25 Mart 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

25 Mart 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

! İ k | t | Ismet Inönü Afyon anıtını açtı Ve söylediği mühim bir nutukta dünya durumu karşısında Türk düşüncesini anlattı : on karahisar İsmet İnönü, Afyon Zafer anıtını içlıktan sonra haritasını koyduğu- © muz Afyon — Karakuyu hattını da Dün Afyonkarahisarında Za - fer âbidesinin açılış resmi büyük tezahürle kutlulanmış ve âbideyi bizzat Başvekil açmıştır. Bütün Afyon halkımın ye ciyar kasaba ve köylerden bir çoklarının iştirak ettiği bu merasimde Başvekilimiz çok mühim bir nutuk söylemiştir. Anadolu Ajansı tarafından ve- rilen bu nutku aynen alıyoruzt “ — Aziz vatandaşlar, önünde toplandığımız ant özel manalı yüksek bir belgedir. Bununla be- raber büyük Türk ulusunun bir lâhzaskendisini toplıyarakdüşün- mesini dilerdim Karermıdali tim. sal, her hangi bir harbin zaferin ebediyetâ götürmekten daha yük- sek ehemmiyeti haizdir. Bu, bir askeri zsferin neticesinden başka bir şey ifade eder. Bu Türk kurtu- Tusunun hakiki remzidir. Türk kurtuluşu büyük ulusu - muz aleyhinde her huduttan ko- ca birdünyanın hücumuna karşı Türk mileltiyle ilgisini kaybetmis ve harici müstevlilerle beraber ol muş bir idareye karşı, Türk mille. tinin fikirlerini kalın duvarlar içinde hapseden Kurunüvusta zin- danlarıma karşı istiklâl sonucu o- larak tahakkuk etmiştir. Milletin asırlar süren iztırapları burada durmuş, harici âlemin bitip tü - >kenmez zulüm ve istilâları Ko- .catepeyi aşarak Afyon ovasına in- - diğimiz gündenberi devrilip yekrl. Türklerin, Afyon ovasma in - mek hamleleri Ergenekon efsane- sini 20 inci asırda tahakkuk etti- ren hakiki bir tezahürdür. Vütandaşlar, kurtuluş, Türk milletinin kendi eseridir. Türk milletinin kendi bağrında yetiştir. diği en büyük evlâdmn etrafm- da yekpare olarak başardığı bir varlık mücadelesidir. Türk mille- tinin istikbalde uğrıyacağı tehli - keler karşısında nasıl hareket et- mesi gerektiğini öğreten bir teörii- be haznesidir. Dünyanın ufukları yeniden çok bulutlu olmustur. Bu karanlıklar içinde hiç olmazsa bu nesil hayatı için barış ve iyi geçim ümidi cıka- cak mı? Bunu yakm günlerde gö- rebeğiz. Yeni Türkiye, döğduğu gündenberi milletlerin barışı içir çalıştı. Dün kahramanca vuruştu Bu milletlerle bucün yakm ve sa mimi dostluklar kurdu. Bu örnek dünyanm diğer höi- gelerinde çok görülmüyor. Bu- günkü arsrulusal kaygular bize açmak üzere hareket etti, bemen yakından temas etmez. Fa- kat insanlığın düşünüş ve geçim tarzma yakın zamanda yeni bir istikamet bulunmazsa insanlığın talihi yaman olacaktır. Şimdi, Türk milletinin iradesi- ni bir daha söylemek için bu top- lantıdan istifade etmek isterim Milletler arasmda emniyet, her millet için ve umumi sulh için müşterek ve ameli olmalıdır. Mümkün olduğu kadar geniş ölçüde ve mümkün olduğu kadar geniş saha için barış ve gü- venlik tedbirleri bulmağa çalışa- rm Voleen hiti. bis sahayı var- gına maruz bırakıp birkaç parça evi kurtarmağa çalışmak boş hir hülyadır. Eğer bu insan! ideallerimize rağmen bu geniş Türk vatanı ye- niden bir tehlikeye uğrarsa, Türk istilâsınm ilk günlerinde olduğu gibi vatan müdafaasmı kadm ve çocuk bütün millete ait bir vazife olarak kabul edeceğiz. Bütün mil- let Başbuğ Atatürkün etrafında yekpare olarak onun emrinde ve onun zafer yolunda hareket ede- ceğiz, Edecek miyiz? Cevap veriniz. Bütün dünya çınlasm. Ben de size cevap vereyim. “Yeni tehlikelere karsı dâ muhakkak muzaffer ola- cağız. Büyük bir milletin kendi kudretinden ve kendi fedakârlı. gından emin olması onun Srsrulu sal âlemde faydalı olması için fe. yizli bir kaynaktır, Türkler anıtır. önünden Türk milletinin müdafa. ası için bütün varlıklarını feda et. mek aşkını yüreklerinde tazeliye- rek geçeceklerdir.,; Nutuk bütün Afyonda muhte- lif yerlere yerleştirilen hoparlör ler vasıtasiyle bütün halk tarafın dan dinlenmiş ve merâsimden sonra büyük tezahürat yapılmış. tır. İsmet İnönü nutkunu bitirdik ten sovra vilâyete gitmiş ve orada biraz istirahat sderek asri mezar- liğın ve milli mücadele senelerin- de şehit düşen Baha ve Cemal is- mitwle iki kahraman tayyarecimiz içir yapılan anıtın da açılış mera- siminde bulunmuştur. Bundan sonra şehirde bir ge- zinti yapılmış ve gece Halk parti- si salonunda büyük bir ziyafet ve- rilmiştir. Başvekilimiz bugün Af- yon — Karakuyu hattının açılış merasiminde hazır bulunmak üze- re Karakuyuya hareket etmiştir. Ayazağa çiftliği yanında o Galata postanesi veznedarı Hüseyin o Hüsnüyü öldürmekten suçlu (Abdullah ile Yunır! sun muhakemelerine dün sabah başlan) dığını, istintak kararnamesinde o ölüm! cezasına çarptırılmaları o istenen bu iki suçlunun mahkemede neler söyledikleri ni dünkü sayımızda ilk olarak Obütün tafsilâtile vermiştik. Yunus O dinlendik- ten sonra üçüncü suçlu Mükâfat ayağa kaldırılmış, ne diyeceği (o sorulmuştur. - Mükâfat diyor ki: Mükâfat demiştir ki: — Tabanca bana ölen okocamdan miras kaldı. Onu satıp (çocuklarıma # yakkabı alacaktım ve bu o maksatla Ab dullaha verdim. Benim verdiğim taban ca ile bir cinayet işlendiğini haber alım ca korktum. Tabancayı o helâya attım. Abdullah, nişanlım bulunan ahçı Mehr medin dükkünmda garsonluk eder, buna röukabil de evde yatıp kalkardı. * Öğle paydosündan sonra Mükâfatın sorgusundan sonra celse öğle paydosu münasebetile tatil edilmiş, saat iki buçukta ikinci celse açılmıştır. Öğleden sonra adliye koridorları daha fazla kalabalıklaşmıştı. Kadın, erkek bir çok kimseler adliyenin büyük kapısı & nünüde, içerden çıkacak suçluları gör mek için birikmişlerdi. İkinci celse açılmca reis, her Üç suç Tuya bazı sorgularda bulunmuştur. başi tir dale la çağırdın mı? — Hayır, o gece ilk defa geldi. — Yunusun o gece bir tuzak kurdu ğunua delâlet etmez mi? — Hayır. Evvelce lokantada, gazino da falan buluşurduk. Bir defa da evde ziyafet çekip hatırım hoş edeyim dedim, — Anahtarları ne için tren yoluna)” nı almaymca başka bir maksat anlaşılır diye attım. — Veznedarın kızı ile söylüyorsun. Kızm annesine bahsettin mi? — Hayır. Fakat gizli, gizli sevişir, evlenme plânları kurar, pazartesi ve cur martesi günleri öğle zamanı Saray sine masma matineye virterdik. * Evvelce tuzak kurulmak istenmişti Bundan sonra davacı (vekilleri iki noktaya işaret etmişlerdir: Abdullahın vakadan 20 gün evvel Hüseyin Hüsnü ye müracaatla boş evine bir erkekle bir kadın müşteri bulduğunu, fakat Ovezn& darın evi başka birine kiralamış bulun duğunu, bulunan yeni kiracıların Mükâ- fatla Mehmet olabileceklerini ve tuzağın daha © zaman kurulmak istendiğini söy» lemişlerdir. seviştiğini bundan > Veznedarın kızı ne diyor? Şahitler çağrılmış, ilk olarak vezne darın kızı Hüsniye — dinlenmiştir. Kız çağrılınca, Abdullah gözlerini (kapıya çevirmiştir. Esmerce ufak, telek bir tip te olan Hüsniye şunları söylemiştir? — 330 doğumluyum. Eyüplüyüm. Kız lisesinde 11 inci sınıf edebiyat kolu talebesiyim. Suçlulardan yalnız Abdulla” hı tanırım. — Aranızda herhangi bir alâka var mıdır? — Abdullah babamı üstüste üç defa iftara davet etti. Bunu o babamdan işit tim. Babam cok sakin, çok uslu yaşayan bir adamdı. Hemen her aksam saat se kizde dairesinden evine (dönerdi. Ay başlarında hesan devri icin biraz pecik- mesi icap etse derhal haber vollardı. O gece onda iftardan dönecekti. Bire ex“ dar merak içinde bekledik. Sonra akra bamızdan Riza ve amcam Zeki ile arat” tik. Geç vakit yanlarında Abdullah ve ahçı Mehmet olduğu halde geldiler. Ab! dullah, babamı iftardan sonra tramvay istasyonuna kadar götürdüğünü, orada sakallı bir adamla görüştüklerini söyle di, — Bu Abdullah ortaya bir iddia at tı, Senin ismin ve şahsın etrafında! de diklerine bakılırsa aranızda gizli bir alâ ka, bir evlenme plânı kurulmuş? — — Kat'iyyen aslı yoktur. — Baban böyle bir tekliften bahset ti mi? — Hayır. Zaten babam amcama sor madan hareket etmez, En ufak işini bile ona danışır. Böyle bir teklif (o yapsaydı ailece duyardık. * Saray sinemasına gitmedik — Sonra gene iddia ediyor. Siz Sar ray sinemasına gitmişsiniz? — Rüya görmüş olacak. Biz sinema” ya dayısadem Rıza ile ve kız (kardeşle rimizle beraber giderir. Ben Abdullah evimize geldiği zaman bile yalnız kak mazdım. Değil ki beraber gezip tozacır Hız. Buna imkân yok? — Riza ile nişanlı mısınız? — Onunla da nişanlanmış falan de gilim. O daha mektepte talebe hem ben- den daha genç. — Abdullah ne vesile (ile evinize gelip giderdi. — Kolordu muhasibi o Şükrü baba- mın dayısıdır. O vesile İle tanışılmıştır. Görüsüyorduk. meselesi hakkında ne (diyeceğin! sor” muştur. Abdullah: , — İsbat ederim Sarav O sinemasına rimiğimizi hai o Beveğlu ve Beyazıt taraflarında gerdiğimizi. — Nasıl isnat edersin? — Şahitlerle.. * İsbat edemez! Hüsniye başımı kaldıratak şu ceva" b: vermiştir: — İspat edemez. Çünkü aslı ve esası yoktur, İkinci olarak doktor Zeki (dinlene miştir. Zeki vaka gecesi ağabevisini na #l aradığımı bürfin tafeilârile anlattıktan sonra sorulan swallerden birine şu ceva” bı vermiştir; — Vaka gecesinin ertesi günü. Galata postahanesi yanındaki sokakta Abdulla” hın yanında gördüğüm kacak adamlar dan biri #övle gri, kül renkli esvaplı idi. Buradaki Yunus © zamanki ebinesie| boyca, Posca o adama benzerdi. o Pakat Maçkada bir otomo- | bil nasıl parçalandı? Tramvayın garaja çekilmesi söylendiyse de sonradan... Evvelki gün Maçkada bir tram- vayla bir otomobil çarpışmış, oto- mobil parça parça olmuştur. Şoför Mustafa kazayı şöyle an- latıyor: — Talimhaneden aldığım bir müşteriyi Maçkaya götürdüm. 92 numaralı tramvay direğinin ya- nında indirdim. Arabaya henüz binmiş ve direksiyonu elime al- mıştım ki arkamdan yıldırım süra- tile gelen bir tramvay hızla çarptı. Yeni Buik marka arabam parça, parça oldu. Tramvayın numarası 170 dir. Vatman Hayrullah kul- lanıyormuş. Kazadan sonra nok- öldürenlerin muhakemesi Adliyenin önü bile katilleri | görmek istiyenlerle doldu Dün öğleden sonra veznedarın kızı ile kardeşi doktor Zeki ve zabıta memurları dinlendiler “ine eğmis olarak Galata vostanesi mer” 25 MART — 1938 2 7 uykusuzdum. Mütaessirdim. Tam teşhiş yapamadım. Şimdi de kat'i bir şey diye” mem. » z Doktor Zeki reddediyor ” Doktor Zeki yeğeni Hüaniye ile Ab dullabın alâkası otrafında da demiştir © kiz — Ağabeyim, bana en ehemmiyetsiz. © şeyden bile bahsederdi. (Eğer ortada böyle bir şey olsaydı söylerdi. Hüsniye sabahleyin mektebine giden, akşamlayın evine dönen uslu bir kızdır. Esasen Ab dullahın söylediği sinema acansları mek tepteki ders saatlerine tevafük ediyor. © Bir kimse ayni zamanda iki omekânds bulunamaz. Şunu da sözüme katayım ki ailemizde bir delikanlı hayatımı o kurtar” madan bir aile kurmaya elverişli o sayıf maz. * Hüseyinle nişanlı değilim! şİ Üçüncü şahit olarak Mülkiye mek © tebi birinci amrf © talebesinden Eğinli Mebmet Rıza dinlenmiştir. 18 yaşında bulunduğunu Hüsnünün 4 dayısı Şükrünün oğlu olduğunu söyl € yen Rıza Hüsniye ile o Abdullahm ali kası hakkında demiştir ki? # — Abdullahın Hüsniyeyi babasmdan < fi istediğini duymadım ve onunla o gerip - tozduğunu da görmedim. o Hüsniye ile ne nişan ne evlenise dir aramızda bir şey konusulmuş değildir. Dördüneli sahit ahçı Mehmed de; — Ahdn'lakı polis arıyordu. Karde i divenlerini İnerken görmüş, getirdi. Pe Tise teslim ettik. » # Şoför Mustafa söylüyor “hk Beşinci şahit şoför Mustafa da de miştir ki: — Bunları götürdüm. oAyazağada | a indiler, Parayı Yunus ödedi. Ben dönüş İk bekliyeyim dedim. Abdullah o otobüsle döneceğiz dedi, Beni savdı. Veznedaf bekletin dedi ise de ötekiler (beni sav- makta ısrar ettiler. Otomobilde avcılık” 2 ii tan bahsederek bol, bol sülüşüyorlardı. * Komiser Alişan ve Şükrü dinlendik” * ten sonra Üçüncü komiser Rıza ile emnk “A, vet ikinci şube müdür meavini Sabri ile diğer bazı sahitlerin (getirilmesine ve |, muhakemenin 30 nisan perşembe günü ü saat on dörde yrakılmasma karar ve” rilmis, suclular salondan © erkamlarak o” #nmobille tevkifhaneye o götürülmüşlere dir. . ta memuruna haber verdim. İki| polis geldi. Yolun sağ tarafıma |' Elmadağ, sol tarafına Nişantaş ka- |. rakolu karışıyormuş. Vakaya el koymadılar. Nişantaş karakoluna |, gittim. Bir müddet oturduktan 809 ra beni bıraktılar. Gece de, hurda” |, has olan arabamı oradan kaldir-., dım. Kazadan sonra vaka yerine gelen tramvay şirketi müfettişleri: i — Bu tramvay çalışamaz, gara-| ja çekilsin. dedilerse de tramvay akşama kadar işledi. Tramvay şir i ketinden zarar ve ziyanımı iste” ln, dim. Keşif yapılacak.

Bu sayıdan diğer sayfalar: