March 18, 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

March 18, 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

om Eltopu nasıl oynanır? Pazar günü Taksim stadyomunda mühim bir eltopu maçı yapılacak Pazar günü Taksim stadyomunda Güneş Galatasaray maçmdan evvel saat 14 te Gazi Eğitim Enstitüsünün beden eğıtimi mezunlarile Kuleli Askerî Lisesi talebeleri arasında bir el topu maçı yapılacaktır. Memleketimizde çok yeni olan bu maçın, Kuleli Askerî Lisesinin askerî liseler el topu şampiyonu olması ve enstitü mezunlannm da bir spor cğretmeni bulunmaları dolayısile cok enteresan olacağı umulmaktadır. Ancak enstitü mezunlarımn buradaki mevcudları kâfi gelmediğinden. îstan bul Erkek lisesi talebelerinden de oyuncu almacaktır. Orta okul ve lise talebelerile o yaş taki gencler için çok faydalı olan bu spor, salon ve yersizlik yüzünden henüz lâvık olduğu rağbeti bulamamıştır. El topu. oynıyacak olan genclerin yaş •e sıhhî vaziyetleri nazarı itibara alınarak daha basitleştirilmiş kaideler altmda da oynatılabilir. Meselâ 15x30 en ve boydaki açık ve kapalı sahalarda kendine mahsus kayıdlarla 7 şer kişilik takımlarla da oynanabilir. Bu itibarladır ki. nizamî kayıd altmdan çıkanlabilen bu spor, çocuğun yaş ve kabiliyetlerinl nazan itibara alarak basitleştirilir ve daha ziyade bir oyun karakteri verilmek suretile oynatılırsa. mektebler için çok faydalı bir spor olur. kaîe sahası haricindeki bir topu uzanarak alıp içeri geçirmeden atabilir. Eğer hız almak ve yahut başka bir sebeble içeri alarak atarsa 3 metreden serbest atış yapılır. Ofsayd vaziyetleri futbolda olduğu gibi vaziyete değil, ofsayd çizgisine bağlıdır. Ofsayd çizglsl îçerisinde bulunan bir oyuncu kendisile kaleci arasında baş ka oyuncular dahi olsa, başkasından pas alamaz. Kendisî îçeride iken dısanda bulu nan birisine pas verir, o da bunu arkadaşı çizgi haricine cıkmadan gole tahvil etse bile ofsayddır. Verilen bir pası yakalamak ve yahut başka bir suretle toptan daha evvel ofsavd çizgisini geçerse ofsayd olur. Penaltı cezası verilecek vaziyetler: A Kendi ceza sahaları dahilinde muhacim oyunculara karsı yukarıda yazılan yasakları yaparlarsa. B Müdafaa oyunculan (müdafi, muavin, muhacim) kendi kale sahası daMline iki avağile girerse. C Topu tutarak, yahut da lstika met vererek kalecisine pas verirse. (Kalecinin gelen pası tutması şartile). D Kaleci, topu haricden alır, kale sahası îcerisine girerse. E Takımlar hakeme haber vermeden kalecilerinl değiştirirlerse penaltı cezası verilir. :iTMHURİYET 18 Mart 1938 îcra mütehassısı Ankaraya gidiyor Habsburg ailesi matem içinde Profesör Leyman, yapa Imparatoriçe Zita ilhak Franko'nun zaferi, millî müdafaayı tehlikeye cağı işleri anlatıyor hâdiselerini radyoda, feAdliye Vekâleti soktuğu iddiasile Ingiltereye müracaat ettiler nalıklar geçirerek dinledi tarafmdan angaje edilen ve evvelki akşam şehrimize gelen icra müte hassısı, Zürih Üniversitesi profesör lerinden M. Ley man, dün kendisile görüşen bir arka daşımıza şunları söylemiştir: « Memleketinl Profesör Leyman ze icra ve iflâs kanunlarmı tetkik et mek vazifesile geldim. Yarın (bugün) akşam Ankarava hareket edeceğim ve cumartesi günü Adliye Vekilinize tak dim edileceğim. Güzel memleketiniz dahilinde vazl fem dört, beş hafta kadar devam edecektir. Bu müddet zarfında icra ve iflâs kanununun tatbikatı hususundaki tet kiklerime evvelâ Ankaradan başlıva rak bütün müfettişlikleri dolasacağım ve alacaŞım neticeleri b'r rapor halinde Vekâlete bildireceğim. Bu, çok nazik ve mühim bir meseledir. Kanunlanmz üzerinde belki biraz t?^hihat vapmak lüzumu tezahür edecektir. Filvaki sizin icra ve iflâs kanunlarımz. ruhu karun bakımmdan çok ividir. Hatta bizim İs viçre kanunlarmdan daha iyi olduğunu sövliyebilirim. Kanunlanmz haddi zatinde çok esaslı hükümleri muhtevi olmakla beraber, bu hükümleri tatbikî bakımdan ve detaylar üzerinden memurlara öğretmek lâzımdır. Memurlarm tatbikatta bilgi noksanı yüzünden yapacakları kusurlar kanunu fena gibi gösterebilir. İste bilhassa tetkikatımın umumî çizgileri bu esaslar dahilinde olacaktır.» (Baş taraft 1 inci sahneue) gelmekte olduğu mütaleasmdadırlar. Bu zevat, İspanyanın imar işleri için İngiliz parasına muhtac olacağını ve o zaman İngilterenin İspanyadaki ecnebi tahak kümünü ortadan kaldırmak için bir tazyik icra edebileceğini ilâve etmektedir ler. Fransa, Ispanyada seri bir mütareke talebinde Alman kıtaatınm İtalya tarikile îspan * yaya gitmiş olduğuna dair olan şayialar| kat'î surette tekzib etmektedir. Salamanka'nın tekzibi El topunun umumî kaidelerî Takımlar futbolda olduğu gibi on bîrer kişidir. Oyun dahilinde 3 ihtiyat c~ yuncu hakeme haber vermek şartile değiştirilebilir. Maçlar, yetişkin olanlar Içln yarımsar saatten iki devre. kadın ve 14 ya«ına kadar olan küçükler için 20 şer dakikadır. İki devre arasmdaki dinlenme zamanı 10 dakikadır. Çivili, kabaralı ayakkabı, bileklik. üzerinde taş ve tırmalayıcı şekilde gi rinti ve cıkmtıları bulunan yüzük, kenarsız gözlük. ızgaraları 12 milimetreden daha dar olan ayakkabılar yasaktır. Nuri örs Millî güreş takımı seçme müsabakaları îstanbul güreş ajanlığından: Millî güreş takımının seçme müsa bakalan 19 ve 20 mart cumartesi ve pazar günleri saat altıda Beyoğlu Halkevinde yapılacaktır. Müsabıklarm tartılmak üzere saat beşte Halkevinde bulunmaları. Fenni kaideler A Elde top olduğu halde üç adım dan fazla gidilmez. B Top yerde dahi olsa 3 sanlyeden fa'la tutulmaz. C Topu yere îemas etmeden İki defa vakalamak, havaya atıp tekrar vurrrak ya<=aktjr. D Topa diz asağı kısımla vurulmaz. «Fakat ovuncu dururken gelir çarparsa hata de§ildir.> E İki elle hasmm elinden topu al mak, yumrukla vurmak, bir elle bir tarafına asılmak. üzerine sıçramak, tehlikeli vaziyet almak, kasdî olarak topu hasmma vurmak, kale çizgisi içerisine diğerini itmek yasaktır. Kale sahası yalnız kalecîye aiddir. Eğer hücum eden takımdan bir oyuncu topu atmadan evvel içeri girerse of sayd çizgisinden diğer tarafa serbest atış, müdafi takımdan blrisi bir ayağüe girerse yakm köşeden ceza atışı, iki ayağile girerse penaltı cezası verilir. Kale sahası içerisine giren top her ne suretle olursa olsun kaleciye aiddir. I zanıp almak yasaktır. Oyuncular fut ; bolda olduğu gibi kendi kalecisine pas |veremez. Aksi takdirde kaleci topu tutarsa penaltı, tutmaz da harice çıkarsa yakm köşeden ceza atışı verilir. Kaleci kale istikametinden gelen bir topa ayağile vurabilirse de elinde ve yahut yerde bulunan topu elile atmak mecburiyetindedir. Elinde top olduğu halde çizgi haricine çıkamadığı gibi, Haricde yakalayıp içeriye de giremez Kaleci kale sahası haricine çıkarsa, diğer oyunculann tâbi olduğu kayıdlara tâbidir. Kaleci kendisî Içeride olduğu halde verildi. Üçüncü gelen Hikmete bir çift iç ve dış lâstik, gözlük, sabit ve dışlı band, dördüncü şçelen Hüsameddine de gözlük, gaprid, fiks ve band verildi. Sokak koşularında derece alan; birinci Voleybol maçlari Acar îdman takımına sekiz çift çivili atT . S. K. Îstanbul Bölgesi Voîeybol let ayakkabısı, Muradiyespora 2 çift, Ajanlığından: Doraspora da bir çift ayakkabı verildi. 19/3/1938 cumartesî günü Alemdar Bursada yapılan bisiklet caddesinde kâin Y. M. C. A. salonunda müsabakaları yapılacak voleybol maçlari: Bursa (Hususî) Federasyonun îstanbulspor Vefa saat 15 hakem tertib ettiği bisiklet yanslarmın birincisi Ali Rıdvan. Galatasaray Eyüb saat 15,30 hakem bu hafta Çekirgede 20 kilometrelik bir saha üzerinde yapılmıştır. Koşuyu Acar Ali Rıdvan. Feneryılmaz Anadolu saat 16 ha Îdman Yurdundan ve millî takım bisik letçilerinden Bekir birincilikle bitirmiş kem Ilhami Polater. Hilal Beykoz saat 16,30 hakcm Il tir. Gene Acar idmandan Faruk ikinci, Hüsameddin üçüncü, Kemal dördüncü, hami Polater. Said beşinci olmuşlardır. Atinada yapılan bir boks maçı Atîna (Hususî) îstanbullu boksör Kiryako ile Yunanlı Gripos arasında geBursa (Hususî) Millî takım yü çen pazar günü Atinada yapılan maçta zücülerinden 12 kisilik bir grup yüzme Kiryako beşinci ravundda maçı terketti antrenörünün riyaseti altında şehrimize ğinden Grispos galib ilân edilmiştir. gelmiştir. Yüzücülerimiz Çekirgede yeni yapılan üstü açık yüzme havazunda anMükâfat alan Bursalı trenmanlannı yapacaklardı. Fakat bir sporcular denbire kıslıyan ve soğuyan hava yüzünBursa (Hususî) Son hafta içînde den burada yüzme imkânı bulamamış Federasyonun tertib ettiği bisiklet müsa lardır. Bunun üzerine valimiz kendilerine bakalarile sokak koşularında derece alan Çelikpalasın kapalı ve sıcak havuzunu sporculara Halk Partisi merkezinde me tavsıye etmiş; yüzücülerimiz simdi bu rasimle mükâfat ve hediyeler verildi. havuzda antrenmanlanna baslamıslardır. Pertide şehrimizdeki bütün kulublere mensub sporcular toplandılar. Vali Şehk Soyer gencleri tebrik etti. Ve hediyelerini verdi. Acar îdman Yurdundan Bekir bisiklet müsabakasında birinciliği kazanmış olduğundan Federasyonca kendisine bir yarış bisikleti ve bir çift gaprid hediye edilmiştir. Bekir ayni zamanda millî takım bisikletçilerindendir. îkinci gelen FaZengin tablo, resim ve tanınmış ruka bir çift yarış tekerleği, bir çiıt peimzaların yazılarile yakında çıkıyor dal, bir gözlük, bir sabit dişli ve band Bursaya antrenmana giden yüzücüler FOTO MAGAZİN Aylık san'at ve salon mecmuası Salamanka 1 7 Frankistlerin radyd istasyonu aşağıdaki tebliği vermiştir: Ecnebi memleketlerde Frankistler a • Ieyhinde yapılmakta olan iftiralara niha« İngiliz Başvekilinin sözleri yet vermek için bir senedenberi Frankist Londra 1 7 Dün Avam Kamara Ispanyaya bir tek ecnebi gönüllü girme ^ sında, Başvekil, şu beyanatta bulunmuş miş olduğunu beyan ederiz. tur: Barselon'un tebliği « Paristeki İngiliz sefiri, dün ak Barselon 1 7 Millî Müdafaa Na « şam Fransız hükumetinden mezkur hü zareti tebliğ ediyor: kumetin, İspanyada halihazırda mevcud Düşman bugün de mühim tayyare v« olan askerî vaziyet karşısında ne dere topçu kuvvetleri kullanarak taarruzuna cede huzursuzluk içinde olduğu hakkında malumat almıştır. Ingiltere hükumeti, devam etmişse de Lalcerisa'yı muhasara Arşidük Otto ile validesinin Brükselde son hâdiselerin ehemmiyetini takdir et etmek teşebbüslerini akim bıraktırdık. oturduklan şato mekte ve Fransa hükumetile sıkı bir te Esir edilen birçok İtalyan gönüllülerî îialyan generali Dolmansari'nin karnın* Avusturya hâdiselerinin, çok elim bir ması muhafaza eylemektedir. dan ağır surette yaralandığını teyid etmi§'« Hariciye Nezareti daimî müsteşan inkisarı hayale uğrattığı kimselerden biri M. Batler, liberal meb'uslardan M. Vil lerdir. de Imparatoriçe Zita ve taallukatıdır. Kaspe mmtakasmda, topçumuz düş * Sabık Avusturya Imparatoriçesi, malum frid Rober'e cevab vererek İtalyan tor manın bir barut deposunu infilâk ettirmiş olduğu üzere, senelerdenberi, çocukla pido muhriblerinin Frankist kuvvetlere rile birlıkte, Belçikanın küçük bir kasa gönderilmiş olduğunu kabul etmiştir. ve mühimmat dolu birkaç kamyonunu ateşe vermiştir. Ayni mıntakada bir ha # basında kâin Steenokerzel şatosunda Mumaileyh, bilhassa şöyle demiştir: « İtalyan torpido muhriblerinin va muharebesinde iki düşman tayyaresinl ikamet etmektedir. Sabık İmparatoriçe düşürdük. nin, yeis ve elem içinde geçen hayatı, Frankist donanmasına gönderilmiş oldu Merkez cephesinde, Kastellan'm ce bir iki ay evvel, Habsburg'lara aid em ğuna dair herhangi bir habere malik değiliz. Maamafih bazı torpido muhribleri nubunda 980 rakımlı tepeyi zaptettik. valden bir kısmının kendilerine iadesi üDiğer cephelerde birşey yoktur. x zerine bir parça ümid şulesile canlanmış nin geçen sene sonuna doğru Frankistlere gönderilmiş olduğunu öğrendim.» Asi tayyareleri dün Kastellanid'i bom< ve Prens Otto'nun tekrar tahta çıkması Diğer taraftan Başvekil, şimdiki ahval bardıman ederek birçok insanın ölümüno ihtimali, bu ümidi artırmıştı. ve şerait dahilinde müstemlekât meselesi sebebiyet vermiştir. Keza akşamüzerı Fakat, cuma günü akşamı, İmparatohakkmda Almanya ile müzakerata giriş Tarragone civarındaki bazı köyler da riçe Zita, şatodaki radyonun önünde, menin mümkün olamıyacağmı beyan et bombardıman edilmiştir. Barselon üze * yeniden feci dakikalar geçirmiştir. miştir. rinde bir uçuş yapan düşman tayyarelerj Şatoya, Viyanadan hergün üç defa şehrin merkezine birkaç bomba atmış * Fransa, ademi müdahale posta geldiği halde, son hâdiselerin vu lardır. siyasetinden vazgeçmiyecek kuunu tahmin ettirecek hiçbir haber u Paris 17 «Havas» Salâhiyettar Aragon cephesinde müdafaa laşmış değıldi. Sabık İmparatoriçe, bu mehafilde beyan olunduğuna göre, Frantertibatı tarihî hâdiseyi, Alman ve Avusturya sanın İspanyada ademi müdahale siya Madrid 17 Burada beyan olun • radyo merkezlerinin verdiği tafsilât neti setinden vazgeçmesi mevzuubahis değil duğuna göre cumhuriyetçilerin Aragon cesinde öğrenmiştir. dir. Pirene hududlan eskisi gibi kapalı cephesindeki müdafaa tertibatı ikmal & » Arsidük Otto, halihazırda, yaverile kalacaktır. Maamafih Fransa hükumeti dilmiştir. Frankistlerin Montalban va birlikte ecnebi bir memlekette bulundu İspanyada İtalyan Alman müdahalesiğu icin İmparatoriçe Zita, radyonun ver le tehlikeye giren Pirene hududlarının Alkaniz cephelerindeki bütün taarruzlari diği haberleri, etrafında öteki dört oğlu emniyeti ve Akdenizdeki münakale y.ol durdurulmuştur. italyan generalinin ayaklart ile iki kızı bulunduğu halde dinlemistir. larının serbestisi için lüzumlu gördüğü kesîlecekmiş Steenokerzel şatosunda o akşam lıakikî bütün tedbirlere tevessül etmiştir. bir matem havası esmiştir. İmparatoriçe Barselona 1 7 Frankocuların ilerl Barselon'un bombardımant ve çocukları, radyo başında mütemadi yürüyüşü bunlara karşı mukavemeti ar • Barseloa \ 7 Asilerin tayyareleri, yen ağlamıslardır. Geceyarısından sonra bu sabah iki müthiş bombardıman yap tırmak ve harbi kazanmak için halkı ye« saat bırde, satonun papazı, bütün şato mıştır. niden gayrete getirmektedir. Muhtelil halkımn toplandığı küçük kilisede ruhanî Birincîsî, saat 7,45 te yapılmış, ikincisi siyasî partılere ve sendikalara mensub bir ayin yapmıştır. bir çok kadın ve erkeği taşıyan kamyon • 40 kadar telefata bais olmustur. lar sokaklarda dolaşmakta ve halkı gay« Ayin, bu kasvetli ortaçağ şatosundaki Birçok ağır yaral: vardır. matem manzarasını büsbütün artırmış ve Bir bomba, metropolitenin methaline rete teşvik eylenr.ektedir. Aragon mmtakasmda taarruzda bulu^ çok hazin olmustur. düşmüştür. Buraya birçok kişi iltica et miş bulunuyordu. Bunlardan bir çok ö nan Franko kuvvetlerinin kumandanl İtalyan Generali Belgondzoli'nin yara • len ve yaralanan vardır. Niksarda tütün satışlarî landığı ve ameliyat yapılarak iki baca • Kasp şehrinin işgali Nıksar (Hususi) Burada tütün saBurgos 17 Frankist kuvvetler, ğınm kesileceği haber almmıştır. tışları başlamıştır. Piyasaya getirilen mallar iki kuruştan doksan beş kuruşa 20,000 den fazla nüfusu olup Katalonya Silâh altına alınacak bahriyelilef, kadar muhtelif fiatlarla satılmakta ve ve Aragon eyaletleri arasmdaki başlıca Barselon 17 Millî Müdafaa Ne • şimdilik İnhisarlar idaresinden başka yollara hâkim bulunan Kasp şehrini iş zareti kara ordusunun silâh altına çağı • alıcı bulunmamaktadır. Yeni yılm re gal etmişlerdir. rılan sınıflarına muadıl olan bahrıye sw koltesi temiz ve hastalıksız olmakla beKasp şehri, Katalonya hududuna ya nıflarmı silâh altına davet etmiştir. raber geçen seneki kuraklığın tesirile kın bir mevkide kâindir. Frankist kuv miktarca azdır. Bütün havalide 800 bin vetler, Akdeniz sahillerine yaklaşmaktakilo tütün bulurduğu zannedilmektedir. dırlar. Barselon ile Valans arasmdaki münaYazan: Moris Dökobra tzmirde kaybolan çocuk kalât ciddî surette tehlikeye maruz bu İzmir (Hususî) İki lıse talebesinin lunmaktadır. Çeviren: Hamdi Varoğlu bir devri âlem hulyasıle kaçtıktan sonSalamanka'nın resmi tebliği ra Fınıkede yakalandıklannı bildır Salamanl.a 17 Resmî tebliğ: Kasmıştim. Ayni çocuklarla beraber kaç p'ın ihatası hareketine devam ettık. tığı söylenen Nuri, bütün taharriyata Frankist kuvvetler, Aragon cephesin rağmen bulunamamıştır. Buncağız, kah«Cumhuriyet» te tefrika halinde okuduğunuz bu veci çıraklığı yapıyormuş. Tahkikat, de elde edılmiş olan arazinin tathirine çok güzel macera ve aşk Nurinin diğer çocuklardan ayrı kaçtığı girişmislerdir. Düşman, Kasp önünde romanı kitab halinde büyük bir mukavemet göstermektedir. nı göstermektedir. İhtiyar bir anası varçıkmıştır Alman kıtaatı meselesi dır. Mütemadiyen zabıtaya müracaatle ağlavıp sızlamaktadır. Roma 17 Salâhivettar mehafil, ktfl Seher Vakti Aşk ve macera romanı : Nakleden: Hamdi Varoğla Fazla ısrar etmedim. Bu akşam kendismden ayrılmamı istemediği anlaşılıyordu. Ben, verdiğim sözden dönmek niyetinde bulunmadığım için, onun, kendine göre tedbirler almasına ehemmiyet vermiyor dum. Otomobil otelin önünde durunca, ben hemen atladım: Bir dakika bekleyiniz... Şimdi döner gelirim. Dedim ve merdivenlerden hızla çıka rak odama girdim. îçeri gireli henüz bir iki dakika olmuştu ve küçük bir el çantasına bir sürü eşyayı sıkıştırmağa uğraşıyordum ki arkamdan gelen bir pıtırdı işittim ve başımı geri çevirdim. Yusuf Haddad, peşim sıra odama gelmişti. Kapmın eşiğinde durmuş, içerisinî gözcen geçiriyordu. Burası, munUzam, ten.ız fakat ufak bir odaydı. Bu ufak odanın, rahat uyku uyumak için büyük odadan hiç de farklı olmıyacağını düşünmüş ve paramı israf etmemek için burayı tercih etmiştim. Yusuf Haddad, keskin bakışlarını odanm içinde bir müddet dolaştırdıktan sonra: Eşyanız ağırsa taşıyamazsınız diye düşündüm, yardıma geldim, dedi. Yok! Yalnız şu ufak çantayı alıyorum. Yarın tekrar gelip ötekileri toplıyacagım. Yusuf Haddad, bir hayli uğraştıktan sonra nihayet kapatmağa muvaffak ol duğum çantayı eline aldı, o önde, ben arkada odadan çıktık. Merdivenden inerken: Hesabı temizledim, otelciye de, odayı bıraktığınızı haber verdim, dedi. Teşekkür ederim. Demekle iktifa ettim. Ne olursa olsun itiraz etmemeğe karar vermiştim. Halbuki, «kocam» m, sır^ benim ne yaptığımı anlamak maksadile odama kadar çıktığını biliyordum. Otomobil tekrar hareket etti ve on dakika sonra, benim iki gün evvel basamaklarını pek çirkin bir şekilde ındiğim merdivenin önünde durdu. IX Otomobil durur durmaz kapı açıldı ve eşikte, ilk geldiğim gün bana kapıyı açan yaşlı hizmetkâr göründü. Beni görmemezliğe geldi. Yusuf Haddad otomobilden inmiş, ona, elindeki çantayı uzatmış, bana dönerek otomobilden inmeme yardım ettikten sonra: Hoş geldiniz, Mukbile Hanım, demişti. Bugün sizi kabul etmekle şeref duyduğum bu eve ilk adımınızı atarken, geçen günkü tarzı kabulden dolayı, huzu runuzda istifayi kusur etmek isterim. Ümid ederim ki o çok büyük hatamı bağışlar ve dargınhğınızı unutursunuz. Bu sözler gönlümü aldı. Yusuf Had dad'ın lüzumundan fazla nazik ifadesi her türlü samimî ahenkten mahrum ol rnakla beraber, gene, uzattığı eli sıktım ve dargınhğımı unutacağımı vadettım. Geniş methalin tavanmda bir elektrik avizesi yanıyordu. Fakat, yaşlı hızmet kâr, buna rağmen, eline üç kollu bir şamdan aldı, efendisine doğru dönerek nurmetkâr bir tavırla emiılerini bekledi. Yusuf Haddad, hizmetkâra, dairemi göstermesi emrini verdi. O önde, biz arkada, geniş bir merdivenden yukarı kata çıktık. İhtiyar hizmetkâr, pürtelâş, elektrik düğmesini çevirip lâmbaları yakmıştı. Bulunduğumuz geniş salon, yirmiden, fazla ampulün kuvvetli ziyası altında pırıldadı. Bu ışık bolluğu içinde, önce, açık mavi renkte ipek perdelerden, duvarlardaki endam aynalanndan, tavanm arabesk tezyinatından başka birsey göremedim. Bu muhteşem salonun perı masallarını hatırlatan manzarası karşısında kamaşan gözlerim, etrafımı dolduran eşyayı bir denbire farkedememişti ve ben, pek anî clarak karşılaştığım bu lüksten, biraz şaşalamıştım. lon, şu da yatak odası. Ayni zamanda, odanın nihayetindeki bir kapıyı açtı. Peşinden yürüdüm ve tarn oda kapısına yaklaştığım sırada birden durdum. Duvarda asılı bir resim görmüştüm. Bu amcamın resmıydi. Yusuf Haddad, benim, resmin karşısında durduğumu görünce, hayrete benzer bir ifade ile sordu: Tanıdınız mı? Nasıl tanımam. Annem öldükten scnra beni yegâne himaye eden o oldu... Yüz sene yaşasam unutmam. Kendisini ben de çok severdim. Bu garib izdivacı, sırf onun arzusunu yerine getirmiş olmak için kabul ettim. Bugün sizi evime kabul edişim de gene onun hatır içindir. Başımı salladım ve cevab verdim: Amcacığım bu izdivacın neticesini, korkarım ki yanlış tahmin etmiş! Yusuf Haddad cevab vermedi, odaya girdi; ben de onu takib ettim. Salon gibi burası da açık mavi ipek eşya ile döşeli idi. Altm yaldızlı lâke oda Hizmetkâr, sessiz adımlarla çekilip takımı buraya bir nevi ihtişam veriyordu. Endam aynalanndan birinde gözüme gittikten sonra, Yusuf Haddad, elile o ilişen kendi hayalim, bu beyaz ve par dayı göstererek: İşte sizin daireniz, dedi. Burası sa lak renkler içinde karanhk görünüyordu. Bu evde kendimi bir sığıntı gibi gördüıru Ahşhğım vasat hayattan sonra bu çolc fazla lüks muhite nasıl ısmacağımı düşü^ nünce içimi bir korku kapladı. Benim yerim hakikaten burası mıydıîi Ve bu fazla debdebeli odayı benimse * mekle kendime paye vermiş vaziyete düş» miyecek miydim? Bu eve, bir iki ay de« vam edecek olan bir tecrübe geçirmek ü« zere geldiğime göre, daha mütevazı but oda i^tesem acaba daha muvafık olmal mıydı? Yusuf Haddadm ne düşündüğünü yüzünden keşfetmeğe çalışarak ona doğrti döndüm. Fakat o, bana dikkat bile et« miyordu. Ellerini arkasında birleştirmif, karyolanın baştarafındaki duvara asıli kücük bir tabloyu seyretmekle meşguldü. Ben, tereddüd içinde, ne yapacağımi düşünerek, hâlâ avni hareketsizlikle bekliyordum. Yusuf Haddad geriye döndü, seyretmekle meşgul olduğu tabloyu bana eîile işaret etti. Uzaktan bakınca, bulanık, müphem bir kadın başı gördüm. Fakat, yaklaştı ğım vakit, annemin, çok güzel bir çerçe* veye geçirilmiş bir portresile karşılaştım. Hayretten ve heyecandan rengim sol«f muştu. (Arkası var).

Bu sayıdan diğer sayfalar: