “üç yüz ahleyo,, titadi neteden bulub veriyotlur?. 'Olmuyan sudan berkes nanl “fazla sartiyat,, yapabilecek?. Fazla vörtiyat yapanlar, amummi buyatı tazyik edeceklerine göre, tooda 15 kurop fazla ücretle, yaptıkları tazyiki, karşılamış olacaklat mi?. Nöreden bakılirek bakılem; mantıksızlıklarla mâlâmil olan bu davama yalnız belediyeye varidat noktasından çıkar tarafı vardır. Dökür buçuk mülyon lirahk hayalt projelerle gönül oyalıyan belediye «deniz kenarındaki Költürparkta bavuz yapmak peşinde olduğu içim 14,000 Hra söttğle, Yamanlar suyuna, ikinci bir buvut yapmaktan ücizdir. Yaldiztepede çehleler ekiyor. Üç bin ağuç. günde, beş bin dasımın hakkını içiyor.. Yema sekaklar, deniz suya dGürürken, Yamaalar suyu İle sulanıyor. Körüek vapurlarımın karanları, ker gün, bütün Karşiyakâ halkının yı. kanactğı kadar suyu iakıtacız #ömürüyor. Ve, Karşıyakalılar, kendi malları olan tu için derdlere düşüp tedbirler pesinde koşuyor, Şimdi caddelerde, gazinolarda, kulüblerde, — mehfellerde “Devlet Şömüma başturalım,. diyenler bile var. balkım sinesinden çıktığı halde, balkla hiç bir İşte yan Masal deyip te geçmiyelim. Çünkü şu aşağıdaki yazıları oku: duktan sonra, tavuklar arasında altın yamurtlıyanların da mevcut oııuıeqını inanacağız!. da - yerlile: AŞ ŞBSN zeller bir tavuğan yıııumlım kt- büğu âyna yibi parlak imiş! O ki, bunları ayna lanmak tamamile müm- Neden olmasın? Spiçbergteki Ninyo Olesud —dıııhrind'::'- lışan 300 erkek 20 kadın amele kış Mevsiminde tam beş &y sü- ren bir karanlık içinde çalışır: lar. Bu beş aylık gece, arzın siz telefon etmek iptilâsı, Binir hastalığı şeklini almakta- dir. Telefonomani — hastalığına MAmerika sinir doktorlarının yeni keşfettiklerini bu hastalık bizde yüzünden bir çok — dairelerde telefonların ağızlarına birer ki- Hd vürüak mecburiyeti — hasıl olmuştur. Yelefönu tesbih gibi oyuncak, telefon Etmeyi mürifet, çok te- lefon etmeği bir büyüklük — sa- L ll çoktanberi | mevtuddar; batta ba — hastalık | yan buülılını hıdq kâfi deretede çoktur! Feci bir akıbet Cenubi Amerikada, Peruda Lima şehrinde Erteni Estepan adl bir adam 70 yaşında olduğu halde ölmüş ve bu münasebetle yirmi Mmilyöona yakın serveti ha- yır müesseselerile şehir fakirle- rine kalmıştır. min ölümü münasebetile fevka- lâde olarak toplânmış ve şehrin en büyük caddelerinden birisine Estepanın adımı veritok müza- keresine başlamıştır. Tam bu sırada Estepanın hu- susi avukâatı gelmiş ve ölümün- den sötra açılmak üzere kendi- sine müteveffa tarafından veril- miş olan mektubu heyete ver- Miştir. da ben intihar edecektim. İnti- har edemedim. Oradan kaçtım. Fakat talih bundan sonra bana müptelâ olanların — bir kism, | ellerine geç rdikleri Nehıı:' TAYYARE ANADOLU İktısad Vekili iktısadi, sınal V4 tedkiklerde bulundu — Başı V önet sahifede — Aktoğu, belediye reisi B. Behçet Urz, İktısat ve Ziraat Vekâlet- leri teşkilâtının İzmir şubelerin- deki müdürleri ve erkânı, ban- kâlar müdürleri, idhalât ve ihe râcatçı tüccarlar, bir kıt'a as- kör ve askeri muzıka bu Mera- simde hazır bulunmuştur. İstasyonda biriken halk, ve- kili hararetle alkışlamışlır. Ve- kil, İzmirpülasa misafir olmuş- tur. İzmir valiliği taralından o'ak şam İzmirpalas #aalonunda bir ziyafet veriltmiştir. Dünkü tetkikler İktısat Vekili, dün sabah sa- at sekizden itibaren tetkiklerine başlamıştır. Refakatinde B. Rah- mi Köken, Kemal Zaim, vali B. Fazlı Güleç ve belediye reisi B. Dr. Behçet Uz bulundukları hâlde evvelâ Burnava Ziraat mektebini ziyaret etmiştir. Mek- tep müdürü B. Avni ve öğret- menleri tarafından karşılanan Vekil, mektebin her - taralım bilhassa lâboratuvarlarını, bağ ve bahçelerini gezmiş, müdür den izahat almıştır. Vekil burada etrahım — saran köylülerle samimi hasbıhallerde bulunmuş, onlara ne ekip biç tiklerini ve me gibi zirant âlet- leri kullandıklarımı sormuş, ver- dikleri cevabları dinlemiştir. Bu müstahsiller, tütüncü ve bağcı idiler. Vekil; Barnava bağcilık istas. yonunu da ziyaret ederek istar» yonun faaliyeti hakkında malü- mat almış, fidanlığı — gezmiş, haşarât entitüsünün lâboratuvar- Tarinda — mücadele işlerinden elde edilen neticeler Üzerinde durmuş, yeni mücadele taşkilâtı yapılırken — enstitüde alınacak yeni tedbirler baklanda walir mat istemiş ve verilen izahatı dinlemiştir. Vekil bu üç müesseseden iyi intibalarla ayrılmış, Burta- vadaki tümen komdâtamı Gent- ral Nüriyi makamında ziyaret etmiş ve İzmire gelirken Hab kapmardaki — miyankökü fabri- kasımı da gözüniştir. Ticaret Odasında: Fabrikadan çıktıktan sonra Orduevinde Müstahken Mevki komutanımı ziyaret eden İktısad Vekili, saat 11 de Ticaret Oda- sında toplanan ihracatçı tüccar- lar toplantısına riyaset etmiştir. Vekdi, tütün, üzüm, incir, pa- muk ve palamut tüccarlarının kendilerile görüşmekten yüksek bir fahrüsürur duyduklarını söy- liyen Oda resi B. Haklı Bal- cıoğluna dinledikten sonra: — Arkadışlar, demiştir. Be vada serbesce hasbihal edebi- liriz. Ayri &yt — ihtiyaçlarınızı bana açabilirsiniz, bütün müta- kealarmın ticaret işlerimiz için faydalı addederim. Tütün, üzüm, incir, palamut —züüe && Güüüme — —— — ve pamuk Mmüahsüllerimiz üzerin. de umumiyetle ihracat noktâ- sından ayrı ayrı konuşabiliriz. İncir mahsulü satılmıştır. Üzüm- de büyük bir ızlırap vermiyen bit bakıye mevcud — olmakla beraber bü Mmevza — üzerinde daruyoruz. Palamut meselesinde ihracatın kontrolu noktasından şikâyet vardır. Tütün hükkında da Mmühim bir vaziyet yoktur. Bötün bu mahsuller üzerinde siz arkadaş- Tarımın mütalealarından faydalı bir çok noktalar meydana çık- mış olacaktır. Tütüncüler: Vekil, bu sözlerden sonra evvelâ tütün ihracatçılarına söz wermiş, Bay Ahmed Börovalı söz istemiş, bu sene tütün mah- sulünün tamamen satılmış ol- duğu, elde 3-4 milyon kilo kar dar tütün bul ve tütün — tüccarlarının hıç bir Atnerikan tütün kumpanyaları da tütün mahsulünün tasnif edil- — Biz Alman piyasaları satır cılârına gelince; Amerikan tütün kumpanyaları gibi biz de tah- didi Tüzumsuz addediyoruz. Iktısad Vekili, tütün İhracat- çılarının bu mesele hakkındaki mütalealarını öğrendikten sonra tahdid mevzau Üzerinde demiş- tir ki: — Tütün mahsulünün tahdi: dini kararlaştırmış değiliz. İle- ride nazarı dikkate — alınmak üzere mütaleanızı dinlemiş ob duüm. Fakat tütün — zeriyatını büsbütün başıboş — bırakâcak olursak zararlı olabilir. — diye düşünüyoruz. Tahdidi, bilhassa küçük — çiftçi lehine mütalsa ediyor ve faydah görüyorur. Ancak büyük ziraat yapan m- nifları belki murakabe altına alırız. Bu arada umuümi bir mesele olarak hem mübayaacı, hem müstahsil için yer yet — şi> kâyetler duyuyoruz. Umumi hoşmudsuzluğa sebeb olan me- seleler vardır. Buna kârşı şim: diden müdahaleyi — düşünme- mekle beraber tahdidin yapıl- ması, bu meseleyi — halleder. Fakat bugün için böyle bir şey mevzüubahs değildir. Esâsen Büyük Millet Meclisine arzolu- nan yeni bir tütün kanunu lâyihamız vardır. Bu lâyihanın müzakeresi sonuna kadar tü tüncülük mevzau füzerinde yeni bir fikrimiz olursa onu yeni ka- nuhün müzakeresine kadar yük« sek Meclise aksettirbbilir. B. Ahmed Borovalı, cumar- tesi günleri öğleden sonra da Kitün mağazalarının açık balın- duralması ve tütün işletilmesine Ymüstade edilmesi temenhisinde bulünmüuş, bilhassa kış mevsi- il. | minde günde sekiz Saat calıs- töccarlar, daima muıuhaın tütünlerin sınıflara ayrılmasını tavsiye etmektedirler. Geçen sene tütün rekoltesi az olmaştu. Bu yüzden az bir. müsumuhü gösterilmiş olabilir. Bunun tesi- rile belki bu söne de müsama- ha gösteren olmuştur. Fakat tüccarların artasu, temiz ve tar nif edilmiş tütün almaktır. Demiştir. Vekil, varilen izar hatı dinledikten sonra tütün zeriyatının tahdidi meselesi hak- kıhda malümat vermeden - evel buna dair tüccarların ne düşün- düklerini sormuş, B. Ahmed, Amerikân tütün kumpanyaları- nın senelik tütün ihtiyaçları 16 milyon kilo olduğu, tahdid www lile senede mmtakanın tütün istihsalâtı 20 milyon kilo olsa bunların Grasından 16 milyon kilo iyi kalite tütün seçerek ayırmak güç olacağını, fakat 30 milyon kilo istihsalât oldağu yıllarda bunların arasından ih- tiyaç nisbetinde en iyilerini seçip almak istediklerini söylemiş ve demiştir. ki: SİNEMASI Fülm saaayünin henüz bir eşini daha yıo—dıgı bir san'at harikası takdin ediyor DERN KI Sinemia sanaylinin yeni keşfettiği 15 yaşında genç ve şakrâk artist DEANNA DURBİN 3 MO we iki genç arkadaşı tarafından “yaratılan Şarkıh Mühteşem film üksek mevzulu - Muzikalı Avrıca: PARAMOUNT JOURNAL - RENKLİ MiKi ve saire... Semnsları J11 — İ —3 — 5X Fiatler : 30 — 4Ü — 50 Kuruştur mağa imkân olmadığını, söyle- miş ve henüz bu hususta resmi bir müracantta bulunmadıkdarını ilâve etmiştir. Vekil, bu mesele hakkında resmi müracaatia bu- kanulacak — olursa — yaptırılacak tedkikler neticesinde kanunan Mmüsaade ve hududu dahilinde Ççareler aranacağını vadetmiştir. Tütün ihracatçılarının başka dilekleri - olmüdığı #hlaşıldıldan sonra Vekil sıra ile üzüm, incir ve palamut ihracatçılarına söz werimiş, her grüb anamina söz alan — tüccarlar, Vekili hususi olarak ziyaretle dileklarini atze- deceklerini bildirmişlerdir. Vekil toplantıda bulunanlara: — Umüumi vaziyet üzerinde tenevvürüme, beni — müstefid edecek, tecrübeye müstenid mü- talealarınız. bulunduğuna kani- im. Onları dinliyebili ülür nun olurum, demiştir. Vekil, bundan sonra odada umumi kâtiplik bürosunda üzüm ve palamut ıhıwlı-ııı ayrı malümat vermişlerdir. Öğleden sonraki tetkikler Sağt on altıya kadar İzmirpa- lasta istirahat eden Vekil, vefr katletindeki — zevâtla — birlikte otomobille Kültürparka gitmiş, fuar hazırlıkları ve Kültürpark işaatı hakkında belediye ve u- ar komitest reisi Dr. B. Behçet Üz'en verdiği dzahatı dinlemiş- tir. Ba yıl inşasma başlanacak toprak ürünleri müzesi binâasınım yerine gelince Vekil: — Müzeyi bu sene yetiştire- — Sonu 7 ünci sahifede - M üzik: K irler Musiki mektebinin konseri Karşıyaka Körler musiki mek- tebinin talebeleri pazar akşantı Burnavadaki Ziraat mektebinde iefis bir konser verdi. Program en müşkülpesend musiki merak- hlarımı tatmin edecek şekilde tertib edilmiş.. Örkestra eser- leri, triolor ve kentetler, sola vi« yola ve 'keman parçaların. Bu eserlerin hemen hepsi Keler Be- la, Massenet, Göounod, ekopisr, Mozart, Sehubert gibi büyük müusikişinablardan seçilmiş. Ba; görme kabiliyetinden mahe ram küçük yaşh büyük san'at- kârlarda özlü bir anlayış, eser- leri enterprete etmek hususun- da harikulâde bir meharet vardı. Keler Belanın (Tempel Wei- he)isi orkestrada pek iyi bir beraberlikle ve mübaleğa etmi: yorüm, dinliyenleri büyük bir hayret içinde bırakan bir mu- vaffakıyetle çalındı. Geçen se- medenberi bir kaç konsetini din: lediğim ba istidadların bua uk- şamki musiki müsameresinde onları san'ata daha esaslı inti- bak etmiş, muvalfakıyet itiba- rile normal takdirlerin üstüne yükselmiş buldum, Talebelerin hemen hepsinin iştirak ettiği ve çello, viyola, ikinci ve birinel kemanlar, iki klarnet ve bir de piyanodan ibaret olan bu küçük salon orkestrası bu eserden baş- ka programın — mühtelif yetle- rinde Göunodnun — “Faust, w, Mozartın Les moces de fi üvertörünü nihayet — Wekslerin Şark bayramını çaldı. Yalnızca bu eserlerin isimlerinden, yapı: lan işin büyüklüğüne intikal et mek kâlidir. Değil ki bütün ba örkestra etarlerinde ifarinua wa santimana ehemmiyetle — itina edildi. Fakat asıl mesole olan ve orkestra çalışmalarında ea de söz getirmiyecek bir san'at- Kenan viyola ile Marsenetten *Meditation de Tais, i, Ühoe- pinden bir aoltorm çaldı. Ses ler dölgün, atşe pek itinalı idi. Kenanda kendini eserin rulruna bırakan ve eserin büyük — varlı- gını hakkile canlandıran bir hal vardı. Sesleri yerinde agrandize ediyor. Kromatik inişlerde 80- horiteye ehemmiyet veriyordu. Biraz heyecanlı idi. Bence bü heyecan bile yerinde ve pek Bsan'atkârane idi. Mehmed kemanla Drıdlanın serenadımı çaldı. Cümle arala» rtında pek az olmakla — beraber gete de nazarı dikkati celbeden lüzamsaz durakları, eserin başı ka bir tönaliteye girön İkinci kısmında biraz korkak ve mü- tereddid olması istisna edilirse pek çok muvaffak oldu. İstidadı ilerisi üçin büyük ümidler ve> riyor.. Kentetlerin ikincisi loin du bal ritim beraberliğinde biraz daha fazla çalışmağa lüzum his- settiren bir duramda idi, Vö belki ©o zaman dihliyenlerde yapacağı tesir dâha Yevkalüde olacaktı, Bu geubun en küçüğü on ya- şındaki Zekâi komanla iki eser çaldı ve sürekli alkışlar topladı. Buü küçüğün iyi bir disiplin 8b tında çalıştırılmca beş ait sene sonra âlacağı yüksek durulnu şimdiden tahmia etmek müş- kül değil.. Piyanist Hlavva çok kötü in tihab edilmiş bir piyanoda ça hyordu. Bu yüzden; hazırladığı solo parçaları çalmakta itizar — Sonu JOuncu sahifede —

Bu sayıdan diğer sayfalar: