27 Mart 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

27 Mart 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CDMHlJh.li fc/1 27 Mart 1938 ( Şehîr ve MemSoket Haberleri Tarihî roman: 45 Yazan: M. TURHAN TAN Ankara Borsası Başvekilimizin, açılış gü nünde söyliyeceği nutka heyet gönderilmesine Suçlu, dünkü sorguda Sehere adalî varlığının bütün kuvvetile bağlan ehemmiyet veriliyor karar verdiler herşeyi itiraf etti mıştı. Onun saçlarının ipek ağında bir uskumru, îstanbul kambiyo esham ve tahvilât Perşembe günü Fatıhde ağır bir yara Yumurta ihracatçılarımız, aralarında borsası komiseri İhsan Rifatla kambiyo bir toplantı yaparak Ankaraya bir heyet şubesi müdürü Hasan Tahsin, menkul lama vak'ası olmuş, Muzaffer isminde göndermeğe karar vermişlerdir. bir kefal, hatta bir bamsi gibi çırpınmak istiyordu.. 23 yaşlarında bir genc, dostunun kocası Zorba Nakilci aşık! Kaptanı yaralıyan Yumurta ihracatı genc tevkif ediîdi Tüccarlar, Ankaraya bir Siyasî icmal Fransanın para derdi ransada buhranlar birbirini ta kib ediyor. Haricî meseleler ve Fransiz yurdunun ve müstem lekelerinin emniyeti, dahilî hareket ve cereyanlar birbirine kanştığından içinden şa veya bu partinin yahud siyasî zümren:n kendi başına başaramıyacağı gayet karışık vaziyeller doğurmuştur. Bütün milleti temsil ve umum partilerf ihtiva edecek millî bir kabinenin teşekkülüne ise gene partizanlık düşünceleri mâni olmaktadır. Sol partiler millî kabinenin esas pro gramı halk cephesinin daha ziyade sosyahstliğe ve bir derece komünistliğe te mayül eden içtimaî umdelerini ihtiva eylemesini istiyorlar. Sağ partiler ise kapi talistlik ve sermayedarlık rejiminin sağ l.ımlaşmasmı temin edecek büsbütün yeni bir programın millî kabineye rehber ol masmda ayak diriyorlar. Haricî politikada dahi gerek iki taraf arasında, gerek her tarafm kendi içinde fikir ıttihadı yoktur. Meselâ komünistler ve ayni zamanda sağların bir kısmı îspanya işlerine Fransanın bilfiil müdahalesini tervic ediyor lar. Sosyalistler ise ademi müdahale pohtikasında sabitkadem bulunuyorlar. Sağ partiler İtalya ile anlaşmağa taraftar bulundukları halde sosyalistler ve komünistler, kendilerine can düşmanı bildikleri faşist İtalya ile anlaşmağı ve iş birliği yapmağı hatırlarına bile getirmemekte : d rler. Sosyalistler bir taraftan komünistlerle haricî meselelerde bir fikirde bulunma dıkları halde dahilî meselelerde sol sayılan radikal sosyalistlere de itimad etmi yorlar. Radikal sosyalistlerin hükumeti Şotan kabinesi iş başmda bulunduğu zaman Fransanın fevkalâde müdafaa ma sarifini memleketin iktısadî bünyesini sarsmamak ve istihsali artırmak için ko münistlerle sosyalistlerin ve bahusus beş milyon azası bulunan amele sendikaları konfederasyonunun büyük kazancı olan içtimaî kanunlan bir derece hükümsüz bırakmak şartile fevkalâde salâhiyet istediği zaman sosyalistler isyan etmişlerdi. Yeni kabineyi sosyalistler kurduklan zaman radikal sosyalistlerin Şotan ve emsali mühim adamları kenarda kalmağı tercih etmişlerdi. Sosvalistler de fevkalâde salâhiyet istiyeceklerdi. Lâkin radi kal sosyalistler kabinesi zamanındaki müsaid şerait ve bahusus sermaye sahiblerinin devlet jstikrazlarına ve eshamına yeni paralar 'vatYrmağa itimadları artık kalmamıştı. Binaenaleyh istikrazlar ak dederek müdafaaya aid fevkalâde masraflan kanatmak ve daha sonra bu istikrazları tediye için memleketin iktısadî bünyesini müteessir etmeksizm tedbirler almak imkânı kalmamıştır. Neticede Başvekil Blum Fransa devlet bankasından hükumetin almağa salâhiyettar bulunduğu on beş milyar frangı yirmi milyara çıkarmak ve istikraz suretile sermayesi vazedilecek olan fevkalâde müdafaa masarifi veznesine de fran kı tevzine mahsus sermayeden; guya hasıl olan kârından diyerek dört milyar frank ayırmak istemiştir. Halbuki parayı tevzin sermayesi ha kikatte kâr etmeyip bilâkis zarar etmişti. Meb'usan meclısindeki ekseriyet iki ka nun lâyihası şeklinde kabinenin istediği paralan mevcud evrakı nakdıyenin çoğaltılmasından başka birşey olmadığı halde tasvib etmişti. Lâkin âyan yani buradaki radikal sosyalist ekseriyeti müdafaa veznesine aid lâyihayı reddetmiştir. Şotan'ın radikal sosyalist kabinesine fp\kalâde salâhiyet vermek istemiyen sosyalistlerin lideri Blum'un kabinesine de kendisinin istediği para oyunu salâhiye :ui vermekten radikal sosyalistlik imtina etmiş oluyorlar. Bu şerait içinde yeni kab:nenin faydalı iş görmesine imkân yok tur Halbuki haricî meseleler ve müda faa işleri hükumetin Umumî Harbde bile tesadüf etmediği derecede büyük daha birçok vazifeleri deruhde eylemesini icab etmektedir. Bu işi ise ancak millî birlik hükumeti yapabilecektir. Bunun teşekkülüne bile yukarıda izah ettiğimiz sebeblerden şimdilik imkân görülmemektcdir. Maahaza Bîum âyanın kararı karşısmda serfüru etmiş ve bu karan meb'usan meclisine de kabul ettirmiştir. Lâkin hakikatte buhran devam ermektedir. nü ve özünü yakan bu ışığı bir nefesle sondürebileceğini daima düşünürdü. Bu, olgunluğuna hayran olduğu o erkek gü zelliğini mühimsememek değildi. Belki bozunun güzelliğe de galib ve mütegallib olacağma inanmaktan ileri gelen bir gurur eserıydı. Ayak takımının, baldırı çıplakların, ın'deyi mabud ve yatağı mihrab ta nıyan ahkâksız hocalann, her bakımdan tedenni ve tereddi eden saraylıların ru hunu iyi kavramaktan, yumrukla balta nra bu kütleler üzerinde nasıl müessir o lacağını ihata etmekten ileri gelen bu guırr işte aşk sahnesinde de Nakilciyi ağır başh yapıyordu. Bununla beraber kendini mes'ud görüyordu. Eskilerin erkek ve dişi güzelliğine örnek gösterdıkleri Züleyha ile Yusufu mezcederek, birleştirerek kendı yüreğine sokmuş olduğunu tevehhüm edip sezilmiyen bir istiğrak içinde ömür geçiriyordu. Başçuhadar Ömer Ağanm ağızdan yolladığı haber, onun böyle mağrur bir bahtiyarhkla ve yansı plâtonik, yarısı sokratik çifte bir aşkm heyecanından do ğan mağşuş bir neş'e ile yaşadığı sırada geldi. Saraydan kılığmı değiştirerek çık nıiş ve kimseye görünmeden Nakilbend deki zorbalar karargâhına gelmiş olan uşak, küçük dağlann hâliki olduğunu hissettire ettire köşesinde kurulan Nakilci nin kulağına eğilip başçuhadarın ricasmı fısıldarken o, çatkm kaşlan altında belli belirsiz gülümsiyen gÖzlerile Gülhaneli Hüseyni sanyor, dudaksız alınmış buse lerin hazzını damarlanna geçiriyordu. UAşk bu kaba adamı adeta inceleştir şağın sözü bitince şöyle bir kımıldadı: Yann dedi, gemi oradan kalka mişti. Kara Süleymanm denizde boğul duğunu duyduktan sonra onda Sehere c;.ktır. Şevketlu Hünkâr üzülmesin! karşı derin bir merhamet de başlamıştı. Uşak, el öpüp ayrıldıktan sonra meseKocasını öldürdüğü kadına dulluk acısı leyi Hüseyne anlattı: tattırmamak istiyordu. Fakat bu emel, ge Saraylılar, dedi, çok korkak şeyler. ne mağrur bir düşünce ile birlikte doğ Ellerine fırsat geçerse aslan kesiliyorlar, nıuş bulunuyordu. Sehere, bir gül kay boyuna adam kesiyorlar. Bu, aslan posbetmişse bir gülbün, hatta bir gülşen ka tuna bürünen sırtlan yiğitliğidir. Bir hamzandığını ve bir çevre düşürmü'şse top top leyle postun bir yanmı yırttın mı sırtlanın lâhur şalları elde ettiğini anlatarak ve derisi görünür, o yigitlik de sönüp gider. Kara Süleymanın bir sıfır, bir hiç oldu İşte ben bunu bildiğim için sırtlanın asğuna, yeni bulacağı erkeğin de herşeyi bulan görünmesine meydan vermek istemıIunduğuna onu inandırarak evlenme tekyorum. Lâkin bu kadar korkaklığı da hoş lif etmeği tasarlıyordu. bulmuyorum. Bir Padişah, bir frenk geSehere talihsiz kocasmın akıbetini he misinden ürker mi, ürkmeli mi?.. îğren İnüz haber vermiş değildi. Yalnız kırıcı, dım doğrusu. [incitici, hırpalayıcı durumunu bırakarak Hüseyin sordu: [azamî derecede nazik davranarak dullu Siz ne yapacaksınız şimdi? Uundan bihaber, kapatma yaşamakla mü Bana yakışanı!.. [kedder olan kadını memnun etmeğe çalıİki saat sonra Yeniçeri kabadayılan şıyordu. Münasib bir zamanda hem felâ i/in en ileri gelenlerinden biri olan Sar L keti, hem saadeti bir kısa cümle ile ha hoş Mustafa, Nakilciden uzun uzun e fber verecek, ve «ev yıkıldı ise konak, tav mirler alıyordu, Beşiktaş sarayı önündeki şan öldü ise aslan var!..» diyecekti. geminin uzaklaştınlması için ne yapılmaBunu hemen yapmaması Gülhaneli sı lâzım geleceğini öğreniyordu. NakılcıHüseyin yüzündendi. Çünkü o delikan nin emirleri gülüncdü. Fakat Sarhoş lâkaİ:ya da yüreğinde bir taht kurmuştu. Genc bını taşıyan adaşı onun boş konuşmıya adamın anadan doğduğu gibi temiz bu cağına iman taşıdığmdan her sözünü delunduğunu sezdikten sonra o devrin bü rin bir dikkatle dinliyordu. Söz bitince tün kabadayılarında, bir kısım yobazla iki omuzdaş vedalaşta ve sarhoş Ocaklı, rında ve birçok şairlerinde yaşıyan zihni Hüseynin sunduğu yarım kiloluk şarab yete uyarak kendini «hak âşıkı» mevkii kadehini boşaltarak yüklendiği vazifeyi ne koyduğundan güzel yüzlü ve güzel görmeğe gitti. sesli delikanlı hakkında artık kötü bir fiBaşta lkinci Mahmud olmak üzere bükir beslemiyordu. Fakat ışığı kirletme tün mabeyinciler, Nakilci Ağanın frenk mekle beraber ışıktan küstah bir ısrarla, gemisine ne yapacağını veya yaptıracağıhayata mal olabilecek bir inadla ayrıla m merak ettiklerinden denize nazır odamıyan pervaneler gibi o da Hüseyinden u lara yayılmışlardı, ay ışığı altında gemiyi zak kalamıyordu. seyrediyorlardı. Kadmlar, uşaklar, ha Gururunu, kuvvetine güvenini Hüseyin nemağalan Ocağa başvurulduğunu bil îçin de feda etmiyordu. Ona bakarken mediklerinden bu heyecanlı temaşaya işgüneşle yüzleştiğini sezdiği, gözlerine ka tirak etmemişlerdi. Yalnız Başçuhadar, maşma ve yüreğine derce derece müte rikâbdar, hazinedar, silâhdar gibi Padi zayid bir yanma geldiğini gördüğü hal şahm en yakmları ve bizzat Hünkâr kade titremezdi, sarsılmazdı, hatta yüzün i ardından gemiyi gözetliyorlardı. (Arfcast rar) deki korkunç ekşiliği bırakmazdı. Gözü Başçuhadar Ağa gene dudak büktü ve tmmıyarak huzurdan çıktı. Onda Ocağm kudretine karşı itnanımsı bir kanaat vardı. Padişaha da bu kanaati aşılamak sure tiie saray ve Ocak geçimsizliğinin önüne geçmek, iki tarafı uzlaştırmak istiyordu ve bunu efendisine karşı bir sadakat borcu sayıyordu. O sebeble hemen Nakilciye haber yolladı, Padişahı uykusuz bırakan frenk gemisi hakkında bir tedbir alınmasmı rica etti. » Ünlü zorba o sırada aşkın en yüksek tademesinde bulunuyordu, tatlı ve tabir caizse istiğrak verici bir göz karartısı icinde ömrünün mes'ud bir devresini yaşıyordu. Sehere, adalî varlığının bütün kuvvetile bağlanmışh. Gerçekten güzel olan bu kadınm saçlanr.a baktıkça ağa düşmek bilmez bir baline gururile kâbar.yor, kabarıyor ve sonra o kumral ipekten şebekede bir uskumru, bir kefal, hatta bir hamsi hüviyetine bürünüp tatlı tatlı çırpanmak, her kıvranışta o zarif ağa biraz daha sarılarak kıvranmak ihtiyacı tıa kapılıyordu. Her tuzağı, her kapanı iıracak kadar kendinde kuvvet bulduğu için böyle bir ihtiyac sezmekten neş'e alıyordu. Bu sarhoş düşünceye benzer gü lünc dilekler, kadının gözlerine baktıkça, yürüyüşünü seyrettikçe, konuşuşunu dinledikçe de onda belirirdi. Meselâ Sehe rin gözlerini değil, bakışmı ve gözbebeklerindeki ışığı öpmek isterdi. Endamını seyrederken de bizzat ziya, yahud geceden bir parça olup o endamı sarmak hırsma kapılırdı. Çünkü kollarile Seheri kucaklamaktan doymazdı, doyamazdı. kıymetler şubesi müdürü Hakkı ve bütün nıemurlar, bu sabahki trenle Ankaraya hsreket edeceklerdir. Ayni trenle borsa medisi azaları, İstanul borsasının 18 accntası ve Acenta memurları da beraber gideceklerdir. Perşembe akşamına kadar cereyan edecek muamelâtı tedvir etmek üzere şehrimizde iki memur bırakılmıştır. Fakat İ?tanbul borsası yann sabahtan itibaren fi:en kapanmış addedıliyor. Çünkü, acentalar Ankaraya gittiklerinden borsada nıuamele yapılmasına imkân yoktur. Esasen borsa salonu da tamamen tahliye edılmiş vaziyettedir. Yeni Ankara menkul kıymetler ve kambiyo borsa'i 1 nisan cuma günü bizzat Başvekil Celâl Bayar tarafmdan acılacaktır. Bu açılış için büyük bir merasim programı hazırlanmi'hr. Başveki lımizin borsa salonunda söyliyeceği nutk* büvük bir ehemmiyet veriliyor MÜTEFERRFK Denizbank müdür muavinleri Almanyaya gittiler Denizbank Umum müdür muavinlerinden fen muavini Harun ve Bankacılık kısmı muavini Tahir Kevkeb, Al manyaya gitmişlerdir. Müdür muavin • leri Almanyada Denizbank hesabma yapılmakta olan vapurlarm inşaatını tetkik edecek, yeni sipariş edilen frigorifik tesisatlı üç vapur üzerinde meşgul olacaklardır. Halid Şazi ihtifali Türkiyede Dişçi mektebini kuran doktor Halid Şazinin ölümünün 16 ncı yıldönümü münasebetile dün aksam Etibba Odasmda bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda bir dakika sükut edildikten sonra bâni doktor hakkında sözler söyReis sordu: lenmiş, havatı ve hatıralan amlmıstır. « Bir senedenberi îşsiz olduğun halMerasim geç vakte kadar devam et d<* ne ile geçiniyordun?» miştir. Motörlü taîryare mektebinde Suçlu cevab verdi: « Babam geçen ağustosta öldü. Baçalışmalar na iki bin altı yüz lira miras bıraktı. Bu Ankaradaki motörlü tayyare mekte para ile geçiniyordum.» binde talim yapmakta olan Türkkusu Muzaffer, bu itirafı müteakıb tevkif talebeleri çok kısa bir zaman içinde edilnmtir. tayyare kullanabilecek bir meleke kazanmışlardır. ADUYEDE Bunlardan Alâeddin Sakar, Muzaffer Sel, Hikmet Yay, Abdurrahman Türk Üç mahkum Üsküdar hapisakuşu, Saib*Gökçe, îbrahim Güreli, Sanesinden kaçmak istedi havet Yılmaztürk, Engin Sağlam yal Dün, üç mahkum, Üsküdar hapisanenız başlarına tayyarelerle uçmuşlardır. Talim görmekte olan diŞer on beş gen sinden kaçmak istemişler, firare mu olamadan yakalanmışlardır. cin de yakında yalnız olarak uçacakları vaffak Müddeiumumilik, bu mahkumlar hak anlaşılıyor. kında tahkikata başlamıştır. 53 yaşlarında Mevlud kaptanı müteac'did yerlerinden ağır surette bıçakla yarala mışh. Dün Sultanahmed birinci sulh cezada yapılan açık sorguda Muzaffer suçunu tamamen itiraf etmiş ve vak'ayı şöyle anldtmıştır: « Nimetle beş senedenberi tanışıyorum. Birbirimize yakınız. Her zaman evine gider, gelirdim. Bir aralık aile arasında bu yüzden dedikodular başladı. Mevludun kardeşi Turhan Nimetle ar kadaşhğımı biliyordu. Nimet kocasmın ihtiyarhğından şikâyet ediyor, bu hayattan hiç memnun olmadığını söylüyordu. Fatihdeki yeni eve kaptanın işte olduğu zamanlar gider ve geceleri kalırdım. Perşembe günü tekrar gitmiştim. Ben, Nimet ve ev sahibi yukanya çıktık. Sokak üstündeki odada oturduk. Tam bu sırada ev sahibi Mevlud kaptanın sokaktan geçtiğini görmüş... Nimetle ev sahibi, saklanmamı söylediler. Ben de halâya saklandım. Nimet kapıyı açtıktan sonra yukarı çıktı. Mevlud da doğruca ev sahibinin odasına girdi. Ben kapı arasından dışansını tamamen görüyor ve söylenenleri işitiyordum. Mevlud odaya girer girmez ev sahibi Talât, benim evde olduğumu söyledi. Bunun üzerine Mevlud ev sahibini polise gönderdi. Mevlud da sokak kapısını sürgüliyerek paltosunu çıkardı. Ben hücum ıhtimaline karşı tabancamı hazırlamıştım. Bu sırada Mevludun elinde bir bıçak gördüm. Kurtulmak için kaçmak istedim. Halâdan fırladım. Mevludu elinde bı çakla karşımda gördüm. Derhal saldır dım. Bıçağı aldım. Bundan ötesini hatırlamıyorum. Bir aralık Mevludun yere düstüğünü gördüm.» Toplantıda yumurtacılığımızın son zamanlarda düşmüs olduğu vaziyet, yumurta ihracatımızın 10,5 milyon liradan 600 bm liralık bir miktara düşüşü, bugün çok nıahdud olan ihracatı bile karşıhyacak yumurtanm İstanbula gelmemekte oluşu, köylünün yumurtacılığm bu vaziyete düşmesinden dolayı tavukları yok pahasına elden çıkanşı ve yumurtlıyan ta\"uklann mütemadiyen kesildıği mevzuu bahsol muş ve bunun sebebleri araştırılmıştır. Yumurta ihrac tacirlerinin bundan iki sene evvel Ispanyaya ihrac ettikleri yumurtaların bedelini alamamaları dolayısile sermayelerini kaybetmelerinin bu vaziyet'T tahaddüsüne sebeb olduğu anlaşıl mıştır. Ankaraya gitmesi takarrür eden heyet, bılhassa Başbakan Celâl Bavardan bir mülâkat rica edecek ve ayrıca îktısad Vekilimizle de görüşecektir. Bu arada, Cumhuriyet Merkez Bankası umum müc'iirile temas edilecektir. Öğrendiğimize göre, heyet, Başveki limizden tspanyamn yumurtalanmızın 400,000 lira tutan bedelini iki senedenberi vermemesine rağmen Cumhuriyet Merkez Bankasında 437,800 lira tutan îspanya blokajından kendilerine istihkaklarının kredi namı altında verilmesine il timas edilmesini istiyecektir. ŞEHİRÎŞLERÎ Temizlik işleri memurları arasında nakiller Beyoğlu Belediyesi Temizlik işi me muru Feridun Sarıyere. Sarıyer temizlik işi memuru Hüsameddin Üsküdara, Üsküdar temizlik işi memuru Cabir de Bevogluna naklolunmuşlardır. Belediye memurlarına yardım sandığının senelik içtimaı Belediye memurlarına yardım sandığının senelik kongresi dün Sehir Mec lisi salonunda toplanmıştır. Son bir' sene zarfında yapılan muavenet mîktarı on dört bin liradır. Ölen memurlarm ailesine üç maaş ve memurlardan birinin yakın akrabası öldüğü takdirde de bir maaş nisbetinde para verilmektedir. Sandığm eski reisi Nurinin valüiğe nakli üzerine riyasete muhasebeci Ke mal secilmiştir. Dahiliye Vekâletinden istenen talimat ÎNHİSARhARDA Afyon müstahsillerine verilecek paranın tevziatı Uyuşturucu Maddeler İnhisan, 1934 ten e\'velki senelere aid olup da müstahsil tarafmdan satışm yüzde otuzu na iştirak ettirilmek üzere verilmiş olan afyonlarm şimdiye kadar iki senelik taksitle verilmiş olan yüzde elli kıymetinin mütebaki kısmını 1 nisan cuma çününden itibaren tevzîe başlıyacaktır. Tasrada tevziat Ziraat Bankası şubele rince 3Tapılacaktır. Belediye. Kasablar cemivetile müş tereken çalısmak üzere hazırlıklar yapmaktadır. Belediyenin Kasablar cemi vetile iştiraki, cemiyetin bu husus+aki ihtisasmdan istifade etmek icindir. DaZehirlenerek mi öldü? hilive Vekâletinden bazı talimat istenTaksimde bir inşaat yerinde çalışan mistir. Cevab alınır alınmaz çalışmalara Vartan, evvelki akşam yemek yedikten biraz sonra sancılar içinde kıvTanmağa Bebek îstinye yolımun başlamış ve arkadaslarınm yardımile Emirgân kısmı Sürp Agob hastanesine kaldırılmıştır. Bebek İstinve sahil yolunun Emir Vartan dün sabah kaldırıldiğı hastanede ölmüştür. Ölüm hâdisesinin bir ze [ kısmı iskele önünden itibaren arka hirlenme reticesi vukua ^eldiei anlasıl taraftan acılması kararlasmış ve istîkamet h^ritası da buna göre tan^im edil. Cesed Morga kaldırılmıştır. Tii'ti. Bu kı c ı m üzerinde tadUât yanı Şişhane faciasmın larak yolun önden geçiriime'i muvs^k »örülmü^tür. Haritada icab eden tadilât mubakemesi Şishane faciasmm muhakemesine ' T T < îrin^eki radTaksi dün Ağırcezada devam edilmi^tir. Sirket vekili, dün vaotığı müdafaada. kesif raDorunu kabul etmedi&ini sövleTaksi otomnbrierindeki radvolann miş. veniden kesif vapılmasını i^+emis ba^an kazalsrda âmil oldu^u gö'önüne tir. Heveti hâkirpe bu ta^ebi re(^pdP r ek aiinmıs ve Beledivece bunlaım kaldı lma'Ta karar verilmistir. Taksi sa karar icin muhakemeyi başka bir güne hiblerine avrıca tebliçat yarjılmı^tır. talik etmistir. Topkapı Fıkaraperver cemiyetine yapılan yardım Topkapı Fıkaraperver cemiyeti, mu hitinde bulunan yoksullara. muhtacı muavenet mekteb talebelerine sefkat elini daima uzatmakta, himaye edilmesi lâzım gelen aileTere bile muavenette bulunmaktadır. Bu muhitte bulunan yoksul yavrulara yardım icin emekli General Salâhaddin Adilm kızı Süedanın teşvikile dün Dam Dösiyon lisesi muallim ve talebeîerinden mürekkeb bir gTup, cemiveti zivaret etmislerdir. Dam Dösiyon talebeleri. kendi ellerile ördükleri ve hazırladıkları elbise ve yünlü giyecekleri yirmiden fazla yoksul yavruya daŞıtmı^lar ve sureti mahsusada yaptırdıkları sandöviç ve pas taiarı da&ıtmışlardır. Dam Dösiyon talebelerinin bu hare keti muhitte büvük bir memnuniyetle karsılanmıştır. Diğer mekteblerimizin de bu hayır cemiyetine yardım işleri şayani arzudur. İstanbul Barosunun senelik toplantısı Yeşilay genclik teşkilâtmın içtimaı Muharrem Feyzi TOGAY HALKEVLERtNDE Konferans Profesör Hilmi Ziya salı günü saat 6,30 da Beyoğlu Halkevinde (Türk felsefesi) mevzulu bir konferans vere cektir. 40 bin kadın çorabı damgalandı tçtimadan bir görünüş Yeşilay genclik teşkilâtı mensubları, lınmıştır. dün öğleden sonra Halkevinde bir topHaber aldığımıza göre, 2 nisanda toplantı yapmışlardır. Toplantıda, nizam lanacak olan umumî Yeşilay kongresinnamede bazı tadilât yapılması kabul e de, nakil vasıtalarını idare edenlerin iş dilmiş ve genclik teşkilâtı mensubları haricinde de alkol kullanmalarının menm çoğaltılması ve teşvik işine ehem nedilmesi için, hükumet nezdinde bir tejniyetle devam edilmesi karar altına a şebbüste bulunulacaktır. tstanbul Ticaret ve Sanayi Odası, kadm çorablarınm standardı hakkmdaki nizamnamenin mer'iyet mevkiine gir mesinden evvel imal edilmiş çorablarm damgalanması işini bitirmistir. Oda, sanavi şubesi bu suretle dört gün içinde 40.000 kadm çorabını damgalamıştır. Damgasız çorab kalıp kalmadığı yann • dan itibaren kontrol edilecektir, Dünkü içtimadan bir görünüş îstanbul Barosu azaları, 937 senesine aid malî raporu dinlemek ve nizamname mucibince her sene yeniden intihabı icab eden beş idare heyeti azasmı seç mek için dün öğleden sonra saat 14,30 da Ağırceza mahkemesi salonunda toplanmışlardır. Bu toplantıda ekseriyet mevcud olduğundan evvelâ, 937 senesi malî raporu okunmuş ve tasvib ve kabul edilmiştir. Müteakiben reis Hasan Hayri, eski hesab müfettişlerinin ipkasmı teklif et miş, bu teklif de kabul edilmiştir. Reyle yapılan seçim sonunda yeni idare heyeti azalıklarma Necati Yalım, Muharrem Nail, Galib Taş, Bahir ve Sami intihab edilerek toplantıya niha yet verilmiştir. Cumhuriyet Abone şeralti Nüshası 5 kuruştur Türkiye Haric icin icin Senelik 1400 Kr. 2700 Kf. Altı aylık 750 » 1450 » Üc avlık 400 > 800 » Bir aylık 150 » Yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: