26 Temmuz 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

26 Temmuz 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* K KM muz 1924 Hazinenin yeri “Byfadaki resme bakın!— Amerikayı zaptettik- M & Surani denilen oyada lı'Pl'n!:u derili adamlara a- 4 , e yağma edildi. Bura- im, “Ymetli mücevherlerden v" sanemler talâncıları zen- İ klenilmeyen servet, isti- M n hırslarımı tahrik et ücey ha V(îl c;ı berisir.de küçik — küçük * merikanm taharriyata , Secmeden, bütün kıt'a, baş tarandı. ulıvm mütebaki mabet- uğradı... Bu ve diğer Wi, © bağlı olarak, Amerika; tliğma uğradı, Garpta- l_ervcllcrîn Ük mengşei, iş ! ::“'Yın: yağmalardır. Bu ge Föret hareketini bilhassa, İ ; *İ isminde bir canavar ser- tediyordu. Azlan Porte- herlerin tadı damak- | B İ'(llıxıı;'.ı. Hemen, grup| | | '; , * Antuffel kendi elile bin! ) A TüDeieiE amdan fazla öldürmüş” Yetindeki adam'arın kılıç- Tdiği insanlar ise hadsiz izdı, ü İ' tlar ona, “beyaz yam- 'Ye isim takmışlardı. Onun g hıdı:_y"ek' çocuklarını kor- , "fel'den nefret edilmesine "hvlı, onun, başka kârlı h. “tsmavıp mabetlere mu- sıydi. K? Yamyam, nerede kızılla i w—ı::ıddhımin mevcudi- bi alsa, oraya doğru a- , Jerliler, binayı boş bıra- h Sitdeki mukaddes emanet Tıtlardı... kını habersizce yapa-| bas —.“'herleri yakalayamaz- 2 Yamyam,,, işte ozaman, ıığl!:ı gösterirdi. Kırmızı " Yakalar: Bi y 'emleri nerede sakladı- k"ini söyleyin... - diye taz k rdu. Am, Fittikin ibadethane- dce eder, söylediğimiz gi ” 'klhçlın geçirirdi... Üa Mdtuffel, bütün ömrünü geçirdi. Fakat, kızıllar Kİ da kendine pek müt- vi dü"hınedindi: Şatki... ç:;:ı Fihikin ibadethane- , i_ilıı biri olan Şatki, ken l"'in imukaddes taşlarını arm ellerinden kaçırarak , kalmamış, aynı za- _:_nıuff.n. uzaktan uzağa “$. Onun ne tarafa doğru g n:“âüıî önceden haber Üt " larmı sıyanete uğ- * “beyaz yamyam,, n ©, Yemişti... y yanma, hizmetkârlık Unuyormuş gibi | ç::î:den çektiği hançeri, j m kalbine saplamış- lîı I'.Yhmıı!lı: A ::' dint vazifemi yapı- dan ik, irkdaşlarım, senin n kalacaklardır... ' ı“"'uııııılığ'ıııı, bü- . Ha YA #ecaat örneği ola- 'lh.::l'“krîmiı’m saklan- * kad terkedilmiştir... Ben, w Üzerimize terettüp < *t yaptım... Biliyorum, so- hini idi, En büyük din| | | f .k."e onun hücumunu ha-| bu suikast üzerine en zalimane bir tarzda öldürüleceğim; fakat gam yemem... Hakikaten de, iki tarafın iki mühim elebaşısı öldü... Fakat, düş manlık ve takibat, ortadan kalk- madı! Bu sefer, oğulları, birbirlerini| kovalamağa koyuldular... Kırmızı derili adamlar, ılüııyıı yüzünde, evvelden milyonlarca i-| ken, sonraları, ancak binlerce sa- yılmağa başladı. Bunlar, heyhat, kılıçtan geçmiş| lerdi. Ancak, kırmızı derili insan-! ların kahraman din reisinin oğlu| Hinto, üzerine terettüp eden va- zifeyi unutmuyordu... “Beyaz yamyam,, ın oğlu An- frenin takibatından, mukaddes e-| manetleri saklıyordu. Eğer bunlar,| ilelebet bir yere muhbafaza edile- cek ve hiç ortaya çıkarılmayacak taşlar olsaydı, mesele basitti! Hıl; buki, muayyen dini günlerde orta- ya çıkarılmaları ve yüzlerce, bin- lerce kırmızı derili insana göste- rilmeleri icabediyordu. İşte, bu cihet müşküldü. Çünkü hâlâ dere beyi gibi yaşayan “beyaz yam- yam,,ın oğlu Andre, babasının ananesini takip ediyordu. Bu me- rasimden istifade ederek, mukad- des mücevherlerin nereden çıka- rılıp nereye saklandığını gözetli- yordu. İşte gene böyle bir dini mera- simi müteakıp, Andre, babasının can düşmanının oğlu Hintoyu ya- kalattı. Onu, gene kendi — sadık yerlilerine tutturarak, çiftliğinin avlusuna getirtmişti. Yere yıktırttı. Yedi sırımlı kur- şün uçlu kamcı ile dövdürtmeğe, kendi de şu sözleri söylemeğe baş ladı: — Bana bak, Hinto... Eğer su- allerime cevap vermezsen, halin berbattır! Seni ne zamandır takip ediyorum... Fakat, bir türlü mü- cevherlerle beraber ele geçiremi- yorum... Bunların yerini ancak sen biliyorsun... Ancak, büyük bir | | meharetle saklıyorsun... Dini bay- ramlarm arifesinde ve ferdasın- da, nerelere gittiğini tesbite mu - vaffak oldum... Sazlı gölün kena- rındaki kayalara iniyorsun... Ora- daki taşlar arasında bir şeyler ya- pıyorsun... Herhalde mücevherle - rin saklandığı yer orasıdır... Ger - çi, kıymetli emanetler - üzerinde- dir sanarak, seni tutturdum, bir şey zuhur etmedi... Civarı araştır- dım... Gene de yok... Lâkin, her- halde, seni şimdi oraya götürece- ğim... Eğer mücevherleri çıkart - mazsan en müthiş işkencelerle ge- bereceksin... Bu yediğin kamçılar hiç kalacak... Haydi bakalım... Bu uzun tehdit nutku esnasın- da, Hinto, boyuna kamçıları — yi- yordu. Yerde kıvrım kıvrım - kıv - ranıyordu. Nihayet: — Söyliyeceğim... Yerini ken - dim göstereceğim... -dedi.- Haydi, sazlı gölün sahiline gidelim... Hinto, sazlı gölün içinde, bo- ğazına kadar kenara daldı... Bir taş kovuğunun içine elini soktu... Oradan, üç mücevher çıkardı. — İşte... Andre, fena halde kızdı... — Koskoca mabedin — mücev- herleri bundan mı ibarettir?... İm-| kânı yok... Hinto, ağlamağa başladı: (Devamrı 12 inci sayıfada) (Hatice Süreyya) Sovyet Rusya yolunda | Türk sporcuları Güreşçilerimiz, futbol ve denizcileri- miz bugün Rusyaya hareket ettiler Güreşcilermizden bir grup Güreşçiler, futbolcular ve de-! nizcilerden mürcekkep sporcu ka- filemiz bugün Sovyet Rusya yo - lundalar,. Gçen seneki seyahate çok ben- | ziyen bu seneki seyahatte, ıılet—1 lerin yerine yüzücülerimiz içıîrılı( etmişlerdir. Güreş takımımız en kuvvetli| bir şekilde şu kadro ile gitmekte- | dir. Çoban Mehmet, Adnan, Muz- tafa, Ahmet Saim, Abbas, Mus - tafa, Yüzme kadromuz da budur. Naili, Orhan, Suat, Cihat, Ahmet, Mehti Beylerle Leylâ ve Cavidan Hanımlar, Futbola gelince; bir çok im- kânsızlıklardan dolayı, bu takı- mımız oldukça zayıf teşkil edil - miştir, Giden oyuncular şunlardır: Avni, Necdet, Rıdvan, Yaşar, Muzaffer, Esat, Fikret, Mehmt Âli, Şeref, Feyzi, Nuri İzmirden Sait, Ankaradan Bilâl, Süleyma- niyeden Bülent, Ali İstanbulspor dan Sami, Reşat, Hasan. Sporcularımız, Sovyet Rusya- nın muhtelif büyük şehirlerinde bir çok temaslar yapacaklardır. Geçen seneki seyahatte, en çok muvaffakıyet kazanan güreşçile- rimiz olmuştu.. | zancımız, genç — sporcularımızın Bdti RİOAA AM Bu sene de, gene bu şubemizin çok mükemmel muvaffakıyetlerle döneceğini ümit ediyoruz. Yüzücülerimiz, ilk defa bir| seyahate ve aşağı yukarı beynel-| milel denecek bir temas yapacak larından kendilerinden, büyük bir şey beklememek lâzımdır. Bu sene de gene yegâne — ka- tecrübe ve kendilerinden iyi yüzü | cüler görmeleri olacaktır. Futbolculardansa, — her halde geçen seneki neticelerden fazla bir şey yapacaklarını ümit etme- mek, sukutu hayale uğramamak için daha doğru olur.. Sporcularımızın, dost Sovyet- ler kelinden — muvaffakıyetlerle dönmesini temenni ediyoruz: 010 ,4 Yolunuz ve taliiniz açık olsun çocuklar diyoruz.. Vakıt yüzme müsabakası VAKIT bher yıl yaptığı yüzme müsabakalarından birisini de 10 A | nasıl bir bilgi gustos Cuma günü Modada yapa P| caktır. Geçen sene bu ıııüııbıkı-1 lara (250) denizci iştirak etmişti. Bu rağbeti gören refikimiz bu se- ne bu müsabakaların daha cazip Atletizm sormamaın Bursalı atletler şehrimizde Bursaya ilk defa atletizm için gittiğimiz zaman orada — uzun müddet rüyamızda bile göremiye- ceğimiz mükemmel bir saha karşılaşmıştık. ile Tabiatin Bursaya bahşettiği bu stat şöyle bir yardıma mazhar | olsa eşine tesadüfe imkân yoktur, Avrupanın en güzel sahalarına taş çıkartacak bir kıymette olan bu stadı kendi haline terketmek, onun çökmesini görmemek, gör- memiş olmak için en güzel tedbir- dir. Stadyomun — tabil mükemmeli- yetine mukabil o zaman orada henüz nasıl koşulması lâzımgeldi- ğini bilene tesadüf etmek bir | hayli güçtü.. Hem müsabakaları kazandık, hem de nasıl koşulması, bu - işe ile çalışılması lâ- zım olduğunu ayak üzeri anlat- mıştık. Bir sene sonra Bursalı atletleri biraz daha hazır ve eskiye naza- ran daha olgun bulduk., Bursalı- lar bizden aldıkları hızla Balıke- sirle temasa geldiler, Fenerbah- çeyi sahalarına çağırdılar, hatta bir Türk'- > birinciliklerine davet edilmedikleri halde kalkıp geldi- ler.. Bugün Bursa atletizm kadrosu iptidatliğin verdiği ilk merhaleyi aşmış, memleket atletizm — varlı- ğı içinde Tâyık olduğu mevkie yükselmiş bir haldedir. Biz birkaç sene Bursaya yalnız atletizmi an- latmıya gitmiştik; şimdi onlar bizimle müsabaka yapmıya geli- yorlar.. Otuz liraya mal olan ilk seya- hatin bugün olmuş bir hale gelen gayelerini tatmakla bahtiyarlık duyuyoruz.. Gönül arzu ederdi ki diğer şehirlerimizde de ilk a - dım hep bu suretle atılmış ve ni- hayet şehirlerimiz arasında atle- tizm hareketleri de başlamış bu - lunmalıydı.. Bugün şehrimize gelen Bursa- h atletler, yarın Taksim stadında klüplerinin renkleri icin değil yalnız varlıkları için müsabaka yapacaklar; kazansalar da, kay- betseler de maksatlarına varmış ve zevkli olmasını temin için güzel| olacaklardır.. bir program hazırlamıştır. Vefa-Kumkapı klübünün iki tebliği Vefa - dundan: Vefa - Kumkapı İdman yurtla- rimın eski şekline avdet edeceğ hakkında, kimin tarafından ve rildiği henüz anlaşılamıyan, Ana: dolu ajansının 22/7/934 tarihin- | deki neşriyatı hilâfı lıı!:ikıuiri Ayrılık hiçbir zaman mevzuu ba his değildir. Ortada baz: #por şu belerinde h”sıl olan idari zaafın izalesi ve bu spor şubelerinin d ferdi spor şubeleri gibi feyizl neticeler verebilmesi için idarr Kumkapı İdman Yur] *wt heyetinin bu hususta bazı k” lar ittihaz etmesinden muğber o- lan, klüp dahilinde aza arasında. tefrika ikamı sakim bir âdet ha | line getirzn, verilen. cezalardar.| mütenebbih olmıyam bazı zevatır tasniatından başka bir şey yok - tur. İdare heyeti bu gibi hallerir bir daha meydana gelmemesi i- çin esaslı tedbir ve kararlar itti | haz etmiştir. Vefa - Kumkapı dundan: İdman Yur- Görülen lüzum üzerine klüpte ömer Besim GöreenalareKeaanasanan aN SLEreni öaeameEmAmEl NnN yazılı bütün azanın kayıtlarının yenileştirilmesine — başlanacak - tır. Kayıt muamelesi evvelâ cem'i sporlardan başlıyacak ve her şu- benin kaydı 15 gün müddetle de- vam edecektir. Bu müddet zar- fında müracaat etmiyenlerin klüp le alâkaları kesileseğinden klüp- te yazılı ftubolcuların altışar fo- toğraf ve nüfus — hüviyetleriyle beraber klüp idare heyetine mü- racaatları tebliğ olunur, Bilvası- ta müracaatlar şayanı kabul de - ğildir. Müracaat saatleri: 1 Ağustos 934 tarihinden — itibaren pazar, salı günleri altıdan sonra, cuma günü 12 ye kadardır

Bu sayıdan diğer sayfalar: