7 Mart 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

7 Mart 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir masal Deve bir çayırda otluyordu. Yerde bir karmca gördü. Mini mini işçi hay. van kendisinden birkaç misli büyük bir buğday tanesini yuvasına sürükle meğe çalışıyordu. Deve: —— Sana baktıkça hayret ediyorum karınca, dedi, Ben senden milyon defa büyük olduğum halde iki çuval yük al- tımda sıkmtı çekerken sen nasıl olu. yor da kendinden on misli ağır bir yü kü götürebiliyorsun ? tün yazılarınızda çiçekleri sevdiğimi Karınca istihfafla söylendi: söylüyorsunuz. Mücevherleri sevdiğimi — Budala! Sen başkaları için çalı- | de yazsanıza... gıyorsun; halbuki ben.. — Fransız karikatürü — Hastalık Göz doktoru, hastasına sordu: — İlâçlar iyi geldi mi? Gözlerinizin önünde gördüğünüz siyah noktaları gene görüyor musunuz? — İlâçlar pek Iyi gelmedi doktor. Maama.ıh siyah noktaları şimdi gayet vazıih olarak görüyorum. Her zamandeğli — Yahu, senin otomobil çok gürültü yaptyor. Her zaman böyle midir? — Hayır, her zaman değil. Yalnız motör çalıştığı zamanlar., Sinema yildızı (gazeteciye) — Bü. — Nedir bu kâğıtlar? — Riırtasiyocilik yapılmamasını e- mir için bir tamim hazırlıyoruz. — İtalyan karikatürü — Sürpriz — Doğumunun yıldönümü — dolayı- sile dün akşam karıma büyük bir sürp riz yaptım. Yarım kilo fondan hediye ettim . — Yarım kilo fondan mr? Buna bü- yük bir sürpriz mi diyorsun? — Evet. Çünkü o bir kürk manto hedive edeceğimi santyordu. Tan ASAVAINMÜZA mlamasılar! Bo eserle, Haber gazetesi neşriyatmım her bir! 250 sayfadan eksik ol- mayan 10 büyük cildi tamamlanmış ve 1i incisine başlanmış bulunuyor. Bu eserler, “Güzel Prenses,, müstesna olmak üzere, meşhur macera roman- €ısı Mişel Zevako tarafımdan yazılmış vc aslından dilimize çevrilmiştir. Yal- nız Haber gazetesi içinde forma halin 1e verilmekle toplanan bu eserlerin matbaamızda kitap şeklinde mevcudu yoktar, Bundan sonra çıkacaklar da kitap halinde çıkarılmıyacaktır. Oku | veularımız bu formaları toplar!ersa kitap piyasasında mevcudu bulunma yan bir koleksiyon yapmış olacaklar- dır, gibi yalan söy Şimdiki İngiltere kralımım babazı beşinci Core gençliğinde, veliaht iken, bahriye zabiti idi ve uzun müddet bir barp gemisinde staj görmüştü. Bir gün gemi süvarisi prensten, geminin bu- lunduğu mevkili hesap etmesini iste. mişti. Prens hemen kamarasına — ka- pandı ve uzun uzadıya hesap ettikten Bonra neticeyi bir kâğıda yazıp süva- riye götürdü. pronse: — Lütfen, dedi, kaskotinizi çıkarı. nız, Prens emri yerine getirmekle be- raber, hayretle sordu: — Niçin efendim ? — Çünkü hesaplarınıza göre biz gimdi Londrada Vestminster kilisesi « nin içinde bulunuyor. Kilisede ise şap ka ile durulmaz! Karı koca kavga ediyorlardı ve kavga, bayanın aldığı tuvalet eşyası yüzünden cıkmıştı. Erkek hiddetle söy kndi: — Başmın üstüne koyduğun o l. mon ,kabuğundan da beter geye nasıl gapka adı veriyorsun bilmem. Ona ver- diğin paraya yazık değil mi? Kadın mukabele etti: — Şapkanın altında duran o biçim. siz geye nasıl kafa adı veriyorsun bil. mem. Onun üstüne koymak için gapka parası vermen yazık değil mi? Küstahlık Genç kıza lâf attı: — Ne kadar güzelsiniz küçük ba- yani Genç kız alay etti: — Sizin için aynı şeyi söylemiyece. ğime mütecssifim! Delikanlı kızdı: — O halde siz de nazik olun benim Bir daha ormana gitmiveceğiz İ Wi I FORMULUM İNSAN? ME, Süvari kâğıda göyle bir bakı ONU ESİR EBER.VE İN SANLARI MESUT EDFmaz Çitler boyunca uçuşan kuşlariylç, mavimtırak nâmütenahiliğinde yüzen bafif beyaz bulutlariyle ve içinde son- bahar kokuları ve ürpermeleri çalka- nan temiz havadaki altın huzmelerin güzel dolaşmasiyle bu 1744 senesi teştinievvel ayınım ışiklı ve berrak ikindisi, semanım bir bayramı gib'ydi. Ermitajdan — Versoy'a - mütevazi kulübelerden muhteşem taşlı binalara - giden yosunlu ve yapraklı yoldan, diz- ginlerin? sinirli ve çevik atının nazına terkeden bir süvari geliyordu . Şapkası kabadayıca bir şekilde Ka- dogan'ına yan konmuş, ince kılter hay- vanın sağrısmda sallanan, çehresin - de kaygısız bir cür'et ifadesi okunan, dudaklarımda muziplik, gözlerinde ateş parlıyan bu fidan boylu — zarif ve çok genç - ancak yirmi yaşlarında - erkek, kızararak yaprakların üzerinden ipekli mavi uluklara doğru inen güne- şe, sonbaharım güzelliğini giymiş olan ormana ,yoldan geçen kıza, şarkı mırıl- danan köylüye, kendi ketdine, hayata, hülyalarına gülümsiyordu. Öntnde, bin adım kadar ilerisinde slinde bastonu bulunan bir âdam yü- rüyondu . Bu adamın üstü başı yırtık ve toz içindeydi. Meçhul bir yerden - şüphe- #iz çok uzaktan geliyor, sabahtanberi yürüyordu ve belki de korkunç bir mukadderata doğru gidiyordu ; .rinden tutarlarken, o da: "Bir Ş, “Bu FORMÜL DÜN' YA HEM MESUT B l Va SEN iİYİ BiİR DELİK! IN VE MVR!'IAM SÜNAL YA Y Gölün yanında, adam birdenbire İ du.. Gözlerinin önürkle, ormanın ağtü ” sız bir yerinide, barikulâde bir. Geki & içinde, bir güzellik ve letafet sı vardı: e N Geoçbixhı..&ıfııhüh'ıâh-—:j Ç ce, zarif, kıvrak, ahenktar, gül ve S# tenli, bol, dumanlı saçlar.. Pemibe 4 elbisesi içinde tasvir edilemiyecek F, dar güzel bir kız.. En dahi ressamifi — Tinden çıkmış canlı bir tablo.. ai leri karma karışık bir halde ctrafft 4 mış olan ve kuşlar gibi crvıldaşai v kadar küçük kıza doğru eğilmiş h;’f ziyette gülüyor ve onlara şöyle ' du; ü ğ — AÂh! Yaramazlar. Gene ı”’î ) ve dans istiyorsunuz?. — Evet, evet... Jan, sevgili ğ j Bir şarkı daha!, göt — Pekâlâ! İşte sırf sizin İ bestelediğim bir şarkı ö Ve küçük kızlar biribirlerinin * mans gitm'yeceğiz,, mısraryla 'a bir şarkr tutturdu ve bu FM"; ber, küçük kızlar küçük gölün ç da dönmeye başladılar. ğ Uzaktan, yosunlu ve yıpı'lkı’yd,ı M kaygısız genç süvari gellyo":ı’ff Birdenbite, şarkılar sustü, vi Jar dudaklarda dondu. B Üstü başı tozlu yolcu ağır VE Çugi adımlarla onlara yoklaşmış VE a B

Bu sayıdan diğer sayfalar: