19 Şubat 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

19 Şubat 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Piyale efendi, firtmadan sonra sükünet bulan bir deniz gibi sustu, fakat içi kan ağlıyordu Sinan bey başını salladı.. Karşısında Piyale oturuyordu. Başını ona doğru çevirerek bay: dudun esinden evel başla- — dığı sözüne devam etti: İşte böyle Piyale efendil. — Hepimize hâkim olan takdiri ilâlüdir. Başımızdan neler gelip “neler geçeceğini bilmeyiz. Be; dakika evel yaşıyan, beş dakika sonra kaybolur. Bugün sahibi iket olan yarın haki zillete | düşer. Bunlar kaza ve kaderin işleridir. — Piyale başını salladı; — — Doğru söylüyorsun Sinan beyl — Sonra.. Bâzan din ve mil- letin maslahatları, şı bat ve ahvali. saire dolayısilâ ani ve fevkalâde işler de - olabilir. Padişahım.zın ef'al ve harekâ- 'tındaki isabetlerinden. emi) ol alısın üstat... — Hay hay Sinan bey!, Ben ni muazzamın kahraman- rana hayranım. Di'iyorum efendimi af bayursunlar. — — Coenabıhak da affetsin Pi: e efendi. Neyse uykunuz niştir.. nuz: Piyale kalktı, — elini göğsüne raraki Hoşça kalın. Sinan bey, görüştüğümüze begayet emnun oldum.. — Bendeniz de öyle, bende- niz de öyle mahzuzum.. Piyale efendi, kapıdı 'bir nefer, elinde fenerle kendi- ine -yol gösterdi. Piyale, acele ediyordu. Efen- disi belki uykudan - uyanmış, sendişe etmiş olabilirdi, “Artık misafir bulundukları '€eve girmişlerdi. Oda kapısından içeri girince Şşehzadenin yata- na baktı. Siyah. bir örtü.. Durakladı, şaşırdı, ağzı açıldı, fırladı: — A.. Acaba ben mi. ört- tüml. Sapsarı kesilmişti. . Bir adım, / bir adim daha... Yaklaştı. Tit riyen eli siyah örtüye uzandı. — Piyale efendi; dedik ya,, ze- n hassastı.. Her şeyi anla- çok uzun olmadı. Ceşedin kapandı ve yırtılırcasına — — Şehzadem, devletlüm, se- ni ben, bu. hi mi görecek- Halk, bir saniye için yü- züme bak, bir saniye için beni - dinlel. Haydar Ri.da,öx”: t n f neşriyat Mi x6: Hamdi ıı':ııı ÇANÇAL mam İDAREHANESİ Yazan:. M.Ayhan —Üd — Bebey yalancı; dedi; gene sen mi geldin.. Beni gene Si nan bey mi çağınyor? Ağa, yavaş yavaş Piyalerefene diye yaklaştı, şehadet pürmas ğını düdaklarına- götürdü: — Süs, mutedil' ol hocaml. Ben ne yapayım?. Ferman bu- lâdam geliyor.. Ülülemre itast borcumurdur. Sen sığ oll P yale efendi, fiırtmadan son- ra süküret bulem bir deniz gıbi sustu; fakât için içim hâlâ yar myon, kıvraniyordur — Artık" bBana da: yaşamılı haram oldu: Hüyattar. kimisem yokta ver yoktur. Ben-de efene dimi takib - etmeliyimi Ertesi gün, Korkud efendit nin de cetnazesi hazırlandı; sar- malandı, tabutlandi. ve yole: çi karıldı.. Hakan, irade: buyar- muşlardı: — Onu da ecdadımızın me: zarlığına gömünüzl, Cenaze o gün öğle vakti Bür- sanın - tenha sokaklarından. ge- çirilerek sultanlar — makberesine götürüldü. Sultan Selim, bittabi gelmemişti. Gelemezdi de:, Kor- kud efeadinin- arkasından yal- nız bir kişi- ağlıyordur Piyalel. Cenaze, merasimle topraklara indirildi. Hoca telkini verib” çe- kildi. Arkasından ihtiyar, yor gun; bitkin bir* vücud bu-kam- bur 've taze toprakların: üstüne kapanıb ağlamağa başladı. —Ah efendim;. ah devlet: Tüm ahi; Bu tek kişi, bittabi Piyaleden başkâ' kimse- değildi... . .. Kiş geçmişti. Hakan- südünü içiyordu. Hâlâ Bursadar idi: Sis nan bey içeriye girdi; Padişabı ona bakti: — Ne o Sinan?! — Biyikların kamçı gibi düşmüş? Sinan bey ellerini oğuşturdu: — Dövletlüm maruzatta: bu- lanmak isterdim- de.. — Söylel.. Kardeşim Alimed için söyliyeceksin - değil mi? Sinan bey gözlerini hayretler ' açarken padişah ta güldü: — Sen zekisin amma- Sinan hele hele bir kaç ölüm tehlikesi atlat ta- ondan sonra. Sinan bey ürper: — Allah efendimize ömürler versini Kulunuzun — hayatı kaç para eder ki. Hakan, südünden- bir yudum daha içti-ve sordu! — Kardeşim; Amasya - tarak larında'epeyce edepsizlik yapı- yormuş değil mi?, Sinan: bey boynunu: büktü: — Vallahi padişahım, - kulus | nuza-bir şey söylemek düşmüs yor. Şehriyarımca; her'şey ayan ve beyan.. Hakan ayak ayak'üstüne attı: — Haydi, haydi, sen merak etmel. Bir kaç gün sonra ora- ya da yollânırız. S'nan bey çıkarken gülüyor- du. Fakat padişahın'yüzüne baks mağa hiçte tahammülü, yoktu. Hâkan, bugüan emin bulun- duğu bir kaç valiye aşağı yur karı, şu mealde mektüp yazdı: — Memleketin ahvalini ıslah ile tebeai şahânemizin istirahat - ve huzuru daimisini temin için her lürlü —isyan - ve , ihtilâlleri i'ıiddede kahrü tedmir - etmek | gerektir. Amasya ve havalisinde | şehzade. Ahmed efendinin - ha- * ie dddi rekâlı, nezdi şahanemizde çok menfur olmaktadır. Kenditerinin maksad . ve emellerini lâyıkile aolıyaraki - muktazayi maslahatı yerine —gelirmek üzera - derhal taraf.nızdan. ona mektup yazınız. Ordu ve halkın kendisini 3e.ri saltanatta.. görmek. arzusunda bulunduğunu, benim — şiddetli ve zalimiıne harekâtla kulları- min kalbini kırdığımı bildiriniz. Yani *suretöer kendinizia de ona taraftan olduğunuzu ve müza- heretin'zden ömin buluamasını lâme ediniz.. Bâkalım, — neylis yecek? Padişah; tezkereci efendiya bu mektupları yazdırdıktan son- ra Spahilerin, — Yeniçerilerin, yayaların ağalarından bir kaçını çağırdı. Onlara iltifat etti, sons ra hazırlanmış bir kaç mektubu uzatarak: — Sonu var — Halkevi köşesi 1 — 20/2/938. pazar günü saat 14 de Hrikevlerinin ye- dinci- yıldönümünü — kutlulama töreni: yapılacaktır. Bu törene bütün yurddaşlar davetlidir. 2 — 25S/2/938 cuma günü akşamı saat 18 de mimar Nec- meddim Emre tarafından (Ay- dın oğullarına dair mimari eser- ler) mevzulu-bir-konferans ve- rilecektir. Bu: konferansa: bütüa yurddaşlar, davetlidir. 3 — “Fikirler, — dergimizde gençliğe bir sahife açtık. Mak-s sadimız, bugünüm kapasitelerini yarına daha küvvetli bir şekil, Kazırlamaktır. Yazı vermek isti- yen gençlerin yazılarını (Halke- dip ) adresine yol- ildiririz. 4 — Evimiz salonunda her hafta perşembe günü — akşamı sast; 20 de- bütüm- yurddaş- lara Karagöz oyunu oynanacak- tir, Parasız - olan bu. Karagöz oyununa- bütün - İzmirliler - da- vetlidir. 5$ — Ha!kevimiz Müstahkem mevki bando şefi- Bay Galibin idaresinde bir Halkevi bandasu: teşiil - edecektir. Devamlı! ve hevesli çalışmak hevesinde olan müzisiyenlerin kayıtların — yap- tırmak üzere evimiz - sekreterli. Şne başvurmaları - bildirilir. 6 — Halkevi, bir Halkevi marş müsabakaya koöyinuştur. İştirak etmek arzusunda olanlar nihayet martın 1lk haltasına ka- dar eserini evimize teslim et. melidir. Müsabakada — mavaifak olan eserin sahibi - mükâfatlan. dırılacaktır.. 7 — 19/2/938 cumartesi gü- nü saat 15 de Temsil- ve saat 17 de Ar komitelerinin haltalık. Hastalarını 11,30 dan bire ka. İdar Beyler - sokağında, Aheaç matbaası yanında kabul eder, -Muayenehane telefonu 3990 “îı telefonu 2261 Ustura ile yaralamış Çorakkapıda Alaca sokakta Beyşehirli; Hali' Etem: vs arka. “daşı Hasan -kavga neticesinde | İstanbullu. Türgüdü ustuna ile başından ve düdüğlüdaa yaralar mişiardir. ga Mavaş, bugünkü / cenub hus dudlarımızı teşkil edenşehir ve kasabalar arasında düşmanı ilk koğan ve istiklâlini ilkkazanan, bu suretle diğerlerine örnek olan yiğit bir şehir payesini — taşır Bu: topraklarda: yerleşmiş bir avuç Türk, içerisinde bulunduk» larr sayısız mahrumiyetlere rağ- men döğüşme yerine atılıp üalü bir- varlığı kendi hududlarında boğmuş, celâdet ve şecaatleri bu kadarla da kalmıyarak kom- şu vilâyet ve kasıbaların - yarı dimina koşmuşladır. Tarihe - lâyık- bir - zafer ve kahrtmanlık destanı yaratımış olan-yiğit' Türk” şehrinin:- üç hafta sürer müdafaası, hepimi- zin- göğüslerini kabartacak ve hepimizde defin iftihar hisleri uyandıracak binbir şehamet ve hamaset menakibile - doludur. Benzerine cihan tarihinde ender rastlanan -bu müdüfanyı bizzat istdâ ordusu — komutanları da takdir etmiş ve bu müdi ait hatıralarını muhtevi asarda Macaşı saygı ile anmışlardır. Maraş, her türlü muharebe vasıtalarından mahium sçık bir şehirdi. Top, tayyara ve tatıkı değil, müdafilerine — yetişecek miktarda silih ve cephaneleri dahi yoktu. Müteaddid defalar tekrar edilen araştırmalar - so- aunda av tüfeklerine varıncıya kadar toplanmış ve musadere olunmuştu. Na içerde bir asker, ne de dışarıdan bir yardım gör- mesi İmsâr vardı. Mevcudu; yerli Ermenilerin de - iltihakile ön binleri aşan istilâ- ordusu ise, son- sistem - silâhlarla mü- cehhez ve korkunç bir kudretti. Şehri dört yandan kuşatmış, müteaddid siper va istibkâmlar vücude getirmışti. Hâkimiyetin- den -o derece - emindi ki, ufak bir mukabele ile kârşılanacağını bir an için tahımin - ve tasavvur, etmiyordu.. Fakat bir gün; kımıldıyamaz sandığı bu kütlenin saldırışı karşısında kalınca neye uğradı: ğını şaşırdı. ve sersemliği üs- tünde, ancak üç balta karşı dur * rabildi. Yirmi ik.aci günü gece- | si Türk yumruğundan — kurtula- bilmiş bir kısım efradile bir- Hkta soluğu. kaçtığı - yollarda. aldı. Bir avuç silâhsız, bir avuç Türk silâhsızı bu müdhiş kudreti - çil yavrusuna döndür- müştü. Ve ba hal onlara bir Türkü yenecek bir kuvvetin he- nüz mavcat olmadığını bür kere daha öğretmişti. Kahraman şehrin, 18 inci kurtuluş yıldönümü münasebe tile' sevinç içinde olduğu bu Maraş müdafaası Bir avuç Türk,Fransız kuv- | vetlerini perişan etmişti: Madalya alan sancak- Bir ahçı ile Fransız işgal kamandanı arasındaki görüşme.. Madalga alan bir bayrak Fransız işgalinin. devam etii- ği günlerde idi. Bir Cuma sı- bıhi, mutad hilâfina kaleye Türk bayrağının çekilmediği gö rüldü. ,Bayraklarının. her Cuma- günü kalede dalgalanışına - alı- şam ve bu suüretle teselli duyan halki derin bir heyecam kapla- mıştı. Herkes bunun - sebebini soruyor, bayrağın ne olduğunu, neye çekilmediğini tahkık edi- yordu. . Nibayet - öğrenilmişti ki. bayrak, Fransız işgal kuvvetleri kumandanının emrile bir daha çekilmemek üzere indirilmiş.. Bu haber halkı galeyana getir- meğe kâli geldi. Cuma- namazı kılınmak üzere Ulu camide toplanılmıştı.. Bür yük mabedin içi binlerce insan- la dolup taşmıştı. Bü binlerce insganın yüzlerinde son bayrak hâdisesin'a husule getirdiği acı ve gözlerinde, kı lgleıinıleki Yar abokunuyordu. idi. Bir gencin ayağa kalktığı görüldü: — Çok ağır bir hakaret kar- şısındayız. Türk olan bizler bu derece ağır hakarcte tahammül edemeyiz. — Namazı — Kâlede Sağlık bahisleri | Dahili hastacıklır mütekamn at Dr. M Şerki Üyür diyor kâr — Modern insanın günlük plânı! ü Jimnastik ve sporlar vücüud bakım için her gün elde kalan az vakit içinde'dahi olsa İay- dalı ve tesirli. olmalıdır. Neti- celerini vaktinde ve erken göse termiyen her jimnastik mstodu tatbik edilmemel'di”. İhsan ha- yat, enerji ve yordamının yük- seldiğini hissetmelidir. Bunun için yapılacak jimnastikler bir tarafli olmamalıdır. Hedefe uy« gün ve biribirine alâtası olân bir- vücud terbiyesi şeklinde olmalı ve. vücud bakımı nokta- sından uygun olmalıdır. İnsan hayat kudretinia ifadesi ancak bedeni ve ruhi kuvvetlerinin bütün tutarıdir, Yapılacak jime nastik ve spor - haseketlerinin şekilleri hoves uyandımıcı ver faydalı olması icabeder, Eğer jimnastik ve spor hareketleri» nin: şekilleri, vücud için - kaza- mlacak kuvvet, yüksek - dereces lerde olacak olursa; bu hare- ketler büyük- bir zevkle yapılır. Bundan başka bir yarış kazane mak, yüksek bir dağ tırman- mak, bir nehri yüzerek geçmek, doğru bir tenis öğrenmek gibi elde edilmesi istenilen bir gaye olursa, bu da daha başka kuy Vetli' arzar tesiri yapar. Fımnastiği; vücud - sağlamlığı ve terbiyesi için kendilerine tat- bik edenlerde bu - hareketler, büyük — sevinç — dupgularını uyandırır. Eğer yapılacak spor ve jimnastik hareketleri - ruhta kıvanç. ve haz, tevlid. etmezse; yapılması faydadan ziyade zaran verir. Bugünun insanları yorucu mes- leki çalışmalar görek manevi ve gerekse maddi bir çok-yoksuz. lak ve ihtiyaçlar içinde kıvrane makta ve özülmektedirler. İne san: yüksek ruh- duygularına yükselten jimnastik ve sporlar ve yeniden dalgalandıracağımız şanlı bayrağın: gölgesinde kıb malıyız. Bir tük adam haykırır gibi binlerce - insanın ağzından şu kelimeler döküldü. — Noamazı kalede ve bayra- ğamızın . âitında kılacağız.. Sonra?.. Evet, soara?,. Camideki san- cak alındı. Bütün: sokakları bu insan seli kapladı.. Aradan beş: dakikâ geçmemişti. Kale ve toprak ye> rine- karıncalaşmış- bir- insan kalabalığı; mahşeri bir manzara gözüküyordu. Bayrak- çekilmiş ve mehib kitle namazı bu bay- rağın altında kılımakta idi. Cumhuriyet hükümeti bu şanlı sancağı İstiklâl madalyusile tak tif ettir Bir: könuşma Fransızlar. gözleri önünde ce- reyan eden bu hâdise.karşışın- da on ufak.bir harekette bulu- namadılar, Halktaki heyecan bu mağrur müstevlileri korkutmuş, hep bir yere sinerek görmemez- liktea. gelmişlerdi.. Küçük.. bir müdahalenin kendileri hakkıanda vahim neticeler doğurabileceğini takdir eyliyen Fransız işgal ko- mutanı; işi siyasete döktü. Er- tesi gün-beraberine aldığı- elli altmış maiyetile çarşıyı - dolaş” mağa ve Türklere kendi-akhaca iccayi nasihale başladı. Saatlerce devam eden dölaş- masından — hiç bir. fayda göre- medi; tabi, Be çokları 6 söy- ne kadar değerli oldukları bili- nen bir meseledir. J mnastik ve sporlar insanı kendisine çeke- cek biçimde ayırt edilmiş olma- hdir ki, çalışma ve iş yapma isleği için gelen bir ihtiyaçtan doğmuş bulunsun. — Sonu yarın — Nöbdetçi eozahanılar Bu gecı Başdurak'a .Sıhhat, Kâranti- nada B. Eş?etl, Kemerde Kamer, Eşrefpaşada Eşrelpaşa Eczahar neleri nöbetçid rler. ARASETUU KR DASGTİ Z VN ON hisle sözü yarıda birakıp - ayrır- lıyordur.. Kolonel bir aşçı dükkânının önünde durmuştu. Lokantanın sahibi olan ihtiyar Memikten sordu: — Senin adin ne? — Memik! — Beni tanıdın, tabül? — Ne olacaktı? — Bir şey - soracağım.. Dün neye benim emrim olmadan gi- dip kaleye sancak çektiniz? Siz Fransızlardan, Fransız ordusun» — dan — korkmuyor musunuz? — Kumandan, bizim için bay- rak demek,, namus - demektir. Ölür de ondan ayrı yaşayama- yız. Onu değil bir gün, hir saat göremersek içimiz içimize sığ- maz. Nitekim sığmadı işte. Korkmak — meselesine - gelince; bizim gibi bütün ömrünü harp- lerde-geçirmiş. bir millet için bü kelimenin manası yoktur. Sonra lerken iş ve gücüyle vğraş yor, ' bazıları işteri Coldüğundan - ba Ü dedim ya, biz sağ kaldıkça baye * Devamı JÜ unca sahifeda »

Bu sayıdan diğer sayfalar: