3 Şubat 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

3 Şubat 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Şubat 1938 CUMHURtYET BİR TENKİDE CEVAB: Konsey dün dağıldı Cenevre 2 (Hususî) Milletler Ceıriyeti konseyi bugün saat 13 de toplanarak Çin meselesi hakkmda hazırlanan takriri müzakere etmiş ve tnüttehiden tasvib etmiştir. Yalnız Lehistan ve Peru n'urahhaslan müstenkif kalmışlardır. Konsey saat 14,30 da yüzüncü devrei içtimaiyesine nihayet vererek eylulde tekrar toplanmak üzere dağılmıştır. Çine dair karar, iki müstenkife karşı ittifakla Londrada diplomatik kabul edildi. Japon kuvvetleri şimalde müzakereler oluyor iki şehir daha aldılar Gümrük zorlukları Londra 2 M Eden Avam Kamarasındaki nutkunda Japonlann şimalî Çin gümrük idaresıni ihlâlleri dolayısile İngilterenin Tokyo hükumetini protesto ettiğini ve bu protestoya müsaid bir ce vab aldığını söyledikten sonra Ingiliz hükumetinin diğer alâkadar devletlerle daimî temas halinde ve tam bir mutabakat içinde bulunduğunu beyan etmiştir. Milletler Cemıyetinde îngilterenin Çin lehinde bir teşebbüste bulunup bu lunmıyacağı sualıne de Eden bu suale tahrirî olarak yapıldığı takdirde cevab verebileceğini söylemiştir. Akdenizde emniyetin yeniden tesisi Tarihten iki noktanın etraflı tetkiki Amasya müverrihi Hiisam Yasar'a Sayın hocam Gazetemizin Yazı îşleri Müdürüne gönderdiğiniz mektubu, üstad takriri dinliyen bir şakird zevkile okudum. Fakat uzun yıllardanberi her yazınızdan iltikat edegeldiğim fikrî kazancı bu sefer iktitaf edemedim, garib bir tereddüd içinde kaldım. Tilmiziniz olmak haysiyetile vicdanım size inanmaklığımı emrediyor. Idrakim ise hakikati aramanın şakirdlik vecibelerinden de yüksek bir borc olduğunu bana ihtar edip duruyor. Onun için müsamahanıza güvenerek düşündüklerimi şu sütunlarda açığa vurmayı gerekli buldum. Muhti isem hatalarımı tashih, zâhil iseniz hakikati kabul buyurunuz. Sayın hocam. Mektubunuzda ilkin ahşid kelimesini tahül ve benimle mf'hazım ola Camiüddüvel sahibini tashih buyuruyorsunuz. Ilk bakışta si zin Ibni Hallikâna istinad ettiğiniz zehabı hasıl oluyorsa da sonraki sözlerinizden onu da yanlış gördüğünüz anlaşılıyor. Çünkü İbni Hallikân Ihşid için «Padişahlar padişahı demektir» dediği halde siz o kelimenin «refi, metin, kerim ve fıtnat» manasma geldiğini söylüyorsunuz. Arada çok fark var. Bence, aslî ve cezrî olmak, ilim âlemine ihmal olunmuş hakikatleri öğretmek haysiyetile gerçekten şerefli bir mahiyet alan millî araştırmalar ve buluşlar müstcsna, Türkçe kelimeler üzerinde bir nevi ıdgam ve i'lâl yürütülmesi doğru değil dir. Türkçede ne müdgam, ne müdga münfih vardır, ne de mu'reb!.. Şu veya bu kelimenin Yakut, Kırgız, Çagatay, Azerî, Kazan ve garb lehçelerinde mevcud olup olmadığına inanılmak için onların nerede ve ne suretle kullanıldıkla nnı bilmek gerektir. Meselâ bizde okşamak veya ohşamak fiili vardır ve bu fiilin yalnız sevmek manasını değil, benzemek, andırmak mefhumunu da taşıdığı malumdur. Vaktile lehçemizde bu fiile mensub olmak ve «benzeyiş, misil, manend» manasma gelmek üzere ohşaş isminin de kullanıldığını söyliyenler gö rülmüştür. Lâkin okşamak fiilinin refi, metin, kerim ve fitnat manasma geldiğini =• hele bizim lehçemizde gösteren ne mensur. ne manzum bir söz. ne de bir darbı mesel gösterilebilir. Hemen ilâve edeyim ki bu vaziyet, ahşid ihşid akşid şekillerinde kitablara geçmiş olan isme sizin öz olarak gösterdiğiniz okuş kelimesinin başka bir lehçede mevcud olmamasını icab etmez. Böyle bir kelime belki Kâşgarlı Mahmudun kitabmda yazıhdır. Lâkin dava, öyle bir kelimenin mevcud veya masnu oluşunda değildir. Ahşidin ne demek olduğundadır. Siz sayın üstadımız, lbni Hallikânm rivayetini ileri sürerek bu kelimeye padişahlar padişahı demektir, diyorsunuz. Camiüddüvelin ve onu tercüme eden sair Nedimin ifadesini yanlış buluyorsunuz. O halde bir suale lüzum var: îbni Hallikân mı daha iyi türkçe bilirdi, Dervis Ahmedle Nedim mi?... îrbil'de doğmuş, Arab harsile yetişmiş olan lbni Hallikân'ın türkçeyi berikilerden daha iyi bildiğine hükmetmek şöyle dursun, hatta zahib olmak mümkün müdür? Müsaadenizle şimdi «Yenicami» meselesine geçeyim: Siz sayın üstadımız buyuruyorsunuz ki «Yenicamiin ilk binasına ve temeline dair rivayet edilen malumat vesikaya müstenid değildir». Peki, muhterem hocam, vesika nedir?.. Eğer vesika lugat bakımından «doğruluğuna inanılacak sağlam senedler, höccetler» demek ise tarih kitabları bunların en mühimlerindendir. Nitekkn ahşid meselesinde İbni Hallikân'ın Vefeyatül'ayanına istinad ediyorsunuz. O halde benim Selânikiyi, Fmdıklıhyı işhad edişime neden kıymet vermiyorsunuz da talili pek kolay olan tek bir vakfiyeye dayanarak en mevsuk bir rivayeti tekzib buyuruyorsunuz ? Aziz hocam. Eskiden yarım basılmışken sekiz on yıl önce bütünü bastırılan Selânikli Mustafanın tarihi ortadadır. Bu eserde tasrih olunduğuna göre «1006 h» yılında camiin temeli Safıye Sultan namü hesabına atıldı. O mıntakada Yahudiler oturuyordu. Caroi için birçok Yahudi evlerinm iki misli bedelle almması ve hatta bir Sinago ile Bizanshlardan kalma bir kilisenin yıktırılması, onların yerine harab bir sinago ile harab bir kilise bulunup tamir edilmesi kararlaştırıldı. Fakat Bina Emini Kara Mehmed Ağa, yıkılan evlerden çoğunun parasını vermedi. Bu sebeble mimar Davud Ağanm plânı mucibince yapılmasına başlanmış, onun 1007 yılındaki veba salgmında ölmesi üzerine Su Nazın dalğıç Ahmed Ağanın eline bırakılmış olan camie Zulmiyye adı verilmişti. Selânikli Mustafa Safiye Sultan zamanında yapıya nasıl başlandığını anlatırken: «Sahili bahrde dağ eteği mahal olmağla leylü nehar tulumbalarla suyu değirmenler yürütecek kadar mebzul bir surette çıkanlmaya çalışıldı» diyor. Fındıklılı Mehmed Ağa da Silâhtar tarihi diye anılan tarihinin birinci cildinde ( S : 120) Tarhan Sultanın camii ikmal ettirmeğe ne suretle karar verdiğini anlatıyor. Onun ifadesine göre o sırada vukua gelen yangmdan yarı kalmış cami de müteessir olmuştu. (1071) yılı zilkaidesinin yirmi beşinci günü «eski binanm üzerinden bir «ıra taş sSkülüp înşaata» başlandı. Yanmış Yahudi evlerinin de arsalan kısmen Valde Sultan, kısmen başkalan tarafından satm almdı. Fındıklılı bunları yazarken: «Yahudilerin o mmtakadan ayrılmamak için kaza ve belâ sandıklarıru açıp Sadnazam Köprülü oğluna bin kese akçe sunmağa yeltendiklerini, fakat kabul ettiremediklerini» de söyler. Gene bu tarihçî, 1076 senesi vukuatını kaydederken camiin (20 rabiülâhir cuma günü) açılma töreninin yapıldığını uzun uzun anlatır. Raşidin birinci cildinde ( S : 108109) ve Nişancı tarihinde de bu babda tafsilât vardır. Frenkler de Yenicami hakkında hayli şeyler yazmışlardır. Elçi Nointel'in seyahatnamesinde ve ondan iktibas suretile Vandal tarihinde, Binbir geceyi fransızcaya tercüme eden Galland'ın ruznamesinde, Saladen'in îslâm san'atlan adlı es.erinde, Hammer'de Yenicamiin nasıl tamamlandığı yazıhdır. Yalnız Evliya Çelebi Yenicamiin evvelce yarım kaldığını, Turhan Sultan tarafından tamamlandı ğmı yazarken bilinmez nasıl bir zühul ile yapıya ilkin Fatihin anasının başladığını söyler. Saladen'le Hammer, onun yanlışını düzeltmek istemişler ve Fatihîn anası yerine Kösem Sultanı koymuşlardır. |HEM T NALINA MIHINA 1 Çoban Mehmed gecesi iyatro san'atkâriarımızdan Allah razı olsun. Sporcularm düşünmediklerini onlar düşündüler ve Çoban Mehmed için bir gece tertib ettiler. Belediye, bu, emektar Türk güreşçisine küçük bir arsa vermişti. Şubatm 8 inci sa'ı günü akşam. Şehzadebaşında, Turan tiyatrosunda tertib edilen müsamerenin hasılatıle de, bu arsada, Çoban Mehmede bir evceğız kurulmasına çalışılacak. Müsamerenin hasılatı, bilmem, Çobana bir yurd yapmağa kâfi gelecek mi? Kâfi gelse de gelmese de bu, güzel bir yardımdır ve Çoban da böyle bir yardima cidden lâyık bir güreşçidir. Emekli General Ali Hikmet, ikinci kolordu kumandanı iken, kolordusunun kıt'alarında spora çok ehemmiyet verirdi. Çoban Mehmedi, Türk sporuna hediye eden o muhterem Generaldir. Çoban Mehmed, pazularının bükülmez kuvvetile millî Türk güre§ takımma girdikten sonra, yalnız güreşte ilerile mekle kalmamış, Türk köylüsünün yüksek medenî kabiliyetinin güzel bir örneği olarak terakki ve tekârr.ül etmiş, dünku saf çoban bugün adeta bir centilmen olmuştur. Muaşeret adabım, pek iyi öğrendiğini yalnız memlekette değil; Avrupa seyahaterinde de ispat etmiştir. Çoban, profesyonel olsa, Avrupa ve Amerikayai gitse şüphesiz çok para kazanırdı. Fakat, o, her zaman temiz bir amatör kalmağı ve heybetli vücudünün yaman kudret ve kuvvetini, sadece millî şeref uğrunda kullanmağı tercih etmiştir. O, hiçbir zaman, artıranm üstünde kalan para düşkünü sporculardan olmamıştır. Onu, herkese sevdiren mezîyetlerînden biri de, amatör manzaralt. fakat profesyonel nıhlu sporcular arasma girmeyişidir. Onun içindir ki bu iyi yürekli, temiz ahlâklı ve merd Türk yiğıtine, başını sokacak bir ev tedarikini düşünen san'atkârları, bu kadirşinaslıklanndan dolayı tebrik etmemek kabil değildir. Güreş minderinde, ter döktüğü zaman onu yürekleri çarparak seyreden ve hasımlannı yere serdiği vakit kendinden geçerek alkışlıyan bütün spor ve güreş meraklılarına da bir vazife terettüb ediyor. Bu vazife, onun için tertib edilen müsamereye gitmekten ibarettir. Türk gücünün bu aslan müraessiline, ihtiyarladığı zaman rahat rahat yaşıyacağı bir evi böyle bir müsamere ile temin edebilirsek, hem onun bize tattırdığı tath zafer heyecanlannı ödemiş, hem de amatör güreşi himaye etmij oluruz. 28 ler komitesi de dağıldı Cenevre 2 (Hususî) Milletler Cemiyeti paktının ıslahı işinı miizakere eden 28 ler komitesi mesaisini bitirerek, muhtelif murahhaslar tarafından leh ve aleyhte dermeyan edilen noktai nazarlan bir Japonlar iki şehir daha aldılar rapor halinde konseye vermeğe ve konŞanghay 2 Japon matbuatının bilseyden yeni talimat istemeğe karar verdirdiğine göre, bir Japon yürüyüş kolu mıştir. Pukow Tientsin şimendifer hattı civaÇin murahhasımn sözleri rında, Pengpu'ya 25 kilometro mesafeCenevre 2 Konseyin alenî celse de kâin Fengyang şehrinı zaptetmiştir. sinde bir nutuk söyliyen Koo, Japon taŞanghay 2 Domei Ajansı bildiriarruzunun şiddetlendiğini kaydettikten yor: Pengpu Japon kıt'alan tarafından sonra açık şehirlerin bombardıman edildi zaptedilmiştir. Japonlar, Çinliler arasınğini söylemiş ve Çinde ve bilhassa Şang da ağır zayiatı mucib olan şiddetli bir haydaki ecnebi devletlerin meşru hak ve bombardımandan sonra şehre girmişler menfaatlerine karşı Japonlann yaptıklan dir. tecavüzleri hatırlatmıştır. Çin generalinin evinde taharriyat Koo demiştir ki: « Japonyanın hegemonya tesis et mek hususundaki tasavvurlan Amiral Suetsungu'nun son beyanatmdan açıkça anlaşılmaktadır. Japonlann Çin topraklannda bir milyona yakm askerleri bu lunmakta olmasına rağmen Çin milleti yolunu şaşırmıyacakhr. Çin toprakları şimdi altı muhtelif cepheden müdafaa edılmektedir. Şanghay 2 Altı sivil polis memuru şimdi Kvvangtung valisi bulunan eski Şanghay belediye reisi General Wuteh chen'in evini aramışlar ve kapısını mü hürlemişlerdir. Çin arazisinde bulunan bu ev şahsan Generale aiddir. Çin mahfillerinde, bu tedbirin merkezî Çin hükumeti memurlanna aid hususî emlâkin musaderesine bir başlangıc teşkil etmesinden korkulmaktadır. Londra 2 (Hususî) Hariciye Nazın M. Eden, bugün Londradaki Fransız ve îtalyan sefirlerini Hariciye Nezaretine davet ederek Akdenizdeki kor sanlık hâdisesi hakkında bir buçuk saat kadar görüşmüştür. M. Eden, bu mesele hakkında Avam kamarasının bugünkü içtimaında aşağıdaki malumatı vermiştir: « Nyon konferanstna iştirak eden Fransa ile Italyanın Londra sefirlerile Akdenizde korsanlık işi hakkında gö rüşmelerde bulunduk. lngiltere hükumeti korsanlık hâdiselerinin tekerrürüne mâni olmak üzere bazı yeni teklifler dermeyan eîmeğe karar vermiştir. Bu husustaki müzakerelerimiz henüz neticelenmediği ci hetle şimdilik fazla tafsilât veremiyece ğim.» lspanya sularında ingiliz gemileri çoğaldı Cebelüttarık 2 îkinci kruvazör filosu kumandanı kontr Amiral Cal vert'in bindiği amiral gemisi olan Ingiliz Southampton kruvazörü ile New Castle kmvazörü dün Valanc'a hareket etmişlerdir. Program mucibince bu gemiler bugün PalmadeMajarque'i ziyaret edecek lerdir. Gemilerin Valanc'i ziyaretleri hakkında resmî bir sebeb gösterilmemiş tir. Reuter ajansınm öğrendiğine göre, Valanc, ikinci kruvazör filosunun nezaret mmtakası dahilinde bulunmaktadır. Amerika karışmtyor Vaşington 2 lyi haber alan mahfillere göre Çin Japon ihtilâfında Ame rikanın tarzı hareketini değistirmemesi hakkındaki karar Amerikanın haricî siyasetini idare eden başlıca diplomatlar arasında yapılan uzun müzakereleri mü teakıb ittihaz edilmistir. Amerika hükumeti Çin mukavemetini arlırnıanın çaresmi bulmak isteme.kte ise de Cenevrede teklif edilen formülün bitarafhk kanununun sebebiyet verdiği ihtilâtlar dolayısile, tatbikına imkân göriilmemektedir. (a.a.) Doğru söze ne denilir? Tokyo 2 Amerikaya yaptığı bir propaganda tumesinden avdet eden Seiyukai partisinin nüfuzlu azasından Hatayama, gazetecilere şu beyanatta bulunmuştur: « Seyahatim esnasında Japon propagandasının beceriksizliği nazarı dikkatimi celbetti. «Japonya, hâdiseyi mevzrileştirmeği arzu etmektedir» ve yahud l<Japonyaoıa^Çin arazisinde gözü yok tur» diyecek yerde memleketimiz, Ja ponyanın hakikatte ne istediğini ecnebi memleketlerde tasrih etmekle daha iyi hareket etmiş olur.» Fransa şehirlerin bombardımamna mâni olmağa çalışıyor Paris 2 M. Chautemps, matbuaj mümessillerine beyanatta bulunarak Is panyadaki hava seferlerinin uyandırmakta olduğu heyecandan bahsetmiştir. Mumaileyh demiştir ki: « Bu hava seferleri yalnız askerî hedeflere müteveccih bulunmuyor, mü dafaa vasıtalarmdan mahrum bulunan sivil îspanyol halkmı da istihdaf ediyor. Barselona hükumeti, bundan evvel Salamanca hükumeti de ayni veçhile hareket ettiği takdirde her türlü intikam hava seferlerinden vazgççmeğe hazır olduğunu beyan etmiştir. Fransa hükumeti, bu gibi mezalime nihayet verecek bir itilâf vü cude getirilmesi için elinden geleni yapmağı bir vazife addeder. M. Delbos, diğer devletlerin bu babda mesai birliğinde bulunmalannı temin için şimdiden müzakerata girişmiş bulunmaktadır.» .i'mımtıııınıımıııııinılııııııııııııınıııııııınııııııııııııııınıınıınııımnt.. Takas muamelele Balkan Konseyinin rinin kontrol şekli Ankara içtimaı Hükumet yeni bir kararname çıkarıyor Ankara 2 (Telefonla) Dış tica retteki takas muamelelerini tanzım, kontrol ve takas mevzuatmı birleştirmek rraksadile hazırlanan karar Vekiller Heyetinden geçti. Kararname, ticaret ve klering anlaş ması olan memleketlerle yapılacak, ta kas muamelâtının Cumhuriyet Merkez Bankasınca tedvir edileceğine dairdir. İktısad Vekâleti aynca bir talimatname hazırlamaktadır. Bu talimatname ile Mersin, İzmir, İstanbul ve Samsunda Türkofis şubesi müdürünün reisliği altında kambiyo müdürü veya mahallin en büyük maliye âmiri, Merkez Bankası müdürü veya namına harekete salâhiyetli birer mümessil ve Ticaret Odası başkâ tibınden müteşekkil birer takas tetkik heyeti kurulmaktadır. Bu heyetler de eskisi gibi vazife bakımından iktısad Vekâletine merbut olarak çalışacaklardır. Vekâlet, lüzum gördüğü diğer şehir lerde de takas heyetleri teşkil edecektir. Takas tetkik heyetlerine dair bundan evvelki bütün kararîar ilga olunmaktadır. Ancak bu kararname İktısad Vekâletince tplimatname hazırlandıklan ve Resmî Gazete ile neşrolunduktan sonra mer'i yete geçecektir. M. Stoyadinoviç ve M. Micescu dün Belgradda bir mülâkat yaptılar Atina 2 (Hususî) Başvekil Me taksas'm Ankarada toplanacak Balkan Antantı devletleri Konseyine iştirak et mek üzere ayın on üçüncü pazar günü Pire'den hareket edeceği tebliğ edilmistir. Yunan heyeti Başvekilin riyasetinde orta elçi Papadakis ve Siyasî Birinci Daire direktörü Kustas ile Başvekilin Hususî Kalem direktörü ve yaverinden mü rekkebdir. tspanya Başvekilinin parlâmentodaki nutka Barcelona 2 Dün Gortes'lerin açılması münasebetile M. Negrin şunları söylemiştir: « Harbin daha, bir iki sene devam edeceğini tahmin ediyorum. Âsiler, bizi açlıkla râmetmeğe muvaffak olamıya caklardır.. Madrid, bizim neler yapma ğa kadir olduğumuzun bir delilidir.» M. Negrin, Milletler Cemiyetine olan itimadından bahsetmiş ve bu cemiyetin maruz kalmış olduğu hücumlardan mu zaffer çıkacağmı söylemiştir. Hatib, netice olarak îspanyol cumhuriyetçilerinin nihaî zaferlerine imanı ol duğunu beyan etmiştir. Cortes'ler, Frankistler tarafından haVJ.Î bir taarruz yapılmasından korktukla nndan Barselona yakmında kâin MontSerrat'da toplanmışlardır. İçtima mahalli, son dakikaya kadar gizli tutulmuştur. ilmî bir muvaffakiyet Profesör Akil Muhtar, Paris Tıb Akademisine aza seçildi Üniversite profesörlerinden ve yurdumuzun seçkin âlimlerinden doktor Âkil Muhtarın Paris Tıb Akademisi ne ittifaka yakm bir ekseriyetle aza seçildiğini se vincle haber aldık. Avrupanm ve Amerikamn ilmî mü esseselerine fahrî Prof. Dr. Âkil veva muhabir aza Muhtar intihab olunmuş güzidelerimizin sayısı hayli boldur. Fakat akademisyen olarak her hangi bir Avrupa ilim müessesesine girebilen âlimlerimiz, Âkil Muhtarla beraber, ancak iki şahsiyete inhisar etmektedir. Öbür âlimimiz rahmetli Hekimpaşı îsmail Paşa idi ve Âkil Muhtar gibi Paris Tıb Akademisine aslî aza olarak seçilmişti. Haber aldıŞımıza göre, savın üstadm bu suretle vüksek bir muvaffakiyet kazanması iki yıl evvel Paris Akademisine, kalbin konisitesi Ü7erine farmakodinamik mühim ve oriiinal bir tebliğ vapmak suretile uyandırdı&ı derin alâkanm neticesidir. Kıymetli âlimimizi hararetle tebrik eder, diğer meslektaşlarile yeni Türk nesillerine misal ol masını dileriz. M. Metaksas 14 şubatta memleketimize geliyor Merkez Bankasının satm alacağı ihracat vesaiki Ankara 2 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde mevcud kle rng hesablarında alacaklı olan memle ketlere mal ihrac eden tacirlerin bu ihracata aid ve ecnebi parası üzerinden tanzim olunmuş vesaiki bankalar kanalile itaaz etmeleri halinde, bunların Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından giinün kuru üzerinden satın alınmasmın t?karrür ettiği öğrenilmiştir. Bu karann, muhtemel kur değişiklik len yüzünden bazı memleketlere olan ihracatta hasıl olan tebeddülleri izale su etile, ihracatm artmasmda ehemmiyetli :e?iri olacağı alâkadar mahfillere bildi •ilmektedir. Belgrad 2 (Hususî) Cenevreden avdetinde Belgradı ziyaret eden Romanya Hariciye Nazın M. Miçescu bu akGeneral Franko, ecnebi şam Bükreşe hareket etmiştir. M. Mi mümessilleri kabul etti cescu, Yugoslav Başvekiline Cenevrede Salamanca 2 General Franco dün cereyan eden hâdiseler hakkında malu mat vermiştir. îkı devlet ricali bu müna Japonya maslahatgüzarile îngiltere, Yusebetle beynelmilel vaziyeti gözden geçi goslavya ve Portekiz hükumetlerinin rerek, Balkan Antanb konseyinin yakm «ajanlarını» kabul etmiştir. da Ankarada yapacağı toplantı ile alâ Nyon konferansı devletlerile kadar bulunan meseleleri tetkik etmış müzakereler lerdir. Londra 2 Royter bildiriyor: M. Eden, Carbin, Grandi arasındaki görüşmetlk içtima ayın 16 sında Ankara 2 (Telefonla) Dost ve ler neticesinde, Nyon anlaşmasının diğer âkidlerile de müzakerelere girişilmesi müttefik Balkan Hariciye Nazırlan şunıuhtemeldir. batın 16 ncı çarsamba günü şehrimizde M. Edenin tekliflerini, M. Carbin ve bulunacaklardır. Merasimle karşılana Grandi derhal hükumetlerine bildirmiş cak olan misafirler şerefine büyük bir lerdir. Hücumu yapan denizaltı gemisiresmi kabul verilecektir. Konsey toplantınin hüviyeti tesbit edîlince, korsanlığa Ianna ayni günde başlanacağı anlaşılı karşı devriye sistemini ıdameden mes'ul yor. üç devletin birlikte bir pıotesto yapma lan muhtemeldir. PARİS BORSASI Paris 2 (Hususî) Paris borsasmm bugünkü kapanış fiatlan şunlardır: Londra 152,78. Nevyork 30,51, Berlin 1229, Brüksel 515,50, Amsterdam 1704,50 Roma 160, Lizbon 138,95, Cenevre 706,87 1/2, kurşun 15,13,7 1/2, bakır 44 1/4 . 44 3/4, kalay 182,2.6, altın 139,09, gümüş 20 3/16, çinko 14,16,3. J Hariciye Vekilimiz Viyanada Viyana 2 Doktor Tevfik Rüştü Aras, Cenevreden buraya gelmiştir. Türkiye Hariciye Vekili, tamamile hususî ırahiyette olarak, iki gün burada kala caktır. Kaldı ki ihşidin kahraman manasma geldiğini ve Çagatay lehçesinde şidin, kemankeş, zihgiri demek olan şast yerinde kullanılmakta, ık'm da ayni lehçede iyi mefhumunu taşımakta olmasına göre ıkşıdın iyi zihgir manasma dahi alınabileceğini söyliyenler var. (Resimli ve haritah Türk tarihi. C: 9. S: 3 ) . Gene bu Vesikaları tenkid, mehazlan mukayeeserde ahşidin «asîl» karşılığı olduğu da se ve tahlil, tarih ile uğraşanların vazifeyazılı. sidir. Biz, bu yarım düzüne eseri gözden Şu halde yapılacak iş en doğru geçirirken hakikate en uygun olanını seçgörünen rivayeti kabul etmekten ibaret mekte güçlük çekmedik. Safiye Sultan tır. Ben, Camiüddüvelin kaydini mülâ devrine yetişen Selânikli Mustafanın, yim buldum ve bana o kelimenin ne de daha sonraki tarihçiler tarafından dahi mek olduğunu soranlara da o yolda ce tekid ve teyid olunan rivayetini kabul vab verdim, yani uydurmadım, kitaba ba ederek Yenicamiin temelini Safiye Sulkıp bulduğumu söyledim. tanın attırdığını söyledik. Siz üstadımız, bu sarih vesikalara karşı Siz, Derviş Ahmed Efendi ile Nedimi tahtie ederken tehekküme de rağbet bu (1073) tarihli bir vakfiyeden bahis buyurup: «Güneş ak olur mu» diyorsunuz. yuruyorsunuz. Camiin kıble kapısı üze Buna karşı ben de deniz ak, kara ve kızıl rindeki manzumenin tarih mısraından, olur mu, desem, Türkistanda vaktile Rus 1074 de tamamlandığı, Fındıklılmm eseÇarlarına «Ak padişah» denildiğini size rindeki tafsilâttan da (1076) senesi rebiülâharının yirminci cuma günü tan hatırlatsam ne buyurursunuz?... Samimî olarak itiraf ederim ki Türk tanalı merasimle açıldığı sabit oldu • Iehçe'eri üzerindeki derin incelemeleri ğuna göre bu vakfiye, yapı işi bitme nizin ve Türk dilindeki geniş ihtisasınızın den yazılmış demektir. Orada camiin teyazılı hayranıyım. Fakat (ak güneş) tâbirine melini Turhan Sultanın attırdığı ilişmenizi doğru bulmadım. Çünkü Ak ise bunu kâtibin dalkavukluğuna vermek deniz, Karadeniz, Kızıldeniz ve Şirvanlı icab eder. O kâtib kim ise Safiye Sultanın başladığı bir yapıyı Turhan SultaSeyyid Azimin: nın tamamladığım yazmayı ubudiyet âHâlin karâ'dı, zülf kara, gözlerin kara dabma uygun görmiyerek hakikati tahrif Bir ağ gün gorür mü olan mübtelâ sana etmiş olmalıdır. Çünkü dediğim gibi Beytinde görüldüğü gibi ak gün tâbirSafiye Sultanın (1006) da mimar Daleri varken ak güneşe yanli3 demeniz vud Ağanın fennî, Kara Mehmed Ağa hele ak kelimesinin bazı lehçelerde ve nın idarî nezaretleri altmda bu camii bilhassa Kazan şivesinde pâk, temiz, yaptırmava başladığı münakaşa götürhayırlı manasma geldiğini hepimizden iyi mez bir şekilde sabittir. bildiğinize göre arifane tecahül değil de Yazılannızdan yıllardanberi müstefid nedir? Suriye Irak arasında vizeye lüzum yok Kudüs 2 Suriye Hariciye Nezaretinin bir teblie;ine göre, Suriye Irak hududu bundan bövle pasaport vizesi olmaksızm geçilebilecektir. Suriye Hariciye Nazın yakmda Bağdada giderek iki memleketi alâkadar eden meseleler hakkında görüşecektir. olan bir tilmiziniz olduğuma itimad buyurmanızı rica ederim, ellerinizi öperim, samimî saygılarımın kabul buyurulmasını dilerim. M. TURHAN TAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: