6 Mart 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

6 Mart 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Paşalar koştular, Vezirler de kanın yanında kaldılar. As- r tamamile çadırdan çık- mışlardı. Fakat vaziyetleri sanki da günlerce oturacaklara hsusta. Ne kılıçları, ne de arı vardı. Bazları çadırın nünde biribirini trâş ediyor- dı. Bazıları da ayakkaplarım Son Diye —-. Yazan M. Ayhan avuz Selim kihincini siyirdi, çâadırâa doğrü rüdü. Bütün asker ona bakiyordü şvasıl oldü; asker toplüyör ve | şahı bekliyor. | -— Gi rakmak şerefsizlik değil midir? sözler yavaş yavaş as- kerin hissiyatını, gürurunu ök- şamağa — baş'adı. Bif kısmi: — Doğrü, doğru ayıp ettik! Neferlerden mırıldanmağa — başlar mizliyorlardı. mişlârdı. Padişa son sözlerini | Kimse aldırış etmiyordu. Si- | söyledi: t püşa yaklaştı: — Kötkaklar utahnmadan — Padişahıml. — Kollarınızda tereddüd gözüküyor. Padişah bir kat dahâ sarardı: —— Tereddüd mereddüd de- ill. İsyan etmek istiyorlar. G- riye döneceklermiş. Siz —uyur: — ken ben herşeyi anladım. Fakat “hayırl Küt'iyyetiti Herkes derhal Diye o siçradı, tadar hiddetli bülmamişlardı. kalabalık kümenin kâr- — — Kullarım!. Kahramanlarım, slikanlılarım!. Nedir bu sizin yaptığınız, nedir bu korkaklı- Oğınız, bu bezginlik?. Siz bana öyle mi hizmet €tatek istiyor- uZ? Şanlı Yeniçeriliğin ee ödenberi taşıdığı padişaha itaat muhabbet, bu itiraz mı de çtir?. “Askerler, mütemadiyen padi- ı yüzüne bakiyorlardı. Hâ- sağ elile kılıcının kabzasını iyo atılmak, hırsı kol, meh.. piştar Kaber reketle Firari | — Ben sizi, kavgaya, şeretfe, İganimete götürüyorum. Siz ki | harpten harbe koşmuş, Dilnin nalları ve kendi ayakları ltinda yüz binlerce düşman Çiğnemiş bir ordusunuz, bundan ısıl dönersinz? Aranızda ka- Urasını, çoluk çocuğunu gö mek Histeyip te er meydanından dön- £ mek istiyenler varsa, işte yollar Harp başlamâdan dönüp git- # Şinler, içimizde durmasınlar. Ben, buraya geri dönmek - için “gelmed m. Padişahı yolda bi- bir iş beledi mişler! küçük mek kârar Günlük siyasal — db ve Başmuharrıri Haydar Rüşdü ÖKTEM “Umumi veğriyat ve yam işleri müdü vti Hamdi Nüzbei ÇANÇAR — İDAREHANESİ hmir İkinecl Beyler sokağı CHalk Fartlai bidüsi içinde Telgrs: İrsmir — ANADOLU Fosta kitasyz 405 dileri tinde kurüşcür ' Ü Yıtaca memlekedder tçin sezelik | abene Ücreil 27 Hiradır TÜZNADULU MATBAASINDA — BASILMIŞTIR runa binüi şlerdir. Hatta vapw ya biderken keüdilerini arkadaşları görmüştür. Dün de yazdığımız gibi, ken- fından Finikede polis nezare- Dr.Behçet Üz Tedelon: 2116 - Abine şerakti Çacuk hastalıklar: Yülığı 2e00, altr ayhıği 800 mütehassısı Hastalarını 11,30 dân bire ka- dar Beyier sokağında Akehk matbzüsi yanıtıda kabul eder. Müayenthane telefonu 3990 meydana' çıksinlâr.. Ve benim arkamdan gelerek bana hizmet için kılıç takmış olan arslanla- mın arasından şimdi ayrılsınlar. bilmelidir ki, ben ölüm pahasına bile olsa, hiçbir. vakit geri dönmiyeceğim.. Geri yök, ileti var, ileri.. — Selim kılcıunı sıyırdıi. Gözleri, Askerin içinden beş on kişi: kunç bir şekti almıştı: Çatık — Yaştsın — padişahımızlı.... başkalaşmıştı. Ba Çekre, | İleril.. Dayan Şah İsmail biz ki Hakanın çehresi değildi. | gel yoruz. Dişlerinin artasindaân homür Diye büğirişinca, düşünen ve bir gece evel; bir adim ileri gitmemek kararını veren ordu, kaynadı, köpürdü, dal- galândi. 180 bin kişi bir ağız- dan: — İleril.. Yaşâsın Hakanimız! bağırıştı. Hakan atına parmağile yolu gösterdi ve ilerledi. S ltan Selim mırık damyordu: — Atlattık!.. Fakat artık ge- gikmeğe gelmer; derhal yetiş- Ordü iletlerken — bir — aralık kuüvvetinin — kumândanı Mıhal oğlu Mebhmed Beyden şu geld: — Şah İsmiail Tibrizden hat Höy şehrine doğru inis yor. Bugün yarin Hoydadır. D yarbekir — valisi Hova çavuşla Mehmet verdi: etti Avwe yü- haberi getiren Bali beye cevap Hakan, — Malümatiniz iyidir. Sık sik haberler göndermeğe çalı- şınız. Bilhassa düşman ordusun- dan birkaç şimiz, esir almâğa çal- Hakan kendi kendiner — Şah İsmail, Tibrizden çı- karak burâya doöğrü yürümekle kendi ayâğile faka geliyor de- mektir. Kendisile öyle bir he- sdplaşacığım ki, cak, âlem — şaşırır Filkükikâ” sak İsmatl, - eyer sültan Selimi Tıbrizde karşılârsa Osmanlı ordüsü çeti bir vazi- yete düşecekti. Muhtelif köllardan - akınclar iniyorlardı. Şehsüvar oğlu Ali bey, Makü kalesine yakin Kazlı- göl civarinda dolaşıyordu. Ku- marda ettiği müfreze, bit ara- bk Şabın akıncılari ile karşr laşti ve aralarında kısa bir çete harbi geçti. Şilerden bir kaç kişi maktul düşmüştü. Beş nefer d& âtlari — vurülüpr telef olduğundan kaçamamış ve yakalanmışlardı. Şehsüvar oğlu Ali bey derhal sorguya çekti: bu - neferleri — Şah Tibrizden hareket i mi? — Evet, hareket etti. — İdaresinde 'ne kadar kav- — Bilmiyoruz. Şii neferler cevâp vermek istemiyorlardı. Ali bey kendi neferlerine emretti: — Bunlari dile getirini. — Devâm edecek — Devriâlem seyahatine çikanlar! İki talebe lisede bir hâdi- se mi çıkarmışlar? Bunun üzerine ço bularak çalışmağa karar varmişler. Bazı müecsseselere ve yöye müracaatle iş iste se de tahsil çağında ve olmaları sebeb le bir el Kapisi — bulamamişlardir. İki talebe, nihâyet, ötedenberi arkadaşları olân ve bir de çiraklik eden teşvikile Nüriniz de İzüirden — küçüağa verimişler, Könya vüpü- buzi Finike kâymakâmı — tara- misafir edilmişlerdir. Ya- Ev telefonu 2261 Yeni Finike kaymakamının müvakkat misafir- leri yakında İzmire getirilecekler — Büaşi | inet sâhifede — Tekrar mektebe gıttikleri vâr kit öğretmenleri: — Velileriniz mektebe — gek medikçe derslere devatin ede- mezsihiz. Demiş. cuklar, mektebe gitmemeğe ve kında polis refakatinde İzmire getirilerek ailelefine teslim'edi- ledeklerdir. 'at Yeni Adam Yeni Adamın 218 inci sayısı çıkı. Bu fikir ve san'at gaze- tesnin bu — sayısında ail Hakkinin — (Halkı vî’ei’îî.dh :;[ atetesi), (Hayâtım) adlı - fın mı)iır(H A;rıd Celâf lım Supbi' Nüri, İzzeddin Şadaü, Esat Kam 1, Nusret Kürkçüöğlu, Hüseyin " Avni, Sefet - Aytekin imzdlı yazılâr: vardır. İlâve' olâ: rak Yeni - Adami - Antiklöpedi: sinin 13 üneüforması verilmek. tedir. Kültür Zeniyili münderecatla alı rmg'neı K n':7'|= -ew::: n ' Mmecmüası #a ı(n’lgrıde. ( Çavüştan öğe fetmen oler mu?) Büşlıklı. mü: him mükaleyi yazan Kültür di rektörü Ali Riza- Özküttan- ma” ada, (Bir _*'"'lnııcın meyva- farı)ı Çİakılâb ve Köy), (Kursta köylü kadinlar)lmakalelerini har gırlıyan Asım İsmet Kültürün ve tanihmış İzmir öğtetmenle- Finin Kızılçülladaki — Muallim Mmektebine dair deşerli tetkik ve müşâhedelerini bulacaksınız. Okurlarımıza Kültür. mecmua: amorU ü SA »iymetlendirme, ktymetten düşürme: Kültürpark civarında do- ğan spekülâsyon! Hal yapılacak amma, Başdurak| ,, civarındaki son vaziyetleri unutmamalıdır. — Başı 1 inti sahifede — Binsenaleyh bü gibi şehir temâyüllerinde belediyenin esaslı bir tol oynaması ve daima mu* vazeheyi muhafaza etmesi halk ve kendi menfaatine e'zemdir. Gerçi ban' memleketlerde belediyeciler bir yeriimar kaş- dile' bazı kattiyeleri muvakkat bir devalörizasyona tâbi tutar- İaf ve bü sütetle 6 memleket- lerin istimlâk katunlarına göre bu kıymetten düşürmekten i- tifade ederek yaptıkları büyük mikyasta istimlâk neticesi bi lâhare aralara caddeler açmak veya herhstagi bir tesisat yap- mak suretile — valörize bundan husule gelen — intifat oradın imarı masrafına tekabül etfirmeğe çalışırlarsa da bunu Birçok şebirlerin belediyecileri iyi bir usul addetmemekte ve ekotomik bulmaktadırlar. Biz de de bulvar şirketi, aşağı yur kâarı buna karip bir ameliyetin neticesi teessüs etmiştir. Kültürpark ve fuar mesele- si de bu kıymetlendirme ame- liyetine bir misâl teşkil ede- Bilir, Bunların teşekkülile bu- röya civar olan arsalar kıymet- lenmiş fakat bu kıymetlenen arsalarda belediye iyi bir nâ> zim vazifesini göremediğinden belödiyeye iyi bir varidat te- min edebilecek olan kıymet- lenme belediyenin mahdud is- tifadesile kalmış; diğer taraf- tan ise ikinci safıcı eller isti- fade etmekte bulunmüşlardır. Yani bir nevi spekülüâsyon vâr ziyeti tahaddüs etmiştir. Ba spekülâsyan, söylendiği gibi ise, belediyenin şimdilik hedefini daha uzaklara atmasını — intaç etmekten Başkâ bir işe yara- mıyacaktır. Önün için beledi- yeler” arsâlârını sattığı — veya mübadeleye tâbi tuttuğu zamaın herhangi bir — spekülâsyonun önüne geçmek için tedabiri İ zime almalıdırlar ki iaşaat sü- ratle ilerlesn ve vatidat mem- baları sühuletle tecösüs etsiü. Bir ikinci misal de: Başdurâk civarıdır. Buradaki hanlâri evek ce hariçten gelen katiyon ve kamyonetler bir istasyon ad- detmişlerdi. Bunların böyle bir temetküt atdetidesi birâz — ipt> dat halde idi. Burada — düzelti- lecek, islah olanacak - filhakika bazı işler mevcuddu. - Hanlar bakımıa muhtaç, yol iyi değildi. Fakat diğer taraftan bu han- Dr. M. Şerki Uşaz diyor ki: onkompinomini —-lur Kış Mmevsiminde çocuklarda çok görülen bir bastalıktır. Bu hastalik çocuklarda zatü-rceden ziyade müşahede edilmektedir, Bu ay zarfında poliklinikte muayene ett ğim çocukların be- şiâde Bronkompinominiye tesar düf ettit. Bronkompinomini baş- h başına bir hastalık şeklinde vüküa — geldiği- gibi - kızatdık, boğmaca öksürüğü, geip - gibi hastalıkların seyri — esnasında ihtilât olarak da husüle gelmektes dir. Adi bir nezle ile başliyam bromşitlerin seyri zamanindi bile' bw hastalik zuhur edebilir. En ziyâde çocuklarda ve ayüi zamlanda yaşh insanlarda vukum gelmektedir. Hastâlık — başlar yınca hararet derecesi de otüf dokuz veya karka Kadar çıkar, teneifüs süratleşir ve âdeta dam bk verir gibi zorluklu - olür. Öksütük başlar. Hem ağrılıdır. hem de kısaâ bir * öksürüktür. Balgatr çok defa vardir. Ça cuklarda balgam olmiyübilir. Bromkompinortüni çocuklarda çok âğir olur. Burün kanatları- nın #çilmiasi ve göğüs nelen alma, bir çekilme, teneffüste sü- rat ve üorarma büsüle gelir. Bu hâstâlıikta çocuk ne — kadar küçük ise vehtmet te o dere- cede çÇoöktür. Körünmak için, üşümemek, ve soğuklatmamak« ten ibârettir. Bu hastalığa uğe rıyanların — odamli vatıp - balüne durülmali ve odanmi derecesi on sekiz derece olmülidir. Te gdavisi için mutehassıs bir dak« torâ müracaat ederek lâzım gelen tedbirler tatbik ve takip edilmelidir. banların Basmane civârında bir yere naklini tasvip etti ve nak- lettirildi. Netite” şü suretle tezahür etti: Hariçten geleriler hâlü- bu yeni t€essüsün yerini bulama- makta veya bu.makta zorluk çekmeğe başladılar ve oteller- deh, iş merkezlerinden uzak düştüler, eski yerlerde teessüs eden iş nüvesi dağıldı, bir kir fi ayfif yetde kalmağı göze alarak işsiz kaldılar. “Diğerleri naklederek müşterilerini kıstren dağıtmağa mecbur oldular. Em- lâk ve y&? sah.pleri ise'bit kıy- metten düşme ameliyesine uğ- radilar, dükkânları boş kaldı. Ve bindetice âr veya” çök belediye varidati bir. vakfe ge- çırdi. Yeni teessüs eden yer de ise belediyeye yeni mik kellefiyetler, yeni — müsrakar başgösterdi. İyiliği ise: burar lâfın Birat — kösafetten — küt- miisı oldu. Belediye burada bir. dekonjesyon — ameliyesine ihtiyaç görmüştü ve bunu neye Mral olürsa olsun yapdıştı. Aciba bu ameliye zararsiz olarak yapılamaz mıydı? Belediye muhakkak bu ame- Eyeyi zararla yapmak — mecbu- riyetinde mi id.? Baraları kıy- metten düşürülmediön bu iş hallolunamaz mıydı? Bu, tetki- ke - çok değer bir. mevzudur. Ben diyorum ki; imaccı- bir belediye bu işi yapmağa ne kadar mecburiyet hissediyorsa, bu işlen şehirlinin az zararlı veya zararsız olarak çıkmasını düşünmek ve temin etmeğe de ©o kadar bir mecburiyet bisset- melidir. Buraları herhangi bir suretle şereflendirileblirdi ve bu şeref- lendiri'meden hem halk, hem de belediye istifade edebilirdi. Bu böyle düşünülmedi ve yapılmadı. Ve belediye de bu işten lâyiklı bir istifade temiü edemedi. Bu misal bugün artık kapan- mıştif. Uzunuzadıya bülise değ- mez. Yalnız şimdi yeni bir ham- le dahâ yapılması mutasıvver- dir ki, o da hal meselesidir. Bâşdurâk sebzecilerinin o na- hiyede tavazzuuna sebep han- ların yakın ve civar olmâsıdır. Halbuki şimdi bu hanlarda mey- vâ ve sebze satışı hale naklölun- duğu zaman tabiatile bu sebze satış dükkânları da fazla madâ- Bir halta zarlında geceleri mö- betçi Bulunaü eerüneleri, günleri *e isimileti dd yacı yöras Patarlesi: Sadto; Keçecilerde Yeni İzmir Ay- vuklada Halk, Salı: Kemeraltında Birlik; hıda Gözölyük; Ti kikıe Faik; İi Şeşmelikte İkiçeşmelik; Türkpaza. Hiuda Abdüsselâm. Çüarşamba: Kemeraltiida — Birlik! K ataati: nada Eştef, Kemerde Aü Hayted: din, Eşcefpaşada Eçrelpaşa. Perşembe: Kemeraluada Sıkkar; K urataşta Banığ; Köçetilerde — Yeni — İzdlir; Türkpatatada — Asciç — Ayvüklada — lârda temorküz hariçten gelem nı ,ılı!iyı vermemek için hal Şnıı aBi ler için çok kolaylk erzedi- | SiVafına toplantmağa Ve otafarda (| Ki lll S UK b teessüse bir mecburiyet hissede- ceklerdir. Bu suretle şimdiki kisımıda yeni bir kiymetsizlenme | yordu. Bunlar şehrin merkezine, piyasa yerine iniyorlar yakın bit yerde hemen barınacak yer pozarında Abuboıı: buluyorlar ve her cihetle iş sü- | hâdis olacak, bundan da tabi |- Gnııl&h: Tıı:ı huleti elde ediyorlardı ve bu | iki taraflı zarar büsüle gele- (| ei Sıslıık.- çei ceklir. Bitaenaleyh hâl mescle- sinin tezekkür olunduğu şu za- mmanda bu mühim meselenin de || tetkik ve mütalcası lâzımdir. Bu suretle evvelâ halkın, sani- yeği belediyenlü velev muvak- kat olsun, zararları önüne ge- çilebilsin. İdar nâzariyâlı şehrin bir kısınına. kiymet köyarken diğer taraflarım kıymetsiz bir halde bırakilmasını tecv z etmez. İmar bir taraflı değil, mahalle imarı civüirlatdâ küçük büyük iktisadi teşekküller vücude gelmiş, ufak, normal ve ihtiyaçtan doğma bir santr teessüs etmişti. Atök ye, tamirhaneler, iş yerleri açık miş ve iş hacmi bir fazlalık göstermeğe başlamıştı. Tabii- dir ki bir usul gösterilmediğin- den bu teşekkül iptidâilik ar zed'yordu. Belediyetin bürada vâzilesi bunların mevcudiyet şakrtlarını ıslah etmek - onları mödernleştirmek, yollarını " ko- Pazar: Kometaltıada Sıhhat; Karasti. neda Aömed Ejtet; Kenderde Kat imer; Eerefpayaia Eşretpüşa; Alatıı çakta Ahmed Lütfi. Turgudluda Muhtar intikabatı Turgüdlü, (AĞNEL Şehri- mizin intihap devresi — hitama eren köy muhtarları seçimi ya- pilmiş, okür yazar v kalkınma laylaştırmak, yol temin etmek | değildir ve maksadımız şehrin hususunda facl veti tahakkuk ve tekemmül ettirmek gibi şey: | imarıdır. Şehir imarna başlr | edenlern memuriyetleri lasd k lerdi. yanlar ise bunları etrailıca dü- | kılnmış'tır. — Yeni — muhtar ar, Halbuki belediyemiz bununla | şünmek mecburiyetindedirler. 1 Mırttan itbaren vezileler ne uğraşmağı muvafık bulmıyarak Dr. M. $ başlamışlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: